12 Aralık 2014
Sayı: KB 2014/49

Faşist baskıya ve gerici zorbalığa karşı birleşik-militan mücadeleye!
Dink’in faili devlettir!
'İç güvenlik' yasası: Devlet terörü!
Baskı ve terörde pilot bölge Yüksekova
İnsanca yaşam için mücadeleye!
Aslolan işçi sınıfının mücadele yasalarıdır
DİSK-AR: 75 kuruşa bir öğün!
Yatağan’ın gösterdiği - K. Toprak
“Maceracılık” söylemiyle saklanan ihanet! - T. Kor
Yatağan direnişinin özeti
TEKEL’den Yatağan’a 4C köleliği
“Ölen de yargılanan da işçi oluyor”
Çelik yine işçiyi suçladı
Ramsey’de sendikalı işçi kıyımı
Devrimci Gençlik Birliği 1. Genel Kurulu tebliğlerinden...
“Sokakta parçalayalım!”
Eğitimde gericilik tahkim ediliyor
Eğitimde tam gaz gericileşme
“Şura kararlarını engellemek için fiili-meşru mücadele”
Kapitalizmi zor günler bekliyor!
Dünyada işçi, emekçi, gençlik eylemleri
Kapitalizm 230 milyon çocuğu savaş ve salgına sürükledi
"Ortak irade ve davranış birliğini geliştireceğiz!"
“Türkiye’de aile içi şiddet teşvik ediliyor”
İnsan hakları kavramına sınıfsal bir bakış - K. Ehram
Komünist tutsak Kara’ya müebbet hapis cezası!
Erdel Eren kavgamızda yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Türkiye’de aile içi şiddet
teşvik ediliyor”

 

Tayyip Erdoğan’ın da ‘fıtrat’ diyerek kadınlara ikincil rol biçmesinin, yargının tecavüzcülere ve kadın katillerine sürekli ‘iyi hal’ indirimlerinde bulunmasının yanı sıra erkek egemen gericiliğin her gün palazlandırılması aile içi şiddete ait karanlık tablonun giderek büyümesine yol açıyor.

UNICEF’in, ‘Şiddeti İzleme ve Göstergeleri Kılavuzu’ adlı kitabında Türkiye’ye ilişkin veriler aile içi şiddetin boyutunu bir kez daha gözler önüne serdi. Veriler, aile şiddette en fazla uğrayan kesimin 18 yaşın altındaki genç kadınların ve kız çocuklarının olduğunu gösterdi.

Rapordaki veriler özetle şu şekilde: Yüzde 37 (18 yaş altı çocuk), yüzde 26 (eş), yüzde 10 (sevgili), yüzde 8 (resmi nikâhlı olmayan eş), yüzde 8 (hırsızlığa uğrayan kadın), yüzde 3 (fuhuşa itilen kadın), yüzde 3 (ilişkiyi reddeden kadın), yüzde 3 (yaşlı ve hasta kadın), yüzde 2 (akraba). Failler profili: Yüzde 39 (koca), yüzde 19 (tanışılmamış erkek), yüzde 14 (sevgili-arkadaş), yüzde 11 (erkek kardeş), yüzde 8 (baba), yüzde 3 (erkek akraba), yüzde 3 (kocanın ailesi), yüzde 3 (kadının ailesi).

Polis arabuluculuk yapıyor’

Aile içi şiddetin polis tarafından yeterince soruşturulmadığı ifade edilen raporda polisin arabulucu gibi davrandığına dikkat çekildi. Polisin aile içi şiddet olaylarını önemsememesine de dikkat çekilen raporda şu ifadeler yer alıyor: “Kuruluşların gerçekleştirdiği araştırma, karakollara aile içi şiddet şikâyetinde bulunulduğunda, polis memurlarının şikâyetleri soruşturmadığı, ancak mağdurların eve dönmeleri ve şikâyetlerini geri almaları için arabuluculuk görevi üstlendiklerini göstermektedir. