10 Mart 2017
Sayı: KB 2017/10

Suriye; savaştan çıkış arayışı ve kirli hesaplar
‘Hayır’ın yasak olduğu ‘demokratik’ referandum!
Sermaye diktatörlüğüne ‘Hayır’!
Newroz ateşini işçilerin birliği, halkların kardeşliği için harlayalım!
Kamusal kaynaklar sermayeye peşkeş çekiliyor
Kamu emekçilerinin direnişi; olanaklar ve yapılması gerekenler
Çelik-İş, Dytech ve Tofaş’ta işçileri Türk Metal’e sattı
“Bu fabrika halkındı, işçiler fabrikaya sahip çıkmalı!”
Geçici işçi alımları
Kadın işçi ve emekçileri dönüştürmek!
İEKK’dan 8 Mart eylem ve etkinlikleri
Kadınlardan 8 Mart eylemleri
Kapitalist sistemde kadın işçilerin kağıt üstünde kalan hakları
AKP, kadın ve demokrasi
Erdoğan’dan açık itiraf; “İşsizleri yaradandan ötürü seviyoruz!”
Savaş kundakçılığında NATO’dan yeni hamle
Lafarge Holcim-IŞİD Konsorsiyumu!
Emperyalist kamplaşmalar ve Erdoğan-Almanya gerilimi
ABD’nin dış politikasında politik romantizme yer yok!
“Önümüzün karanlık olduğu bu dönemde, ateşler yakıp yolu görmenin anlamlı olduğunu düşündük”
Beyazıt Katliamı'nı unutmadık, unutturmayacağız
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP, kadın ve demokrasi

 

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM), İstanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle “Kadın ve Demokrasi Buluşması” gerçekleştirdi. “Evet, kadın varsa demokrasi var” temalı buluşmaya T. Erdoğan da katıldı.

KADEM’in 'Evet' kampanyası dahilinde gerçekleştirilen buluşmada Erdoğan da bir konuşma yaptı. Kadınların ve gençlerin olmadığı bir demokrasinin sürdürülemez olduğunu belirten R. Tayyip Erdoğan, devamında şunları söyledi; “Kendi kişisel siyasi hikâyemdeki başarımın sırrını bir cümleyle özetleyin derseniz, kadınları demokrasiyle, siyasetle buluşturmayı başarmış olmamdır derim.” Erdoğan’ın iddia ettiği üzere, kadınları siyaset ile ne kadar buluşturmuş olduğunu meclisteki kadın milletvekilleri sayısına bakıp öğrenmek yeterli. Mecliste toplam milletvekili sayısı 549, kadın milletvekili sayısı ise 80. AKP’de kadın milletvekillerinin oranı %10.73, MHP’de %7.69, CHP’de %15.04, HDP’de ise %37.93. 1 kadın milletvekili de bağımsız. AKP’de 317 milletvekili içerisinde 34 kadın var. Erdoğan’ın iddia ettiğinin aksini kanıtlıyor bu veriler.

Tayyip Erdoğan konuşmasının devamında kadın bedeninin ve emeğinin metalaştırılmasının modern kölelik olduğunu söylüyor. Duyan da der ki, Erdoğan kapitalizmi yeni keşfetmiş, binyılların oturmuş zihniyeti olan kadınların ikinci sınıf muamele görmesinin de henüz farkına varmış. Erdoğan işçilere ve emekçilere dayatılan modern köleliği cümlelerinde ansa da, bu düzenin devamını sağlamakla görevli olan birisi olarak ikiyüzlüce davranıyor.

