15 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/48

ABD-İsrail-Suudi saldırganlığının Kudüs hamlesi
Stratejik ortakların açık-gizli suç dosyası!
Dinci faşizmin karanlığı ve çıkış arayışı
Taşeron işçisine kadro aldatmacası
Yapılması gereken açıktır: Grev!
“Mücadele etmeyen işçi köleliğe mahkumdur”
HT Solar’da hiçbir şey bitmiş değil!
İstanbul’da direniş sürüyor
Dünyayı sarsan altmış yıl!
Emperyalist savaşa karşı mücadeleye!
Gerici kuşatmayı kırmak için tek yol mücadele!
Kurultay Hazırlık Komitesi toplandı
Bugünün mücadelesini yarına bırakma!
Gençlik Erdal Eren’i andı
Suriye’de “siyasi çözüm” ve Ortadoğu’da artan gerilim
Almanya’da siyasi kriz sürüyor
Silahların gölgesinde kâr hesapları
19 Aralık Katliamı’nın 17. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Silahların gölgesinde kâr hesapları

 

Dünya çapında artan militarizm, bölgesel savaşlar ve emperyalist bloklar arasında kızışan egemenlik kavgası işçi ve emekçilerin canına mal olurken patronlar ise bunlardan nemalanma peşinde. Ortadoğu’da yaşanan sıcak savaşın perde arkasında silah tekelleri kârlarına kâr katarken, emperyalist restleşmenin güncel coğrafyalarından biri olan Asya-Pasifik’te de insanlığı ve dünyamızı tehdit eden gelişmeler yaşanıyor.

Tüm bu savaş tamtamlarının gürültüsünde iki karşıt sınıf, iki karşıt tutum üzerinden hareket ediyor. Tekstil İşverenleri Sendikası’nın internet sitesinde yayımlanan bir yazı burjuvazinin savaş olgusu karşısındaki tavrını gözler önüne serdi. “Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze denemeleri, Eylül ayında dünyayı sıcak çatışmanın eşiğine getirdi” denen haberin devamında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, ABD’nin baskısıyla Kuzey Kore’ye karşı uygulamaya soktuğu yaptırımlardan söz ediliyor. Son yaptırımların Kuzey Kore’nin nükleer programına para ve kaynak sağlamasını engellemeyi amaçladığı vurgulanarak Kuzey Kore’nin rafine petrol satışına sınırlama ve en büyük ikinci gelir kaynağı tekstil ihracatına ambargo getirildiği belirtiliyor. Avrupa ülkelerinin artık Kuzey Kore’den tekstil ithalatı yapmayacağı ifade edilerek H&M’den Zara ve Mango’ya dünya markalarının alım politikalarında değişikliğe gittiği, alımların bir kısmını Türkiye ve bölge ülkelerine kaydırdıklarından bahsediliyor.

Bu gelişme üzerine Türk tekstil burjuvazisi ellerini ovuşturmaya başladı bile. Avrupa Tekstil ve Hazır Giyim Konfederasyonu (Euratex) Başkan Yardımcısı Ruşen Çetin uzun yıllardır Kuzey Kore’ye ambargo uygulandığını hatırlatarak, “Türkiye’nin bu süreçte avantajlı olabilmesi için fiyat konusunda rekabetçi olması lazım. Ancak çok da rekabetçi olamıyoruz. Son dönemde üreticiler zararına üretim yapıyorlar” açıklamasında bulundu.
Bir ucuz iş gücü cenneti olan Türkiye uluslararası tekeller için de, yerli işbirlikçileri açısından da ağız sulandırıyor. Kendi sefil çıkarları için savaş çıkaranlar, yarattıkları ortamdan da k-ârlarını düşünüp çekilebiliyorlar. Olası bir savaş durumunda ölecek, yerinden yurdundan olacak on binlerce insansa umurlarında değil. Tıpkı Suriye’de, Yemen’de, Filistin’de olduğu gibi.

