12 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/31

 Kızıl Bayrak'tan
Özel bir tarihsel dönemin içerisinde!
Emperyalist saldırı ve savaş planlarına geçit vermeyelim!
Kürt halkına karşı kirli bir ittifak kurdular...
Emperyalistlerin Libya’daki kirli planları ifşa oldu
“Savranoğlu’na sendika girecek!”
Birleşik Metal-İş Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Beşeli ile “UİS” üzerine....
BDSP’den mücadele çağrısı
GEA işçileri destek bekliyor
PTT direnişi deneyimimiz...
Bütünlüğü içinde
kapitalizmin krizi…
“Halklar ayakta, emperyalistlerin işi
daha da zor”..
Londra’da öfke patlaması…
İsyan dalgası İsrail’de!
TC’nin transformasyonu, GOP ve hegemonya savaşları / 2 - V.Yaraşır
8. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi...
Hacıbektaş şenlikleri, gericilik ve devrimci sorumluluk!
Filistinli şair Mahmud Derviş’i saygıyla anıyoruz....
Yerel bültenler yaz sayılarıyla sınıfın nabzını tutuyor.....
Mücadele sonuç verdi: Toplu mezar açılıyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

8. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi...

Kitlesel ve coşkulu festival günleri!

Mamak İşçi Kültür Evi tarafından yıllardır büyük özveri ve kararlılıkla örgütlenen kültür sanat festivallerinin bu yıl 8.’si düzenlendi. “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” vurgusunun öne çıkarıldığı festivalde direnişçi işçilerin ve Ortadoğu-Kuzey Afrika halklarının sesi yankılandı. 5 Ağustos günü başlayan ve 3 gün süren 8. Mamak Kültür Sanat Festivali, her geçen gün artan bir katılımla binlerce emekçi tarafından sahiplenildi.


Coşkulu festival açılışı

Festival, 5 Ağustos günü Tek Mezar Hacı Bektaş-i Veli Parkı’nda başladı. Festivalin ilk gününde coşkulu ve kitlesel bir açılış şenliği gerçekleştirildi.

Festival alanında, 9 farklı dilde “Bütün ülkelerin işçileri birleşin” ana pankartının yanısıra, “Kıdem tazminatının gaspına karşı genel grev, genel direnişe!/Mamak İşçi Kültür Evi”,  “İnsanca bir yaşam sosyalizmde!/İşçi Kültür Evi”, “Emperyalist barbarlığa, kapitalist sömürüye, faşist saldırganlığa karşı işçilerin birliği, halkların kardeşliği!-İşçi Kültür Evleri!”, “Sosyal yıkım saldırılarına karşı genel grev, genel direniş!/BDSP!”, “Eylül karanlığını yırtacağız, Yeni Ekimler yaratacağız!/BDSP!” pankartları asıldı.

Ayrıca, Ortadoğu’da gerçekleşen halk isyanlarını ve Avrupa’da işçi sınıfının direnişlerini ele alan resimlerden oluşan sergi açıldı. Mısır, Tunus, Filistin, Yunanistan sokaklarından resimler ilgiyle karşılandı.

Açılış şenliği programında Ezgi Saykan, Yavuz Canpolat, Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu, Mamak İşçi Kültür Evi Şiir Topluluğu ve belgesel gösterimi yer aldı.

“Yozlaşmaya karşı güçlü bir barikat öreceğiz”

