4 Ağustos 2017
Sayı: KB 2017/30

Savaş, sömürü ve faşist zorbalık dizginlerinden boşalıyor
HDP'nin ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’
Karanlığı yaratanlar, aydınlık günlerin ateşinde yanacaklardır
Yaşam alanlarımızın düşmanları İstanbul’u sele teslim etti!
Almanya ile son krizden yansıyanlar
ITUC raporladı: Türkiye bir sömürü cehennemidir!
Tekstilde ucuz işçilik seferberliği
KHK’lar ve kamu emekçilerinin direnişi
“Tarihsel olarak doğru yerde olduğumuzu düşünüyorum”
Ekim Devrimi 100. yılında Sosyalist devrim mücadelesinde işçi sınıfına yol gösteriyor
Yazaki’de tacize, baskıya, sömürüye son!
İstismara yasal kılıf
Koç’un “geleceğe” yatırımı
“Ya barbarlık içinde çöküş ya sosyalizm!”
CIA iş başında: Venezuela’da darbe hazırlığı
Asya-Pasifik: Şiddetlenen kriz coğrafyası
Tek tip kıyafetle amaçlanan işçi ve emekçilere deli gömleği giydirmektir!
İşçi sınıfının generali Engels
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yazaki’de tacize, baskıya, sömürüye son!


Kadın örgütleri, direnişçi işçiler, işçi örgütleri, sendikalar, avukatlar, akademisyenler ve emekten yana olanlar Yazaki direnişçisi Dilek Gültekin’in yanında olduklarını beyan ettiler:

İşçiler için tam anlamıyla bir cehennem olan Yazaki fabrikasında, kadın işçilere yönelik baskı ve tacizler de yaşanmaktadır. Yazaki’de sömürü koşullarına, kadın işçilere dönük baskı ve tacize karşı çıktığı için TOMİS üyesi Dilek Gültekin isimli arkadaşımız 23 Haziran günü işten atıldı ve bir aydır Gemlik Serbest Bölge’de direnişini sürdürüyor. Hakkını arayan ve tek başına tacize, tecavüze, mobbinge, kullan-at işçiliğe karşı direnişi seçerek sesini yükselten Dilek arkadaşımız, etraftaki fabrikaların güvenliğinin baskı ve saldırılarının yanı sıra, OHAL gerekçe gösterilerek peşpeşe gözaltına da alınmıştır.

Kadın işçilere dönük baskı ve tacizlerin Yazaki’den ibaret olmadığını, AKP iktidarından güç alan patronların, kadın emeğini hoyratça sömürebilmek için bu politikaları uyguladıklarını onlarca iş yerinden biliyoruz. Kadın işçiler yaşamın her alanında olduğu gibi fabrikalarda, iş yerlerinde de tacize, tecavüze maruz kalıyor ve patronlar ile yönetim kadrosu yaşanan olayların üstünü örtmeyi, kadın işçiyi susturmayı hatta işten çıkartmayı tercih ediyor.

Bir kez daha “Artık yeter!” diyoruz... Biz aşağıda imzası bulunan kurum ve kişiler olarak kadın işçiler üzerindeki baskı ve tacizlere karşı çıkıyoruz. Yazaki’de kadın işçilere yönelik uygulamalara karşı çıkan Dilek Gültekin arkadaşımızın taleplerini sahipleniyor, bir an önce işe geri dönmesini, Yazaki’de kadın işçiler üzerindeki baskı ve tacizin son bulmasını ve Yazaki’de sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

ÇHD Genel Merkezi, ÇHD Bursa Şubesi, EKİM Hukuk Bürosu

Av. Ali Şafak, Av. Ali Ekşi, Av. Ahmet Mandacı, Av. Arzu Sertan, Av. Aslı Evke Yetkin, Av. Aycan Şeltek, Av. Berrak Bilgin, Av. Bilge Han, Av. Buket Gülçin Özel, Av. Bülent Şimşek, AV. Bülent Teoman Özkan, Av. Çağkan Tüzün, Av. Doğan Şimşek, Av. Duygu Çağlar, Av. Duygu Erdem, Av. Efsun Kıvcı, Av. (stj) Ekin Mukul, Av. Esra Yavuz, Av. Gökmen Yeşil, Av. Gül Atay, Av. Gülvin Aydın, Av. (stj) Hasan Kaplan, Av. İmdat Ataş, Av. İnanç Çiçek, Av. Kemal Aytaç, Av. Kemal Özgür Yetkin, Av. Kıvanç Kayaoğlu, Av. Meral Hanbayat, Av. Mehmet Can Koyuncu, Av. Mehmet Özbey, Av. Naciye Demir, Av. Neziha Eken, Av. Nazlı Ceren Şendoğan, Av. Oya Aslan, Av. Özgür Tirej Ülgen, Av. Sabahat Gençtarih, Av. Seher Dursun, Av. Seyit Sönmez, Av. Sinan Varlık, Av. Sinan Zincir, Av. Süleyman Gökten, Av. Tamer Doğan, Av. Tuba Ataş, Av. Umut Beyaz, Av. Xezal Özbey, Av. Zehra Özdemir, Av. Zeycan Balcı, Av. (stj) Zilan Öztürk

