İçindekiler:

29 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-42

“Restorasyon” ve sol hareket
Düzenin temsilcileri derman olabilir mi?
Asgari ücret mücadele gündemidir
Kur krizi
Körfez şeyhlerinin ayağına düştüler
CHP ve TÜSİAD’ın “Kürt açılımı”
Asgari ücret için çağrılar
Sokaklarda “istifa” sesleri…
Engels, oportünizm ve devrim - A. Eren
Sinbo direnişinde 25 Kasım
Dardanel işçilerine: “Yaparsa işçiler yapar!”
Kadınlar 25 Kasım’da sokaklarda...
Frankfurt’ta 25 Kasım
Avrupa’da pandemide 4. dalga
Burkina Faso’da Fransa karşıtı eylemler
İsviçre’de halk oylaması
Wuppertal’de coşkulu Engels eylemi
Beyaz Adam’ın “adaleti”
Eğitim hayatımızı mahvedenlere karşı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Frankfurt’ta 25 Kasım yürüyüşü

 

Frankfurt’ta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle bir yürüyüş düzenlendi.

Alman Sendikalar Birliği (Deutscher Gewerkschaftsbund - DGB) 25 Kasım’a hazırlık aşamasında oluşturduğu “kadın hakları birliği”nin kurulmasında bir yandan öncülük yaparken, diğer yandan da 25 Kasım yürüyüşünün çağrısında ve organizasyonunda bu yıl ilk kez aktif ve yönetici bir rol aldı. DGB’nin bu rolü, 25 Kasım’ın anlam ve öneminin içini boşaltmak için üstlendiği mitingde gözler önüne serildi.

Frankfurt Willy Brand Platz durağında başlayıp, opera meydanındaki bir mitingle devam eden yürüyüşe, yaklaşık 500 kişi katıldı.

Miting alanında önden belirlenmiş konuşmacılar arasında, Frankfurt için Kadın Hakları’ndan (Frankfurt für Frauen*rechte) Ursula auf der Heide, Afgan Kadın Haklarını Koruma Derneği’nden (Hilfsorganisation zur Förderung der Rechte afghanischer Frauen e.V.) Nadia Qani-Schwarz, ZONTA Club Frankfurt am Main’dan Renate Mack, Uyuşturucu Bağımlılarını Destekleme Kurumu’ndan (Integrative Drogenhilfe e.V.) Gabi Becker, Göçmen Kadınlar Birliği’nden (Migrantinnenverein Frankfurt e.V.) Gülşen Balaban, Lezbiyen Enformasyon ve Danışmanlık Kurumu’ndan (Lesben Informations-und Beratungsstelle e.V.) Maike Erdt, Broken Rainbow’dan Theresia Krone, Kadın Kadına Yardım Derneği’nden (Frauen helfen Frauen) Hilke Droege-Kempf ve Hessischer Flüchtlingsrat’tan Harpreet Cholia yer aldı.

Yapılan konuşmalarda kadına yönelik şiddetle ilgili rakamlar verilirken, kadına yönelik şiddetin sınıfsal boyutuna değinilmedi. Kadına yönelik şiddetin engellenmesi ve kadın sorununun çözümü için kapitalist barbarlık sistemini ortadan kaldırmak gerektiği, sorunun kaynağında kapitalist özel mülkiyet ve sömürü düzeninin yattığı gerçekleri konuşmacılar tarafından gerekli vurguyla ifade edilmedi.

Tüm bunlar ve işçi-emekçi kadının, pandeminin derinleştirdiği ekonomik kriz sonucunda, artan şiddetten katbekat daha fazla payını aldığı gerçeği, Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu’nun (PiA) dağıtmış olduğu bildiride hak ettiği biçimde yerini buldu. PiA, yaygın bildiri dağıtımıyla eksik kalan bu yönleri kapatmaya çabaladı.

Ayrıca, BİR-KAR’ın yanı sıra Türkiyeli kadın örgütlerinin de yer aldığı mitingde, söz almak isteyen Türkiyeli emekçi bir kadın, DGB’li kadın sendika yöneticisi tarafından, “açık kürsü olmadığı” gerekçesiyle reddedildi.

