Her yerde SAG-ÖO direnişinin sesi olacağız!
11 Kasım Cumartesi günü Almanyanın Duisburg kentinde yürüyüşe katıldık. Hayli coşkulu ve militan bir atmosferde gerçekleşen bu yürüyüş biter bitmez, bu kez Süresiz Açlık Grevinin sesi ve soluğu olmak üzere bir başka kentte yapılan bir düğüne gittik. Bonn kentinden taraftarlarımız olan bir grup arkadaşla birlikte, düğünü, 20 Ekimden beri sürdürülen SAG-ÖO direnişinin propaganda ve destek çağrısının yapılacağı bir alana çevirmeye karar verdik.
Düğüne yaklaşık 400ün üzerinde insan katılmıştı, bunu değerlendirmek gerekiyordu. Düğün sahibine kısaca yapmayı düşündüğümüz şeyleri anlatıp izin istedik. Mikrofon sizin, salon sizin şeklinde yanıt aldık. Hemen harekete geçtik.
İlk önce önden hazırladığımız konuşma metnini okuduk. Ardından yanımızda götürdüğümüz Almanca-Türkçe bildirilerimizi ve el ilanını davetlilere/masalara dağıttık. Bu arada tek tek insanlara diyaloga girdik, Süresiz Açlık Grevinin nedenlerini ve amacını anlattık. Bildirilerimiz beklediğimizden daha fazla ilgi gördü ve okundu. Bu da bizi sevindirdi.
Bir de kısa bir açıklama eşliğinde cezaevlerindeki yoldaşlarımıza iletilmek üzere bağış topladık. Davetliler 500 DM civarında bağışta bulundular.
Düğün vesilesiyle bir kez daha görüldü ki, Almanyadaki göçmen işçi ve emekçiler, kimi karamsar ve umutsuzların düşündüklerinin tersine, devrimci politik faaliyete hiç de kapalı değildirler. Yeter ki devrimci politik faaliyetin ve devrimci eylemin, somut olarak da SAG ve ÖO eyleminin haklılığına ve meşruiyetine inanılsın, işçi ve emekçiler buna fazlasıyla karşılık vereceklerdir.
Süresiz Açlık Grevi-Ölüm Orucu direnişimizin her yerde sesi ve soluğu olmaya devam edeceğiz.
Köln ve Bonndan TKİP taraftarları
Hücre tipi saldırısına karşı tepkiler güçlenerek yayılıyor
Almanya-Duisburgda protesto yürüyüşü
DETUDAKın aldığı karar üzerine, 11 Kasımda Avrupanın pek çok yerinde devrimci tutsaklara dönük hücre tipi saldırıyı protesto ve Süresiz Açlık Grevi-Ölüm Orucu direnişini desteklemek için yürüyüşler yapıldı. Bu yürüyüşlerden biri de Almanyanın Duisburg kentinde gerçekleştirildi.
Yaklaşık 1000 kişinin katıldığı yürüyüş son dönemlerde gerçekleştirilen en coşkulu ve en militan eylemdi. Aynı gün yurt dışındaki MHPli faşist çetelerin Duisburgda bir toplantı yapmaları ve bu faşist partinin lideri Devlet Bahçelinin toplantıya katılmak üzere gelmesi bunda büyük rol oynadı.
Tüm katılımcılar tek pankart (DETUDAK) altında yürüdüler. Ayrıca yürüyüşte Süresiz Açlık Grevini ve Ölüm Orucunu dile getiren bir pankart da taşındı. Kitleye başından itibaren coşku ve kararlılık hakimdi. Özellikle faşistlerin toplantı yaptıkları salona yaklaşıldığında, kitlenin bu canlılığı daha da belirgin hale geldi. Tüm yumruklar havada ve tek ağızdan gür bir biçimde sloganlar haykırıldı. Faşist çetelerin aynı kentte toplantı yapıyor olmaları daha başında kitlede büyük bir gerilime yol açmıştı. Faşistlerin toplantı yaptıkları salonun önüne gelindiğinde bu gerilim doruğuna ulaştı. O kadar ki, bir yandan polisin provokatif davranışları, diğer yandan polis barikatının arkasına sığınan faşistlerin kurt işareti yapmaları, başta gençler olmak üzere katılımcıları hareketlendirdi. Gruplar halinde polislerin ve faşistlerin üzerine yürüdüler. Bir süre polisle çatışma durumu yaşandı. Polis ve faşistleri lanetleyen sloganlar atıldı. Daha büyük çatışmaların yaşanması güçlükle engellendi.
