2 Şubat 2018
Sayı: KB 2018/05

Halkların kardeşliği ve onurlu bir yaşam için mücadele!
“Zeytin Dalı Harekatı” mı, işgal harekatı mı?
Efrîn’e dönük saldırılarda siviller katlediliyor
Düzen siyasetine “savaş” ayarı
Tek Tipe Karşı Mücadele Platformu kuruldu
Sermayenin cankurtaranı AKP
İhanet ve satış düzeni sürüyor, mücadeleye ve direnişe devam!
Direnişçi emekçilerden KESK ve bağlı sendikalara çağrı
Tekstil sektöründe örgütlenme arayışı ve sendikalar
Fabrikalarda emeğin korunması mücadelesi ve mesleki eğitim
Ekim Devrimi ve ulusal sorun
8 Mart’ta özgürlük ve eşitlik mücadelesini yükseltelim!
Devrime giden yolda yürüyen kadınlar: Vera Figner
Kibritçi kızlardan radyum kızlarına süren mücadele
Meslek liseleri ve temel eğitim sorunu
Almanya özgülünde Avrupa’da mesleki eğitim
Endüstri 4.0 ve yaşama etkilerine örnekler
Suriye’de anayasa hazırlığı için Soçi’de “anlaşma”
Trakya’da metal işçisi MESS’le yapılan TİS’e ne diyor?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mesleki Eğitim Kurultayı tebliğlerinden...

Meslek liseleri ve temel eğitim sorunu

 

Meslek liselerindeki eğitim, genel liseler ile kıyaslanamayacak denli niteliksiz ve güdüktür. Genel liselerdeki eğitimin de çok nitelikli olmadığı düşünüldüğünde, meslek liselerindeki temel eğitim sorununun ne kadar vahim olduğu ortaya çıkar. Meslek liseliler için temel eğitim bir göz boyamadan ibarettir. Toplam eğitim sürecinin çoğunu staj yerlerinde geçirirler. Okulda bulundukları sınırlı saatlerde ya üstünkörü bir eğitim alır ya da kimi zaman hiç almazlar. Kendileri için aslolanın mesleki eğitim olduğunu bilirler.

Meslek lisesinin ardından Meslek Yüksek Okulları ve üniversiteye devam etme konusunda son yıllarda pek çok değişiklik yaşandı. Ek puanlar, sınavsız geçişler vb. sürekli değişti, üniversite kapıları önemli ölçüde kapatıldı. Normal üniversiteye gitmek isteyen meslek liselilerin kazanma şansı son derece zayıftır. Çünkü bir genel liseliye kıyasla çok daha az ders görürler. Dolayısıyla, meslek liselilerin geleceği patronların ve sermaye devletinin iki dudağı arasına bırakılmıştır.

***

Burjuvazinin meslek liselerini önemsemesinin en temel sebebi kalifiye işgücü ihtiyacıdır. Bilişim, elektrik-elektronik, otomasyon, makine vb. alanlarda eğitimli işgücüne özellikle ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu nedenle birçok tekel kendi alanında meslek liselerine yatırım yaparak, buradan eleman devşirmektedir. Kimi MYO’ya göndereceği, kimi üniversiteye göndereceği ya da doğrudan fabrikalara göndereceği önceden belirlenir.

Meslek liseleri öğrenci aileleri için hep son umut olarak görülmektedir. Akademik başarısızlığı kesinleşen öğrenciler bu okullara gönderilmektedir. Gelecek kaygısı düz lise yerine meslek liselerinin tercih edilmesine yol açmaktadır.

Son yıllarda kurulan “Teknik Lise”, “Anadolu Meslek Lisesi”, “Tematik liseler” gibi liseler ise, elit bir kesime hitap etmektedir

***

Mesleki eğitim alanında sadece genel eğitim değil, mesleki eğitim de güdük ve niteliksizdir. Sermayenin yatırımlarına rağmen atölyelerin niteliksizliği ortadadır. “Fabrika gibi okul” benzetmesi ise okullardaki sömürüyü anlatmaktadır. Alanlardaki bilgi ve becerinin patronlar tarafından denetlenmesi ayrı bir sorun alanıdır. Araç-gereçleri öğrencilerin karşılamak zorunda kalması da sorunun bir başka boyutudur.

