10 Nisan 2015
Sayı: KB 2015/14

Taksim rüzgarından kaçanlar!
Taksim 1 Mayısı'nı bekleyenlere...
Ne seçim, ne meclis; çözüm örgütlü mücadelede!
Avukatlar: Baronun anlaşmasını tanımıyoruz!
“Haklarımızı ve kazanımlarımızı koruyacağız!”
Faşist saldırılara karşı emekçilerin öfkesini örgütlü hale getirelim!
Emekçiler onurlarına sahip çıktı!
Ölü gözünden yaş beklemek ve GMİS Genel Kurulu
Genel kurula koltuk kavgaları damga vurdu
Soma davasını kırılma noktası yapmak... - T. Kor
AKP’den sermayeye istihdam
Taşeron İşçiliğe Karşı Mücadele Kurultayı gerçekleşti
Taşeron İşçilerinin Birliği için ileri!
“İŞGAL: 60 Uzun Gün”
Metal grevinin ardından...
DİSK/TEKSTİL ve işçi satıcılarının it dalaşı - B. Seyit
Yeni bir döneme doğru
Sisi'nin Mısır'ı: Körfez'in parasıyla emperyalizme bekçilik
Yemen saldırısı ve Ortadoğu'da nüfuz mücadeleleri
İran, ABD ve Kral Selman'ın yaveri
Paskalya yürüyüşleri, emperyalist savaşlara ve faşizme öfke
İÜ öğrencileri Mahmut Ak'ı tanımıyor!
Hasan Ferit davasında 6 çeteci serbest
Çiçeğine karnaval düzenlenen portakalın dallarında ceset açıyor
1 Mayıs’ta alanlara!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Taksim 1 Mayısı'nı bekleyenlere...

 

Nice dövüş gördük ama özlemimiz bitmedi. Nice kavga barikatının ardında sloganlara eşlik eden taşlar uçuştu da bitmedi savaş. Elbette direnişten zafere ulaşmak için yürünecek yol atılacak taş mesafesinden uzun. Zira hala inen şalter, işgal bayrağını yükselten fabrikalarımız bir elin parmak sayısı. Ancak beş parmağın sıkılı hali de yetiyor yumruğu indirmeye, direnişi sürdürmeye.

Çağ bizim!

Daha ne isteriz haklı kavganın gerçekçiliği için. Gerçek ile düş çoktan yer değiştirmiş, insanı, hayvanı, doğayı yani en dolaysızından yaşamı yok edenler varsayılırken 'mutlak gerçek' diye biz çoktan hayal gücünü temsil eder olduk. Kalkmıyor işte çocuk düşlü sabırsızların barikatı. Hani gerçeğiniz... Zamanı ileri sarıyoruz beklemiyoruz olağan seyri. Hadi durdursunlar bizi! Varsa yolu, varsa bunu başarabilecek zırhlısı gelsin meydana. Ancak onlar da bilir ki kurşun geçirmez zırhlı akrep de Efe'lerin ismini çalıp adaletin kavgasını bugün veren çağın efelerinin karşısına basınçlı suyla çıkan TOMA da yetmez buna. Herhangi bir eylemin herhangi bir barikatının ateşi bir gün söner lakin yarın yine yakılacağı bilinmez mi? Evinden üçlü koltuk atan Ayşe ananın evlatları borçludur kavgayı ve yeni barikatı. O üçlü koltuğun yerini köşedeki esnafın verdiği kitaplık almayacak mı sanılır. Bitemez bu yol zulmün örsü ile. Postallı darbeleri yetmedi işte daha ne kadar yürüyebilirler lacivert üniformalıları üstümüze. Biz hiç teslim olmamışken bunun için gaz bombası namlusu doğrultmakla darağacını göstermek arasındaki fark ne ola ki.

Hazırlanın dostlar,
sınıfın kavgasıyla geliyoruz!

Geliyoruz. Yok tarih vermeyeceğiz. Ama ilan ediyoruz; 31 Mayıs sabahı beklemedikleri gibi, 10 Şubat'ta Greif fabrikalarında beklemedikleri gibi geleceğiz... Yine geleceğiz. Ve artık yol açıldı yine fabrikalardan geliyoruz. Barikatları yakmaya geliyoruz. Adımızı sorana Alaattin deyin, Tuna deyin, Habip, Hatice deyin. Yıllardır parmaklarımızı pres makinelerinde kaybederek Alaattin gibi bilendik, geliyoruz. Ümit gibi Mutlu Akü grevinin deneyimi ile geliyoruz. Hatice'nin çalıştığı tekstil fabrikalarından işçi yoldaşlarla geliyoruz. Habip gibi çelikten sınıf neferleriyle geliyoruz.