Program açılış konuşması ile başladı. Açılış konuşmasında, bu yıl gerçekleşen festivalin gündemi anlatılarak programı özetlendi. Konuşmada şu sözlere yer verildi: “Başta Kuzey Afrika ve Ortadoğu olmak üzere dünyanın yangın yeri olduğu, grevlerin direnişlerin filiz filiz boy verdiği şu süreçte 8. Mamak Kültür Sanat Festivali’ni gerçekleştiriyoruz. “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” şiarıyla gerçekleştirdiğimiz festivalimizde, yüreğimiz direnen Ortadoğu halkları ile birlikte atacak. Filistinli Faris’in elindeki taş, Tunuslu Ahmet’in dilindeki direniş türküsü olacağız. Kimliği yok sayılan Kürt halkının sesi, gelecekleri ve özgürlükleri için direnen işçilerin soluğu olacağız. 3 gün boyunca, Tek Mezar Hacı Bektaş-i Veli Parkı’nda kapitalist düzenin çürümüş kültürünün yarattığı tahribatı parçalayarak yozlaşmaya karşı güçlü bir barikat öreceğiz.”

Açılış konuşmasında ayrıca, tüm baskı ve saldırılara rağmen, festivali gerçekleştirme iradesi ve kararlılığına vurgu yapıldı.

Açılış konuşmasının ardından sahneye ilk olarak Ezgi Saykan çıktı. Saykan’ın söylediği ezgiler beğeni topladı. Ezgi Saykan’ın ardından BDSP’nin festivale sunduğu metin okundu. Metinde, sermaye sınıfının işçi ve emekçilere yönelik kapsamlı saldırıları özetlenirken, “içte emekçilere, ezilenlere baskı ve terörü eksik etmeyenler, dışarıda ise emperyalistlere hizmette uşaklığı elden bırakmıyorlar. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da on yıllardır egemenliklerini sürdüren diktatörlere karşı ayaklanan  ve tüm dünya halklarına umut aşılayan emekçilerin karşısında emperyalistlerin taşeronluğuna soyunuyorlar” denildi. Gerçek çözümün sosyalizmde olduğu vurgulanarak, birleşik, kitlesel ve militan bir sınıf hareketini yükseltme çağrısı yapıldı.

Coşkulu etkinlik...

Program, “Haklarımız ve özgürlüğümüz için örgütlü mücadeleye” isimli belgeselle devam etti. İlgiyle izlenen belgeselin hemen ardından Mamak İşçi Kültür Evi Şiir Topluluğu’nun sunduğu şiir dinletisine geçildi. Emperyalist savaş, saldırganlık ve halkların direnişlerini ele alan dinleti alkışlarla karşılandı.

Şiir dinletisinin ardından sahneye çıkan Yavuz Canpolat’ın söylediği türkülerin ardından Kürtçe parçalarla halaya duruldu.

Programda son olarak Mamak İşçi kültür Evi Müzik Topluluğu yer aldı. Programda özellikle halay parçalarının ardından Çav Bella marşının hep birlikte söylenmesiyle ilk gün programı sona erdi.

Kızıl Bayrak, kitap standı ve diğer dayanışma standlarının yanı sıra, Metal İşçileri Birliği ve Mamak Emekçi Kadın Komisyonu standları açıldı.

Festivalin ilk günü boyunca BDSP’nin kıdem tazminatının gaspına karşı mücadeleye çağrı yapan bildirilerinin dağıtımı, Kızıl Bayrak gazetesi satışı ve Mamak İşçi Kültür Evi ve Emekçi Kadın Komisyonu’nun anketleri yapıldı. 700’ü aşkın kişinin katıldığı açılış etkinliği, coşkulu bir şekilde gerçekleşti.


Festivalde 2. gün: Direnen işçiler kazanacak!

Festival, 6 Ağustos günü de coşkuyla devam etti. “İsyan barikatlarından direniş çadırlarına köprü olmak” şiarıyla örgütlenen festivalin programı çerçevesinde 2. gün işçilerin birliği ve direnen işçilerle dayanışmanın yükseltilmesi çağrısı öne çıktı.

2. gün programının açılış konuşmasında, sermaye sınıfının işçi ve emekçilere yönelik saldırıları özetlendi ve özellikle kıdem tazminatının gaspına yönelik hazırlıklara dikkat çekildi. Ancak sermayenin pervasızca saldırıları karşısında bu topraklarda direnenlerin de olduğu söylendi. Son süreçte gerçekleşen işçi direnişleri anlatıldı. Ardından 2. gün programı özetlenerek sahneye Malik İnci çağrıldı.

