14 Temmuz 2017
Sayı: KB 2017/27

Özgürlük ve eşitlik sosyalizmde!
Tek çıkar yol mücadeledir!
Hukuk: İktidarın elindeki silah
Kimin adaleti?
Dinci gericilik sınıfsal bir saldırıdır
Sermaye savaş ilanını tazeledi
Metal patronlarında ve Türk Metal’de 2017 telaşı
“Kadın işçilere cesaret vermek istiyorum!”
Çorlu SIO Auotomotive’de direniş var!
“Fiili-meşru mücadeleye devam edeceğiz!
15 Temmuz darbe girişimi ve sonrası
Zirve karşıtı hareketin dersleri ve kazanımları
Suriye’yi parçalama çabaları
AP’nin müzakereleri durdurma çağrısı ve “reis”in çırpınışları
Onların vicdanları cüzdanları
Artan gericilik ve Alevi kadınlar
“Yaptığım her şeyin meşruluğunun bilincinde ve arkasındayım”
2. yılında Suruç Katliamı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Metal patronlarında ve Türk Metal’de 2017 telaşı

 

2015 yılında toplu sözleşmenin ardından sözleşmeye ve Türk Metal şebekesine tepki olarak bahar aylarında patlak veren metal hareketi, çeşitli illere yayılan kitlesel ve fiili greve dönüşerek metal patronlarına tarihlerinin en büyük korkularından birini yaşattı. Metal işçisinin bilinç ve örgütlülük düzeyindeki geriliğin yanı sıra, MESS ve ortağı Türk Metal’in hamleleri işçilerin hareketini belli bir sınırda tuttu. Fakat metal işçisinin dönemden edindiği bilinçle beraber 2017 sözleşmesine ertelediği hesaplaşma, MESS ve işbirlikçisinin hâlâ korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

Öyle ki, Metal Fırtına’nın hemen ardından MESS cephesi kendi adına toplu sözleşme sürecine “hazırlığa” vakit kaybetmeden girişti. Zayıf fabrikalardan başlayarak direnişin kalelerine kadar saldırılarını sürdürdü. Fabrikalarda büyük bir kıyıma gitti. Bunları kimi yerlerde toplu, kimi yerlerde ise parçalı olarak yaptı. Kimi işçilerin geri bilincine yaslanarak devşirmeyi başardı. Direnişlerle elde edilen filii temsilcilik gibi kazanımları tekrar biçti, fabrikalarda işçilerin belleğini mobbing, yoğun tempo ve çeşitli ayak oyunları ile sıfırlamaya çalıştı.

MESS ve uşağı Türk Metal’in çaba ve fiziksel üstünlüğüne rağmen, süreç yaklaştıkça korkuları da büyüyor. Ekonominin dinamosu olan otomotiv sanayi, 2017 yılında hedeflediği tarihi üretim ve ihracat rekorlarını ilk yarı sonuçları sonrası yukarı çekti. İlk altı ay sonunda Türkiye’de toplam otomotiv üretimi yüzde 20, ihracat ise yüzde 29 artış yaşadı. Bu sonuçlar ışığında hedeflerini büyüten sanayi devleri, hedeflerinin gerçekleşmesi konusunda endişe duyuyor. Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Kudret Önen, 2017 gayelerini sıralarken, “Otomotiv sanayisinin rekabet gücünün devam edebilmesi için çalışma barışının titizlikle korunması gerekiyor. Süreçlerin kesintiye uğraması durumunda uğranan zararı geçtiğimiz yıllarda deneyimledik. Dolayısıyla bu hassas dönemi hem işverenler hem de çalışanlar olarak aynı sağduyuyla, birlik beraberlik içinde, işimize sahip çıkarak ele almamız gerekiyor” diyerek korkularını gizleyemedi.

MESS - Türk Metal bir kez daha iş başında

Geçtiğimiz haftalarda Türk Metal işçilerin basıncı ile fabrikalarda “TİS beklenti anketi” yaptı. İşçilerin beklentilerine yanıt vermekten ziyade biriken taleplerine ayar çekmekten başka bir amacı olmadığını ise anketin içeriği gözler önüne serdi. Fakat metal işçisi hemen tepkisini ortaya koyarak oyuna gelmeyeceğini gösterdi. İşçilere en başından beridir “ücretleri Bosch sözleşmesine çekeceğiz” diyen Türk Metal patronları Bosch sözleşmesinin ‘B’sinden bahsetmediler. İşçiler yapılan anketlerde bu konudaki kararlılıklarını belirtiler.

