26 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/33

 Kızıl Bayrak'tan
Dinci-gerici partinin saldırganlığının gerisinde ABD emperyalizmi var...
Saldırganlık dizginlerinden boşalıyor
Kürt halkının özgürlük, eşitlik,
gönüllü birlik!
Kirli savaşın faturasını emekçiler ödüyor!
Kürt anneleri ‘canlı kalkan’ oldular
Sendikal bürokrasi işçi sınıfının tahammül sınırlarını aşıyor...
Sendikalar Yasası üzerine kapalı kapılar ardında pazarlıklar...
İşçi sınıfına topyekün saldırı stratejisi 
İşçiler kıdem tazminatı hakkı için
sokağa çıktı...
Tekstil İşçileri Bülteni’nden seminer
Birleşik Metal-İş Anadolu Şube Başkanı Seyfettin Gülengül ile konuştuk...
Ontex/Canbebe direnişçileri: Direniş bayrağı elden ele yükselecektir!
Gerçek barış için
sınıfsız-sömürüsüz bir dünya!
Libya’da Kaddafi devrildi…
Siyonist saldırganlığı ancak halkların birleşik direnişi önleyebilir…
Şili’de 1 milyon kişi yürüdü
“İki, üç daha fazla Vietnam!"
Somali yalanları ve gerçekler
Somalili kadınlar ve
burjuva ikiyüzlülük...
Balcalı taşeron işçilerine
gözaltı terörü…
Katliamda ihmaller zinciri
Direnişçi Savranoğlu işçileriyle konuştuk...
Direnişteki Form Mukavva işçileriyle konuştuk...
Mihri Belli ‘Enternasyonal’le
sonsuzluğa uğurlandı....
Hacıbektaş Şenlikleri ve bazı gözlemler
“Savaş politikalarında ısrar etmeyin”
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kürt anneleri ‘canlı kalkan’ oldular

Barış Anneleri İnisiyatifi 20 Ağustos günü çeşitli illerde “Canlı Kalkan Yürüyüşü”nü başlattı. Anneler operasyon ve çatışmaların yoğun olarak yaşandığı Hakkari ve Şırnak’ta sınırın sıfır noktasında eylemlerini sürdürüyorlar.

Anneler askeri mevzilerde

Diyarbakır, Urfa, Mardin, Batman, Siirt gibi illerden araçlarla yola çıkan canlı kalkanlar, 20 Ağustos günü Şırnak’ın Balveren Beldesi’nde buluştu. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu kitlenin arasında BDP’li il ve ilçe başkanları ile belediye başkanları da yer aldı.

Binlerce kişi Ortasu (Rubaskê) Köyü’nü geçerek sınır noktasına geldi. Araçlarla dağ yamacına çıkan anneler, ardından sınıra doğru yürüdü. Dağ başındaki Sınır Karakolu’na bağlı askerler tarafından önleri kesilen canlı kalkanlar 20 Ağustos gecesini Zavite bölgesi ile sınır karakolu arasındaki dağ yamacında geçirdi. Beyaz tülbentli annelerinin moralinin oldukça iyi olduğu gözlenirken askerler canlı kalkanları taciz etti. Uludere Kaymakamı kitleyi müdahale ile tehdit etti. Barış Anneleri ise, operasyonlar durana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirttiler.

21 Ağustos akşamı canlı kalkanların Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Zevyan Köyü’nün Deri Davetiya ve Deri Berkur tepeleri arasındaki bölgede, eylemi devam etti.

BDP’li milletvekilleri yeni ekipte

Şırnak Nusaybin’de eylemlerini sürdüren canlı kalkanlara destek olma amacıyla 23 Ağustos günü Diyarbakır’dan ikinci ekip de yola çıktı.

Aralarında BDP İstanbul Milletvekilli Sebahat Tuncel, Batman Milletvekilli Ayla Akat Ata, bütün bölge belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, BDP’li yöneticilerin de bulunduğu yüzlerce kişi çok sayıda araçla Şırnak’a doğru yola çıktı.

Batman, Dersim, Diyarbakır ve Mardin’den gelen grup Cizre girişinde durduruldu.

Bekleyiş esnasında sınıra gönderilen komandoların da sevkiyatı aksadı. Uzun bekleyişin ardından araçların geçişine izin verildi. Canlı kalkanlar alkış ve zılgıtlar eşliğinde Uludere’ye doğru yola çıktı.

Grup sınıra varmadan polis ve asker barikatıyla durduruldu. Askeri yetkililerle görüşen BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan bir açıklama yaparak yürüyüşlerinin “askeri yasak bölge” olduğu gerekçesiyle engellendiğini söyledi.

Bunun üzerine kitle 49 Nolu sınır taşının 200 metre gerisinde kalan alana geçerek oturma eylemi başlattı. Canlı kalkanların eylemi sabaha kadar sürdü.

Sabahın erken saatlerinde tekrar yürüyüşlerine devam canlı kalkanlar Uludere’ye 30 km kala tekrar Balveren Milli Karakolu önünde Şırnak Valisi’nin kararı gerekçesiyle durduruldu.

Hakkari’den sınırın sıfır noktasına

22 Ağustos günü Hakkari ve Yüksekova’dan yüzlerce kişi de Barış Anneleri İnisiyatifi öncülüğünde Şemdinli’nin sınır noktasına gitmek için yola çıktı. BDP Hakkari il binası önünde toplanan kitle yürüyüş öncesi bir açıklama yaptı.

