11 Eylül 2020
Sayı: KB 2020/Özel-13

Boğucu kuşatmayı parçalayalım!
AKP-MHP rejiminin Covid-19 fiyaskosu
Sermaye iktidarı ve düzen muhalefeti
Tarikat-iktidar çıkar döngüsü istismarın kaynağıdır!
Tek adam rejimi “saray hukuku” istiyor!
İdam tartışmaları üzerine
Dinci gerici iktidar 12 Eylül’ün özbeöz çocuğudur!
Irkçı saldırılar “münferit” değil, sistematik
Delphi-Aptiv’de pandemi
Tarihsel TKP’nin 100. Yılı...
Pandemi, kapitalizm ve sosyalizmin zorunluluğu
ABD’nin dinmeyen Küba korkusu
Navalni’nin “zehirlenmesi” ve propaganda savaşları
Liberal martavallar ve kapitalist sömürü gerçeği
Dünyadan eylemler
Filistin’in sahte dostları!
Suriye’de yeniden inşanın işareti verildi
Eğitimin durumu ve liselilerin talepleri
Kadınlar şiddet, salgın ve yoksulluk kıskacında...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Suriye’de yeniden inşanın işareti verildi

E. Bahri

 

Batılı emperyalistlerle bölgedeki suç ortaklarının Suriye’ye karşı başlattıkları yıkıcı savaş, 9. yılını geride bıraktı. Suriye büyük oranda yakılıp yıkıldı ancak İhvancıların (Müslüman Kardeşler) bayrağı Şam’a dikilemedi. Emevi camisinde namaz kılarak zafer kutlayacaklarını var sayanların hevesleri kursaklarında kaldı.

Batılı emperyalistler ve işbirlikçileri savaşla, cihatçılarla, Türk ordusuyla başaramadıklarını Trump’ın “Sezar yasası” ile gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Amaç Suriye halklarını aç bırakarak diz çöktürmek. Tabii bunu yaparken, Suriye’ye destek veren güçleri de azami zarara uğratmak istiyorlar. Oysa savaşla ulaşılamayan hedeflere ekonomik ambargo ile ulaşılması kolay değil. Nitekim gelişmeler, Trump’ın şatafatlı bir şekilde ilan ettiği vahşi ambargo yasasının hedefine ulaşma şansının pek bulunmadığına işaret ediyor.

Yeniden inşayı engelleyen ‘işgalci üçlü’

Suriye devleti, müttefiklerinin de desteği ile genel hatlarıyla savaşın kazananı pozisyonunda. Gerçi Türk ve ABD orduları halen işgalci konumlarıyla Suriye’de bulunuyorlar. Bunlara Golan Tepeleri’ni işgal altında tutan İsrail’i de eklemek gerekiyor. Ancak koşullar bu güçlerin durumu tersine çevirmesi açısından düne göre oldukça elverişsiz.

Bu işgalci üçlü, durumu tersine çeviremeseler de Suriye’de yeninden inşa sürecinin başlaması önündeki esas engeli oluşturuyorlar. Türk ordusu cihatçı çeteleri de kullanarak İdlib’i, Afrin’i ve bazı başka küçük yerleşim yerlerini işgal altında tutarak bu uğursuz rolü oynuyor. ABD Fırat’ın doğusunda bulundurduğu işgalci güçlerle ve Suriye petrollerine el koyma çabasıyla yeniden inşanın önünde dikiliyor. İsrail ise, sadece Golan Tepeleri’ni işgaliyle değil, yanı sıra hem ABD’yi kışkırtarak hem Suriye’yi hedef alan küstahça saldırılarıyla bu uğursuz rolü onuyor.

ABD ile bu azgın uşaklarının politikası farklı görünse de Suriye’de yeniden inşanın engellenmesi konusunda hemfikirler. Bunu şu ana kadar başardılar da. Trump’ın “Sezar yasası”, Suriye’yi çökerterek, yeniden inşayı imkansız kılmayı hedefliyordu. Ancak bu saldırının göğüslenmesi, diğer engellerin etkisini de zayıflatan bir süreci başlatmaya aday görünüyor.

Rusya’dan yeni hamle

ABD ambargolarından kendisi de zaman zaman nasiplenen Rusya, Trump’la suç ortaklarının Suriye’yi ekonomik yönden çökertme girişimine izin vermeme kararı almış görünüyor. Aralarında Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Putin’in Ortadoğu Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, Başbakan yardımcısı Yuri Borisov gibi üst düzey yetkililerin de bulunduğu kalabalık bir Rus heyetinin Şam’ı ziyaret etmesi, Rusya’nın yeni bir hamlesi olarak değerlendiriliyor. Lavrov’un Şubat 2012’den sonra ilk defa Şam’a gitmesi, Rusya’nın bu hamleye verdiği önemin göstergesi sayılıyor.

