26 Ağustos 2016
Sayı: KB 2016/32

Özgürlük devrimde, barış sosyalizmde!
AKP’ye uyumlu ve ayarlı bombalar
Haklarımız ve geleceğimiz için mücadeleye
Basın özgürlüğü yalnız düzenin kalemşorları için…
OHAL’de fırsatçılığa devam!
Tarihten bugüne NATO ve Türkiye gerçeğine dair…
ABD ve Türk sermaye devletinin Cerablus seferi üzerine
Emperyalizme hizmet halklara düşmanlık bakidir
Biden ve Yıldırım’dan “ilişkileri onarma” vurgusu
TKİP V. Kongresi sunumlarından... Gençlik çalışmamızın sorunları
Direnmeyi seçmeyenler teslimiyete yürürler
Sermaye-hükümet-Türk Metal ittifakı iş başında!
Japon sömürü teknikleri
“Kaybedecek neyimiz kaldı!”
“Mezarda emeklilik”ten “bireysel emeklilik” yalanına
1900-Novecento
Kapitalizm ve çocuk
Sosyal-demokrat hükümetler ve günümüzdeki rolleri
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Biden ve Yıldırım’dan “ilişkileri onarma” vurgusu

 

Darbe girişimi ardından işçi ve emekçilerde ABD’ye karşı tepki yükselirken Türk sermaye devleti temsilcileri, bu tepkiyi maniple edecek şekilde yükselttikleri göstermelik “ABD karşıtlığı” mizansenini yavaş yavaş terk etti. Son olarak ABD Başkan Yardımcısı J. Biden’ın Binali Yıldırım ile yaptıkları görüşmeden sonraki açıklamaları da bunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Yıldırım’dan “ilişkileri bozmamalıyız” vurgusu

B. Yıldırım, açıklamalarının hem başında hem de sonunda efendilerine uşaklığı sürdüreceklerinin teminatına vurgu yaparak “ABD-Türkiye ilişkilerinin bozulmasına müsaade etmememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Daha önceki açıklamalarında “ABD ile FETÖ’den başka pazarlığımız olamaz” diyen Yıldırım, bugün de bunun altını çizdi. Fethullah Gülen’in iadesi için ABD tarafından atılan adımları öven Yıldırım şöyle konuştu:

“Bu konuda gerek hükümetimize, gerekse Türk halkına yönelik samimi açıklamalarınız sürecin sağlıklı işlemesi açısından hayati öneme sahip, teşekkür ediyoruz. Şunu bilmenizi isteriz ki bu konuda teknik heyetin Türkiye’ye gelmesi ve bizim savcılarımızla, hakimlerimize bu konuyu enine boyuna değerlendirmesi bu işin ne kadar ciddiye alındığını, sizin tarafından ne kadar önemsendiğini de ortaya koymuştur.”

Biden’ın ikiyüzlü açıklamalarını “samimi” buldu

Diğer yandan, Biden’ın alay ederce kurduğu ifadelere rağmen ABD şeflerinin darbeyi tasvip etmediğini söyleyip bunu öne çıkaran Yıldırım’ın bir “ABD darbenin arkasında değildi” demediği eksik kaldı.

ABD’nin darbe girişiminden haberdar olduğu; İncirlik’ten kalkan uçaklar, NATO’ya bağlı Türk komutanların sürece dahil olması, ABD askeri aygıtı şeflerinin “muhataplarımızın çoğu tutuklandı” açıklamaları ile orta yerde dursa da, Biden aksini iddia etmeye devam etti. Darbe girişimi için “biz bunun gerçek olup olmadığını, internet oyunu olup olmadığını, ciddi olup olmadığını anlayamadık” diyerek resmen alay eden Biden, “halkın darbeye karşı gösterdiği cesaret”, “darbedeki saldırıların yol açtığı vahşet”, “Türk milletinin kahramanlığı” gibi başlıklar üzerinde durarak demagoji yaptı.

Bütün bu ikiyüzlülüğe rağmen B. Yıldırım Biden’ın açıklamalarını “samimi” olarak nitelendirerek ABD’ye toz kondurmamaya özel olarak dikkat etti. Fethullah Gülen’in teslim edilmesinin ABD’ye karşı tepkileri yatıştıracağını iddia eden Yıldırım, kendilerinin de ABD’ye uşaklık çizgisi doğrultusunda “bunu düzeltmek için çaba harcayacağını” itiraf etti.

 

 

 

 

Erdoğan’dan operasyon savunusu

 

Türk sermaye devletinin şefi Erdoğan Suriye’ye yönelik gece yarısı başlatılan saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan “terör” demagojisini sürdürerek “Terör örgütlerinin saldırılarına maruz kalmamızın esas sebebi Suriye’dir” sözleriyle başlatılan harekatı meşrulaştırmaya çalıştı.

Erdoğan, Suriye’de 5 yılı aşkındır devam eden kirli savaşa ve dinci-gerici çetelere yaptıkları yatırımları da “terör” demagojisiyle geçiştirmeye çalışarak “Türkiye’yi ‘teröre yardım etmekle’ suçlayanlar ancak ve ancak terör örgütlerine yardım etmektedirler. Bu teröristler lanetlidir, bunlar dikiş tutturamayacaklar” ifadelerini kullandı.

Kürt halkının Rojava’daki kazanımlarını “YPG ve terör” demagojisiyle çarpıtarak “Türkiye’ye tehdit” diye hedef gösteren Erdoğan, PYD lideri Salih Müslim’in “Türkiye Suriye batağındadır. IŞİD gibi o da bozguna uğrayacaktır” sözlerine atıfta bulunarak tehditlerini sürdürdü: “Birileri meydan okuyorlar, ‘Suriye Türkiye için şöyle böyle olacak’ diye. Önce siz ne olacağınızın hesabını yapın.”

Erdoğan konuşmasında, Türk sermaye devletinin Suriye’deki kirli çıkarlarını, dinci-gerici çetelerle işbirliğini, mezhepçi kışkırtmalarını, bütün bunların etkisiyle yerlerinden edilen milyonlarca göçmene dayattığı barbarlığı ve son olarak da emperyalist koalisyonun onayıyla giriştiği saldırıyı meşrulaştırmaya çalışırken ikiyüzlülükte de sınır tanımadı. Erdoğan şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye, Suriye’de sahneye konulmaya çalışan oyunlara asla müdahale etmeyecektir. Yolumuza taş koymaya çalışanlara, oldubittiye getirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Bütün imkanlarımızı kullanarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumakta kararlıyız. Suriye’nin yönetilmesine Suriye halkı karar versin, dışarıdan birileri değil. Buna dahi tahammül edemiyorlar.”

 

 

 

 

IŞİD zihinsel engelli çocukları canlı bomba yapıyor

 

BM Çocuk Hakları Komitesi’nin geçen yıl açıkladığı rapor, IŞİD vahşetinin tüm boyutlarını gözler önüne sermişti. Kaçırdığı çocukları seks kölesi olarak satan, işkence eden, kimini çarmıha gererek, diri diri gömerek ya da kafasını keserek katleden cihatçılar, özellikle zihinsel engelli olan çocukları intihar bombacısı olarak kullanıyordu. Komite sözcüsü Renate Winter, “Bu çocuklar büyük olasılıkla ne yaptıklarının farkında bile değil” demişti. IŞİD, Mart’ta Bağdat’taki bir stadyumda düzenlediği ve 65 can alan intihar saldırısında da canlı bomba olarak bir erkek çocuğu kullanmıştı.

Afganistan’ın kuzeyindeki Kunduz vilayetinde Taliban, yaşları 6 ile 8 arasında değişen çocuklara mayın döşemeyi, saldırı düzenlemeyi, canlı bomba olmayı öğretiyor. Bu kamplardaki çocukların kimi kaçırılırken, kimi ailelerinden satın alınıyor. Bazı çocuklar için bin dolar ödeniyor. Kamplara ölü militanların çocukları da alınıyor. Malta’daki Kriz Araştırmaları Merkezi uzmanlarından Natalia Kharitonov, teröristlerin potansiyel kurbanların hızlıca güvenini kazanabildikleri için çocukları kullandığını söylüyor. Saldırılarda çocuklara genelde uzaktan kumanda ile idare edilen bombalı düzenekler giydiriliyor. Bazı durumlarda çocuklar hangi rolü üstlendiklerinin farkında olmuyor.


 
§