10 Mart 2017
Sayı: KB 2017/10

Suriye; savaştan çıkış arayışı ve kirli hesaplar
‘Hayır’ın yasak olduğu ‘demokratik’ referandum!
Sermaye diktatörlüğüne ‘Hayır’!
Newroz ateşini işçilerin birliği, halkların kardeşliği için harlayalım!
Kamusal kaynaklar sermayeye peşkeş çekiliyor
Kamu emekçilerinin direnişi; olanaklar ve yapılması gerekenler
Çelik-İş, Dytech ve Tofaş’ta işçileri Türk Metal’e sattı
“Bu fabrika halkındı, işçiler fabrikaya sahip çıkmalı!”
Geçici işçi alımları
Kadın işçi ve emekçileri dönüştürmek!
İEKK’dan 8 Mart eylem ve etkinlikleri
Kadınlardan 8 Mart eylemleri
Kapitalist sistemde kadın işçilerin kağıt üstünde kalan hakları
AKP, kadın ve demokrasi
Erdoğan’dan açık itiraf; “İşsizleri yaradandan ötürü seviyoruz!”
Savaş kundakçılığında NATO’dan yeni hamle
Lafarge Holcim-IŞİD Konsorsiyumu!
Emperyalist kamplaşmalar ve Erdoğan-Almanya gerilimi
ABD’nin dış politikasında politik romantizme yer yok!
“Önümüzün karanlık olduğu bu dönemde, ateşler yakıp yolu görmenin anlamlı olduğunu düşündük”
Beyazıt Katliamı'nı unutmadık, unutturmayacağız
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kamu emekçilerinin direnişi; olanaklar ve yapılması gerekenler

 

Kamuda gerçekleştirilen ihraçların ardından Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) üyesi kamu emekçilerinin bir kısmı saldırılara karşı direniş yolunu seçtiler. Bu hiç de kolay olmadı. Bir yandan alan tutmak için karşı karşıya kalınan saldırılara göğüs germeleri, diğer yandan da üyesi oldukları sendikalara hakim pasifist, beklemeci anlayışlara karşı mücadele etmeleri gerekiyordu. Bugün bazı alanlarda başlatılan direnişler kendilerine önemli bir meşruiyet kazandırmış bulunuyor. Kimi alanlarda ise sermaye düzeninin kolluk güçleri her gün direnişlere saldırmaya, direnişçileri gözaltına almaya devam ediyor. Buna rağmen direnen emekçilerin iradesini kırabilmiş değiller.

Direnişler ve sendikalar

Kamu alanındaki saldırıları geri püskürtmek, tek başına referandumda 'Hayır' çıkmasıyla mümkün olmayacaktır. Lakin KESK ve bağlı sendikalar sürece böyle yaklaşıyorlar. Keza, bir önceki ihraçlarda da “KESK’liler geri alınacak”, “KESK’e dönük yeni ihraçlar olmayacak” gibi sözleri yüksek perdeden ifade ediyorlardı. Böylece direnme iradesini ve mevcut direnişleri hedef alarak yalnızlaştırıyorlardı. Süreç hiç de KESK’e hakim anlayışların ifade ettiği gibi yaşanmadı. Yeni ihraçlar gündeme geldi. KESK yönetimi, ihraç edilen kamu emekçilerinin ciddi bir tepkisiyle karşılaşmamış olsaydı direnişleri söylem düzeyinde dahi sahiplenmeyeceklerdi. Kendilerine rağmen direnişlerin güçleneceği ve yeni alanlara yayılacağını gördükleri için sürecin içinde olmak zorunda kaldılar. Bir nevi “dostlar alışverişte görsün” anlayışıyla hareket ettiler. Aynı zamanda direnişçilerin “aşırılıklarını” kontrol altında tutmak için İstanbul’da ihraç komitesinde yer aldılar. Direnişlerin bugün sınırlı da olsa sahiplenilmesinin nedenlerinden biri de genel kurullar sürecinin başlamış olmasıdır. Genel kurul sürecinin mevcut anlayışlarla direniş alanlarından doğru hesaplaşıldığı bir zemine dönüşmesinin önüne geçmek için bugünkü sınırlı adımlar atılmıştır. Sınırlı diyoruz, keza hâlâ bazı şubeler direnişleri güçlendirmek için işyeri ziyaretleri, bildiri dağıtımları vb. yapmak bir yana, oturma eylemlerinin yapıldığı günleri dahi üyelerine mesaj atmıyorlar.

Bugün direnişlerin sınırlılığına rağmen önemli bir yerde durduğu ortadadır. Kamu emekçilerinin önemli bir kesimi direnişlerle ilgili durumdadır. Mevcut direnişlerin kazanmasının kendilerinin de teminatı olduğunun farkındalar. Bu da kamu emekçileri içinde potansiyel bir desteğin mevcut olduğu anlamına geliyor. Fakat hâlâ bu potansiyelin gerektiği gibi değerlendirildiği söylenemez.