Bunlara ek olarak son dönemde Almanya’daki başlıca gündemlerden biri olan polis devleti uygulamaları, devlet ve polis terörü de mitingde tümüyle görmezden gelindi. Oysaki 25 Kasım, Mirabel Kardeşler’in Trujillo diktatörlüğüne ve onun her türlü devlet terörüne karşı mücadelesinden doğmuştur. Dolayısıyla 25 Kasım; aynı zamanda şiddeti doğasında barındıran, şiddetten beslenen ve sadece kadına yönelik değil, kadın-erkek ayırmaksızın işçi sınıfını ve toplumun ezilen sömürülen kesimlerini hedef alan polis devletini de teşhir etme günüdür.

DGB sendika bürokratları mitingde aldıkları bu tutumlarla, sorunun esas yönlerini ve gerçek muhataplarını es geçmekle kalmadılar, kendi kontrollerindeki kürsüyü, kadına yönelik şiddetin çözümü konusunda yeni hükümete dair hayaller yaymak ve emekçi kadınları aldatmak için kullandılar.

Kadının kurtuluşu; DGB sendikasının veya sosyal-demokratların kuracağı yeni hükümetin yapacaklarıyla değil, ancak işçi sınıfının ve emekçilerin başında yer alacağı toplumsal kurtuluş mücadelesiyle mümkün olabilir.

Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu / Frankfurt

 

 

 

 

 

 

Bielefeld ve Wuppertal’de miting

 

Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde 25 Kasım’da “Orangen Day” kapsamında, kadına karşı uygulanan her türlü şiddetin durdurulmasının simgesi olarak başlıca binalar turuncu ışıklarla aydınlatılıyor.

Almanya’nın Bielefeld kentinde bu yıl da turuncu ışıklarla aydınlatılmış belediye binasının önünde toplanılarak gece yürüyüşü gerçekleştirildi. Dün saat 18.00’de başlayan ve şehrin merkezinde gerçekleştirilen yürüyüşe yüzün üzerin kadın katıldı.

Yürüyüşün ardından Kesselbrink meydanında konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda, kadına yönelik şiddetin ve cinayetlerin, aile içi şiddet ya da ilişki içerisinde yaşanan bir sorun olarak tanımlanamayacağı vurgulandı.

Gece yürüyüşüne katılan Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu da alanda “Vardık, varız, var olacağız!” şiarlı Almanca bildiri dağıttı. DİDF ve Kürt kadın örgütleri de eylemde yer aldı.

Wuppertal’in Elberfeld semtinde “Sessizliği kırmak, sesleri yükseltmek” şiarıyla bir gece mitingi gerçekleştirildi.

Kürtçe müzik dinletisiyle başlayan miting farklı örgütlerin konuşmalarıyla devam etti. Konuşmalarda kadının özgürleşmesinin önemi üzerinde duruldu. Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu adına yapılan konuşmada özellikle pandeminin kadınlara ve kadın işçilere getirdiği yük dile getirildi. Yaşanan sorunların ve pandemiyle günbegün kötüleşen koşulların kapitalist sistemin ürünleri olduğu vurgulandı.

Konuşmanın sonunda birleşik mücadele çağrısında bulundu. Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu’nun yanı sıra mitinge Courage, Karawane, MLPD, SKB ve Viyan katıldı.

 

 

 

 

 

İtalya’da kitlesel yürüyüş

 

İtalya’da on binlerce kişi kadına yönelik şiddete karşı protesto yürüyüşü gerçekleştirdi.

Non Una di Meno’nun (Bir Kadın Daha Eksilmesin) çağrısı ile başkent Roma’nın Repubblica Meydanı’ndan başlayan yürüyüş San Giovanni Meydanı’na kadar sürdü.

Kadına yönelik şiddetin protesto edildiği yürüyüşte, hükümetin kadınları daha iyi koruyacak adımlar atması talebi haykırıldı. Eylemde sık sık “Yaşamak istiyoruz” sloganları atıldı. Konuşmalarda, Covid-19 salgını döneminde ev içinde kadına yönelik şiddetin arttığı belirtildi.

Havanın kararmasıyla mumların yakıldığı eyleme kadınların yanı sıra erkekler de katıldı. Eyleme katılımın 100 bine ulaştığı belirtildi.

İtalya’da polis tarafından hazırlanan yıllık rapora göre, 2021 yılbaşından 7 Kasım’a kadar ülkede 103 kadın cinayeti işlendi. 103 cinayetten 87’sinin, aile içi şiddet ya da partner şiddeti sonucu gerçekleştiği kaydedildi.