Ziyaret sırasında hem Lavrov’un hem Borisov’un basına yaptıkları açıklamalar, net mesajlar içeriyordu. Suriye’de yeniden inşanın başlayacağının sinyallerini veren Rus yetkililer, iki ülke arasında pek çok alanda anlaşmalara imza attılar. Altyapının yeniden yapımı, Sovyet döneminde inşa edilen elektrik santrallerinin onarılması, enerji alanında iş birliği gibi büyük ölçekli çok sayıda anlaşmaya imza atıldığı belirtildi. 

Rus heyette askeri yetkililerin de bulunduğu, basına açıklanmasa da Suriye’ye yeni silahların da satılacağı ifade ediliyor. Nitekim heyette yer alan ve Şam’da basın toplantısı düzenleyen Başbakan yardımcısı Yuri Borisov, aynı zamanda Rus “savunma sanayii” sorumlularından biridir. Kalabalık heyetle ziyaret, basın toplantıları, ortak basın açıklamaları, varılan anlaşmalar -tüm bunlar, “Sezar yasası” saldırısına izin verilmeyeceği mesajının güçlü bir şekilde ABD’ye ulaştırılması olarak da değerlendiriliyor.

Bu arada Rusya, kalabalık heyetin Şam’ı ziyaretinden önce bazı PYD liderlerini Moskova’da ağırladı. Bu ziyaret sırasında muhalif Halkın İradesi Partisi ile PYD liderlerini buluşturan Putin yönetimi, Fırat’ın doğusu konusunda etkili adımlar atmaya hazırlandığının işaretini verdi. Bu ise, ABD’nin etkisinin zayıflamaya başlayacağının işareti kabul ediliyor. Nitekim Suriye’de yeniden inşa, ABD’nin etkisi azaltılmadan ve ilan ettiği ekonomik abluka kırılmadan başarıya ulaşamaz. Rus yetkililer de “Sezar yasası”na takılmadan işlerine devam edeceklerini belirtiyorlar.

“Suriye Cumhurbaşkanlığı seçileri zamanında yapılacak”

Rus heyetle yapılan görüşmeler bağlamında basına açıklamalarda bulunan Suriye Dışişleri Bakanı Velid el Muallim, yapılan anlaşmalarla birlikte ekonominin toparlanmaya başlayacağını ve halkın birkaç ay içinde bunun olumlu etkilerini hissedeceğini söyledi. Bu ifadeler de yeniden inşa sürecinin başlayacağının işareti olarak değerlendirildi.

El Muallim’in verdiği bir diğer önemli mesaj ise, Suriye’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin anayasaya uygun bir şekilde önümüzdeki yıl yapılacağının ilan edilmesidir. Seçimlerde halihazırdaki Cumhurbaşkanı Beşşar Esad’a etkili rakip olabilecek bir aday çıkması beklenmiyor. Bu ise, var olan yönetimin işbaşında kalacağı anlamına geliyor. El Muallim, seçim sürecinin Cenevre’de toplanması beklenen Suriye Anayasa Komisyonu’nun yeni anayasa hazırlama çalışmalarından bağımsız bir şekilde işleyeceğini belirtti.

Kalabalık bir Rus heyetinin Şam ziyareti, Suriye’de süreçlerin hızlanacağının güçlü bir sinyali kabul ediliyor. Süreç halen sancılı seyretse de önümüzdeki dönemde İdlib, Fırat’ın doğusu, yeniden inşa gibi üç temel alanda somut adımların atılması bekleniyor.

 

 

 

 

 

ABD Ortadoğu’dan asker çekiyor

 

Trump’la seyhat eden Amerikalı bir üst düzey yetkili, Irak ve Afganistan’dan daha fazla Amerikan askerinin çekilmesi konusunda Trump’ın bugün bir açıklama yapacağını bildirdi. Trump, Irak Başbakanı Mustafa el-Kazımi ile 20 Ağustos’ta Beyaz Saray’da bir araya gelmişti. Görüşme öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada Trump, “Askerlerimizi Irak’tan hızlı bir şekilde çıkarıyoruz ve ABD’nin orada kalmak zorunda olmadığı günü sabırsızlıkla bekliyorum” demişti.

Şu anda Irak’ta yaklaşık 5.000 ABD askeri konuşlanmış durumda. ABD’nin Afganistan’da ise 8.600 civarında askeri bulunuyor. Pentagon, sayının kasım ayı sonuna kadar 5.000’in altına düşürüleceğini duyurdu. Şubat ayında Amerikan hükümeti radikal İslami Taliban ile Amerikan kuvvetlerinin Afganistan’dan kademeli olarak çekilmesini düzenleyen bir anlaşma imzalamıştı.

Amerikan hükümetine göre geri çekilmenin ön koşulu Afganistan’daki şiddetin azalması. Uluslararası alanda Amerikan askeri varlığını azaltmak, Trump’ın dış politika önceliklerinden biridir. 3 Kasım’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’nin adayı olarak seçmenleri 2016’da verdiği seçim vaatlerini tuttuğuna ikna etmeyi amaçlıyor görünüyor. Trump, sözkonusu seçimde “Amerika’nın bitmeyen savaşlarını” sona erdirme sözü vermişti.