11 Ekim 2013
Sayı: KB 2013/40

AKP paketlerinden kölelik dayatmaları ve polis devleti uygulamaları çıktı
AKP’nin ‘demokrasi paketi’...
Haziranları Ekimler’e taşımak için...
Ekim Devrimi’nin 96., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 15. yılında...
İşçi ve emekçi iktidarı için saflara!
Ferit’in katili çürümüş düzendir!
Kadın istihdam paketi, esnek çalışma paketinin parçasıdır!
10. Çalışma Meclisi toplantısı gerçekleşti…
Sendikal harekette neden ve nasıl tasfiye?
Feniş’te mücadele kararlılıkla sürüyor!
“Hakkımızı alana kadar...”
Penti’de direniş bitti!
“Eylemlerimiz devam edecek!”
Ortak olan soruna temelden farklı yaklaşımlar
“Altın Şafak” ve Alman burjuvazisinin ikiyüzlülüğü...
AKP’nin ikiyüzlü mülteci politikası

Gençlik direnişe, 6 Kasım’da alanlara!

Gençlik hakları için direnişte...
Çocuklar şehre geri döndü...
Gezi tutsaklarından BİR-KAR’a...
Burcu Koçlu için eylem!
Zindanda baskılar sürüyor…
BİR-KAR’dan Gezi tutsağına…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Gençlik hakları için direnişte...

 

Üniversitelerin açılmasıyla birlikte eğitim-yaşam sorunlarıyla yüzyüze kalan gençlik mücadeleyi yükseltiyor. Üniversitelerde, kampüslerde farklı gündemler üzerinden eylemler gerçekleştiriyor.

İzmir’de yurt protestosu

Ege Üniversitesi Kredi Yurtlar Kurumu’nda kalan kadın öğrenciler, kurumun internet sitesinden açıklanan yeni düzenleme planlarını 3 Ekim günü protesto etti. Yüzlerce öğrenci kurumun bahçesinde sloganlar eşliğinde yürüyüş yaparak, yurt yönetimine tepkisini dile getirdi.

Ellerinde “KYK düzenlemeleri iptal edilsin” yazılı pankart taşıyan yüzlerce öğrenci, sloganlar eşliğinde kurumun giriş kapısına geldi. Burada oturma eylemi de yapan öğrenciler, yemek fişleriyle eskinin aksine tek bir içecek alabileceklerini, kısıtlamaların kendilerini olumsuz yönde etkilediğini ifade ettiler.

Yurttaki kadın öğrencilerin yapacağı eylemden haberdan olan erkek öğrenciler de eskiden kaldıkları yurdun önüne geldi. Kurumun giriş kapısı dışında duran erkek öğrenciler burada davullar ve sloganlarla arkadaşlarına destek verdi.

Mersin’de yol eylemi

Mersin Kız Yurdu’nda kalan öğrenciler, yurttaki problemleri ve eksiklikleri protesto etmek üzere 3 Ekim günü eylem gerçekleştirdi.

Yurt önünde toplanan kitle, otobüslere ücretsiz bir şekilde binerek kampüs içi yol ücretlendirmesini protesto ettiler. Otobüsten inip, Erkek Öğrenci Yurdu’nun önünde bekleyen diğer öğrencilerle biraraya gelindi. Kampüse doğru sloganlar ve dövizlerle yürüyüş gerçekleştirildi.

Rektörlük önüne kadar gelen öğrenciler yaptıkları basın açıklamasında; Akdeniz Olimpiyatları için yapılan, müsabakalara katılacak olan sporcu ve konuklar için hazırlanan, sonrasında kadın öğrencilere tahsis edilen yurtta, yol sorunundan tutun da yemek ücretlerinin arttırılmasına kadar birçok konudan mağdur olunduğu dile getirildi.

İTÜ’de Kotil’e tepki

İTÜ Münazara ve Hitabet Kulubü’nün (MHK) 7 Ekim günü KSB’de yapacağı etkinliğe THY Genel Müdürü’nü çağırması üzerine İTÜ Forum öğrencileri 75. Yıl Sosyal Merkez Yemekhanesi önünde toplandı. THY işçileri de foruma destek vermek için gelmişlerdi. Bir süre sonra kulübün etkinliği iptal ettiği ve Temel Kotil’in de gelmeyeceği öğrenildi. Üniversite yönetiminin, salonun zarar göreceğini düşünmesi sebebiyle kulüpten etkinliği iptal etmesini istediği belirtildi.

