11 Ekim 2013
Sayı: KB 2013/40

AKP paketlerinden kölelik dayatmaları ve polis devleti uygulamaları çıktı
AKP’nin ‘demokrasi paketi’...
Haziranları Ekimler’e taşımak için...
Ekim Devrimi’nin 96., Yeni Ekimler’in Partisi’nin 15. yılında...
İşçi ve emekçi iktidarı için saflara!
Ferit’in katili çürümüş düzendir!
Kadın istihdam paketi, esnek çalışma paketinin parçasıdır!
10. Çalışma Meclisi toplantısı gerçekleşti…
Sendikal harekette neden ve nasıl tasfiye?
Feniş’te mücadele kararlılıkla sürüyor!
“Hakkımızı alana kadar...”
Penti’de direniş bitti!
“Eylemlerimiz devam edecek!”
Ortak olan soruna temelden farklı yaklaşımlar
“Altın Şafak” ve Alman burjuvazisinin ikiyüzlülüğü...
AKP’nin ikiyüzlü mülteci politikası

Gençlik direnişe, 6 Kasım’da alanlara!

Gençlik hakları için direnişte...
Çocuklar şehre geri döndü...
Gezi tutsaklarından BİR-KAR’a...
Burcu Koçlu için eylem!
Zindanda baskılar sürüyor…
BİR-KAR’dan Gezi tutsağına…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ferit’in katili çürümüş düzendir!

 

Son aylarda Gülsuyu’nda yaşanan olaylar çürümüş düzen gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Faşist çeteler Hasan Ferit Gedik’i katletti. Böylece emekçi mahallelerine çeteleri sokan ve her türlü faaliyetini bizzat yöneten sermaye devleti gerçeği bir defa daha ortaya çıktı.

Faşist çetelerin saldırıları ve nedenleri…

Gülsuyu Mahallesi’nde Hasan Ferit Gedik’i katleden çeteler daha önce de polis korumasında bir dizi saldırıda bulunmuştu. Faşist MHP ile ilişkili olan ve ülkücü olduklarını dile getiren katiller sürüsü, mahalleye geldikleri andan itibaren devrimcilere yönelik katliamlar için bir dizi saldırıda bulunmuşlardı.

Ağustos ayında BDP İstanbul İl Yöneticisi de olan esnaf Besim Yılmaz’ın dükkanına silahlı saldırı düzenleyen faşist çete “baban bizimle çok uğraşıyor. Kellesini alacağız, vuracağız. Basında sağda-solda ileri geri konuşmasın, haddini bilsin. Ben ülkücüyüm, herkes haddini bilecek” diyerek tehditler yağdırmıştı. Bir faşist çete üyesi de, polislerin korumasından aldığı rahatlıkla Heykel Meydanı’ndaki MOBESE’nin önünde durarak şunları söylemişti: “Ben ülkücüyüm, basına konuşanlara haddini bildireceğim.”

Gülsuyu’nda çete içinde yer alan faşistlerden bazıları Mehmet Ali Ağca ile yakın ilişkiler içindeydiler. Yakın zamanda çete elemanlarının Ağca ile birlikte Dilovası Belediye Başkanı’nı ziyarete gittikleri ve çete liderlerinin oğlunun sünnet düğününde hatıra fotoğrafı çektirdiklerine dair gerçekler ortalığa saçılmıştı. Sünnet düğününde faşist çetenin diğer ilişkileri gün yüzüne çıkmıştı. ‘Nam salmış faşist çete şefi’ Sedat Peker’in yolladığı çelenk düğün fotoğraflarında yer almıştı.

Hatıra fotoğrafı için bozkurt selamı veren bu faşist çete üyeleri devletin yönlendirmesiyle Gülsuyu’nda terör estiriyorlar. Son bir yıl içerisinde 12 kişiyi vuran faşist çete, son olarak 29 Eylül gecesi gerçekleştirdiği saldırıda Hasan Ferit Gedik’i katletti.

Gülsuyu çetesi üyelerinden Yusuf Turhan’ın akrabası olan Zafer Turhan, Hasan Ferit Gedik’in katledildiği saatlerde; “Ey namusu bütün ve adalet için savaşan Gülsuyu gençleri asıl hedef sinmek yılmak bilmeyen gençlerin hikayesi Allah size yar ve yardımcı olsun Allah sizle beraber olsun” mesajını yazdı. Böylece Hasan Ferit Gedik’in katledilmesinden duyduğu memnuniyeti ortaya koydu. Ülkücü bir haber ajansı da faşist çetenin 9 kişiyi vurduğu saldırıları “teröre karşı mücadele eden vatanseverler” başlığıyla haberleştirmişti.

Saldırıların arka planında rant hesapları yatıyor

Gülsuyu Mahallesi konumu ve manzarası nedeniyle inşaat tekellerinin iştahını kabartıyor. Mahallede inşaat tekellerinin talepleri doğrultusunda “kentsel dönüşüm” ambalajı ile sunulan rantsal dönüşüm süreci devam ediyor. Özellikle Şakar Mahallesi inşaat firmalarını fazlasıyla heyecanlandırıyor. Bu heyecanın nedeni Şakar Mahallesi’nin Adalar manzaralı olmasıdır. Üstelik mahalle dört bin haneden oluşmaktadır. Bu nedenle Gülsuyu Şakar Mahallesi’nin değeri her geçen gün daha fazla artmaktadır.