Malik İnci ve Deniz Arslanbaş’ın söylediği türkülerin ardından kürsüye direnişçi işçiler davet edildi.

Söz direnişçi işçilerde!

İlk sözü Adana Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi’nde çalışan Ramazan Mete aldı.

Ramazan Mete, 7 senedir Balcalı Hastanesi’nde aktif olarak direniş süreci yaşadıklarını söyleyerek söze başladı ve Balcalı’da yaşanan süreci özetledi. Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası örgütlendiklerini, ortak gayelerinin haklarını almak olduğunu söyledi.

Birbirlerini tanımayan insanlarla toplanan kalabalıkta başlangıçta umduklarını bulamadıklarını söyleyen Mete, süreç içerisinde çok şeyin değiştiğini ifade etti. “Balcalı işçileri köle olarak görülüyordu. Ancak şimdi insan olarak, işçi olarak görülüyor” diyen Mete, bu süreçte yapılanları aktardı. İşten çıkartılan arkadaşlarının işe iadesi için eylemler yapıldığını, hastanede defalarca fiili grev gerçekleştirdiklerini söyleyen Mete, hastane yönetimini bir masa etrafında anlaşma yoluna yönelttiklerini, taleplerinin büyük çoğunluğunun kabul edildiğini ifade etti. Aynı zamanda mahkeme süreçlerinde de Balcalı taşeron işçilerinin hastanenin asli işçileri olduğunun kabul edildiğini sözlerine ekledi. Mete son olarak, Adana’da sağlık işçileri olarak bir ışık yaktıklarını, bu ışığın diğer illere, Diyarbakır’a, Samsun’a, Bursa’ya vb. yayıldığını söyledi. Mete mücadelenin yükseltilmesi ve “yaşasın halkların kardeşliği!” sloganıyla sözlerini bitirdi.

Ontex direnişçisi Gamze Kayhan ise, Ontex işçileri olarak 171 gündür direndiklerini söyledi. Ontex’te insanca bir yaşam ve demokratik sendika için çabaladıklarını, işçi demokrasisi talep ederken, bizzat sendikal bürokrasi eliyle işten atıldıklarını dile getirdi. Direniş süreçlerini özetleyen Kayhan, işçi sınıfına yönelik genel ve kapsamlı saldırılara da değindi. Sorunun sadece işten atılmış olmak olmadığını, işçi sınıfının en temel haklarından biri olan kıdem tazminatının gaspına yönelik hazırlıkların yapıldığını söyledi ve bu saldırıyı püskürtmek için “genel grev, genel direniş” şiarını yükseltme çağrısında bulundu.

PTT direnişçisi Cafer Kalağ da, 31 Aralık günü işten atılmalarının ardından gelişen süreci anlattı. 215 gün boyunca PTT’nin önünde direndiklerini, birçok eylem gerçekleştirdiklerini, baskılarla, saldırılarla, gözaltılarla, açılan davalarla karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Kalağ, hiçbir şeyin kendilerini yıldırmadığını ifade etti.

5 Ağustos günü direniş çadırlarını kaldırmış olmalarına rağmen, taşeronlaşmaya karşı mücadelenin süreceğini, aynı zamanda İstanbul’da direnişçi işçilerle biraraya gelerek oluşturdukları platformun çalışmalarını da sürdüreceklerini ifade etti. Kalağ sözlerini, “örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şeyiz!” sözleriyle noktaladı.

Son olarak İstanbul Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’nde işten atılmasının ardından 86 gündür direnen Kubatoğlu-Fıratpen direnişçisi Cafer Timtik söz aldı. Kubatoğlu’nda yaşanan hak gasplarını ve işten atılma sürecini özetleyen Timtik, içerideki arkadaşlarına, tek yolun direnmek ve mücadele etmek olduğunu göstermek istediğini söyledi. Timtik, tüm işçilere, birleşme ve mücadele etme çağrısında bulundu.