Kuzey Ren Westfalien bölgesi TKİP taraftarları olarak yürüyüş boyunca Süresiz Açlık Grevi ve Ölüm Orucu ile ilgili Almanca-Türkçe bildiriler ve el ilanı dağıttık. Pek çok taraftarımız yanlarında getirdikleri pullarla yürüyüş güzergahını süslediler. Ayrıca SAG-ÖO ile ilgili afişlerimizden dövizler hazırlamıştık. Almanca hazırlanmış dövizlerimize yerel basın yoğun ilgi gösterdi.
Yürüyüşe hem de hatırı sayılır bir kitleyle (yaklaşık 300 kişi) Alman Anti-faşistleri de (Anti-fa) katıldı. Pek çok açıdan yürüyüşü anlamlı hale getirdiler. Yürüyüş iznini onlar almıştı, ses cihazlarını ve ses cihazlarının taşındığı arabayı onlar kiralamıştı. Daha anlamlı olan ise Alman Anti-faşist dostlarımızın aynı gün gerçekleştirecekleri yürüyüşlerini iptal edip bizimle dayanışmayı tercih etmeleriydi. Bu tüm katılımcıları oldukça duygulandırdı. Dayanışmacı sloganlarımızla dostlarımızı selamladık. Bununla da yetinmeyip yürüyüş sonrasında DETUDAK bileşenleri olarak yaptığımız yürüyüş değerlendirme toplantımızda, bu anlamlı enternasyonal dayanışmayı ve bu tutumun temsilcisi Anti-faşist dostlarımızı selamlama kararı aldık ve ilettik.
İçinden geçtiğimiz günler son derece kritik günlerdir. Ve zaman hızla akıp gidiyor. Dolayısıyla buna uygun bir hız, tempo ve yoğunlaşma içinde olmak gerekiyor. Daha önemlisi de, bugünlerde eylemli tepkilere öncelik vermek gerekiyor. Kuşkusuz ki, bu, kendi içinde bir eylemlilik olmamalıdır. Tam tersine, bu dönemde amaca hizmet eden etkinlikler ortaya konulmalı ve tüm çabalar somut hedefleri olan ve sonuç almaya hizmet eden eylemler örgütlemeye yoğunlaştırılmalıdır. Her zamanki olağan çabalarla yetinmek süreci kavrayamamaktır, ki bizim için bu kabul edilemez.
Kuzey Ren Westfalenden TKİP taraftarları
Zürihte coşkulu kitlesel yürüyüş...
Devrimci tutsaklar onurumuzdur!
İsviçre DETUDAK komitesi tarafından 11 Kasım Cumartesi günü Zürih kentinde düzenlenen yürüyüşe 1000 kadar kitle katıldı. Kısa bir zaman dilimine sığdırılan ve yeterli bir ön hazırlık çalışması yürütülmeyen yürüyüşe bu düzeyde bir katılım anlamlıydı.
Hücre saldırısına karşı ve SAG direnişini desteklemek çerçevesinde İsviçre DETUDAK olarak bir takım etkinlikler sürecine girmiş bulunuyoruz. Yasa-yasadışı kitlesel gösteriler de yürüteceğimiz etkinliklerin bir boyutunu oluşturuyor. Merkezi DETUDAKın Avrupanın çeşitli kentlerinde yürüyüşler örgütleme kararını kendi alanımızda da gerçekleştirdik. Bir çağrı bildirisi hazırlayarak yürüyüşün ön hazırlıklarına başladık. Çağrı bildirileri bazı kentlerde posta kutularına yaygınca dağıtıldı. Malesef bu her alanda gerçekleşmedi. Öngörülen kahve konuşmaları yapılmadı. Çağrı bildirilerinin afiş ebadında büyütülüp iş yerlerine, kahvelere vb. yerlere asılması sağlanmadı. Buna rağmen tüm bileşenlerin güçlerini seferber etmesi ve bu çerçevede eylemin ciddiye alınması olumlu bir durumdur.
Yürüyüşte sadece ortak pankartlar taşındı. SAG direnişini sürdüren partilerin imzasını taşıyan Almanca pankartın taşınması ise, komitenin ortak kararı sonucuydu. Yürüyüş güzargahı boyunca, üç partinin direnişini ve taleplerini içeren açıklamaları Almanca hazırlandı ve yaygınca dağıtıldı. Şehir merkezine gelindiğinde caddede yoğun bir kalabalık vardı ve yürüyüş büyük bir ilgi gördü. İnsan kalabalıkları taşınan pankartlara, dövizlere ve dağıtılan bildirilere yoğun ilgi gösterdiler.