MHK’nin etkinliğini iptal ettiği öğrenildikten sonra yemekhane önünde toplanan öğrenciler, yemekhane içerisinde durumu anlatan konuşmalarını yaparak yürüyüşlerine başladı. Yemekhane çıkışında “Uçacak yerin yok Kotil. THY işçilerinin yanındayız!” ozaliti açan İTÜ Forum, yürüyüşü KSB önünde sonlandırdı.

Burada İTÜ Forum adına bir konuşma yapıldı. Ardından, THY işçileri adına Dilek Karakaş grev sürecini anlatan kısa bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaların ardından İTÜ öğrencileri ve THY işçileri forum yaptılar.

DÜ’de tacize karşı eylem

Dicle Üniversitesi’nde kadın öğrencilerin yurtlar ve fakülte binaları arasındaki yolda sözlü ve fiziki tacize uğramasına karşı 7 Ekim günü eylem yapıldı.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi önünde biraraya gelen öğrenciler Rektörlük Binası’na yürümek istedi.

Polisin yürüyüşü engellemesi üzerine Dicle Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Tuna ile Kredi ve Yurtlar Kurumu Diyarbakır Bölge Müdür Vekili Metin Yılmaz öğrencilerin bulunduğu yere geldi. Tuna ve Yılmaz’ın öğrencilere “çözüm” olarak sunduğu şey ise aydınlatmanın ve polisiye önlemlerin arttırılması oldu.

Öğrenciler daha sonra Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi’ne kadar yürüyerek burada basın açıklaması yaptı.

İÜ’de merdiven boyamak yasak!

İstanbul Üniversitesi’nde 8 Ekim günü yapılan merdiven boyama eylemi öncesi ÖGB’ler merdiven önünde toplanarak kesin talimat olduğunu, boyamaya izin vermeyeceklerini ifade ettiler. Sabah saatlerinde de çantadaki boyaları bahane eden ÖGB’ler öğrencileri üniversiteye almamak için müdahale etti. Fakat hem sabahki tutum hem merdiven boyama sırasındaki saldırı boşa düşürüldü.

Öğrencilerin kararlı duruşu ve araya akademisyen ve idari personelin girmesiyle ÖGB çekilmek zorunda kaldı. Ancak öğrenciler, akademisyenler ve ÖGB arasında uzun süre tartışma ve arbede yaşandı.

ÖGB kovulduktan sonra merdivenler etrafında kurulan zincirle merdiven boyama eylemi tamamlandı.

Eylemin ardından yapılan forumda, geçen haftalarda karara bağlanan ve hayata geçirilemeyen amfi adlarının değiştirilerek Gezi Direnişi’nde katledilenlerin adlarının verilmesi konusu tartışıldı ve bir an önce hayata geçirilmesi üzerine konuşuldu.

Ardından, uzun süren kısır tartışmalar yapıldı. Konuşmalarda sarfedilen tüm sözler ideolojik tartışma ekseninde oldu. Kısa bir süre sonra birkaç kişi arasında kişisel tartışmaya dönen forumda her hafta olduğu gibi örgütlü özneler dışında hemen hiç kimse kalmadı. Saatlerce süren tartışmalara rağmen hiçbir somut sonuç üretilmeden forum bitirildi.

EÜ’de dayanışma kermesi

9 Ekim günü, Gezi Direnişi’nin ardından tutuklanan ve hala Kırıklar F Tipi Cezaevi’nde bulunan Ege Üniversitesi öğrencisi Serdar Gür, Yunus Kızıltaş, Abdullah Yüksel, Ceyhun Dönmez ve İbrahim Kaya için öğrencilerin ve tutsak ailelerinin hazırladıkları yiyeceklerle kermes gerçekleştirildi. Ayrıca Yenikapı Tiyatrosu bir oyun sergiledi, İzmir Müzisyenler Derneği de yaptığı müziklerle kermese destek oldular.

Aynı gün yapılan forumun ana gündemi Gezi tutsağı öğrencilerdi. Forumda konuşan Serdar Gür’ün annesi Nesrin Gür, tutsaklarla dayanışmanın güçsüz olduğunu, bunu büyütmenin gerekli olduğunu vurguladı. Daha sonra yapılan konuşmalarda ise cezaevlerinde yapılan baskı ve işkencelere dikkat çekilmesi gerektiği belirtildi.