Ve bugün sınıfın yeni kavga şiarı olan Greif İşgali'nin iziyle geliyoruz. Artık sınıfın kalbinde bir çiziktir Greif'in 60 günlük işgali. O yara kapanmayacak. Sızısı zafer türküsü söylenene kadar kalacak. Orada başaramamanın anısı ile kanı damlayacak. Hadımköy'de tek başına isyan bayrağı çeken o kale unutulmayacak. Nasıl ki geçen yıl Greif işgalcileriyle omuz omuza Taksim 1 Mayısı için sokaklar aynı gurur ve onurla dövüşte paylaşıldıysa bu yıl da kaldığımız yerden devam diyeceğiz.

1 Mayıs'ın barikatlarına gidiyoruz. Bu gurur bizim. Tüm dünyanın önünde sınıfın bayrağını taşıyoruz var mı ötesi. Dört bir yanda kavga gününü sahte 'şölen'lere çevirenlere (sınıfı ücretli köleyken neyin kutlaması demeden eğlenenlere) inat biz barikattayız işte.

Yüz yılların kavga maratonu bu topraklarda sürüyor. İki sınıfın bitmeyen kavgasında söz barikatlarda şimdi. Düzenin sömürü ve zulüm barikatlarında polis ordusu, işçi sınıfının Taksim yolunda direnişi bir adım ilerisi için büyüttüğü barikatların arasındayız. Saflar net, ayrım belli. Devrim bu barikatlarda işte, birinde direnip diğerine yüklenerek geleceği inşa edeceğiz. Fabrikalardan şalterleri indirip gelemesek de bugün; zorunlu mesaiyi reddedip, yanmaz eldivenleri, gaz maskelerini çalarak alana gelenlere iyi bakın. Zaferi müjdeleyen onlardır. Marşlarımızı yüzyıllık Anadolu türküleriyle buluşturan, nasırlı elin alınteriyle kaynaşmasında anlam kazanan, işçilerin fabrikadaki barikatının 1 Mayıs alanına taşınmasıdır. Greif, bunu yapanların adıdır. Greif fabrikalarından tek bir patrondan burjuvazinin tüm sömürü çarklarını hedef alan öncülerimiz, 1 Mayıs'ta aynı burjuvazinin bekçiliğini üstlenen sermaye devletinin de karşısındaydı. Şimdi her biri sanat eseri pankartlarını yine 1 Mayıs için hazırlıyor. Biz de bileylenerek bekliyoruz kavga gününü.

Her günü kavgaya çeviren/çevirecek işçilere, gençlere, kadınlara ve Kürt halkına 1 Mayıs barikatının umuduyla seslenmek için hissedin içinizdeki umudu. Büyüyor değil mi?

Çakmakları hazırlayın biz geliyoruz...

Ateş soluklu çocuklar olmadan var mı dövüşmek!

Yanacak zırhlı Akrepleri,

Yanacak dün Ayşe ananın evinde, bugün ikinci barikatta duran üçlü koltuk...

Yanan her ateşin yayacağı ısı,

Bizim paylaştığımız düşten daha sıcak olmayacak!

Evet yanacak sokaklar

Yangın yeri dehşeti değil güneşi temsil eder şimdi.

Yangının karası Soma'da, şimdi AVM olan Esenyurt çadırlarındaydı.

Bizim elimizde ateş geleceğin meşalesi...

Yanan barikat, yanan zırhlı ve yanan düzenin tabularıyla doğacak

Yeni dünyanın bebeği...

Sokağa çıktığında duyduğun his

Eşitlik ve özgürlük özlemidir biliriz...

Heyecanı arttıran adrenalinse

Salgılanmasını sağlayan biyoloji değil sınıfsız dünya ideolojisidir!

Taşlar sıkılı yumruk arasında un ufak olacak sanıyorsan bizlesin

Akan kan sende gözyaşı değil çatılı kaşa dönüyorsa hoş geldin

Barikatı ileri taşıyoruz yoldaşlar! Direnişe devam!

Nice gencimiz ardımızda kaldı. Bizse şanslılar kavgadayız hala!

Vurulmadık, düşmedik toprağa ardılları sınıfın bağrından gelen yiğitlerse büyütecek kavgayı...

Sevinmeyin zalimler yenilmedik, direnişteyiz ve birazdan dilimizde türkülerimiz son söz: İleri!

Sabah ayazı ile ürperen isyanın çocuğu sorsanız hep 14'ünde

Şafağı karşılayanların ateş topları ile havai fişek gösterisi başladığında bilin ki kavga yarın yeni silahları üretenlerin değil sadece yüreğiyle sokağa çıkanlarındır!

Okmeydanı'ndan, Lice'den düşenlerimiz için Greif'ten metal fabrikalarına uzanan yolculuğumuzun bir durağı, şanlı kızıl meydanımız Taksim'e geliyoruz...

T.Kor

 
§