Direnişçi işçilerin konuşmalarının ardından “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Direnen işçiler kazanacak!” sloganları atıldı.

Direnişçi işçilerin ardından Mamak Emekçi Kadın Komisyonu sözcüsü söz aldı. ‘Ekmek ve gül’ şiirinin okunmasının ardından yapılan konuşmada, kadınların yaşadığımız toplumda karşı karşıya kaldığı sorunlar özetlendi. Ancak kadın-erkek birlikte mücadele yükseltildiğinde bu sorunların üstesinden gelinebileceği ifade edildi ve tarihte örgütlü mücadelelerle elde edilmiş kazanımlardan örnekler verildi.

Konuşma “Mamak Emekçi Kadın Komisyonu olarak diyoruz ki; bizlere kader olduğu söylenen bu sömürü ve yoksulluk dolu yaşama boyun eğmeyelim. Unutmayalım ki; bu kaderi biz yazmadık, ama bozacak olan bizleriz. Kendimiz ve çocuklarımız için güvenli bir gelecek ve sömürüsüz bir yaşam istiyorsak, bunun yolu kapitalist sömürü düzenini yıkmaktan geçmektedir” sözleriyle son buldu.

Emekçi Kadın Komisyonu adına yapılan konuşmayı, Güliz Sağlam ve Feryal Saygılıgil’in yönetmenliğini yaptığı, Eylül 2006 ile Aralık 2007 tarihleri arasında Antalya Serbest Bölgesi’nde kadın işçilerin çalıştığı Novamed isimli fabrikada gerçekleşen grevi anlatan “Kadınlar Grevde” isimli belgeselin gösterimi izledi.

Belgesel gösteriminin ardından son olarak sahneye Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu çıktı. Seslendirdiği coşkulu devrimci marş ve şarkılar eşliğinde halaylar çekildi.

Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun ardından, Sincan’dan metal işçilerinin festivale sunduğu mesaj okunurken, Ankara’da sendika-oda-kitle örgütlerine açılan deklarasyon metni ve imzacıları okundu. 2. gün etkinliğine bini aşkın kişi katıldı.


Festivalde 3. gün: “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği!”

Festival, 7 Ağustos günü gerçekleşen etkinlikle sona erdi. Festival programı direnişçi işçilerle yapılan söyleşi ile başlarken, akşam programına da bini aşkın emekçi katıldı.

Direnişçi işçilerle kahvaltı

7 Ağustos günü ilk olarak sabah saatlerinde direnişçi işçilerin katılımı ile söyleşi gerçekleştirildi. Hep birlikte yapılan kahvaltının ardından söyleşiye geçildi. İlk sözü Kubatoğlu direnişçisi Cafer Timtik aldı. Timtik, söze Tuzla Organize Sanayi Bölgesi’ni anlatarak başladı. Kölelik koşullarının hüküm sürdüğü organizede işten atma saldırısının yaygınlığına değindi. Kubatoğlu’nda yaşanan süreci özetleyen Timtik, neden direnişe geçtiğini anlattı. Son olarak Ankara’daki ulaşım zamlarına da değinen Timtik, yaşamın her alanında örgütlü olmanın gerektiğini, saldırıların ancak örgütlü mücadele ile püskürtülebileceğini ifade etti.

Timtik’in ardından söz alan Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi işçisi Ramazan Mete, Balcalı’da son 7 yıldır yaşanan süreci ayrıntılı olarak anlattı. Örgütlenme çalışmalarına ilk adım atıldığında sergilenen grupçu yaklaşımların mücadelelerine yaklaşık 3 yıl kaybettirdiğini belirten Mete, yaşanan iç tartışmaların ardından sürecin daha sağlıklı bir şekilde işlediğini ifade etti. Bu süre zarfında hastane yönetimi tarafından yapılan baskıların yanısıra, gerçekleşen protesto ve iş bırakma eylemlerini anlattı.