Görüldüğü gibi eğitim, meslek liselilerin sorun alanlarının en önemlilerinden biri durumundadır.

 

 

 

 

Mesleki Eğitim Kurultayı tebliğlerinden...

Mesleki eğitim ve fabrikada örgütlenme

 

Meslek Liseliler Birliği olarak, staj sürecinde yaşanan sorunlar ile fabrikalarda örgütlenmeyi nasıl ele almamız gerektiği üzerinde duracağız.

Mesleki eğitimin önemli bir aşaması olan stajla birlikte üretim süreciyle bütülüklü bir bağ kurulmaktadır. Stajyer öğrenci fabrikaya adımını attığı andan itibaren normal bir işçi gibi çalıştırıldığı halde her türlü sosyal haktan yoksun bırakılmaktadır. Asgari ücretin üçte biri oranında bir ücretle sermayenin ihtiyaçları karşılanmaktadır. Dahası, patronların hazırladığı staj raporu notlarımız etkilendiği için ve idarenin sınıfta bırakma tehdidi yüzünden alamadığımız ücretler sermayenin cebine inmektedir.

Staj sürecinde kendi bölümümüz dışında bir dizi farklı işte çalıştırılıyoruz. Kötü muameleye maruz kalıyoruz. Sendikaya üye olamıyoruz. Sigorta hakkımız olsa da, tam bir keyfiyet yaşanıyor. Fabrika greve gittiğinde, üretim biz stajyer öğrencilerin sırtından sürdürülüyor. Kısacası, daha lise sıralarında kapitalist baskı ve sömürüye maruz bırakılıyoruz.

Tüm bunlar, meslek liselilerin kapitalist üretim süreci içerisinde işçi sınıfının organik bir parçası haline geldiğini gösteriyor. Dolayısıyla bu alandaki örgütlenme işçi örgütlenmelerinden bağımsız ele alınamaz.

Okullar ve fabrikaların yanı sıra yaşam alanları üzerinden de stajyer işçilere ulaşma imkanları doğabiliyor. Her türlü seslenme aracını kullanarak bu imkanları da değerlendirebilmeliyiz.

Mesleki eğitim üzerinden uygulanan politikalar, geleceğin uysal işçilerini şekillendirerek sınıf bilincinin oluşmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Meslek Liseliler Birliği, fabrikalardaki meslek liseli stajyerlerin sınıf bilincini geliştirme hedefiyle hareket edecek, ajitasyon-propaganda faaliyetini örgütsel zeminler oluşturma hedefiyle yürütecektir.

 

 

 

 

DLB’den Küçükçekmece’de Devrim Okulları

 

Devrimci Liseliler Birliği’nin (DLB) sömestr tatilinde düzenlediği Devrim Okulları 30-31 Ocak tarihlerinde Küçükçekmece’de gerçekleştirildi.

Devrim Okulları’nın ilk gününde (30 Ocak) içinden geçtiğimiz dönem üzerine konuşuldu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra artan gerici ve baskıcı uygulamalar hakkında tartışmalar yapıldı. Ardından DLB ve liseliler için önemi üzerine bir sunum gerçekleştirildi. Bu dönemde devrimin neden gerekli olduğu ve devrimci kimliğin nasıl olması gerektiği üzerine sohbetler edildi. DLB’nin yeni dönem hedeflerinin belirlendiği bölümde, eğitim çalışmalarının yapılması, kolektif kitap okuma, film izleme gibi faaliyetler yürütmek ve yerel yayınların düzenli olarak çıkartılması kararları alındı.

Devrim Okulları’nın 2. gününde (31 Ocak) film izlemek için liselilerle bir araya gelindi.

John Reed’in tarih belgeleriyle anlattığı ‘Dünyayı Sarsan On Gün’ adlı, 1917 Ekim Devrimi’ni olanca canlılığıyla anlatan film izlendi.

 
§