29 Mart 2013
Sayı: KB 2013/13

 Kızıl Bayrak'tan
Obama emretti: AKP-İsrail kucaklaştı
Çetelere silah sevkiyatının merkezi Esenboğa Havaalanı
Roboski raporu onaylandı, sermaye devleti kendini akladı
Öcalan’ın mesajının anlamı
Sol hareketten ilk değerlendirmeler
İzmir KHK sözcüsü ile konuştuk
Birlik ve kardeşlik çağrısı yükseliyor!
Özelleştirmeye karşı topyekun mücadeleye!
DİSK olağanüstü kongreye giderken
Bosch’ta sudan sebeplerle işten atılan öncülerden Akan Yılmaz anlatıyor
Taşeron yasası, “taşerona çözüm” ambalajıyla meclise gidiyor
Sınıf hareketinden

Kürt Sorunu Üzerine Konferanslar / 3 Ulusal sorunda reform ya da devrim - H. Fırat

Avrupa’da yeni ve yıkıcı kriz dalgası - Volkan Yaraşır
Barack Obama’nın Ortadoğu ziyareti
Arap Birliği’nin 24. zirvesi
Dünyanın dört bir yanında şalterler indi
Kadın istihdamının artırılmasına dönük politikalarla ne amaçlanıyor?
Kamuya tasfiye, emekçiye sürgün!
Ankara’da faşist saldırı ve provokasyonlar
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Av. Gülizar Tuncer ile konuştuk
Kaybedilen bedenler, kaybedilmeyen savaşlar... - T. Kor
Ya kömür tutuşursa!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Öcalan’ın mesajının anlamı...

İmralı süreci”nde kritik
eşik atlanacak mı?

 

Abdullah Öcalan’ın Newroz mesajı beklendiği gibi büyük bir yankı yarattı. Mesajla birlikte ona verilen tepkiler de anında yerli ve uluslararası basının manşetlerinde yer aldı. Mesajla ilgili başlık da hemen hemen aynıydı; “Öcalan’dan silah bırakma çağrısı...” Milyonların katıldığı Newroz ise Öcalan’a verilen tam desteğin bir ifadesi olarak değerlendirildi. Mart’ın ikinci haftasından itibaren kutlamalarına başlanan Newroz’un finalinin hem büyük bir kitleselliğe sahne olacağı, hem de İmralı sürecine desteğin güçlü bir ifadesi olacağı bekleniyordu zaten.

Aynı şekilde Öcalan’ın mesajı da beklenene denk bir çerçeveye sahipti. Şüphesiz mesajın en belirleyici yanı silahlı mücadele ve çekilmeyle ilgili kısmıdır. Öneminden dolayı burada bir kez daha aktaralım:

Bugün yeni bir dönem başlıyor.

Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor.

Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.”

... ‘Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun’ noktasına geldik.

...artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.”

Bu kadarı elbette başta AKP olmak üzere Türk sermaye cephesini ve ABD, AB gibi emperyalist odakları epeyce memnun etmeye yetti. Mesajı silah bırakma çağrısı olarak ilan eden AKP, yürüyen sürece uygun bir açıklama olarak olumlu karşıladığını söylerken, ABD ve AB’den selamlama açıklamaları geldi.

Oysa açıklama burjuva basında öne çıkarıldığı ve büyük bir heyecana dayanak yapıldığı biçimiyle açık bir çağrıdan ziyade, bir aşamaya, bir eşiğe gelindiğine işaret ediyor. Bu aşamanın başlayabilmesinin koşularını anlamak isteyenlerin Kürt basınına şöyle bir göz atmaları yeterli olur. Öcalan ve Kürt hareketi “biz üzerimize düşeni yaptık, sonrasının gelmesi AKP hükümetinin atacağı adımlara bağlı” diye özetlenebilecek bir yaklaşım içindedir. 2013 Newrozu’na temel başlık olarak seçilen “Öcalan’a özgürlük, Kürtlere statü” talebi, karşılık olarak beklentinin ne olduğunu net bir şekilde yansıtıyor.

Elbette “Öcalan’a özgürlük”ten kastın Öcalan’ın hemen serbest bırakılması olmadığı biliniyor. Ama gerek Öcalan’ın, gerekse toplamda Kürt hareketinin bu doğrultuda belli adımlar atıldığını görmedikçe, “silahlı unsurların sınır ötesine” çekmeyi başlatacaklarını beklemek naiflik olur. Zira Kürt hareketi ve Öcalan payına, bir yenilgi ve yıkım değil, mücadeleyle kazanma ruh halinin dorukta olduğu bir dönem söz konusudur. Bu Öcalan’ın mesajının tümünden yansımaktadır da. Öcalan kazanımlar anlamında bugün gelinen yeri, uzun yıllar boyunca sürdürülen mücadelenin dolaysız bir ürünü saymakta ve en baştan bugüne tüm mücadelesini net ifadelerle sahiplenmektedir.

