İçindekiler:

11 Haziran 2022
Sayı: KB 2022/21

Yeni 15-16 Haziranlar için ileri!
Rejimin savaş-işgal-ilhak histerisi
AKP ve devletin paramiliter güçleri
TÜİK'ten enflasyon oyunu
"AP'nin sığ eleştirisi"
Saray iktidarının yargı sopası
MİB MYK toplantısı sonuç metni
Eriyen ücretler ve eşel-mobil
Solufert'te sendikal mücadele programı
TÜPRAŞ ve sendikal bürokrasi üzerine
Kapitalizm, savaş ve parti programı / 3
Ukrayna krizi sonrası dünya
NATO'nu Ukrayna'daki liberalleri?
Amerikan Zirvesi
Askerlik karşıtlığından...
Pressan işçileriyle enternasyonel dayanışmaya!
Novares'te birliğimizi güçlendirelim!
Yeni milyoner sayısı arttı
20 yılda büyük tahribat!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Saray iktidarının yargı sopası

 

Ekonomik başta olmak üzere bir dizi alanda hareket alanı daralan AKP-Erdoğan rejiminin önümüzdeki süreci atlatabilmek için elinde baskı ve zorbalıktan başka bir şey kalmamış görünüyor. Kendi rejimini ayakta tutabilmek adına kirli yol ve yöntemleri kullanmaktan da geri durmayan Erdoğan, hukuku da kendine göre dizayn ediyor.

Kendisinden olmayanlara dönük seviyesizliğinin sınırlarını zorlayan Erdoğan rejimi burjuva hukuku dahi tanımıyor. Orman kanunları ile yönettiği ülkeyi karanlığa boğan Erdoğan, yargıyı da muhalifleri baskı altına almanın önemli bir aracı olarak kullanmaya devam ediyor.

Bunun son örneği, hâkim Akın Gürlek’in Adalet Bakanı Yardımcılığı’na atanarak ödüllendirilmesi oldu. Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımamakla bilinen Gürlek’in Canan Kaftancıoğlu, Selahattin Demirtaş, Selçuk Kozağaçlı ve Enis Berberoğlu gibi pek çok siyasi davanın kararlarının altında imzası var.

Milyonlar geçim derdi ile boğuşuyor. En ufak hak kırıntılarına dahi göz dikiliyor. Temel hak ve özgürlükler tırpanlanıyor. Böyle bir atmosferde gerçeklerin anlatılmasından ve biriken öfkenin örgütlü bir güce dönüşmesinden korkan AKP rejimi, yargıyı muhalifler üzerinde baskı aracı olarak kullanarak işçi ve emekçilere sopa sallıyor. Toplumsal desteği de giderek eriyen Erdoğan’ın rejimini koruma telaşı her türlü söylem ve politikalarına da yansıyor.

Uzunca bir süredir Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlardan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyordu.

Şimdi de AYM kararlarını tanımayan hakimlere sarılarak geleceğini kurtarmaya çalışıyor.

Akın Gürlek kimdir?

Resmî Gazete’de yayınlanan bir kararla Adalet Bakanlığı Yardımcılığı’na terfii ettirilen Akın Gürlek’in dosyası hayli kabarık. Önce İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, ardından ise 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevlerini yürüten Gürlek’in bazı icraatları şu şekilde:

* Selahattin Demirtaş’a örgüt propagandası suçundan 4 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Bu ceza; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Demirtaş’ın ana davasındaki verdiği ihlal kararından önce tahliye edilmesine rağmen, cezaevinden çıkamamasına neden oldu. Siyasi yasaklı duruma gelen Demirtaş 2023 seçimlerinde cumhurbaşkanı adayı olamayacak. Eski HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’e 3 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

* Canan Kaftancıoğlu’na yedi yıl önceki sosyal medya paylaşımları nedeniyle 9 yıl 8 ay hapis cezası verdi. Yargıtay bu cezanın 4 yıl 11 aylık kısmını onayladı. Gürlek’in mahkemesinin verdiği kararla Kaftancıoğlu’na “Parti yöneticisi olmasına kısıtlama” getirildi.

