1 Mayıs öncesinde yaşanan tartışmalar İstanbulda iki ayrı 1 Mayıs tablosu ortaya çıkardı. 1 Mayısa birkaç gün kala süren belirsizlik tablosu sendikalar cephesinden eyleme katılımı olumsuz yönde etkiledi. Örneğin KESKe bağlı sendika ve şubelerin birçoğunda üyeler, 1 Mayısa bir gün kala, eylemin nerede yapılacağının bilgisine dahi henüz ulaşamamıştı.
Son yıllarda sendikaların 1 Mayısa hazırlığı teknik boyuta indirgemesi sözkonusu. Bu sene buna 1 Mayısa bir gün kala KESK ve DİSKin toplanma yeri olarak Saraçhaneyi belirlediklerini açıklaması eklenince, 1 Mayıs öncesi hazırlıklar tümden yetersiz kaldı. Ancak bir yandan sendikalar cephesinden yaşanan belirsizliğe, diğer yandan İstanbul Valisinin ortamı terörize eden tehdit dolu açıklamalarına rağmen KESK, DİSK, TMMOB ve TTBnin çağrısıyla gerçekleşen Saraçhane eylemine 20 bini aşkın işçi ve emekçi katıldı.
Devletin alan yasaklayan, eylemi yasadışı ilan eden tutumunu fiili olarak boşa çıkaran katılımcılar sabah saatlerinden itibaren Saraçhanede toplanmaya başladılar. Kitlenin artmasıyla birlikte alan trafiğe kapandı. Toplanma yerine çeşitli yönlerden yürüyüş yaparak gelmek isteyen grupların önünü kesmeye çalışan kolluk güçlerinin bu girişimi yine fiili olarak aşıldı.
Saat 11:00e yaklaştığında alan hemen hemen dolmuştu. Kitlenin toplanmasıyla birlikte düzensiz ve sıkışık bir şekilde oluşturulan kortejlerin ucu Fatih postanesine dayandı. Beyazıta doğru yürüyüş yapılması beklenirken, çevre il ve bölgelerden alana gelmek isteyen kitlenin Kavacıkta kolluk güçleri tarafından durdurulduğu haberinin ulaşması üzerine kürsüden, engellenen kitle alana gelene kadar bekleneceği duyurusu yapıldı.
Saat 12:00de yürüyüşe hazırlanan kitlenin önü emniyet güçleri tarafından kesildi. KESK ve DİSK başkanları ile emniyet yetkilileri arasında yapılan görüşmeler sonucunda konuşmaların Saraçhanede yapılması ve Yenikapıya doğru yürüyüşe geçilmesi konusunda anlaşmaya varıldı.
Kürsüye ilk olarak KESK Genel Başkanı Sami Evren çıktı. Evren, ilk grev ve toplusözleşme hakkının kazanıldığı Saraçhanenin tarihsel önemine değindikten sonra Taksim aklımızdan çıkmadı. Bir gün mutlaka Taksime çıkacağız dedi. NATO Zirvesine değinen Evren, emperyalistlerin İstanbula sokulmayacaklarını vurguladı.
Ardından DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi bir konuşma yaptı. Kölelik yasalarına, ücretlerin düşüklüğüne, sosyal güvenlik haklarının gaspına, yoksulluğa, Irak ve Filistindeki emperyalist işgale ve emperyalist saldırılara değinen Çelebi konuşmasını şu sözlerle bitirdi: Emekçiler ve emekliler olarak güçlerimizi birleştirmeliyiz. Mücadele etmeli ve kazanmalıyız! Başka çare yok! Başka yol yok! Önümüzde zor bir süreç var. Bizi aynılaştırmak isteyenlerin tuzağına düşmeyeceğiz. Yapay birlikteliklerle değil, sınıf temelinde bizimle birlikte olanlarla yürüyeceğiz. Bu temelde rotamız sınıf mücadelesidir. Buradan seslerimizi yükseltiyoruz: Haklarımızı ve özgürlüklerimizi savunmak için; yoksulluğun önlenmesi için, yolsuzluklara son vermek için; çocuklarımızın gelece&urren;i için, insanca, hakça, kardeşçe bir yaşam için; barış içinde, sınıf ve halkların kardeşliği temelinde bir dünya; demokratik, bağımsız ve özgür bir Türkiye için Yaşasın işçilerin, emekçilerin birliği! Yaşasın birlik, mücadele, dayanışma!, Yaşasın 1 Mayıs!
