DHKC tutsağı Selma Kubat, 1 Mayıs 2004 günü, Gebze M Tipi hapishanesinde tecrite ve zorla müdahale uygulamasına karşı bedenini ateşe vererek ölümsüzleşti.
2001 yılında Armutlu katliamında tutuklanmış, önce Bakırköye, ardından da Gebze Hapishanesine sevk edilmişti.
Gültekin Koç Ölüm Orucu Ekibinde yeralan ve direnişinin 197. gününde yaşamını yitiren Selma Kubatın siyasal yaşamını yoldaşlarının kaleminden aktarıyoruz:
Selma Kubat, 13 Kasım 2001de Armutludan gözaltına alınarak tutuklandı. Armutluda bulunmasının nedeni, F Tiplerine karşı sürdürülen direnişi desteklemekti. Onu tutuklayarak direnişi desteklemekten alıkoymak isteyenlerin karşısında direnişin asli unsuru olarak, bir ölüm orucu direnişçisi olarak çıktı. İşkencelerden geçirerek, tutuklayarak bu onurlu direnişi tecrit etmeye çalışanlara yürekli bir cevap verdi. (...)
Dünya halklarının birlik, mücadele, dayanışma gününe tutuşturduğu bedeniyle güç veren Selma Kubat, Malatya Arguvan Koyuncuköyünde 1978de doğdu. Çiftçi bir ailenin çocuğuydu. Lise yıllarından itibaren devrimcileri tanıdı. Devrimci yayınları izlemeye başladı. Devrimci hareketle 1997de ilişki kurdu. Devrimci Gençlik dergisinde çalışmaya başladı. Bu süreç onun tercihlerinin de netleştiği bir süreç oldu. Düzen mi devrim mi kararını vermesine bağlı olarak gençlik hareketinde giderek artan görev ve sorumluluklar üstlendi.
Mücadele içinde yeralmaya başlamasıyla gözaltı ve işkencelerle, hapishanelerle de tanıştı. Onun yaşadığı gözaltılar, bu ülkede demokratik mücadelede yer alanların karşı karşıya kaldığı baskıların karakteristik bir özetidir: 1997de, şehit düşen bir devrimci için düzenlenen anmada ilk kez gözaltına alındı. İkinci gözaltısı Sağmalcılar hapishanesinde ziyaretten çıkışta yaşadı. Gençlik dergisinin muhabiri olarak Bağcılarda bir ilkokuldaki gelişmeleri haber yapmak için gittiğinde üçüncü kez gözaltına alındı. Dördüncü kez TAYADa yapılan baskının haberini yapmak için TAYADa gittiğinde gözaltına alındı. Kısa süreli tutukluluklar yaşadı. Son gözaltı ve tutuklanması da, yine haklı, meşru, demokratik bir direniş tavrı göstermesi nedeniyleydi. Direnme hakkını yoketmek isteyenler, aynı 1 Nisan 2004.teki DHKP-C Operasyonunda olduğu gibi, Armutluda direnişe destek eylemi yaparken gözaltına aldıklarına da örgüt üyeliğinden onlarca yıl hapis cezaları verdiler. Ama direnme hakkını yokedemediler... (Devrimci Halk Kurtuluş Cephesinin açıklamasından....)
ODTÜde Teknoparklar Zirvesi basıldı...
Sermayenin teknik üniversiteler içindeki uzantıları olan, üniversitelerin şirketleşmesi yolunda temel dayanak noktasını oluşturan ve Türkiyenin silikon vadileri buluşuyor şiarıyla ODTÜde bir zirve yapmak isteyen Teknoparklar ODTÜlü öğrencilerden gereken yanıtı aldılar.
Zirvenin yapılacağı 3 Mayıs sabahı afişlerimizle bütün ODTÜlü öğrencileri Fizik Bölümü önünde toplanıp zirveyi basmaya çağırdık. Saat 12:30da 80 kişilik bir kitleyle Tekellere değil insanlığa bilim! yazılı pankartımızla yürüyüşe geçtik. Zirvenin yapıldığı KKMye (Kültür Kongre Merkezi) geldiğimizde, önümüze çıkan birkaç jandarma ve ÖGByi aşarak zorla toplantı salonuna girdik. Konuşmacıların önüne pankartımızı açtık. Şirket temsilcilerini (daha doğrusu silah tüccarlarını) toplantıya katılan herkesin önünde teşhir ettik ve bildirilerimizi dağıttık.
Toplantı salonunu yaklaşık 20 dakika işgal ettik ve zirveyi engelledik. Daha sonra KKM önüne çıkarak Teknopark Zirvesi pankartını kaldırdık, afişlerini söktük. Buradan tekrar sloganlarla Fizik Bölümü önüne yürüdük. Eylemde sık sık Sermaye defol üniversiteler bizimdir!, Tekellere değil insanlığa bilim!, Girişimci değil özerk-demokratik üniversite! sloganları atıldı.