Ankara Kadın Platformu, Antalya İmece Kadın Sendikası, Antalya Kadın Platformu, Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Merkezi, Antalya Nar Kadın Dayanışma Ağı, ÇHD İstanbul Şubesi Kadın Komisyonu, Devrimci Partili Kadınlar, Emekçi Kadınlar (EKA), Enternasyonal Emekçi Kadın Komisyonu, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, EŞİTİZ (Eşitlik İzleme Kadın Grubu), Gemlik Kadın Platformu, HDK Kadın Meclisleri, İlerici Kadınlar Meclisi, İşçi Emekçi Kadın Komisyonları, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu, Kampüs Cadıları, KESK Kadın Meclisi, Nilüfer Kent Konseyi Kadın Meclisi, ÖDP’li Kadınlar, TGS Kadın ve LGBTİ Komisyonu, TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu, Yeryüzü Kadınları

Hugo Boss direnişçisi Fatih Uyda, KHK Bakırköy direnişçisi Fatma Yıldırım, KHK Bakırköy direnişçisi Filiz Uzal, KHK Kadıköy direnişçileri, Klisom İşçileri, Orkide Yağ İşçileri (grevci ve direnişçi), Petkim direnişçisi Onur Ulu, SIO Automotiv direnişçileri, Yüksel direnişçisi Veli Saçılık, Yüksel direnişçisi Nazan Bozkurt

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platfomu-Avrupa (BİR-KAR), Darıca Emekçi Kültür Derneği, Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası, DGD-Sen, Ege İşçi Birliği, İşçilerin Birliği Derneği, Kamu Çalışanları Birliği, Metal İşçileri Birliği, Petrokimya İşçileri Birliği Girişimi, Sosyalist Kamu Emekçileri, Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS), Umut-Sen

Ali Reçber (ICOG üyesi), Bekir Sürücü (Mühendis), Betül Celep (KHK’ya karşı Kadıköy Khalkedon’da dört ay direnen kadın emekçi), Burçin Kuz (Mimar), Ebru Erbulan (Hemşire), Celal Fırat (Garip Dede Dergahı Yönetim Kurulu Başkanı), Hilal Köse (Gazeteci), Mahir Çoksusamış (Eğitim Sen Gölbaşı İlçe Temsilcisi), Necla Akgökçe, Özgür C. (Mühendis), Pınar Aydınlar, Rana Gürbüz Akkaya (Akademisyen), Savaş Güngör (Muhasebeci), Selin Top (Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı), Songül Altıntaş (Emekli Hemşire), Uğur Kaan (Mühendis), Yüksel Akkaya (Akademisyen)

NOT: Yazaki direnişçisi Dilek Gültekin ile dayanışma için imza kampanyası devam ediyor. İmzacı olmak isteyen arkadaşlar, “Yazaki işçisi ve direnişçisi Dilek Gültekin”, “Dilek Gültekin” facebook adreslerine mesaj atarak bildirebilirler.

 

 

 

 

Yazaki’de işçi olmak…

 

Yaşamını sürdürmek için her gün fabrikada alınteri dökmek, makinaların yağına, gürültüsüne, iş yerinin sıcak-soğuk ortamına katlanmak bütün işçiler için zordur. Ötekileştirilmiş kadın işçiler için daha da zordur. Ücretlerin azaldığı, işsizliğin arttığı bir ülkede çıkacaksın taciz, mobbing insanlık ayıbıdır, suçtur diyeceksin. Biz emeğimizi, alınterimizi, onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz, başımız dimdik, insanca yaşayacağız, çalışacağız diyeceksiniz. Sendikaya gireceksin. MİB’li işçilerle hareket edeceksin. Bedel ödetirler adama. İşten atarlar, tehdit ederler, herkesin gelip geçtiği otoyol kenarında bile durdurmazlar. Japon konsolosluğuna gidildi halimizi arz etmek için. Konsolos elbette kabul etmez dilekçeyi, bizimle görüşmez. Onlar insanların haklı olduklarına, meşru olup olmadıklarına bakmazlar. Tacizci, yağcı, kişiliksiz insanlara yaklaşmak onların doğasında var. Konsolos, işçinin korunmaması gerektiğini düşünür. Bu Japon işçiler de olsa böyledir. Onun için patron çıkarı önde gelir. “Basiretli iş adamı” Yazaki patronu ise “benim iş yerimde bu tür suistimallere asla izin vermem kimse buna cesaret edemez” desin. O anlı şanlı sözde Japon geleneklerini, asaletini, çalışma disiplinini görelim varsa eğer. Acaba öyle midir, yoksa otuz kişi için beş kat fazla düzen bekçisini araçlarıyla silahlarıyla karşımıza mı diker. Ne büyük suçlar işlemişiz öyle.

Ama güzel kardeşim, sen bilmez misin o büyük şairin dediği gibi “söylemeye dilim varmıyor ama kabahatin büyüğü sende.” Haklı olmak yetmiyor, güçlü de olmak gerekiyor. Zaten kapitalist de gücünü bizim üretimimizden doğan zenginliklerden alıyor. Ne zaman on binler emeğine, ekmeğine sahip çıkar, işte o zaman patron, konsolos ayağına gelir her şartı da kabul eder. Bizlere düşen görev olayları iyi teşhir etmektir. O zaman zafer bizim olur, dünya bizim olur.

Ümraniye’den bir emekçi

 
§