İçindekiler:

29 Kasım 2021
Sayı: KB 2021/Özel-42

“Restorasyon” ve sol hareket
Düzenin temsilcileri derman olabilir mi?
Asgari ücret mücadele gündemidir
Kur krizi
Körfez şeyhlerinin ayağına düştüler
CHP ve TÜSİAD’ın “Kürt açılımı”
Asgari ücret için çağrılar
Sokaklarda “istifa” sesleri…
Engels, oportünizm ve devrim - A. Eren
Sinbo direnişinde 25 Kasım
Dardanel işçilerine: “Yaparsa işçiler yapar!”
Kadınlar 25 Kasım’da sokaklarda...
Frankfurt’ta 25 Kasım
Avrupa’da pandemide 4. dalga
Burkina Faso’da Fransa karşıtı eylemler
İsviçre’de halk oylaması
Wuppertal’de coşkulu Engels eylemi
Beyaz Adam’ın “adaleti”
Eğitim hayatımızı mahvedenlere karşı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Sinbo direnişinde 25 Kasım etkinliği

 

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinliği Sinbo fabrikası önünde gerçekleştirildi. Direnişin 306. gününde “Fabrikalarda çifte sömürüye, şiddete, tacize, mobbinge karşı örgütlenelim, mücadeleyi yükseltelim!” denilen etkinlik yoğun polis ablukası altında gerçekleştirildi.

“Tacize, mobbinge, sömürüye geçit yok”

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları adına konuşma yapıldı. Konuşmada şunlar ifade edildi:

“Mirabel kardeşlerin katledilmelerinin yıl dönümü. Katledildikleri günden bugüne kadınlar her yerde mücadele bayrağını yükseltiyorlar. Bizler yaşamın her alanındayız, bulunduğumuz her yeri mücadele alanına çeviriyoruz. Burası Sinbo, fabrikasının önü. Dilbent Türker mücadele bayrağını dalga dalga yükseltti. Dilbent’in yürüttüğü mücadele sömürüye karşı aynı zamanda kadın işçilerin yaşadığı tacize mobbinge karşı yükselttiği mücadeledir. İşçi Emekçi Kadın Komisyonları olarak bir kez daha işyerinde, fabrikada, sokakta, evde, tacize, mobbinge, şiddete karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz”

Ardından direniş çadırında gerçekleştirilen forumda ilk sözü alan direnişçi Dilbent Türker kadın işçilerin uğradığı şiddetten söz etti ve bunun karşısında mücadelenin değiştirici yönüne işaret etti.

Sonrasında söz alan bir başka emekçi, kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını ifade etti. Şiddetin faillerinin devlet ve yargı tarafından aklandığına değinilen konuşmada ancak etkili eylemler ve mücadele ile buna engel olunabildiği belirtildi. Kadına yönelik şiddetin kaynağına karşı mücadelenin önemine vurgu yapıldı.

“Örgütlü mücadelenin gücünü anladım”

Dilbent Türker, İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinin yok hükmünde olduğunu belirttikten sonra, KHK’lılar Platformu adına söz alınarak şunlar vurgulandı:

“16 yıllık sınıf öğretmenliğinden atıldım. İlk defa geldim böyle bir etkinliğe. Sizi gördüğüme, gözlerinizdeki ışığı gördüğüme çok sevindim. Emeğin sömürülmesi ve kadına yönelik şiddet çok büyük bir sorun. Kadını, çevreyi her şeyi oy devşirmek için kullanan birileri tarafından yönetiliyoruz.”

“2016 senesinde ihraç edildim. 2016 senesinden önce bana bir meydanda slogan atacaksın deseler asla inanmazdım. Örgütlü mücadelenin gücünü anladım” sözleri ile ihraçlar ve mücadele süreci anlatılan konuşmada KHK’lılar Platformu’ndan bahsedildi.

