11 Eylül 2020
Sayı: KB 2020/Özel-13

Boğucu kuşatmayı parçalayalım!
AKP-MHP rejiminin Covid-19 fiyaskosu
Sermaye iktidarı ve düzen muhalefeti
Tarikat-iktidar çıkar döngüsü istismarın kaynağıdır!
Tek adam rejimi “saray hukuku” istiyor!
İdam tartışmaları üzerine
Dinci gerici iktidar 12 Eylül’ün özbeöz çocuğudur!
Irkçı saldırılar “münferit” değil, sistematik
Delphi-Aptiv’de pandemi
Tarihsel TKP’nin 100. Yılı...
Pandemi, kapitalizm ve sosyalizmin zorunluluğu
ABD’nin dinmeyen Küba korkusu
Navalni’nin “zehirlenmesi” ve propaganda savaşları
Liberal martavallar ve kapitalist sömürü gerçeği
Dünyadan eylemler
Filistin’in sahte dostları!
Suriye’de yeniden inşanın işareti verildi
Eğitimin durumu ve liselilerin talepleri
Kadınlar şiddet, salgın ve yoksulluk kıskacında...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Tarihsel TKP’nin 100. Yılı...

TKP Kuruluş Kongresi Açılış ve Kapanış Konuşmaları

Mustafa Suphi

 

Açılış Konuşması (10 Eylül 1920)

Arkadaşlar bir zamanlar bir hayal halinde telakki olunan komünizm, bugün, Rusya’da meydana getirdiği hayat ile, kurduğu yeni şekl-i hükümetle, Kızıl Ordusu ile, amele, rençper ahali içerisinde kuvvetlendirdiği teşkilatıyla, Şarkın ve bütün dünyanın mazlum millet ve sınıflarına pek büyük ümit veriyor. Son aylar zarfında, bize go¨ru¨nen iki bu¨yu¨k manzara, bu u¨mitlerin ne kadar esaslı oldugˆunu go¨steriyor.

Bu manzaralardan biri U¨c¸u¨ncu¨ Enternasyonal’in I·kinci Kongresi’dir ki, orada s¸ark ile garbın muhtelif mahallerinden gelmis¸ otuz yedi millete mensup amele ve renc¸ber vekilleri ic¸tima etmis¸ti. Bu ic¸tima, proletarya hareketlerinin yeryu¨zu¨nde ne derece kuvvetli oldugˆunu go¨steren as¸ikar ve maddi bir delildir.

Digˆer taraftan, ic¸timaını henu¨z bitiren Beynelmilel S¸ark Kongresi’nde [Bakü Birinci Doğu Halkları Kurultayı], s¸arkın muhtelif milletleri, Hindliler, Hiveliler, I·ranlılar, Tu¨rkistanlılar, Buharalılar, Dagˆıstanlılar, Kırımlılar, Tu¨rkiyeliler ile Gu¨rcistan ve Ermenistan mazlum milletleri tarafından go¨nderilen binlerce vekiller bir yere toplanarak aynı hedefe dogˆru kati amel ve iradelerini ilan etmis¸ olmakla Avrupa cihangirlerine kars¸ı azim ve maksatlarını anlatmıs¸ oldular.

U¨c¸u¨ncu¨ Enternasyonal Kongresi son meclisini kaparken Rusya’nın muzaffer Kızıl Ordusu’nu, Du¨nya Proletaryasının ve S¸ark Mazlum milletlerinin hadim ve mu¨dafii [hizmetkarı ve savunucusu] bir ordu olarak ilan etmis¸ti. (S¸iddetli Alkıs¸lar)

Türkiye’deki son vakaları tetkik etseniz, gelen arkadaşları dinleseniz, fırkamıza gönderilen mektupları görseniz, memleketimizin son ümidinin Bolşevizm’de olduğu kanaatini anlarsınız.

Arkadas¸lar, Rusya inkılab-ı kebiri son u¨c¸ sene zarfında icazkar [veciz] numuneler go¨sterdi. Hic¸ kimsenin u¨mit etmedigˆi halde Rusya Proletaryası o¨yle bir inkılap ordusu vu¨cuda getirdi ki, Cihanı hayran bıraktı. I·s¸te bu inkılap s¸imdi demir ellerini s¸arka uzatıyor. S¸ark siyaseti U¨c¸u¨ncu¨ Beynelmilel’in ruznamesinde [gündeminde] birinci maddeyi tes¸kil ediyor.