Forumda söz alan genç komünistler İstanbul ve Ankara’da Gezi tutuklularının serbest kaldığını belirterek İzmir’de halen 38 kişinin tutsak bulunduğunu, bu nedenle kamuoyu oluşturulmasının acil bir ihtiyaç olduğunu ve bu gündem üzerinden yapılacak önerilerin biran önce somutlanması gerektiğini önemle vurguladılar. Gelen öneriler içerisinden yakın bir zaman içerisinde “bir yürüyüş yapılması ve ardından tutsaklara kart atma” önerisi oylanarak kararlaştırıldı. Bir sonraki forumun 23 Ekim tarihinde yapılması kararı alındı.

DEÜ’de ikinci forum

DEÜ’de ikinci forum 9 Ekim günü Denge Cafe’de yapıldı. Öncekine göre daha iyi bir hazırlık yapılan forum, bu sayede daha geniş katılımla gerçekleşti.

Öncelikle foruma katılan herkes tek tek öneri ve düşüncelerini söyledi. Yoğun tartışmalar sonucunda öneriler oylanarak somutlandı. Bu hafta yurt, Gezi tutsakları, Dokuzçeşmeler Kampüsü’ndeki temizlik sorunu, polisin okula resmi olarak sokulması ve ÖGB’yle birlikte oluşturulmaya çalışılan baskı, 6 Kasım üzerine tartışmalar yürütüldü. Bazı pratik işlerin planlanması için forum sekretaryası oluşturuldu. Daha hızlı iletişime geçme ve sosyal medya ağını etkili kullanma üzerine kararlar alındı. Gezi tutsakları için 29 Ekim’de Kırıklar F Tipi’nde uçurtma ve balon eylemi yapma kararı alındı. Ayrıca, 6 Kasım eylemini de forum üzerinden örgütleme kararı alındı.

Forum, 23 Ekim günü saat 15.30’da tekrar buluşmak üzere sonlandırıldı.

Mersin’de rektör-polis işbirliği

7 Ekim günü, Mersin Kız Yurdu öğrencileri, yurt sorunlarını konuşmak amacıyla yurt kafeteryasında forum düzenlemek isterken engellenip, sivil polis fişlemesine maruz kaldılar.

Yurt kafetaryasında buluşan öğrencileri sivil polis karşıladı. Fotoğraf ve video kaydı yaparak öğrencileri fişlemeye çalışan polislere karşın forum birçok öğrencinin katılımıyla başladı.

Forumun başlamasından birkaç dakika sonra yurt çalışanları ve müdür yardımcısının gelmesiyle baskı arttırıldı.

Yurt öğrencileri, polis baskısını teşhir etmek amacıyla 9 Ekim günü Rektörlük önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Rektörün de tesadüfen orada bulunmasını fırsat bilen öğrenciler rektörü yuhlayarak teşhir ettiler.

Basın açıklamasında, yurtlarda ve üniversitelerde polis istenmediği, her türlü baskıya karşı topyekün mücadelenin sürdürüleceği söylendi. Ayrıca olay akşamı yurtta aniden yaşamını yitiren mühendislik öğrencisi Feride Özayağ’ın ölümünden sorumlu olanların peşinin bırakılmayacağı, en ufak bir ihmalin dahi izinde olunacağı söylendi.

Akşam ise, eylemlere ve foruma katılması nedeniyle idare tarafından fişlenen 12 öğrenci hakkında tutanak tutuldu.

Yine 9 Ekim günü, Çiftlikköy Kampüsü’ndeki Rektörlük Binası önünde bulunan merdivenleri boyamak isteyen öğrenciler, Rektör Yardımcısı Yüksel Özdemir ve ÖGB tarafından engellendi. Gerginlik, Rektör Süha Aydın’ın cama çıkıp öğrencilere hakaret etmesiyle doruğa tırmandı.

Rektör öğrencilere “şerefsizler, her yeri b.k ettiler” diyerek tahammülsüzlüğün sınırlarını zorladı.

ODTÜ toplulukları şantiyeye yürüdü!

ODTÜ’de bulunan öğrenci toplulukları 9 Ekim günü şantiye alanına renkli bir yürüyüş gerçekleştirdiler.

Fizik önünde toplanan öğrenciler burada pankart ve dövizlerini hazırladılar. Buradan başlayan yürüyüş öğrencilerin kullandıkları kafeterya ve yemekhanenin dolaşılması ile devam etti.

