14 Ekim 2011
Sayı: SİKB 2011/39

 Kızıl Bayrak'tan
Kongre Hareketi ve tasfiyeci hayaller…
Emperyalistlerle suç ortaklığı
dosyası kabarıyor…
8 Ekim mitingi üzerine
Sosyal ve siyasal saldırılara karşı onbinler Ankara’da buluştu
Kürtlere yasak, faşistlere serbest
Grevli sendika hakkı için fiili-militan mücadele!
Oda çalışanları kazandı
Sağlıkta parmak
hesabı olmaz!
BEDAŞ’ta direniş
çadırı kuruldu
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Ekim Ayı Toplantısı
“İmpo’ya sendika girene
kadar buradayız!”
Burjuva demokrasi ve proleter demokrasi
Temo suikasti ve
Suriye’de olası gelişmeler
Mısır’da kanlı provokasyon
Grevler dalga dalga
Steve Jobs’un ardından Apple ve bilgisayar sektörü tarihine kısa
bir bakış
Açlık ordusu büyüyor
Silikozise 48. kurban, sırada yüzlerce işçi var
Ferhat ve Berna serbest
Zorunlu bağış protestosu
Medyanın suç ortaklığı,
hükümetin sahte çözüm arayışları.
Parti, dava ve
“küçük-burjuva yiğidi!”..-Hikmet Kıvılcımlı
Tecride kalite ödülü
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Silikozise 48. kurban, sırada yüzlerce işçi var...

Sorumlular hesabını vermedi!

Silikozis hastalığı nedeniyle ölümü bekleyen yüzlerce işçiden biri daha hayatını kaybetti. Kayıtlara silikozis katliamının 48. kurbanı olarak geçen işçi Ali Rıza Eldemir.

Eldemir 2000 yılında iş bulma umuduyla geldiği İstanbul’da, hiçbir güvencesi olmadan kot taşlama atölyesinde çalışmaya başladı. Esenyurt ve Gaziosmanpaşa Küçükköy’deki farklı atölyelerde 2005 yılına kadar çalıştı. Eldemir bu tarihte silikozisin ilerici ve devrimci güçler tarafından kamuoyuna taşınmasının ardından kaçak atölyeler kapatılınca köyüne döndü.

Sigortası yoktu, maaş da bağlanmadı

Burada kendisine yeni bir hayat kurmayı umarken 2009 yılında silikozise yakalandığını öğrendi. Muş, Diyarbakır ve Elazığ’da tedavi gördü. Son bir yıldır köyünde oksijen tüpüne bağlı bir biçimde yaşayan Eldemir, bundan 67 gün önce İstanbul’daki Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne yatırıldı. Ancak tedavi imkanı olmadığı için önceki gün hayata gözlerini yumdu.

Sigortası olmayan Eldemir’e silikozis hastalarına maaş bağlanacağı yönünde yasa olmasına rağmen maaş da bağlanmadığı ortaya çıktı.

Eldemir’in ölümü son olmayacak. Sadece Eldemir’in köyü Bostankent’te 10-12 kadar silikozis hastasının olduğu söyleniyor.

Yüzlerce kişi ölümü bekliyor

Eldemir’in ölümüyle silikozisten dolayı hayatını kaybeden işçilerin sayısı 48’e ulaştı. Elbette bu sayı açığa çıkmış, hastane kayıtlarına geçmiş ölü sayısı. Birçok işçinin ise hastane yüzü görmeden öldüğü düşünülürse silikozis kurbanlarının daha çok olduğu açıktır. Çünkü bu ölümcül hastalığa sebep olan kot taşlama işinde binlerce kişinin çalıştığı biliniyor.

Kar uğruna işçi yaşamının hiçe sayıldığı bu düzende, silikozis devletin de tüm kurumlarıyla ortak olduğu büyük bir katliamdır. Her ne kadar uzun süreli mücadeleler sonucu hastalığa yakalanmış olanlara, ancak çalıştığını ispat etmesi halinde maaş bağlanması yönünde bir yasa çıkmışsa da bu, bu büyük suçun sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Bu büyük insanlık suçuna imza atanlardan hesap sorulması gibi büyük bir görev hala ortada durmaktadır.




İşçi katliamına ödül gibi ceza

2009 yılında yaşanan sel sırasında Pameks adlı fabrikada servis aracı olarak kullanılan kamyonette katledilen 8 kadın işçi ile ilgil açılan davada mahkeme, fabrika sahibini 5 yıl hapse çarptırdı. 6 Ekim günü Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son duruşmasında, Pameks patronu Mehmet Cevdet Karahasanoğlu 5 yıl, İdare Müdürü Ferit Göncü ise 2 yıl 1 ay ceza aldı.

Bu ödülden farksız “ceza”, göz göre göre katledilen 8 işçinin canına karşılık verilirken, böylelikle adalet çarkı patronlara bir büyük hizmette daha bulunmuş oldu.

 

 


OSTİM davasında 2. duruşma

OSTİM ve İvedik davasının ikinci duruşması 11 Ekim günü Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Dava kapsamında, 20 kişinin ölümü ve çok sayıda kişinin yaralanmasından sorumlu tutulan 9 kişi yargılanıyor. İlk duruşmada verilen ifadelerde patlamanın yaşandığı işyerinde ve doğalgaz şirketlerinde denetim yapılmadığı gerçeği açığa çıkmıştı.