Olanaklar

Direnişlerin geniş bir kamuoyu yaratması için olanaklar giderek çoğalıyor. Ulusal ve uluslararası alanda biriken olanakları KESK’e hakim anlayışlar gerektiği gibi değerlendirmiyorlar. Bu tutumun gerisinde sorunların çözümlerini referandumda çıkacak 'Hayır'a havale etme yaklaşımı yer alıyor. Şu bir gerçek ki, 'Hayır'lar sokaklarda, çalışma alanlarında örülecek örgütlülükler ve mücadelelerle birleştirilmezse, referandum süreci kamu emekçileri ve diğer kesimler için herhangi bir anlamlı sonuç yaratmayacaktır. Onun içindir ki asıl olan sandıktan çıkacak değil sokakta ve işyerlerinde yaratılacak olandır. 'Hayır'lar da buna bağlandığı durumda önemli bir olanağa dönüşecektir.

Diğer bir olanak ise işyerlerinde açığa çıkan potansiyeldir. Bugün kamu emekçilerinin büyük bir kısmı hiçbir gerekçe ve neden sunulmadan yaşanan ihraçlara tepki gösteriyor. Düne kadar zıt fikirlerde oldukları arkadaşlarının mücadelelerine en azından saygı duyuyorlar. Gerici, işbirlikçi sendikaların saldırıların bir parçası olan tutumlarına karşı tepki duyuyorlar. Fakat bu tepkiyi dışa vuracak gücü ve cüreti gösteremiyorlar. Bu da KESK’in bütün kamu emekçilerini temsil eden bir mücadele yürütmesi için önemli bir fırsat olarak duruyor. Fakat bu fırsatı değerlendirmek adına atılmış sınırlı adımlar dışında henüz anlamlı bir çaba ortaya konmuş değil. Bugün KESK’i geniş kamu emekçileri içinde sınırlı da olsa alternatif haline getiren şey, direniş alanlarındaki kamu emekçilerinin iradesidir. Yani uzlaşmacılığa, beklemeciliğe karşı direnişi seçen devrimci, ilerici kamu emekçileridir.

Bir başka önemli dinamik ise sermaye düzeninin saldırıları altında bunalmış ve çıkış arayan toplumsal kesimlerdir. Bu kesimler direniş alanlarının gerektiği gibi değerlendirilmesi halinde saldırılara karşı topyekûn mücadelenin parçası olabilirler. Bu açıdan direnişçilerin süreci buna uygun örgütlemesi, KHK’larla gündeme gelen saldırılara karşı topyekûn bir mücadeleyi örgütleme hedefiyle hareket etmesi gerekir.

Değerlendirilmesi gereken bir diğer olanak ise uluslararası kamuoyudur. KESK ve bağlı sendikalar dünya ve Avrupa ölçeğinde oluşturulmuş çeşitli çatı örgütlerinin parçasıdırlar. Bu çatı örgütlerinin bileşenlerinin bir kısmı önemli bir mücadele dinamiğine ve olanağa sahip. Buna rağmen KESK ve bağlı sendikalar bu dinamiği bugün için gerektiği gibi değerlendirebilmiş değil. Sadece bazı sendikalarla maddi dayanışma boyutunda temaslar söz konusudur. Bu da önemlidir fakat, asıl olan eylemli dayanışmayı örgütleyecek adımların atılmasıdır.

Mücadelenin güçlendirilmesi

Bugün alanlarda sürdürülen direnişlerin güçlendirilmesi ve mevcut dinamiklerin harekete geçirilebilmesi önemli bir yerde duruyor. KESK’e hakim pasifist, uzlaşmacı anlayışlar güçlü bir hareketin oluşmasına öncülük edemezler. Böyle bir hareket şekillenmeye başladığında ise harekete önderlik edecek misyondan fazlasıyla uzak bir tabloya sahipler.

Buradan da anlaşılacağı üzere mücadele dinamiklerini gerektiği gibi değerlendirecek olan KESK’e hakim anlayışlar değildir. Onlar mevcut tablonun sorumlularıdır. Bu tabloyu değiştirecek cürete ve mücadele anlayışına sahip olanlar devrimci, ilerici (mücadeleyi seçen) güçler ve KESK’in tabanındaki mücadeleci dinamiklerdir. Bu dinamiklerin durduk yere harekete geçmeyeceği ise ortadadır.

Komünist kamu emekçilerinin görevleri

Komünist kamu emekçilerine bu süreçte fazlasıyla görev düşmektedir. Mevcut tabloyu ne dar grupçu, maceracı anlayışlar, ne de hareketsiz, iradesiz kalmış kesimler ileriye taşıyabilir. Ufku dar olanın eylemi de dar olur.