“Mücadele yaşatır, özgürleştirir”

Etkinlikte konuşan ihraç kamu emekçisi Yurdagül Şahin ise kadına yönelik şiddetin çeşitlerine değindi. “KHK’lılar olarak şiddetin farklı yönlerini yaşıyoruz” diyen Şahin, devletin mücadele eden kadına da erkeğe de şiddet uyguladığını ifade etti. Şahin konuşmasının devamında şunları vurguladı:

“Şiddetin kaynağı devletin sınıfsal konumudur. Kadın ve erkek ilişkisi iktidar ilişkisidir. Bunu yaratan toplumsal ilişkilere dokunmak gerekir. Kadın sorununa KHK’lı kadınlar olarak, emekçi çocukları olarak 20 yılınızı, zor şartlarda elde ettiğiniz çalışma hakkınızı kaybediyorsunuz.”

“Birleşik, kitlesel mücadele”

Etkinlikte konuşan DGB’li 25 Kasım’ın güncel boyutuna değinerek şunları ifade etti: “Üniversitelerde de kadına yönelik şiddeti görüyoruz. Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim görevlisinin veteriner genç hekime tecavüz etmesinden görüyoruz. Kadın üniversiteleri ile iktidarının politikasında birleşik ve kitlesel mücadelenin önemi ortada.”

DGB adına yapılan konuşmada Dilbent Türker’in direnişi selamlandı.

“Kadın erkek birlikte sömürü düzenine karşı mücadeleye”

Metal İşçileri Birliği temsilcisi ise şunları ifade etti: “Kadın erkek işçilerin birlikte mücadele etmesinin önemi ortada durmaktadır. Alba direnişinde gördük. Tacize karşı kadın erkek işçiler birlikte mücadele etti ve kadın sorunun gerisindeki sınıfsal boyutu da gösterdi. Kadına yönelik şiddetin, kadın sorunun çözümü de, kadın erkek birlikte bu sömürü düzenine karşı mücadele etmesi ile olacaktır.”

“Örgütlü bir şekilde sokağa çağırıyoruz”

DEV TEKSTİL adına yapılan konuşmada “Geçinemiyoruz” eylemlerine vurgu yapılarak şunlar ifade edildi: “Geçinemiyoruz demek yetmez. Üniversitelerde, liselerde, fabrikalarda, örgütlü mücadeleyi yükseltmek önemli bir yerde duruyor. Örgütlü bir şekilde sokaklara çağırıyoruz.”

Konuşmaların ardından Sinbo fabrikası çıkışında işçilere seslenildi. Halaylar çekilen etkinlik boyunca “Direne, direne kazanacağız!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”, “Kadın erkek el ele örgütlü mücadeleye!” sloganları atıldı.

 

 

 

 

 

Taksim’de kadınlar yasak tanımadı!

 

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde İstanbul 25 Kasım Platformu tarafından Taksim’de yapılacak eylem için kadınlar Tünel’de saat 19 sularında toplanmaya başladı.

“Dayanışmamızla yan yana, omuz omuza, el ele sokakları dolduracağız yine yeniden 25 Kasım’da!” çağrısı ile yapılan eylemde kadınlar “Hayatlarımızdan, haklarımızdan, özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz” diye haykırdı.

“Erkek-devlet şiddetine karşı isyanımız bitmedi büyüyor. Hayatlarımız için mücadeleye” pankartının açıldığı eylemde kadınlar sloganlarla Taksim’e doğru yürüyüşe geçti. Bir süre sonra polis kitlenin önünü barikatla keserken kadınlar, “Hükümet istifa!”, “Aç aç, barikatı aç!” sloganlarıyla engeli protesto etti.

Kararlı duruş gösteren kitle, bir süre sonra barikata da yüklendi ve polis barikatını yıktı, bunun üzerine polis kadınlara plastik mermi ve biber gazıyla saldırdı.

“25 Kasım yasaklanamaz!” diye haykıran kadınlar, polisin saldırısına rağmen saflarını koruyarak barikatın önünde açıklama yapmayı kabul etmediklerinin altını çizdi. “25 Kasım’da kadınların isyanı yasak tanımaz” vurgusu yapan kadınlar saldırının ardından tekrar toplanarak yürüyüşe geçmek istedi. Polis bir kez daha saldırıya geçti. Plastik mermi ve biber gazlı saldırıda yaralananlar olurken, ara sokaklarda bir araya gelen kadınlar sloganlar eşliğinde Karaköy’e doğru yürüyüşe geçti. Kadınlar baskıya, sömürüye ve şiddete karşı mücadeleden vazgeçmeyeceklerini haykırarak eylemlerini sonlandırdı.