Bugün rektörlüğün yeni hamlesinin 2. taşeron şirketi devreye sokmak olduğunu söyleyen Mete, “bu saldırıya karşı da aktif bir şekilde direniyoruz” dedi. Fiili meşru mücadelenin hukuki mücadeleyle de birleştirildiğini belirten Mete, mahkeme kararlarıyla hastanenin asli işçileri olduklarının resmileştiğini söyledi. Aynı zamanda rektör hakkında yapılan suç duyurusunun ardından rektör hakkında yolsuzlukla ilgili olarak işlemlerin başlatıldığını ekledi.

“Balcalı’da pek çok şey başardık” diyen Mete, azimle verilen mücadele sonucunda, Balcalı’da yakılan kıvılcımın diğer illerdeki taşeron sağlık işçilerinin örgütlenmesine sıçradığını ifade etti.

Ramazan Mete’nin ardından söz alan PTT direnişçisi Cafer Kalağ, PTT’deki taşeronlaştırmayı ve direnişe başlama süreçlerini özetledi. Ardından direnişe başladıklarından bu zamana kadar gelişen süreci anlattı. Sektördeki sendikaların ve sol güçlerin tutumunu da eleştiren Kalağ, çadırı kaldırmış olmalarına rağmen önümüzdeki dönem gerçekleştirmeyi planladıkları programları konusunda bilgi verdi.

Mahkemenin işe geri dönüş kararını reddettiğini ifade eden Kalağ, düzenin mahkemelerinden beklentilerinin olmadığını, kendileri için değil, sınıf adına direndiklerini bir kez daha hatırlattı.

Son olarak söz alan Ontex direnişçisi Gamze Kayhan ise, Ontex’te direnişe çıkmadan önce yaşanan tabloyu özetledi. Fabrikadaki iç örgütlülüğün yaratılması sürecine değinen Kayhan, sendikal bürokrasinin tutumunu eleştirdi. Direniş sürecini de ayrıntılı anlatan Kayhan, direnişin yalnızlaştığını ifade etti. Sonuna kadar direnme kararlılığı içinde olduklarını belirten Kayhan, taban örgütlülüklerini yaratma çağrısında bulundu.

Hacettepe Hastanesi’nde çalışan bir sağlık emekçisi de sağlık politikalarını eleştiren bir konuşma yaptı. Söz alan kimi emekçilerin konuşmalarının ardından söyleşi sona erdi.

“Direnen halkların yanındayız”

3. gün programı Tek Mezar Hacı Bektaş-i Veli Parkı’nda saat 20.00’de başladı. 3. gün Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da sergilenen direnişler ve direnen halklarla dayanışmanın yükseltilmesi çağrısı öne çıktı.

Etkinliğin başlamasıyla birlikte yapılan sunumda, Kuzey Afrika’daki gelişmeler özetlendi. Tunus’ta yakılan kıvılcımın Mısır’a ve diğer Kuzey Afrika ile Ortadoğu ülkelerine yayıldığı ifade edildi. Tüm Ortadoğu’yu sarsan ve diğer ülkelerdeki Arap emekçilerini harekete geçiren isyanların nasıl büyüdüğü anlatıldı.

Gerçekleşen Arap isyanlarının başta bölge olmak üzere ezilen halklar için esin kaynağı olduğunun belirtildiği konuşma “Dünyanın ezilen diğer halkları da, bundan böyle Tunus ve Mısırlı emekçilerin diliyle konuşacaklardır” sözleriyle son buldu.

Sahneye ilk olarak sanatçı Ersin Perçin çıktı. İlgiyle dinlenen Perçin’in ardından Mehmet Özer’in hazırladığı “Kalbimizin doğusu Filistin” isimli slayt gösterimine geçildi. Mehmet Özer’in etkili sunumuyla okuduğu şiirlerin ardından yapılan gösterim ilgiyle izlendi.