Biz BİR-KAR olarak da Almanca bildirilerimizi yaygınca dağıttık. Türk Konsolosluğunun önüne gelindiğinde kitlenin tansiyonu yükseldi. Kitle büyük bir öfkeyle Katil devlet hesap verecek!, Devrimci tutsaklar onurumuzdur!, Yaşasın Ölüm Orucu-zindan direnişimiz!, Tutsaklara kalkan elleri kıracağız! vb. sloganları yükseltti. Konsolusluk önünde şehitler anısına saygı duruşu yapıldı ve ortak bir metin okundu. Ulucanlardaki vahşeti sergileyen resimler konsolosluğun kapısına bırakıldı ve eylem sona erdirildi.
Önümüzdeki süreçte bir dizi eylemlilikler planı saptamış bulunuyoruz. BİR-KAR olarak süreçtek rolümüzü ve sorumluluklarımızı yerine getirmek doğrultusunda hiçbir fedakarlıktan ve zorluktan kaçınmayacağız. Önümüzdeki dönem etkinliklerini düzenli olarak basınımıza yansıtacağız.
20 Ekimde başlattığınız uzun maratonunuzu selamlıyoruz!
Hep beraber hep birlikte olacağımıza söz veriyoruz!
Biz kazanacağız!
20 Ekimde başlattığınız uzun maratonunuzun sıcaklığını ve gururunu biz yurtdışındaki TKİP taraftarları, aynı sıcaklık ve heyecanla taşıyoruz. Çünkü yine biz kazanacağız.
Katil devlet büyük kavgaların kalleşliğini her zaman yapmıştır. Devlet, elindeki ve denetimindeki tüm araçları kullanarak, bu tür direnişleri kamuoyu ve kitlelerden gizlemeye çalışmıştır. Ama direnişin yakıcı sıcaklığını hissedince, başvurduğu yöntemler tehdit, yalan ve katliamlar olmuştur. Bugün de başvurduğu aynı yol ve yöntemdir.
800 kişinin üzerinde açlık grevine başlayan özgürlük tutsaklarının 25. gününde hala sicili bozuk medyadan bir haber yansıtılmıyor. Ama çete devletinin kirli medyası döne döne kirli işler ve provokasyonları yansıtıyor. Bugün de yapmaya çalıştıkları aynı şey. Eğer cezaevlerini çeteler vasıtasıyla yakıyorlarsa, bugün dillerinde af teranalerini dolandırıyorlarsa, bunlar hep devrimci tutsakları ve devrimci tutsakların şahsında tüm toplumu teslim almaya yöneliktir.
Amaçları, bu tür kirli oyunlarla kamuoyunun tepkisini azaltarak, hedefledikleri F tipi hücre yaşamını devreye sokmaktır. Ancak; Öleceğiz ama hücrelere girmeyeceğiz! kararlılığını kuşanan devrimci tutsakların şiarını alanlara taşıyarak devletin kirli oyunlarını bozmaya kararlı olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz.
Bizler TKİPli taraftarlar olarak yurtdışında yürütülmekte olan ortak eylem ve etkinliklere katılmanın yanısıra kendi bağımsız çalışmamıza hız vereceğiz.
11 Ekimde Stuttgartta yapılan F tipi hücrelere hayır yürüyüş ve mitingine aktif olarak katıldık. Ayrıca, Türkiye cezaevlerindeki tecrit ve izolasyona hayır!, Öleceğiz ama hücrelere girmeyeceğiz!/TKİP imzalı kuş ve pulları yaygın kullandık. TKİP Cezaevi Merkezi Örgütlülüğünün çağrı bildirisi ve BİR-KAR imzalı bildirileri yaygın bir şekilde dağıttık.
Ev ziyaretleri yaparak diğer kurum ve kuruluşları ziyaret etmeye devam ediyoruz. Bugün en acil ve yakıcı ihtiyaç, zindanlara yönelik faşist saldırıyı püskürtmek için tüm güçlerimizle seferber olmaktır. Bir kez daha direnişte olan devrimci tutsaklara söz veriyoruz:
Omuz omuza, yürek yüreğe, birlikte yürüyeceğiz!
Stuttgarttan TKİP taraftarları
|