Yürüyüşte “Yolu başına yıkmadan vazgeç bu sevdadan” pankartı taşınırken, yurtların önünde bulunan çadırın önünde bir süre bekledikten sonra şantiyeye yürüyüş başladı. Şantiye alanında elden ele taşınan briketlerden duvar örülerek bu yola geçit verilmeyeceği ve onlar için yolun sonu geldiği belirtildi. Burada yol bir süre trafiğe kapatıldı.

 

 

 

 

Yurt eylemleri üzerine...

 

Dönem başında kadın ve erkek yurtlarının ayrılmasının gündeme gelmesi ve pilot uygulama alanı olarak Ege Üniversitesi KYK ve Dokuz Eylül Üniversitesi KYK belirlenmesi, İzmir’de öğrenci gençliğin tepki ve eylemlerine konu oldu.

Okullar açıldığında uygulama hayata geçirilmeye başlandı. Kadın öğrenci yurdu Ege Üniversitesi Kampüsündeki KYK oldu, erkek öğrenciler ise İnciraltı yurduna geçti. Buca’da ise Yesevi ve Tatari yurtları ayrıldı. İnciraltı yurdu Ege Üniversitesi’ne tam iki saatlik uzaklıkta. Otobüs seferleri oldukça seyrek, aynı zamanda kampüs içinde kalırken yol parası derdi olmayan öğrenciler yol parası vermek durumunda kalıyor. Yemek porsiyonlarının küçültülmesi, yurt yemeklerinin iyice kötü olması ve ücretsiz verilen suların da artık paralı hale gelmesi bardağı taşıran son damla oldu. Bütün bu sorunlar karşısında Bornova KYK’da kadın öğrenciler 2 Ekim çarşamba günü eylem yaptı. Eylemde yaklaşık 400 kişi vardı. Aynı gün saat 23.00’te İnciraltı Erkek Yurdu’nda eylemler yapıldı. Erkek ve kadın yurtlarında yapılan forumlardan eylemlerin sonraki gün tekrar yapılması kararı çıktı.

Ertesi gün kadın öğrencilerin yaptığı eylem reformistler tarafından pasifize edilmeye çalışıldı. Gençlik örgütlerinin dar grupçu tutumları ve “eylemi nasıl büyütürüz”den çok kendi grup zihniyetlerine göre yönlendirmeye çalışmaları eylemi sekteye uğrattı. Aynı gün erkek öğrenci yurdunda yapılan forumda Cuma günü kadın öğrenci yurdunu işgal etme kararı alındı. Buna göre çağrı yapıldı. Akşam saat 20.00’de Bornova metro önünde buluşularak kadın yurduna yüründü.

Aynı saatlerde kadın öğrenciler de yürüyüş yapıp yurdun bahçe kapısına geldiler. Bornova’dan gelen öğrenciler de burada buluştu. Alınan kararlar doğrultusunda kapı açılacak, kadın ve erkek öğrenciler birleşecekti. Kapı yurt tarafından açılmadı. Kadın öğrenciler de zorla girilmesini istemedi. Kapı açılmadan forum yapılması söylenerek eylemden önceki kararlar çiğnendi. Bunu kabul etmeyen İnciraltı’ndan gelen erkek öğrenciler kapıyı zorlamak istedi. Kadınlar da dışarıya çıktı. Orada bir forum yapılmaya başlandı. Forumda İnciraltı’dan gelen erkek öğrenciler içeri girilmesini, kadın ve erkeklerin birlikte kalabileceklerini, bunu daha önce de başardıklarını söyleyerek hedefin yurda girilmesi olduğunu söyledi. Dışarıda kaldığını söyleyen, parası olmadığını söyleyen erkek öğrencilerin yurdun onların da yurdu olduğunu vurguladılar. Genç komünistler de forumda söz alarak eğitim giderlerinin sadece yurt giderleri olmadığını, ortada bütünlüklü bir paralı eğitim gerçeği olduğunu vurguladılar. Sermaye düzeninin eğitime bütçe ayırmak yerine savaşa bütçe ayırdığını, yurt kapasitelerinin az olduğunu, kadın ve erkek yurtlarının ayrılmasının politik bir hamle olduğunu anlattılar. Meydanları zapt edenlerin bugün burada da bu yurdu zapt edebileceğini belirttiler. Konuşma kitle tarafından oldukça coşkuyla karşılandı.