Bu mesele de en ziyade alakadar olanlar s¸u¨phesiz bizleriz. Biz Tu¨rk Komu¨nistleri bu hareketin kıymetini bilmeli, tarihin kaydedecegˆi bu fırsatı iyi takdir etmeliyiz. Biz de kendi memleketimizde Avrupa emperyalizminin, harici ve dahili du¨s¸manların haddini bildirmeliyiz.

Bu¨tu¨n bu arzularımızı tasavvur ve temenniden hakikat haline koyacak bu kongredir. Tu¨rkiye Komu¨nist Kongresi Rusya’dan uzanan bu demir elleri tutabilecek kuvvetler yetis¸tirecek ve fırkamız yalnız Tu¨rkiye’de degˆil, bu¨tu¨n S¸ark’ta inkılabın alemdarı olacaktır.

Onun ic¸in yas¸asın Tu¨rkiye Komu¨nist Fırkası! (Alkıs¸lar),

Yas¸asın bu¨tu¨n Komu¨nist fırkalarını har-i agus¸unda toplayan U¨c¸u¨ncu¨ Enternasyonal! (Alkıs¸lar ve Mars¸),

Yas¸asın S¸arkta birinci I·nkılap ocagˆı kuran Azerbaycan S¸u¨ra Cumhuriyeti! (Alkıs¸lar ve Mars¸lar).

 

Kapanış Konuşması (15 Eylül 1920)

Örgüt aşamalarını geçiren ve şimdiye kadar birer grup halinde yaşayan Türkiye komünistleri, bu kongreden örgütlü ve birleşik bir parti olarak çıkmakla, yeni bir hayat dönemine ayak basıyorlar. Partinin önünde duran birinci görev: Bundan sonra memleketimiz işçi ve yoksul köylüleri arasında fikrimizi süratle yayarak halkın geleceğini kendi eline verecek koşulları ve yetenekleri hazırlamaktır. Türk komünistleri üç seneden beri Rusya toplumsal devrimi içinde birçok safhalardan geçtiler.

Zaman oldu ki, karşımıza çıkan kara fikirli gericiler, Türkiye’de işçi ve yoksul köylü sınıfının mevcut olmadığını, olsa bile, hamalların memurlardan iyi yaşadıklarını söylemekten utanmadılar. Son zamanlar da ise, bilhassa İstanbul, İzmir, Konya, Erzurum, Ankara ve Eskişehir’de ortaya çıkan işçi ve yoksul köylü örgütleri seslerini yükselterek gösterdiler ki, Türkiye’de işçi ve yoksul köylü adı altında devrimci önemli bir sınıf yaşıyor. Ümit ederiz ki, İstanbul ve Anadolu işçi ve yoksul köylüleri, yakında istilacı ve zalim bütün kuvvetleri tepeleyerek hayat ve mücadele faaliyetlerini kendi kollarına almak iktidarını göstereceklerdir.

Zaman oldu ki, Türkiye işçi ve yoksul köylüleri, zorba vali, hâkim ve paşalar karşısında söz söylemek cesaretini bile gösteremediler; fakat son olay gösteriyor ki, İstanbul Hükümeti’nin ve padişahın İngilizlerle birleşerek memleketi sattıklarını halk pek iyi anlıyor; Türkiye’nin ezilen işçi ve yoksul köylüleri ve askerleri, bu alçaklığa, bu ihanete karşı, süngüsünü oradaki ağa ve paşaların göğsüne çevirmiş, savaşıyorlar. (Alkışlar)

Ve nihayet zaman oldu ki, arkadaşlar, Türkiye’de komünist örgütü olmaz dediler; fakat, Türkiye’nin değişik şehirlerinden gelen komünist temsilciler, bunun aksini ispat ettiler; Türkiye’de işçi ve yoksul köylü komünist örgütü gittikçe genişliyor ve güç kazanıyor. Şimdi Komünist Partisi’nin sömürgeci kuvvetleri ezmeye kararlı işçi halka rehber olacağına hiç şüphe edilemez. (Alkışlar)

Komünizmin önderlerinden Engels, bir eserinde diyor ki: “Yeryüzündeki teknik zulme alettir. Zaman gelecek ki, tekniğin ileri eseri olarak yeryüzünü kan deryaları alacak ve zalim imparatorların taçları bu kan deryasına yuvarlanacak, bu tacı yerden kaldırıp başına koymaya cesaret edecek bir adam bulunmayacaktır.”