Çeteler bir yandan uyuşturucu satışına hız vererek mahallede var olan direniş potansiyelini zayıflatmaya çalışıyor, öte yandan rantsal dönüşüme karşı direnişin örgütleyicisi devrimci yapıları saldırı ve katliamlar yoluyla zayıflatmaya çalışıyorlar. Tüm bunlara rağmen Gülsuyu’nda yaşayan emekçiler, rantsal dönüşüme ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı yapan devrimcilerle birlikte saf tutmaya devam ediyorlar. Zira emekçiler rantsal dönüşümün yaşama alanlarını yok edeceğini, uyuşturucu tuzağının hedefinde çocuklarının olduğunu ve tek çıkış yolunun mücadeleden geçtiğini bilerek hareket ediyorlar.

Sermaye devleti ise ırkçılığı, milliyetçiliği temel motif hâline getirerek, gençleri mit ve efsanelerden oluşturduğu anlamsız ajitasyonlarla etkilemeye ve sersemletmeye çalışıyor. Askeri hiyerarşi içerisinde örgütlenmiş paramiliter sokak çetelerini yaygınlaştırmak için tüm hünerlerini sergiliyor.

Faşist çetelerin ve mafyanın arkasında devletin kanlı eli var

Ülkücü-faşist hareketin mafyalaşması 70’li yıllara dayanır. MHP’nin silahlı faşist çetelerinin başında bulunan Muhsin Yazıcıoğlu, Abdullah Çatlı, Mehmet Gül, Mehmet Şener ve Yalçın Özbey gibi isimler, mafya ile iç içeydiler ve bir yandan kaçakçılık yoluyla harekete silah ve cephane sağlıyor diğer yandan da ciddi maddi gelir elde ediyorlardı. Mafyanın önde gelen isimleriyle (Abuzer Uğurlu, ‘Oflu’ İsmail, Osman İmamoğlu, Bekir Çelenk vb.) bizzat Türkeş’in yakın siyasi ve ‘iş’ ilişkileri vardı.

Çetelerin faşist liderleri MHP’ye hatırı sayılır para yardımında bulunuyor, silah ve cephane tedarik ediyorlardı. Ülkücü-faşist kadrolara lojistik destek sağlayarak zaman zaman yurtdışına çıkışlarını örgütlüyorlardı. Boşta kalan ülkücü faşistleri besliyorlardı. Bu ilişkiler sonradan ülkücü mafyanın da temelini oluşturacaktı.

Ayrıca silahlı çeteler şeklinde örgütlenmiş olan ülkücü hareket içinde pek çok şef de, mafyadan ve işadamlarından ‘götürü’ usulü iş alıyor, hem ‘nafakasını çıkartıyor’ hem de faşist harekete kaynak aktarıyordu. Bu şekilde patronlardan toplanan paralar ve sık sık yapılan soygunlardan, “yardım” adı altında toplanan haraçlardan ciddi bir gelir sağlanıyordu. Hareketin mafya ile ilişkileri geliştikçe iş büyümeye başladı. Bugün uyuşturucu kaçakçılığından elde edilen gelir MHP’nin maddi gelir kaynakları içinde önemli bir yer tutar hale geldi.

Bütün bu nedenlerle faşist çetelerin kaynağı olan sermaye devletinden çetelerden hesap sormasını beklemek ölüden gözyaşı beklemekle eşdeğerdir. Burjuvazinin hizmetkarı faşist çetelerin saldırılarını boşa çıkarmak için yapılması gereken şey çetelere karşı emekçilerin öfkesini örgütlemektir. Emekçilerin örgütlenmesinde mesafe alındıkça faşist çeteler ve çetelerin kaynağı sermaye düzeninin korkuları her geçen gün büyüyecektir.

 

 

 

 

Hasan Ferit sonsuzluğa uğurlandı!

Gülsuyu’nda devlet destekli çeteler tarafından katledilen Hasan Ferit Gedik, Gazi’de sonsuzluğa uğurlandı. 3 gün boyunca Armutlu Mahallesi’ni ablukaya alan polise karşı kararlı bekleyişin sonunda devlet geri adım atarak Gülsuyu’nda yapılacak anmaya izin vermek zorunda kaldı.

Hasan Ferit Gedik’in cenazesi Gülsuyu Heykel’de toplanan kitle tarafından karşılandı. Burada yapılan saygı duruşunun ardından binlerce insan “Hasan Ferit Gedik ölümsüzdür!”, “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganlarını attı. Ardından yapılan yürüyüşle Hasan Ferit vurulduğu yere getirildi. Öfkeli sloganlar eşliğinde yapılan yürüyüşte devlet korumasındaki çetelerden hesap sorulacağı haykırıldı. Hasan Ferit’in şehit düştüğü yerde anma yapıldı. Ardından Gazi Mahallesi’ne götürülen Hasan Ferit, binlerce kişi tarafından sloganlarla toprağa verildi.

 
§