Tarihin onurlu sayfaları...

Her festivalde olduğu gibi, bu yıl da devrim şehitleri anıldı. Mamak İşçi Kültür Evi Müzik Topluluğu’nun devrimci marş ve ağıtlardan oluşan programı, ilk olarak devrim şehitleri için saygı duruşu ile başladı. “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganının ardından marşlara geçildi. İşçi Kültür Evi Müzeki Topluluğu’nun söylediği marş ve türküler ilgiyle dinlendi ve parçalara eşlik edildi.

Son olarak sahneye Grup Batı Milis çıktı. Bir grup gencin biraraya gelerek oluşturdukları müzik grubunun söylediği türkü ve halaylar kitleyi coşturdu. Grup Milis’in hazırladığı program sona ermesine rağmen halaylar devam etti.

Festivalin 3. gününde de bini aşkın kişinin katıldığı etkinlik, halaylarla son buldu.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

 

 

 

İşçi ve emekçilerle festivali üzerine konuştuk…

“Coşkulu, kitlesel ve anlamlı...”

- Festivale ilişkin düşüncelerinizi alabilir miyiz?

Ontex direnişçisi Gamze Kayhan: Bu festival devrimci kültürü yaratmanın, yoz kültüre karşı devrimci kültüre sahip çıkmanın bir olanağıydı. Gerçekten bu festival işçi sınıfına, devrimcilere yakışır bir festival oldu. Anlamlı, dolu dolu geçen bir festivaldi. Burada direnişçi işçiler de konuştu, Ortadoğu gündemi de ele alındı. Şiarınızda olduğu gibi isyan barikatlarından direniş çadırlarına bir köprü kuruldu. Burada, Ankara’daki işçi ve emekçilerle direnişlerimizi buluşturduk, direniş süreçlerimizi anlattık. Çok güzel bir festival oldu. Bu başarının devamını diliyoruz.


Kubatoğlu/Fıratpen direnişçisi Cafer Timtik: “İşçilerin birliği, halkların kardeşliği” vurgusu ve direnişlerimiz çok iyi anlatıldığı için çok mutlu oldum. Festivali önceden Kızıl Bayrak gazetesinden takip etmiştim. Geçen sene Mamak’ta yapılan operasyonlara, baskılara rağmen bu kadar işçi ve emekçinin buraya gelmesi festivale çok büyük bir anlam kazandırdı. Bu kadar yoğun baskılara rağmen İşçi Kültür Evi’ne sahip çıkmaları sevindirdi beni. Bizim konuşmalarımızı da sonuna kadar, içtenlikle dinlediklerini gördüm. Konuşmamdan sonra da gelip benimle konuştular, sohbet ettiler. Festivalin çok başarılı geçtiğini söylemek istiyorum.


PTT direnişçisi Cafer Kalağ: Festival çok güzel geçti. Biz de buraya misafir olarak geldik. İstanbul’da sürdürdüğümüz direnişimizi Mamaklı işçi ve emekçilerle paylaştık. Konuşmalarımız ilgiyle dinlendi. Festivali düzenleyen ve bizi de buraya davet eden Mamak İşçi Kültür Evi’ne çok teşekkür ederim.