İşte, bu devir gelip çatmıştır: Rusya’da, Almanya›da, Avusturya’da, Türkiye’de, çarlık, imparatorluk, padişahlık artık bir daha kurtuluşu olmayacak tarzda yıkıldığı halde, hiç kimse cesaret edip de, o taçları başına geçiremiyor.

Vaktiyle halka zulmedenler, bugünkü işçi ve yoksul köylü devrimi huzurunda diz çökerek, ezilen halka taraftar ve hizmete hazır gözüküyorlar. (Alkışlar)

Memleketimizde her türlü derece ve sınıf yalana dayanan anlaşmaların yerinden oynadığı böyle bir devirde, böyle bir buhran döneminde, işçi halkın geleceğini kendi eline alarak iş görmesi bir zorunluluk haline giriyor. Bu işte doğru yolu göstermek görevi Komünist Partisi’nin üzerine düşmektedir. Komünist Partisi için memleketin başına bela olan dış düşmanları kovmak nasıl bir görev ise, içerde halkın sırtından geçinen yağmacı asalak sınıflarını da hazır yiyicilik halinden çıkarıp yumruk altında çalıştırmak da, o derece temel bir görevdir. Bu iki görevin temini iledir ki, Komünist Partisi ezilen işçi ve köylü halka karşı hizmetini yerine getirmiş ve ortadan sınıflar farkı kalkarak toplumsal birliğe, gerçek adalete ulaşmış olacaktır.

Onun için son söz olarak diyelim ki:

Yaşasın Türkiye Komünist Partisi!

Yaşasın dünya proletaryasının birliği!

Yaşasın Üçüncü Enternasyonal!

 

 

 

 

 

TKP Kuruluş Kongresi konuklarının konuşmalarından...

Şark’ın kurtuluşu komünizm sayesinde olacaktır!

 

Neriman Nerimanof (Azerbaycan Devrim Komitesi Başkanı)

Ben isterdim ki, bütün o¨mrünü harbler ve felaketlerle geçiren Türkiyeliler için bu meclis ebed nişan olsun. Siz şüphesiz bu mecliste dertlere ilaçlar arayacaksınız. Fakat bu ilacınız vatana münhasır mı yoksa bütün beşeriyete mi aid olacaktır? Do¨rt yıllık harp bize go¨sterdi ki bütün milletleri dalaletten kurtacak ilaç ancak komünizmdir, başka ilaç yoktur. (Alkışlar)

Feylesoflar, alimler, insanların ahlakını tezhib [süsleme, yaldızlama] için pek çok kitaplar yazdılar, fakat insanlık hep felaket içinde yaşamaya devam ediyordu. Niçin? çünkü so¨zle, kitapla beşerin ahlakını tezhib etmek mümkün değildir. Ona tabii bir yol lazımdı. Bunu Karl Marx buldu ve go¨sterdi. O diyordu ki, bir taraftan fabrikalar diğer taraftan ameleler çoğalırken hayat gittikçe çetinleşiyor.

Bir taraftan kapitalizm medeniyeti yükselirken diğer taraftan karanlıklar içinde mazlumlar ziyadeleşiyor, binaenaleyh bir gün gelip mutlaka büyük bir inkılap kopacaktır. I·şte cihan harbi neticesinde mazlum amele hakiki hayata kavuştu. Memleketin hakiki sahibi, hayatın hakiki maliki [sahibi] oldu. (Alkışlar)

Yoldaşlar, sizin kongrenize büyük ve mühim vazifeler düşüyor. Şarkı iyi tanıyınız, oraya ihtiyatlı gidiniz, çünkü şarkın hayatı, adetleri, düşünce ve itikatları pek başkadır. Şark, Rusya amele ve ko¨ylüsünün gittiği yoldan gidemez. Bizim bu sehvimiz [hatamız, yanlışımız] şarkı felakete sürükler.