Bununla beraber bu davanın dikkat çekici diğer yanı ise sermaye devletinin patlamada açık sorumluluğu olmasına rağmen iddianamede yer almaması. Oysa, devlet patlamanın zeminini adım adım hazırlamış, örneğin işyerlerinin işletme belgesi alma zorunluluğunu kaldırmıştı.

Denetim yok

Son duruşmada tutuklu sanıklar Ersoylar Firması’nın sahibi Kasım Ersoy, Asgazsan şirketinin genel müdürü Bahadır Esenlik ile sorumlu müdür Burhan Koç hazır bulundu. 

Kimya mühendisi Bahadır Esenlik, Ersoylar firmasına asetilen dolum üretimi yaptıklarını belirtti. Esenlik, patlamadan sonra 12’lik tüplerden oluşan 13 grup tüpün firmadan götürülerek boşaltıldığını ve boşaltılan 12’si mavi, bir tanesi yeşil renkteki tüplerin daha sonra dıştan kırmızıya boyandığını söyledi. Esenlik’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı ve Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından işyerlerine yönelik herhangi bir kontrol yapılmadığını söylemesi dikkat çekti.

Esenlik’in ardından dinlenen Özkanlar şirketinde çalışan tanıklar, satın alınan tüplere oksijen yerine doğalgaz konulduğunu belirttiler.

“Başka OSTİM’ler yaşanmasın”

Duruşma öncesi, patlamada ölen 19 işçinin yakınları adliye önünde bir açıklama gerçekleştirdi. Açıklamayı OSTİM’deki patlamada hayatını kaybeden Dursun Kavak’ın kız kardeşi Sibel Kavak yaptı. OSTİM’de canlarını kaybetmiş kişiler olarak, başka canların yanmamasını istediklerini ifade eden Kavak, sağlıklı yaşam koşulları ve kanundışı çalışma koşullarını sona erdirmek için davaların takipçisi olacaklarını dile getirdi. Patlamalarda sorumlu olanların ortaya çıkarılmasını istediklerini belirtti. Açıklamada “OSTİM’i unutma, İvedik’i unutma”, “Sorumlular yargılansın” dövizleri taşındı.


 

 

İş cinayetleri sürüyor

Kaçak madende iş cinayeti

İş cinayetlerinin ve işçi katliamlarının en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olan Zonguldak’ta bir işçi daha iş cinayetine kurban gitti. Zonguldak’ın Kilimli beldesi Bölüm mevkisi Yayla Mahallesi’nde kaçak bir maden ocağında göçük meydana geldi. Maden işçisi 47 yaşındaki Mustafa Cengiz Altınay göçük altında kaldı. Madenci arkadaşları tarafından göçük altından çıkarılan Altınay’ın yaşamını yitirdiği belirlendi.


Beşiktaş’ta iş cinayeti

Ölümlerin olağan sayıldığı inşaat sektöründen yeni bir ölüm haberi geldi. Beşiktaş’ta çalıştığı inşaattan başına beton parçası düşen inşaat işçisi, hayatını kaybetti.

Beşiktaş Ortaköy’de yapımı süren bir inşaatın 5. katında beton kesimi yapıldığı sırada, betonun bir bölümü aşağıya düştü. Beton parçası, bu sırada zemin katta çalışan Şükrü Satılmış’ın (50) başına çarptı. Ağır yaralanan Satılmış, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Satılmış, sağlık ekiplerinin müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.


Doğuda batıda iş cinayetleri

Artvin ve İzmir’de yaşanan iş cinayetlerinde iki işçi öldü. Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Camili Uğur köyü yakınlarında yol yapım çalışması sırasında uçuruma yuvarlanan iş makinesinde 1 işçi hayatını kaybetti.

Muzaffer Keskin’in (49) kullandığı iş makinesi yol çalışması esnasında toprak kayması sonucunda yaklaşık 200 metrelik uçuruma yuvarlandı. İş makinesinin içinde bulunan sürücü Keskin hayatını kaybetti.

İzmir Torbalı’da bir fabrikada yaşanan iş cinayetinde ise, Nazım Arıkan, operatör olmadığı halde çalıştırıldığı forkliftin altında kaldı.

51 yaşındaki Nazım Arıkan kullanılmayan mermer parçalarını, forkliftin ucuna ilave edilen kovaya dökmeye başladı. Forklift operatörünün, fabrikanın başka bir bölümünde çalışması üzerine kesilen mermer parçalarını dökmek için forklifte binen Arıkan, yükün fazlalığı ve kaygan zemin nedeniyle aniden devrilen forkliftin altında kaldı.


Kardemir’de gaz zehirlenmesi

Karabük Demir Çelik Fabrikası’nda (Kardemir) gazdan zehirlenen 1 işçi iş cinayetine kurban gitti. 2 işçi ise tedavi altına alındı.

08.00-16.00 vardiyasında meydana gelen olayda, boruların izolasyonu sırasında sızan gazdan 3 işçi zehirlendi. İzolasyon işi yapan 3 işçi, borudan sızan gazdan etkilenerek yere yığıldı. İşçiler, fabrikanın ambulansı ile Karabük Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Geçtiğimiz yıl işe başlayan Gökhan Kargın hastanede yaşamını yitirirken, kalbi duran Rafet Küçüktepe kalp masajıyla hayata döndürüldü. Rafet Küçüktepe yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı.