Kızıl Bayrak'tan...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor.
Son 5 yıldır 8 Mart kutlamaları üzerinden yaşanan ayrışma ve saflaşma, bu yılki 8 Mart kutlamalarına da damgasını vuracak. Devrimci güçler çeşitli kentlerde oluşturdukları Devrimci 8 Mart Platformları temelinde biraraya gelerek 8 Mart kutlamalarına hazırlanıyorlar. Ortak eylem, etkinlik ve mitinglerle 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü birlikte kutlayacaklar. Bu çerçevede çıkardıkları bildiri, afiş vb. propaganda araçlarıyla işçi ve emekçilere seslenerek 8 Mart kutlamalarına kitlesel ve coşkulu bir katılımın sağlanması için harekete geçmiş bulunuyorlar.
Bu yılki 8 Mart kutlamalarını anlamlı kılan iki etken var. Birincisi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 100. yıl olmasıdır. İkincisi ise TEKEL işçilerinin açtığı yolda erkek-kadın elele 8 Mart’a yürünmesidir. Bu iki etken 8 Mart’ın bu yıl daha kitlesel ve coşkulu kutlanmasının yolunu açmaktadır.
Kimi reformist-feminist-liberal sol çevrelerin her yıl olduğu gibi bu yıl da kadın merkezli bir 8 Mart kutlaması, başta direnişçi TEKEL işçileri olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin ortak mücadele zeminine yöneltilmiş bir saldırıdır. Ancak TEKEL direnişinin gösterdiği en temel derslerden biri de kadın-erkek ayrımı yapmadan mücadelenin sermayeye yöneltilmesi gerçeğidir. Kuşkusuz 8 Mart ayrışması bir alan ayrışması değildir. Temelde kadın sorununa ideolojik bakıştaki ayrışmanın bir sonucudur bu. Gelinen yerde bu ayrışma ve saflaşma politik-pratik tutumlarda da yansımasını bulmaktadır.
Sınıf devrimcileri bu yılki 8 Mart kutlamalarına yönelik hazırlık çalışmalarını etkin ve yaygın bir örgütleyebilmelidirler. 8 Mart’a sayılı günlerin kaldığı bugün, TEKEL işçilerinin mücadele kararlılığını ve direnme ruhunu geniş işçi ve emekçi kitlelere taşıyabilmeli, 8 Mart’ı alanlarda kadın-erkek işçi ve emekçiler olarak TEKEL direnişiyle sınıf dayanışmasını büyütmenin ve güçlendirmenin bir zeminine dönüştürebilmelidirler.
8 Mart emeğin baharının örgütlenmesinde bir başlangıç olabilmelidir. Emeğin baharını kazanmanın yolu 8 Mart’ın kazanılmasından geçmektedir. Öyleyse sınıf devrimcileri 8 Mart’ı ve emeğin baharını kazanmak için seferber olmalı, emeğin baharını devrimci sınıf mücadelesini güçlendirmenin güçlü bir dayanağına çevirebilmelidirler. |