15 Aralık 2017
Sayı: KB 2017/48

ABD-İsrail-Suudi saldırganlığının Kudüs hamlesi
Stratejik ortakların açık-gizli suç dosyası!
Dinci faşizmin karanlığı ve çıkış arayışı
Taşeron işçisine kadro aldatmacası
Yapılması gereken açıktır: Grev!
“Mücadele etmeyen işçi köleliğe mahkumdur”
HT Solar’da hiçbir şey bitmiş değil!
İstanbul’da direniş sürüyor
Dünyayı sarsan altmış yıl!
Emperyalist savaşa karşı mücadeleye!
Gerici kuşatmayı kırmak için tek yol mücadele!
Kurultay Hazırlık Komitesi toplandı
Bugünün mücadelesini yarına bırakma!
Gençlik Erdal Eren’i andı
Suriye’de “siyasi çözüm” ve Ortadoğu’da artan gerilim
Almanya’da siyasi kriz sürüyor
Silahların gölgesinde kâr hesapları
19 Aralık Katliamı’nın 17. yılı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Okulda, stajda, atölyede….

Bugünün mücadelesini yarına bırakma!

 

Meslek Lisesi Memleket Meselesi” diyenler memleketin her karış toprağını rant uğruna talan ediyor, işçi sınıfı ve emekçileri azgınca sömürüyor. Bizler meslek liseliler de bu sömürüden payımıza düşeni alıyoruz.

Mesleki eğitim alanında her gün yeni bir düzenleme ile karşılaşıyoruz. OSB’lere meslek liseleri açılıyor, tematik liseler pilot bölgelerde faaliyete geçiriliyor, staj ve okul günleri yeniden düzenleniyor vb... Sermaye devletinin bu alana yönelik attığı adımların gerisinde ise ucuz, nitelikli, kalifiye emek ordusu yaratmak bakışı yer alıyor. Okullarımız bir bir sanayi havzasına taşınıyor veya yenileri açılıyor. Atölyeler eğitim alanı olmaktan çıkarılıyor, okullar adeta birer taşeron firmaya dönüştürülüyor. Keza atölyelerin milyonlarca ciro yaptığı belirtiliyor. Meslek lisesine girdiğimiz ilk andan itibaren işçi sınıfının bir parçası haline geliyoruz. Bu gerçeği bugün bizler reddetsek bile, aramızda doktor, mühendis olma hayalleri olan arkadaşlarımız olsa bile, gerçekte binlerce meslek liseli daha okul sıralarındayken fabrikaların yolunu tutuyor. Eğitim sürecimizin son parçası olan stajda bu gerçek tamamen ortaya çıkıyor. Staj adı altında neredeyse bedavaya çalıştırılıyoruz.

Bizler bugün nasırlı elleriyle dünyayı yaratan ve üreten bir sınıfın parçasıyız. Bugün sistemin bizlere ve tüm topluma dayattığı ise tam bir geleceksizlik. O halde daha çocuk ve genç yaşta saflarına katıldığımız işçi sınıfı ile birlikte, sermayeye karşı mücadelede yerimizi almalıyız. Zira ancak işçi sınıfının devrimci mücadelesi ile sömürü düzeni yıkılabilir. Başka yol yok!

Bizler işçi sınıfının devrimci geleceği olan meslek liseliler olarak; okullarımızı sistemin değil mücadelenin kalesi haline getirmek için devrimci bir sınıf hareketi yaratma bakışı ile toplanan “Mesleki Eğitim Kurultayı”nda buluşuyoruz.

Meslek Liseliler Birliği olarak kurultaya giderken...

Tüm arkadaşlarımızla, yoldaşlarımızla bir eğitim süreci işleteceğiz. Sınıflar mücadelesinin temelini anlamak için; mülkiyet, ücret-fiyat-kâr, kapitalist toplumda sınıf gerçekliği (burjuvazi-işçi sınıfı) ve tarih boyunca yaşanan sınıf savaşlarını inceleyeceğiz. Bu yanıyla kurultay başlıklarını temel metinlerle birlikte bir eğitim sürecine dönüştüreceğiz.

Mesleki eğitim alanında karşımıza çıkan gündemlere ilişkin bir “alan tanıma anketi” yapacağız. Staj, atölye kapsamında sömürü, sınav sistemi ve niteliksiz eğitim kapsamında geleceksizlik, söz, yetki, karar kapsamında örgütlenme hakkını işleyen ve meclisler kuran bir yol haritamız olacak.

İşçi sınıfının bugün yaşadığı saldırılar ve buna karşı gelişen eylemlilikleri meslek liseli arkadaşlarımıza taşıyarak “bugünün mücadelesini yarına bırakma”, sınıfının yanında saf tut diyeceğiz. “Emeğin varsa sözün de olmalı” diyerek saldırıların karşısında birlik çağrısı yükselteceğiz.