Balcalı Hastanesi taşeron işçisi Ramazan Mete: 8. Mamak Kültür Sanat Festivali, Mamak İşçi Kültür Evi’nin “İşçileri birliği, halkların kardeşliği” şiarı altında örgütlediği ve Türkiye’nin çeşitli illerinde işten atmalara karşı direnişte olan işçilerin halkla bulaşmasını sağlayan bir festivaldi. Adına uygun olarak harika bir organizasyon düzenlenmiş ve içeriği çok çeşitli aktivitelerle hazırlanmış. Halkla buluşmanın ortamı yaratılmış. Bunun yanısıra festivali düzenleyen işçi kültür evine mensup arkadaşlar ilgili, alakadar, sıcakkanlı ve gülümseyen yüzleriyle festivali daha sıcak hale getirdiler. Ben Adana ÇÜ Balcalı Hastanesi Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanı olarak davet edildiğim bu festivalden var olan sıkıntılarımızı halkla paylaştırdığı ve bizi biraraya getirdiği için memnuniyetle ayrılıyorum. Festivalde kendimce gördüğüm tek eksiklik, halkın katılımı. Halkın katılımı izleyici olarak sağlanmış ama halkın festivale katkısı eksik diye düşünüyorum. Örnek olarak festival esnasında çeşitli yaş gruplarına mensup insanlar sahneden konuşturularak duygu ve düşünceleri öğrenilir ve halkın festivalle bütünleşmesi sağlanabilirdi diye düşünüyorum. Tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum.


Zekiye Aydın (İşçi - 43 yaşında): Festivale ilk defa katılıyorum. Oğlum sayesinde haberim oldu. Birlik olmak iyidir, mücadele edip birlik olmaktan başka çaremiz yok. Festivalde bunlar anlatılıyor. Çok güzel ve coşkulu bir festival oldu.


Bayram Ercil (İşçi - 43 yaşında): Daha önce festivale katılmamıştım. Sincan İşçi Derneği aracılığı ile haberim oldu. Bir işçi olarak festivali çok olumlu buluyorum. Ortadoğu’daki gelişmelerle, Arap isyanlarıyla bağ kurulmuş. Dünya çalkalanıyor, umarım ülkemizde de bu tarz gelişmeler olur. Festival şu an için iyi gidiyor.


Ünal Öztürk (İşçi emeklisi - 57 yaşında): Mamak Kültür Sanat Festivali’ne her sene katılıyorum. Ben kendim de işçiydim. Emekten, mücadeleden yana olan her şeyi desteklerim. Buraya da bunun için geldim. Festival çok güzel gidiyor.


Celal Gezer (Emekli belediye işçisi - 52 yaşında): Ben Sincan’da oturuyorum. Burada misafirim. Oralarda böyle şeyler olmuyor. Ben örgütlü bir işçiydim. Genel-İş üyesiydim. Belediyede çok baskı gördüm. İşçilerin birliği ve örgütlülüğü çok önemlidir. Bu düzen ancak böyle yıkılır. Sadece şimdiye kadar Mahzun-i Şerif çalmadınız, ondan şikâyetçiyim. Bunun dışında festival güzel gidiyor.


Hikmet Ayaz (İnşaat işçisi - 34 yaşında): Festivale ilk defa katılıyorum. Pankartları ve müzik sesini duyunca geldim. İşçi arkadaşlarımızı destekliyoruz. Sonuna kadar onların mücadelesinin yanındayız. Festival insanları biraraya getirmesi açısından çok olumlu. Çok güzel bir festival bence.


Hasan Akbulut (Emekli kamu emekçisi - 66 yaşında): Festivale hep katılıyorum. Bildirilerden, kuşlamalardan, afişlerden görüyorum festivalin yaklaştığını. Bir de sizin gibi gençler geliyorlar eve davet ediyorlar. Festival için böyle bir gündem çok iyi. Bütün işçiler birleşmelidir. Festival her zamanki gibi gayet güzel.


Cennet Unuk (Katibe - 22 yaşında): Daha önce de festivale katıldım. Afişlerden, bildirilerden ve anonslardan duyuyorum. Festivalin şiarı çok iyi seçilmiş. Sürece çok uygun. İşten atmalar, kıdem tazminatının gaspı vb. saldırılar yaşanıyor. Ayrıca Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ayaklanmalar yaşanıyor. İnsanlar din, dil, ırk ayrımı gözetmeden birleşmelidir. Festivali zaten çok beğeniyorum. Akıcı gidiyor. Özellikle müzikler çok güzel.

Kızıl Bayrak / Ankara