02 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/14

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs yolunda ayrışma ve
birleşme ekseni
TEKEL işçilerinin 1 Nisan eylemi..
Faşist baskı ve terör sökmedi, sökmeyecek!
Anayasa tartışmaları ve emeğin sömürüsünün meşrulaştırılması
TEKEL işçilerinin
1 Nisan buluşması...
BDSP’den yaygın 1 Nisan çağrısı
İşçi ve emekçi hareketinden..
EKK’dan direnişteki TÜBİTAK işçisi
Aynur Çamalan’a..
Adana BDSP’den
TEKEL gündemli toplantı
Sınıf hareketi yeni bir dönemin başında / EKİM
Yolsuzluk düzeni kapitalizme karşı mücadeleye!
Avukatlar sömürüye karşı birleşti
Kusursuz cinayet ve
çıplak gerçekler
Kızıldere şehitleri
katliamın 38. yıldönümünde anıldı
Gençliğin Kızıldere anmalarından...
“Hayatımız sınav” raporunun verilerinin gösterdikleri...
Genç-Sen’den geleceksizlik karşıtı faaliyetler...
Irak halklarının sorunları
birleşik direnişle çözülebilir!
Arap Birliği’nin Sirte Konferansı…
Almanya’da ırkçılık ve faşizm devlet eliyle örgütleniyor
Türkiye’de demokratikleşme
sorunu hakkında kısa notlar…- 6 -
M. Can Yüce
Polis terörüne son!
Hasta tutsaklar için
eylemler sürüyor.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

Sermaye devletinin işçi, emekçi ve devrimci güçlere karşı saldırıları giderek yoğunlaşıyor. Son günlerdeki kimi gelişmeler bunun tırmandırılarak devam edeceğini göstermektedir. 1 Mayıs’a doğru faşist baskı ve terörün dizginlerinden boşanacağını söylemek yerinde olacaktır.

31 Mart sabahı İzmir, Ankara, Bursa ve Samsun’da eşzamanlı olarak başlatılan polis operasyonları sonucu 18 sınıf devrimcisinin kaldığı evler ve kurumlar basılarak gözaltı saldırısı yaşandı. Baskın anında evlerdeki ve kurumlardaki eşyalar tahrip edilerek talan edildi. Güya suç unsuru olan yayın ve kitaplara da el konuldu. Ancak kolluk güçlerinin bu zorbalığının hiçbir hükmünün olmadığı da açıktır. Nitekim İzmir’de gözaltına alınan sınıf devrimcileri ikinci gün çıkarıldıkları savcılık ve mahkeme tarafından ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakıldılar. Ankara’da gözaltında tutulan yoldaşlarımız ise yayına hazırlandığımız esnada gözaltında tutulmaya devam ediliyordu.

Sermayenin kolluk güçlerinin 1 Nisan eyleminin gerçekleşmesinden hemen önce böyle bir saldırıyı gerçekleştirmesini çok tedadüf olarak değerlendiremeyiz. Zira sınıf devrimcileri günlerdir 1 Nisan Ankara TEKEL eylemine hazırlanıyorlardı. Bu çerçevede etkin, yaygın ve güçlü bir çalışma örgütleyerek işçi ve emekçileri TEKEL işçileriyle dayanışmaya çağırıyorlardı. Tam da böyle bir çalışmanın eylemli bir süreçle birleşeceği bir anda bu saldırı startı verildi. Ancak bu saldırı şimdiden boşa çıkarılmış bulunuyor. Sermaye devleti devrimci siyasal faaliyetten duyduğu derin kaygıdan hareketle tüm ilerici ve devrimci güçlere saldırmaya devam ediyor. İşçi ve emekçilerin haklı-meşru hak alma mücadelesine, sendikalaşma girişimlerine, kölelik dayatmalarına, işsizleştirmeye, güvencesizlik ve geleceksizliğe karşı yükselttiği kavga bayrağını elden düşürmeye çalışıyor.

TEKEL işçilerinin 1 Nisan Ankara eylemi günler öncesinde yöneltilen tehditler, yasaklamalar ve engellemelerle önü kesilmeye çalışıldı. Ancak bunu başaramadılar. 78 günlük direnişin ardından geldikleri kentlere dönen TEKEL işçileri mücadelelerini bulundukları tüm yerlerde kararlılıkla sürdürdüler. 1 Nisan Ankara eylemine hazırlandılar. 78 günün ardından boşa çıkarılan TEKEL Direnişi’nin ateşini yeniden yakarak tüm işçi ve emekçilere mücadeleden başka bir yol olmadığını gösterdiler.

Sermaye sınıfı da durumu böyle değerlendirdiği içindir ki TEKEL Direnişi’nin yeniden boy vermesini önleme çalışıyor. 1 Nisan günü Ankara’nın göbeğinde estirdiği faşist devlet terörü bunun için devreye sokuluyor. İşçi ve emekçilerin toplantı, gösteri ve eylem hakkını zorbalıkla yasaklayarak tam bir terör estiriyor. Ancak bu zorbalık da sökmeyecektir. Nitekim işçi ve emekçiler bu zorbalık karşısında boyun eğmemeye kararlılar. İşçi ve emekçiler direnmekten ve mücadeleden başka bir yol olmadığını her geçen gün daha fazla bilince çıkarıyorlar. Sermaye sınıfının en büyük korkusu da budur. Sınıf devrimcileriyle birleşmiş devrimci bir sınıf hareketi sermaye sınıfının kabusu olacaktır.