Okullarımızı fabrikalara çevirmek isteyen sisteme karşı bizler de komitelerimizi kuruyoruz. Ulaştığımız her okulda kurultay hazırlık komitelerimizi kurmak için seferber olacağız. Yan yana geldiğimiz her meslek liseliyle birliğimizi güçlendireceğiz. Okullara özgü Meslek Liselilerin Sesi’ni örgütlemek temel hedeflerimizden biri. Kurultay Hazırlık Komitelerinin olduğu yerlerde okul bültenleri, kurultay bülteni, özel bildiriler çıkaracağız. Öyle ki, hedefimiz Meslek Liseliler Birliği’ni bilmeyen tek bir meslek liselinin kalmaması. Okulda bizler bunun öznesiyiz. Bunun yanı sıra duvarları, ulaşım araçlarını, mahalleleri yani her yeri yazılamalarımız, afişlerimiz, stickerlarımız, pankartlarımızla kuşatacağız.

Meslek Liseliler Birliği

 

 

 

 

Basıkıya, sömürüye, işsizliğe, eğitim hakkımızın gaspına ve geleceksizliğe karşı

Mesleki Eğitim Kurultayı’nda buluşuyoruz

 

Sermaye düzeni eğitim sistemini kendi ihtiyaçları çerçevesinde düzenlerken, eğitim kurumlarını da bir ticarethane mantığı ile işletmektedir. Bu yönüyle eğitim alanı kapitalist üretim sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Mesleki eğitim okulları ise doğrudan sömürü ilişkilerinin hayat bulduğu, genç ve çocuk emeğinin kapitalist üretimin ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirildiği bir alan olarak öne çıkmaktadır. Zira meslek okullarında “eğitim” adı altında sömürü devam ederken, binlerce genç ve çocuk nitelikli iş gücü olarak yetiştirilir.

Bugün pıtrak gibi çoğalan üniversitelere, meslek okullarına ve eğitim sürecinin ardından verilen sözde “iş garantilerine” rağmen milyonlarca üniversite mezunu işsizler ordusunun bir neferi olarak yaşamaktadır. Kasım ayı verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 3 milyon 443 bin kişi oldu. Yine, geride kalan yıl içerisinde eğitim giderlerini karşılamak için çalışmak zorunda kalan ya da staj adı altında fabrikalara gönderilen birçok stajyer öğrenci iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.

İşçi sınıfı ve emekçilere açlık sınırında bir yaşamın reva görüldüğü, binlerce kamu emekçisinin bir gecede işlerinden edildiği bir atmosferde, eğitimin niteliği düşürülerek, bilimsellikten çıkarılıp gericileştirilerek eğitim hakkımız da gasp edilmektedir. İşçi sınıfına ve kamu emekçilerine yönelik saldırılar bir yönüyle gençliği bekleyen “gelecek kapısı”nın ne anlama geldiğini açıkça ortaya koymaktadır. İşçi ve emekçileri ağır sömürü ve kölelik koşullarına mahkum etmeyi amaçlayan, devrimci-ilerici birikimi tasfiye edip toplumu gericiliğin kör karanlığına hapsetmeyi hedefleyen bu çok yönlü saldırılar, bizleri nasıl bir geleceğin beklediğini de gözler önüne sermektedir. Öyle ki, bugün geleceğimiz onların “iki dudağı” arasında kalmaktadır.

Eğitim alanında gerçekleştirilen dönüşümler ve dinci-faşist uygulamaların arka planında aynı zamanda sermayenin bir “nesile” şekil verme çabası yer almaktadır. Üniversitelerde siyaset yasağı ilan eden AKP iktidarı okullara camiler açmakta, eğitim kurumlarında her türlü gerici çete elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır. Yine bu aynı boğucu atmosfer içerisinde mesleki eğitim alanında gündeme gelen politikalar ise bizleri şimdiden sömürü ilişkilerinin içerisine sokmayı, ucuz ve nitelikli iş gücü olarak kapitalist üretim sürecine dahil etmeyi amaçlamaktadır. Mesleki eğitim alanında atılan yeni adımların bir sonucu da, binlerce gencin ucuz ve eğitimli iş gücü olarak işsizler ordusuna katılması olacaktır

Eğitim alanında yaşanan gelişmelere daha birçok örnek verilebilir. Fakat bu kadarı bile sermayenin gençliği hedef alan saldırılarını ortaya koymak için yeterli. Özetle, sermaye düzeni bizlere koyu bir karanlık ve tam bir geleceksizlik dayatıyor. Bugün ne yanımıza baksak gördüğümüz baskı, sömürü, gericilik, yolsuzluk, hırsızlık ve barbarlık... Devrimci Gençlik Birliği olarak sömürüye dur demek, işsizliğe, geleceksizliğe ve eşit, parasız, bilimsel, anadilde, laik eğitim hakkımızın gaspına karşı mücadeleyi büyütmek için Mesleki Eğitim Kurultayı’nda buluşuyoruz.

Devrimci Gençlik Birliği
Aralık 2017


 
§