Tanyolu (Gelîşîm) köyü yakınlarında durdurulan kitlenin arasından bir grup, barikatı aşarak 1999 yılında birinci Barış Grubu’nun giriş yaptığı noktada iki çadır kurdu. Kurulan çadırın önüne “Kürt halkına karşı imha operasyonu zihniyetinde buluşan güçler dökmek istedikleri kanda boğulacaklar” pankartı asıldı.

Kandil’de engelleme

22 Ağustos günü Federal Kürdistan Bölgesi’nde de operasyonlara karşı canlı kalkan yürüşü başlatıldı.

Türk devletinin saldırısı sonucu 7 kişinin katledilmesinin ardından tepkiler artarken; Kerkük, Hewler, Süleymaniye, Mahmur, Zaxo, Germiyan ve Sêmêlê’den yüzlerce kişi hava saldırısının yoğun olarak yapıldığı Kandil’e doğru yola çıktı.

Aralarında çocuk ve gençlerin de bulunduğu kitle öncelikle ölen 7 kişinin ailesini Ranya’da ziyaret etti. Buradan yüzlerce kişi Kandil’e gitmek için yola çıktı. Kitle harekete geçer geçmez, bölgede keşif uçuşları yapan Türk savaş uçakları iki kez alçak uçuş yaparak kitleyi taciz etti.

Kitle, Federe Hükümetin asayiş güçlerinin barikatıyla karşılaşmasına rağmen barikatı zorla geçerek yürüyüşüne devam etti.

Yaklaşık yarım kilometre yollarına devam eden kitle Kandil yolundaki son arama noktasında asayiş güçleri tarafından ikinci kez engellendi. Engelleme protesto edilirken burada bir basın açıklaması yapıldı.

Sivil katliamına protesto

Süleymaniye’de Türk ordusunun bombardımanı sırasında 7 sivilin ölmesi yaklaşık bin kişi tarafından 22 Ağustos akşamı protesto edildi. Saholekke Caddesi’nde toplanan kitle Azadi Parkı’na meşalelerle yürüdü.

Güney Kürdistan’da eylem

Hewler, Süleymaniye, Kerkük, Germiyan ve Mahmur Kampı’ndan başlatılan canlı kalkan eylemine katılmak için 24 Ağustos günü yeni gruplar yola çıktı. Yurtsever Kürt Gençliği İnisiyatifi öncülüğünde başlatılan eylem üç koldan gerçekleşti. Süleymaniye ve Hewler’deki gençler hava saldırılarının olduğu bölgeye gitmek için yola çıktı. Dohuk’ta ise eylem akşam saatlerinde başladı. Süleymaniye’den Kandil’e; Hewler’den ise Xaxurk, Xinere ve Lolan’a; Dohuk’tan da Zap’a gitmek üzere yola çıkıldı.

 

 

Hamburg’da operasyonlar
protesto edildi!

YEK-KOM, Hamburg’da Türk ordusunun PKK’nin medya savunma alanlarına yönelik saldırısını protesto etmek için 21 Ağustos günü merkez istasyonda bir miting gerçekleştirdi.

Kürdistan’da şehit düşen gerilalar anısına saygı duruşunda bulunulduktan sonra, Türk ordusunun PKK’nin medya savunma alanlarına yönelik yapmış olduğu sadırıyı kınayan bir konuşma yapıldı. Konuşmada Türk devletinin İran ve ABD ile birlikte Kürt sorununu tamamen askeri yöntemlerle çözmek istedikleri söylendi.

Eylem Die Linke’den milletvekili seçilen Cansu Özdemir’in konuşmasıyla devam etti.

Kürtçe müzik eşliğinde çekilen halaylardan sonra miting sona erdi. Yaklaşık 200 kişi katıldı.

BİR-KAR miting sırasında Kürt halkına yönelik sadırıları teşhir eden “Özgürlük, eşitlik, gönüllü birlik!” başlıklı bildirinin dağıtımınıgerçekleştirdi.

BİR-KAR  / Hamburg

 

 

Koşaner’den itiraflar

Genelkurmay eski başkanı Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu belirtilen ve TSK’nın PKK’ye karşı yürüttüğü kirli savaşa ilişkin önemli itirafların yer aldığı bir ses kaydı internet ortamında yayınlandı.

“Her yere kontrolsüz mayın döşedik. Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz” ifadelerinin yer aldığı ses kaydında Koşaner, PKK’ye karşı kontrolsüz mayın döşediklerini belirtiyor. Burjuva medyanın “güçlü, her şeye muktedir Türk ordusu” söyleminin kofluğuna da işaret eden sözlerin ardından Koşaner, PKK’lilerle çatışmalar sırasında birçok askerin ellerindeki silahları bırakıp kaçtıklarını da anlatıyor.

Kürt halkına dönük saldırgalıkta her türlü yöntemi “mübah” sayan Türk ordusunun kendi askerlerini dahi vurduğu da Koşaner tarafından itiraf ediliyor. Koşaner, “Eğitim zaafiyeti nedeniyle erimizi kendimiz vurduk” açıklamasında bulunuyor.

Ses kaydının, AKP hükümetinin PKK’ye karşı polis gücünü daha fazla devreye sokmak istediği bir dönemde yayınlanmasının dikkat çektiğine ilişkin yorumlar da yapılıyor.

Koşaner’in ses kaydından öne çıkan başlıklar şunlar:

1. Her yere kontrolsüz mayın döşedik.

2. Emir komuta birliğini sağlayamıyoruz.

3. Çatışma anında tim komutanlarımız mevziye silahını bırakıp kaçıyor.

4. Eğitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi kendimiz vurduk.

5. Sınır karakollarımız hatalı yapılmış, Hantepe de hatalı. Halimiz tam bir kepazelik.