* Gürlek başkanlığındaki İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için Türkiye İnsan Hakları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya 2 yıl 6 ay hapis cezası vermiş ve cezada indirime gitmemiştir.

* Gazeteci Can Dündar’ı kaçak ilan ederek gayrimenkullerine el koyma kararı da Akın Gürlek’in mahkemesinden çıktı.

* Aralarında Selçuk Kozağaçlı’nın bulunduğu 18 ÇHD’li avukata verilen 159 yıllık hapis cezasının altında da imzası var.

* Anayasa Mahkemesinin (AYM) Enis Berberoğlu’na ilişkin verdiği hak ihlali kararını uygulamadı.

* Gezi davasında Osman Kavala’yla birlikte Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Yiğit Ali Ekmekçi ve Tayfun Kahraman’ın tutuklanmasına yapılan itirazı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi reddetti. İtirazı reddeden mahkemenin başkanı da Gürlek’ti.

* Akın Gürlek’in başkanı olduğu İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, son olarak Süleyman Soylu’nun İBB çalışanlarını terör örgütleriyle ilişkilendirerek özel teftiş başlatmasına dayanak olan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) yargılamasını yürütüyordu.

* Akın Gürlek tarafından İstanbul Sulh Ceza Mahkemesi Hakimliği döneminde AKP’li Celalettin Güvenç’in Erzurum’da vali olduğu dönemde, 15 yaşındaki kız çocuğuna 84 kişi tarafından tecavüz edilmesine dair dosyanın nasıl kapatıldığının ayrıntılarının yer aldığı “Mahrem / Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” adlı kitap dahil birçok yayın organındaki ilgili haberlere, aynı zamanda AKP Kahramanmaraş Milletvekili Güvenç’in talebiyle 28 Eylül 2017 tarihinde erişim engeli getirilmesinin altında Gürlek’in imzası var.

İşte Gürlek, sulh ceza hakimiyken altına imza attığı bu hukuksuz kararlarla Saray’a biat ettiğini kanıtlayarak tek adam rejiminin yargı ayağında derin yerini almıştır. Basit bir atama olmayan bu karar, muhaliflere, direnenlere, hakkını arayanlara yönelik baskının daha da artacağının yeni bir göstergesidir.

K. Düşgör

 

 

 

 

Fetihtepe’de rantsal dönüşüme karşı eylem...

 

AKP’li Beyoğlu Belediyesi’nin Fetihtepe Mahallesi’nde rantsal dönüşüm bahanesiyle mahalleliyi zorla evlerinden atma saldırısı sürüyor.

Beyoğlu Belediyesi önünde eylem gerçekleştirildi. Okmeydanı Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Şener Kartal okuduğu basın açıklamasında “Su, elektrik insanın yaşam hakkıdır. Bizler doğru düzgün kira yardımı istiyoruz” dedi.

Kartal talepleri şu şekilde özetle şu şekilde sıraladı:

“*- Kentsel Dönüşüm Yasası’nın ‘plan olmadan dönüşüm yapılamaz’ kuralının gereği olarak 1/5000’lik ve 1/1000’lik Planların yapılmasını,

*- Planların bölgemizdeki sivil toplum kuruluşlarından, üniversitelerin ilgili bölümlerinden, şehir plancıları ve mimarlar odasından görüş alınarak yapılmasını,

*-Planlar yapılıncaya kadar adamızdaki plansız kentsel dönüşüm uygulamasının durdurulmasını,

*-Tapulu tapusuz ayırımından kaynaklı sorun ve mağduriyetlerin yaşanmaması için, 2981 ve 4706 sayılı yasaların öngördüğü kurallar çerçevesinde hak sahipliği kazanmış olanlara tapularının verilmesini,”

Av. Onur Cingil de söz alarak şunları ifade etti:

“Biz ne yapıyoruz? Fetihtepe’de halkına düşman olan halk düşmanları ile mücadele ediyoruz. Halkını dinlemeyen, halkına çevik kuvvet gönderen, kan döktüren bir zihniyetle mücadele ediyoruz. Belediye başkanı siyaseti bırakmalı.

Belediyeler hizmet etmek için vardır ama bu belediye halkına zulmetmek için var. Başka da bir şey yapmıyor.”