Bunun için tatbikat cihetini evvelce burada hal etmeli ve şarkı o¨yle bir canlandırmalısınız ki, o bağırsın: Artık ben yaşıyorum, ben bu dünyada buyruklar verebiliyorum, diyebilsin; şarkı bizden soğutmak isteyenler bilsinler ki, bu emellerine nail olamayacaklardır.

Yoldaş olalım, Üçüncü Entemasyonal’in bayrağı altında toplanalım, azadlığımızı halas edelim! (Alkışlar ve marş)

 

Elena Stasova (Rusya Komünist Partisi temsilcisi)

(...) Siz gayet müsaid bir zemin-i mesai bulduğunuz için bahtiyarsınız, halbuki Rusya Komünist Fırkası pek müthiş müşkülata maruz kalmıştı. Rus komünistleri çarlığın en zalim devirlerinde müşkül vaziyetlerde bulundu. Biz vaad ediyoruz ki, daima her hususta yardımınıza koşacağız. (Alkışlar)

Arkadaşlar, biliyorsunuz ki, son zamanlarda mesleksiz, hüviyeti meçhul çok adamlar komünist yazılmaya başlamışlardır.

Bunun için aramıza girmek isteyenleri iyi tahkik ediniz. Emin olmadığınız adamları almayınız.

Yoldaşlar, biz Rus komünistleri tehlikeli zamanlarda amele teşkilatlarından pek ziyade istifade ettik. Maateessüf [maalesef, ne yazık ki], sizin kuvvetli şerik-i istinatgah [ortak dayanak] olan amele teşkilatlarını Anadolu’da zayıf bulacaksınız.

O teşkilatlarınız ancak I·stanbul’da kuvvetlidir, ki orası da halihazırda düşmanın taht-ı işgalindedir. Fakat, komünistlerin ittifakıyla bu mauzzam şehrin mazlum amelesini kurtaracağımıza emin olalım. (Alkışlar)

 

Ali Haydar Karayef (Azerbaycan Komünist Partisi MK temsilcisi)

(...) Rusya inkılabı umum cihan zahmetkeşlerinin ah ve nalelerinin [çektiklerinin] bir semeresidir.

Bunun için bu inkılap yalnız Rusya’ya mahsus değildir. Türkiye zahmetkeşlerinin yıllardan beri akıttığı kanlı go¨zyaşları da bu inkılabın ruhunda yer bulmuştur. Türkiye zahmetkeşleri de o inkılabın bayrağı altında toplanarak saadet ve necat [kurtuluş] bekliyorlar.

Sizin birinci kongreniz bugün Azerbaycan’ın kızıl payitahtında açıldı ise, yarın pek yakında I·stanbul’da sizin kızıl payitahtınızda açılacaktır. (Sürekli alkışlar)

Azerbaycan Komünist Fırkası sizinle bu mukaddes yolda ilerleyecek ve zalimleri kahretmedikçe kızıl bayrağı elinden bırakmayacaktır. (Alkışlar ve marş)

 

Mikhail Pavloviç (Üçüncü Enternasyonal temsilcisi)

(...) Şimdi Çanakkale ve Karadeniz Boğazlarına hakim olan düşman, aksi inkılabçıları [karşı-devrimcileri] üstümüze musallat etmeye fırsat buluyor.

Biz herşeyden evvel istiyoruz ki, Türkiye yalnız kendi menfaati için değil bütün beşeriyetin saadeti için I·stanbul üzerine kızıl bayrağını yükseltsin. (Alkışlar ve marş)

 

Kasımof (Bakü İşçi, Köylü ve Asker Şurası temsilcisi)

Yoldaşlar, bizim şiarımız şarkı kurtarmak olsun. Bu da ancak komünizm sayesinde mümkün olacaktır.

Şimdiye kadar birçok kurbanlar verdik. Şarkın halası [kurtuluşu] namına bundan sonra siz de kızıl kurbanlar vereceksiniz, biz sonuna kadar sizinle beraberiz. (Alkışlar)

Ve, siz bize so¨z vermelisiniz ki, bu zamana kadar şarkın birinci kahramanı olduğunuz gibi bundan sonra da kızıl bayrak altında şarkın halaskar [kurtarıcı] kızıl kahramanları olacaksınız.

Yoldaşlar, şarkı halas etmedikçe silahlarımızı terketmeyelim. (Alkışlar ve marş)