Tüm bunları bir yana bırakıp “silah bırakma çağrısının hayata geçirilip geçirilmeyeceğine” bakacak olan AKP iktidarı için, asıl zorlanma bundan sonra başlayacak. Çünkü 2013 Newrozu’yla birlikte gerçekten de “İmralı görüşmeleri” sürecinin en kritik dönemine girmiş bulunuyoruz. AKP şimdiye kadar elini ovuşturarak, büyük bir memnuniyetle epeyce yol aldı. Şimdi tasfiyeci çözüm aldatmacasına kilitlenenler olasılıkla Tayyip ve avenesinin “baldıran zehiri” içmeyi göze aldığını göstermesini, bugüne kadarki söylemlerini bir yana bırakıp Kürt hareketinin beklentilerine yanıt vermesini bekleyecektir.

Bir kez daha yinelemek pahasına da olsa şimdiden söyleyelim; bu akbabadan güvercine dönüşmesini beklemekten başka bir anlama gelmiyor. AKP’nin şu ya da bu şekilde tasfiyeci çözüm oyununu bugüne kadarki ustalıkla sürdürüp sürdüremeyeceğine gelince; bunu ise Kürt hareketinin ve Öcalan’ın tutumu kadar, Kürt halkıyla birlikte tüm işçi ve emekçilerin kölelik ve sömürü düzeni karşısındaki konumlanışları belirleyecektir.

 

 

 

 

Geri çekilme için komisyon kurulsun!”

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Öcalan’ın mektubunun ve “geri çekilme” çağrısının açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada “Geri çekilme içn komisyon kurulsun” dedi.

Demirtaş, Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin yüzde 99’unun bittiğini söyledi. Geriye kalan yüzde bir içinse dinci-geriçi AKP iktidarına çağrıda bulundu. “PKK Lideri Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısı çok net. Kürt sorunundan kaynaklı silahlı mücadelenin yüzde 99’u bitti. Yüzde 1’i hükümete kaldı. Hükümet üzerine düşeni yaparsa yüzde 1’lik kısım da umut ediyoruz biter” dedi.

Geri çekilme konusunda bir komisyon kurulduğu takdirde, çekilmenin Ağustos ayına kadar tamamlanabileceğini söyleyen Demirtaş, şunları ifade etti: “Geri çekilme için Parlamento’da yasal düzenlemenin yapılması gerekiyor. Bu süreç için hem resmi hem de sivil bir komisyonun kurulması önerimiz var. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrıyı stratejik bir hamle olarak görüyorum. Bu süreçte tüm kesimler üzerine düşeni yapmalı. Provokasyonlar, Kürt ve Türk siyasetçilere saldıralar olabilir ama hiç kimse geri adım atmamalıdır.”

Newroz’da Türk bayrağı açılmaması üzerine yapılan eleştirileri de yanıtlayan Demirtaş, şunları söyledi: “Bizim Türk bayrağıyla ilgili bir sorunumuz yok. Türk bayrağı bu ülkede yaşayan herkesin bayrağıdır. Ancak bayrak dayatması yapanların niyetinin iyi olmadığını düşünüyorum. Irkçı çevrelerin yaptığı dayatma, bayrak önünde diz çöktürme anlayışıdır. Kürtler bundan rahatsız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bayrağından rahatsız değiliz.”




Başbakanın sözü kanunmuş!

Öcalan’ın Newroz mesajı ve KCK’nin ateşkes ilan etmesiyle tartışılmaya başlanan silahlı güçlerin geri çekilmesi tartışmalarında, “yasal güvence” talebi de gündemde yer almaktaydı.

Yapılan farklı açıklamalardan biri de AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik’ten geldi. Taraf gazetesine verdiği bir röportajda Çelik şunları söyledi: “PKK’lıların sınır dışına çekilmesi ile ilgili kanuni bir engel bulunmadığına göre, konuyla ilgili bir yasal düzenleme yapılmasına da gerek yoktur. Böyle bir çalışma da zaten söz konusu değil.”

Çelik, Başbakan Erdoğan’ın çeşitli konuşmalarında geri çekilme durumunda müdahale olmayacağını taahhüt ettiğini belirterek bunun yeterli oluğunu ve kanuni bir düzenlemeye gerek olmadığını ifade etti.

Çelik ayrıca mevcut pişmanlık ve eve dönüş yasalarının yeniden gözden geçirilebileceğini de sözlerine ekledi.