Komünist kamu emekçileri ise kendi çıkarlarını kamu emekçilerinin ve toplumun diğer ezilen, sömürülen kesimlerinin çıkarlarından bağımsız görmezler. Direniş alanlarında da bunun taşıyıcısı ve örgütleyicisi olmak zorundadırlar. Bugüne kadar yaptıkları müdahalelerle bu doğrultuda önemli bir mesafe kat ettikleri ortadadır. Fakat bu müdahaleler yetersizdir. Yaratıcılık, inisiyatifli davranma, sorunlara müdahale etme, olanakları değerlendirme konusunda yer yer kendiliğindenciliğe düşülmektedir. Bu açıdan komünist kamu emekçileri kendi eksikliklerinin üzerine hızlıca gitmelidir.

Direnişlerin güçlendirilmesi ve mevcut darlığın aşılması için komünist kamu emekçilerine önemli görevler düştüğü ortadadır. Bu konuda ihraç edilen ve edilmeyen komünist kamu emekçileri daha inisiyatifli davranmalı ve çeşitli araçları daha etkin kullanma becerisi göstermelidir. Bugün komünist kamu emekçilerinin de parçası olduğu çeşitli araçların direnişleri güçlendirmek ve ilerici potansiyeli harekete geçirmek için gerektiği gibi kullanıldığı söylenemez.

Öneriler, yapılması gerekenler

İlk olarak komünist kamu emekçileri kendi durumlarını gözden geçirmeli, her türlü boşluğu gidermek için adımlar atmalı ve daha inisiyatifli davranmalıdırlar. Bu sadece direnişlerin olduğu alanlarda değil, komünist kamu emekçilerinin olduğu her yerde yapılmalıdır.

Direnişçilerden ve KESK’e bağlı sendika yöneticilerinden oluşan direniş komisyonunu güçlendirmek ve buralarda direnişçilerin inisiyatifini belirgin hale getirmek için adımlar atılmalıdır.

Yerel direnişlerin kendi alanlarını güçlendirmek için düzenli olarak (mümkün olan yerlerde gündelik) direnişçiler meclisi toplantıları yapılması ve oturma eylemleri dışındaki günlerin de verimli değerlendirilmesi için adımlar atılmalıdır.

Farklı kentlerdeki direnişlerin koordinasyonunu sağlayacak adımlar atılmalıdır. Ortak açıklamalar, bildiriler, etkinlikler vb. örgütlenmelidir.

KESK ve bağlı sendikaların üyelerini harekete geçirecek adımlar sadece sendika yönetimlerine bırakılmamalıdır. Direnişçilerin ve oluşturulan komisyonun (İstanbul), yönetimlerin önüne somut görevler koyması ve bu görevlerin yerine getirilmesi için çaba sarf etmesi gerekir.

Direnişlerin sesini duyurmak için sosyal medya vb. araçlar daha etkili kullanılmalı ve gündelik direniş günceleri hazırlanarak basın kuruluşlarına, sendikalara vb. görsel içerikle birlikte gönderilmelidir.

Okullarda, işyerlerinde, sokaklarda dağıtılacak bildiriler hazırlanmalı farklı kesimlerin desteğini alarak yaygın bir dağıtıma konu edilmelidir.

İhraç edilen kamu emekçilerinin okulları, işyerleri ve buraların çevrelerinde belli aralıklarla direnişi anlatan bildiri dağıtımı, duvar gazetesi vb. araçlar kullanılmalıdır.

Bütün sendika şubelerinde, okullarda, diğer kamu alanlarında ve bölgelerde, direnişleri güçlendirmek ve kamu emekçilerinin mücadelesini büyütmek için komiteler-komisyonlar kurma ve eylemli süreçleri örgütleme hedefiyle hareket edilmelidir.

Çeşitli demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve siyasi kurumların içinde yer alacağı dayanışma komiteleri vb. oluşturulmalı ve saldırılara karşı ortak mücadele zeminleri yaratmak için harekete geçilmelidir.

KHK ile hayata geçirilen saldırıları ve mücadelenin önemini konu alan paneller, söyleşiler, toplantılar organize edilmeli ve direniş alanları da bu açıdan gerektiği gibi değerlendirilmelidir. Bu yapılanlar kendiliğinden değil somut bir plana dayalı olarak yapılmalıdır.

KHK ile hayata geçen saldırıları ve direnişleri gündeme alan kitlesel dayanışma geceleri vb. organize etmek için adımlar atılmalıdır. Farklı kentlerdeki direnişçilerin de benzer organizasyonlarda bir araya gelmesi sağlanabilir.

Sendika genel kurul süreçleri ve genel kurul günlerini direnişçiler ve mücadeleci kesimler iyi değerlendirmek için hazırlıklar yapmalıdır. Gerçekleşen bazı sendika genel kurullarında böylesi hazırlıkların zayıflığından kaynaklı direnişler ve direnme iradesini yansıtan müdahaleler güçlü yapılamadı. Pasifist, uzlaşmacı anlayışların etkisiyle cansız ve ruhsuz genel kurullar gerçekleştirildi.

Direnişçi kamu emekçileri ve mücadeleci diğer kesimler önümüzdeki genel kurullara müdahale etmek için hızlıca bir araya gelmeli ve ortak bir müdahale planı çıkarmalıdır.

 
§