Daha önce Türk Metal’den istifa ederek Birleşik Metal-İş’e geçmeyi hedefleyen fakat başaramayan Bosch işçilerine, taslağın açıklanmasına kısa süre kala Bosch yönetimi saldırmaya başladı. 420 işçinin işten atılacağını duyuran Bosch İnsan Kaynakları, ilk elden 7 işçiyi işten çıkardı. MESS’in talimatlarıyla hareket eden Bosch yönetiminin işten attıklarının 2012’de Birleşik Metal-İş’e geçişlerde öncü rol oynayan işçilerden seçmesi de hiç tesadüf olmadı.

Bir diğer saldırı ise Türk Traktör’de gerçekleşti. Direnişten sonra işçiler tarafından seçilen 2 temsilci işten çıkartıldı, 2 tanesi de görevden alınarak izne gönderildi. Ayrıca direnişin ardından beyaz yaka olarak çalıştırılmaya başlatılan direnişçilerden iki işçi de işten atıldı. Direnişin sonlanmasından beri işçilerin huzursuzluğunun sürdüğü, hatta işe yeni başlayan genç işçilerin de bu rahatsızlığa ortak olduğu belirtiliyor ve Türk Traktör’de işten atma saldırılarının devamı bekleniyor. Tüm bu saldırılar ise bizzat Türk Metal ortaklığı ile işletiliyor.

11. defa ihracat şampiyonluğuna koşan otomotiv sermayesinin sözleşme yaklaştıkça, deneyim elde etmiş metal işçisine dönük saldırıları artarak devam edecektir. Patronların bu saldırılarına OHAL ve KHK’ları ile sermayedarların bir dediğini iki etmeyen AKP iktidarının da ortak olacağı düşünüldüğünde, metal işçisini saldırılara karşı çok yönlü hazırlama görevi sınıf devrimcilerinin omuzlarındadır. Yaratılan deneyimlerin ışığında metal işçilerini kendi bağımsız komiteleri etrafında fiili-meşru mücadeleye çekmek için tüm olanaklar seferber edilmelidir. Zira metal işçisinin MESS-AKP-Türk Metal ittifakı karşısında 2017 sözleşmesinden kazanımla çıkması sınıflar mücadelesine yeni bir soluk kazandıracaktır.

 

 

 

 

Bosch’ta sözleşme öncesi işçi kıyımı: 7 işçi işten atıldı

 

2017 MESS Grup TİS süreci öncesinde işten atma saldırıları sürüyor. İşçi kıyımının yaşandığı fabrikalarda yetkili sendikaların yönetimleri ise bizzat isim vererek ya da sessizlikle karşılayarak kıyıma ortak oluyor.

Bursa’da kurulu bulunan ve yaklaşık 6 bin işçinin çalıştığı Bosch fabrikasında da sözleşme dönemi öncesi işçi kıyımı yaşandı. Fabrikanın İnsan Kaynakları, toplam 420 işçinin işten atılacağını duyururken, ilk etap olarak 7 Temmuz’da 7 işçi işten atıldı.

Fabrikada yetkili olan Türk Metal işten atma saldırısını sessizlikle karşılarken, işten atılanların 2012’de Birleşik Metal-İş’e geçişlerde öncü rol oynayan işçiler olduğu ifade ediliyor.





İZDENİZ’de grev başladı

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şirketlerden İzmir Deniz İşletmeciliği Nakliyat Turizm ve Ticaret A.Ş. (İZDENİZ) ile Türk-İş’e bağlı Türkiye Denizciler Sendikası (TDS) arasındaki toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine denizciler 12 Temmuz’da greve çıktı.

Vapur ve feribot seferlerinde çalışan işçilerin de dahil olduğu grev için Bostanlı Vapur İskelesi önünde toplanıldı. Saat 06.00 itibarıyla greve çıkan işçiler burada grev halayıyla taleplerini bir kez daha haykırdı.

TDS Genel Başkanı Hasan Pekdemir burada yaptığı konuşmada, belediye başkanı Aziz Kocaoğlu ile önceki gece geç saatlere kadar görüşmelerin devam ettiğini ancak taleplerinin kabul edilmediğini ve bir sonuç alamadıklarını dile getirdi. Sendika olarak 66 yıldır ilk kez greve çıktıklarını söyleyen Pekdemir, “Görüşmelerden bir sonuç alamayınca bu sabah itibarıyla grevi uygulamak durumunda kaldık” dedi.

 
§