Konuşmaların ardından 1 Mayısta ve devrim mücadelesinde şehit düşenlerin anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Tüm olumsuzluklara rağmen, alanda yakalanan kitlesellik; devletin yasaklarını fiili olarak aşmanın yarattığı moral ve motivasyon; yıllardır bir karnaval havasına büründürülen eyleme bu sene çeşitli ses araçlarından yükseltilen 1 Mayıs Marşının damgasını vurması; böylece asgari planda olsun 1 Mayısın anlamına uygun bir biçimde gerçekleşen kutlama, kitlede coşkuyu artıran etkenler oldular. Bu coşku yürüyüşe geçildiğinde doruk noktasına ulaştı.
Eylemde emperyalist savaş ve NATO karşıtı şiarlar öne çıkarken 1 Mayıs kızıldır kızıl kalacak!, Devrim şehitleri ölümsüzdür!, Yaşasın devrim ve sosyalizm! sloganları da kitlesel ve coşkulu bir şekilde haykırıldı.
Konuşma ve anmanın ardından kitle Yenikapıya doğru yürüyüşe geçti. Önde KESK ve DİSK kortejleri oluşturuldu. Yenikapıya varıldığında düzen bekçilerinin baskıları sonucu buradaki program erken bitirildi. Ancak kortejin ön tarafı Yenikapıya vardığında yürüyüşe yeni geçmiş kortejlerin yürüyüşü halen sürüyordu.
KESK eyleme ağırlığını Eğitim-Senin oluşturduğu 2 bin kişilik bir katılım sağladı. SES, BES, Tüm Bel-Sen şubeleri de belli bir katılım sağlamışlardı. KESKin açıklanmış bir kararı olmamasına rağmen bölge illerden de eyleme katılan şubeler vardı.
DİSK eyleme bölgesel düzeyde katıldı. En kitlesel katılımı Birleşik Metal-İş sağlarken Genel-İş, Lastik-İş, Dev-Sağlık-İş, Bank-Sen, Nakliyat-İş ve Limter-İşte belli bir katılım sağladılar. DİSK kortejlerinde yaklaşık 3 bin işçi yürüdü.
TMMOB ve TTBnin katılımı sınırlı oldu. Pir Sultan Abdal Derneği 150 kişilik kortejiyle eyleme destek veren DKÖler arasındaydı. Reformist çevrelerden eyleme Türkiye genelinde merkezi olarak katılan TKP 4500, ÖDP 1500, SDP 400, DEHAP 2 bin, SEH 150 kişilik katılım sağladılar. Devrimci gruplardan ise BDSP 400, HÖC 1300, Halkevleri 600, ESP 800, Barikat 150, Alınteri 25, Kaldıraç (Türkiye genelinde merkezi) 350 ve Direniş 400 kişilik kortejleri ve pankartlarıyla eyleme katıldılar. Eyleme EHP, otonom gruplar, üniversite gençliği, anarşistler ve çeşitli grupların oluşturduğu çevreler de pankartlarıyla katıldı.
Komünistler eyleme Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi/BDSP, NATO Zirvesine geçit yok! Kahrolsun emperyalizm!/BDSP, Ya barbarlık, ya sosyalizm!/Kızıl Bayrak pankartlarıyla, Mark-Engels-Leninin resimleriyle ve kızıl bayraklarıyla çoşkulu ve disiplinli bir kitle olarak katıldılar. Genç komünistler de Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim!/İLGP, Emperyalistler, işbirlikçiler 6. Filoyu unutmayın!/NATO Karşıtı Öğrenciler, NATOdan çıkılsın üsler kapatılsın!/Trakya Üniversitesi Öğrenci Platformu imzalı pankartlarıyla alandaki yerlerini aldılar. OSB-İMES işçileri OSB ve İMESte örgütlü işçiler kazanacak!/OSB ve İMES İşçileri Derneği imzalı pankartlarıyla eyleme katıldılar.
Sonuç olarak, emperyalizmin savaş aygıtı NATOnun İstanbulda toplanmasına az bir zaman kala devletin tüm baskı ve tehditlerine rağmen, yasakları fiilen aşarak işçi ve emekçi hareketine moral vermiş olan 1 Mayıs Saraçhane eylemi sınıf hareketine ciddi bir politik kazanım sağlamıştır.