Erdoğan KADEM’in etkinliğinde “Bizim kadınlarımızın haklarını, hukuklarını korumak için dışarıdan model almaya, tercüme yapmaya, kopya çekmeye ihtiyacımız yoktur. Medeniyetimizde ve kültürümüzde kadın haklarını istediğimiz istikamette geliştirmeye yönelik felsefi ve fiili her türlü örnek mevcuttur.” sözleriyle konuşmasını bitirdi. Son olarak “kadınlara yönelik şiddete karşı olduğunu” ve “buna tevessül eden olursa karşısında önce onu bulacaklarını” da ekledi. Tayyip Erdoğan, sanki kadının kahkaha atmasına, hamile gezmesine karışan, şort giyerse tekme atan, gece tek başına yürüyorsa tecavüz eden ve kadını suçlayan, ekonomik krizde ilk olarak kadın işçileri işten atan, güvencesiz ve daha düşük ücretlerde çalıştıran, her ay yüzlerce kadını katleden bir düzenin cumhurbaşkanı değil de uzaydan gelmiş bir konuk gibi konuşuyor. Her şey bir kenara sadece AKP’nin 14 yıllık iktidarı süresince ayrımcılığın ve gericiliğin katmerleşerek arttığı verilerle ortadadır. Taciz, tecavüz, şiddet ve katliamlar ile ilgili haberlerin verilmediği tek bir gün yok. Gözaltına alındığında, cezaevinde devlet şiddetini de çok boyutlu yaşıyor kadınlar. AKP’nin Kürdistan’da yürüttüğü kirli savaşta da bedelin en ağırını emekçi Kürt kadınları ödüyor. HDP en yüksek kadın milletvekili sayısına sahip, ama AKP’nin demokrasisi sadece kendine olduğundan eş başkanları ve milletvekillerini tutukluyor. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerini yasaklıyor. Sonra da Tayyip Erdoğan çıkıp sözüm ona kadın haklarını savunuyor ve kadınların demokraside yer alması gerektiği laf salatasını yapıyor.

Biliyoruz ki, gerici iktidarın kadın hakları üzerinden diline doladığı söylemlerin arkasında referandumda 'Evet' oyu alabilme gayesi yatıyor. Ancak emekçi kadınların laf salatasına karnı tok. Zira emekçi kadınlar bu düzende acının ve sömürünün çifte kavrulmuşunu yaşıyor ve neyin gerçek, neyin yalan olduğunu gayet iyi biliyor.

U. Aze

 

 

 

 

Hak-İş Kadın Emeği buluşmasında yalanın bini bir para...

 

8 Mart vesilesiyle Hak İş 6. Uluslarası Kadın Emeği buluşmasına katılan R.Tayyip Erdoğan, demagojilerini bu toplantıda da sürdürdü. Geçmiş dönemlerde Türk Metal Sendikası’nın düzenlediği kadın işçi kurultaylarına katılarak aynı ikiyüzlü politikalarını sergileyenler, şimdi bizzat yandaş Hak-İş Konfederasyonu tarafından düzenlenen kadın buluşmalarında boy gösteriyorlar, yalan ve sahtekarlıkla bezeli konuşmalarla sözde “kadın hakları” savunuculuğuna soyunuyorlar, kadınları mevcut iktidarın politikalarını savunmaya, somutta da 16 Nisan’da 'Evet' oyu vermeye ve bunun için aktif çalışmaya çağırıyorlar.

Her toplantıyı, her açılışı, her etkinliği tek adam diktatörlüğü için propagandaya dönüştüren AKP iktidarı ve R.Tayyip Erdoğan, referandumda 'Evet'in propagandasını yaparken farklı argümanlar öne sürüyor. Kadın buluşmasında ifade edilenler de aynı şekilde riyakarlığı ve sahtekarlığı içeriyor. Neymiş, (Neşet Ertaş’tan alıntı yaparak) “kadın insan, erkek insanoğlu imiş”, “hiç kimsenin giyimine, yaşamına, inancına müdahale edilmezmiş”, “kadına şiddete karşılarmış” vb... Bu sözlerin sahiplerinin ve aynı zihniyeti taşıyanların bırakalım icraatlarını, sarfettikleri sözlere baktığımızda bile gerçek niyetlerini tüm açıklığı ile görürüz. “Kadın ile erkek hiç bir zaman eşit değildir”, “kadın mıdır-kız mıdır, ne olduğunu bilemem”, “kahkaha atmak iffetsizliktir”, “hamile hamile dolaşmak ayıptır-günahtır”, “bir kereden bir şey olmaz”, “beğenmediysen mırıldanacaksın” vb. sözler bu iktidar sahiplerinin ifade ettiklerinin küçük bir kısmıdır.

Gerçekleştirilen icraatların ise haddi hesabı yok. Ensar Vakfı ve onlarca dinci vakıfta sayısız çocuğa cinsel taciz vakası, son olarak çıkartılmak istenen çocuk yaşta cinsel istismarı meşrulaştıran cinsel istismar yasası, kadına yönelik şiddet vakalarında şiddet uygulayanlara polis-yargı kalkanı, diyanet eliyle yapılan vaazlarla Ortaçağ zihniyetinin yaygınlaştırılması vb..

R.Tayyip Erdoğan’ın kadın işçilerden istediği 'Evet' oyunun karşılığı ise, bu hakaretlerin, aşağılamaların, ikinci sınıf insan görülmenin onaylanması ve daha da katmerlenerek devam etmesi anlamına gelmektedir.

 
§