Paraya ve kâra tapan burjuvazi için insan canının hiçbir kıymeti bulunmuyor. Fabrikalarında bir makineyi işçiden daha fazla önemseyenler, sefil çıkarları için dünya halklarının başına Hitler gibi faşist katilleri, IŞİD, El Nusra gibi cihatçı katliam şebekelerini bela edenler dünyayı yıkıma sürükleyen savaş tehdidinin gölgesinde yine gözlerini elde edecekleri kazanca dikmiş durumdalar. Bu tüm insani değerlere yabancılaşmış kapitalist sınıfın karşısında, insanın insanca yaşayacağı bir dünya kurma görevi ise işçi sınıfına düşüyor. Toplumdaki biricik devrimci konumundan dolayı bu köhnemiş dünyanın karşısında, yeni bir dünya yaratacak yegane güç olan işçi sınıfı mücadele sahnesine çıkarak bu yıkımı, yozlaşmayı ve çürümeyi durdurabilir ancak.

Y. Leyla

 

 

 

 

5 yılda 228 yeni hapishane yapılacak

 

Adalet Bakanlığı, 2023’e kadar 228 yeni hapishane açmayı planlıyor.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün 1 Aralık’taki verilerine göre son 5 yılda toplam 66 bin 451 kişi kapasiteye sahip 79 yeni hapishane yapılıyor.

Verilere göre; önümüzdeki 5 yıl içerisinde 228 yeni hapishane açılması ve bunların toplam 137 bin 687 kişi kapasiteye sahip olması planlanıyor.

Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 2018’de 38 yeni hapishane açılacağını belirtirken 2019-2023 yılları arasında her yıl yaklaşık 50 hapishane açmayı planladıkları da sundukları verilerden ortaya çıkıyor.

Adalet Bakanlığı’nın 15 Kasım 2017 tarihli verilerine göre Türkiye’de 207 bin 279 kişi kapasiteli toplam 384 hapishane var. Ancak bakanlığın 2 Ekim tarihli verilerine göre toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 228 bin 983. Yani hapishanelerde kapasitenin üzerinde 21 bin 700 tutuklu ve hükümlü bulunuyor.





Tutuklu gazeteci sıralamasında birinci

 

Basına yönelik baskı ve saldırıların her geçen gün tırmandığı ve devrimci, ilerici, muhalif bütün basın kuruluşlarının ve çalışanlarının hedef alındığı Türkiye, 2017 yılında en çok gazetecinin tutuklandığı ülke oldu.

Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) hapisteki gazetecilerle ilgili 2017 yılı raporunu yayınladı.

Dünya genelinde 262 gazetecinin tutuklu olduğu belirtilen raporda, Türkiye 73 tutuklu gazeteci ile geçen yılın ardından bir kez daha bu kara listenin en başında yer aldı. CPJ 2016 raporunda Türkiye’de 83 gazetecinin tutuklu olduğunu açıklamıştı.

2017 raporunda listenin ikinci sırasında ise 41 gazeteciyi tutuklayan Çin yer alırken Mısır da 20 tutuklu gazeteci ile üçüncü sırada yer aldı.
CPJ raporuna göre Türkiye’de şu anda hapiste olan 72 gazeteci bulunuyor.

 

 

 

 

Berkin Elvan’ı katleden polis yine tutuklanmadı

 

Berkin Elvan’ın polis tarafından katledilmesine ilişkin davanın 4. duruşması 13 Aralık’ta İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Berkin Elvan’ın vurulmasıyla ilgili Okmeydanı Hastanesi’nde çalışanlardan iki kişi “tanık” olarak beyanda bulundu. Berkin’in üzerinde “torpil” ve “patlayıcı” bulunduğunu iddia eden tanıkların ardından Elvan ailesinin avukatları, tanık beyanlarının davanın esasıyla ilgili olmadığını ve kabul edilemeyeceklerini söyledi.

Berkin Elvan’ın vurulma görüntülerinin izlendiği sırada anne Gülsüm Elvan, fenalaşarak duruşma salonundan çıkartıldı. Aile avukatlarından Av. Çiğdem Akbulut, Berkin’i vuran polisin yanı sıra arka arkaya atış yapan diğer zetçiler, bunlara emir veren ve buna müdahale etmeyenlerin de yargılanması gerektiğini ifade etti. Ayrıca görüntülerin iyileştirilmesi için mahkemenin başvurduğu TÜBİTAK’ın görüntüleri daha da bozarak ve belli anları es geçerek boşa düşürdüğüne dikkat çeken Akbulut, devletin tetikçi polislerini korumasını teşhir etti.

Duruşma sonucunda mahkeme heyeti, katil polisin tutuklanması talebini yine reddetti. Dava 27 Şubat 2018 tarihine ertelendi.



 
§