Yurda girilmediği koşulda eylemler devamlı pasifize ediliyor, gün geçtikçe de kitlenin sayısı azalıyordu. İnsanlara, yapılan eylemin başlı başına politik bir eylem olduğunu anlatmayanlar, eylemleri kendi dar sınırlarında tutmaya çalıştılar. Nitekim forum devam ederken yurt öğrencileri kapıyı kırıp içeri girdi. Reformist çevreler ise kapı kırıldıktan sonra içeri girmeyip eylemi geri bir zemine çekmeye çalıştılar. Bu tutum üzerinden kitle bölündü. Buna rağmen içeri girildi. Hatta yemekhaneye çıkıldı. İnsiyatifi forumdan beri kaybeden reformistler sürüklenip içeri girdiler. Böyle bir karar olamaz diyerek kitlesinin bir kısmını çekerek geri çekildiler.

Örgütlü insanların “ben yurt öğrencisi olarak konuşuyorum benim kararım değil. Örgütlü bir insan olarak konuşmuyorum. Ama geri çekilmek gerekir” gibi sanki örgütlü kimlik bir elbiseymiş ve yerine göre çıkarılırmış gibi davranması trajikti. Süreç boyunca gençlik örgütleri eylemi ileri çekmek yerine geri çekmeye çalıştılar. Eylemlerin başından beri “Konak’ı işgal etmek”, “dışarıda yürüyüş yapmak” ve hatta “çadır kurmak” gibi söylemlerle eylemi yurtlardan uzaklaştırmaya çalıştılar. Bunlar zaten öğrencileri yurtlardan atarak “sen buranın öznesi değilsin” diyenlerin istediği yaklaşımlardı. Eylemler bir nevi yönsüz hareket ettiriliyor, talepler ve taleplerin kabulü için ne yapılacağı ise netleşmiyordu.

Tüm bu tablo üzerinden yurda girilmesi toparlayıcı bir hamle oldu. İçeri girildi ama bu sefer kitlenin bölünmesi ve devamlı gereksiz tartışmalar yürütülmesi sonucu yaklaşık yarım saat sonra yurttan tekrar çıkıldı. Sonrasında yurda daha güçlü gireriz diyerek eylemden çekilenler, ertesi gün yurda girilmemesini önerdiler ve handikaplarını bir kez daha gösterdiler.

Eylem içerisinde genç komünistler olarak ilk iki gün yer tutma konusunda sıkıntı yaşadık. İçeriden duruma müdahil olamadık. Fakat üçüncü gün gerek forumda gerekse içeri girdiğimizde bir odak olabildik. Eylemleri devamlı ileri taşımaya çalıştık. Sıkıntı yaşadığımız en önemli nokta yurt içerisindeki çalışmamızın zayıflığıydı. Yurt eylemlerinde biraz daha aktif ve sürükleyici olmak için bunun önemi bir kez daha karşımıza çıktı. Bu süreçte devamlı içeridekilerle bağ kurmaya çalıştık. Forumlarda temel düşüncelerimizi ifade ederek reformizmin algısını mahkum etmeye gayret gösterdik. Sürece dahil olan gençlik gruplarıyla tartışmalar yürüttük. İnsanlar gelip bize danışmak durumunda kaldılar. Bu süreçte diğer bir odak ise anarşistler oldu. İnisiyatifi kaybeden gruplar alanı terk etmek durumunda kaldılar. Ya da gelip süreci izlemekle yetindiler. Şu an için eylemler devam edecek. Yemekhanedeki tartışmalarda kadın öğrenciler eylemleri sürdüreceklerini ifade ettiler.

Her ne olursa olsun içeri girildikten sonra çıkmak bir zayıflık yaratacaktır. Ancak bu noktada da çubuğu kendimize bükebilmeliyiz. Reformizmin gençlik içerisinde bu kadar güç olabilmesi bizlerin boş bıraktığı alanların doldurulması ile olanaklıdır. Bundan sonraki süreçte birleşik, kitlesel, devrimci, militan bir gençlik hareketi yaratılması sorumluluğu halen bizlerin omuzlarında durmaktadır. Bu noktada tüm emeğimizi seferber edeceğimiz açıktır. Ekim Gençliği bulunduğu her alanda gençlik hareketini geliştirmekten, ortak süreçler örmekten, üniversite öğrencilerini süreç içerisinde özneleştirmekten yana taraf olmuştur.

İzmir Ekim Gençliği

 
§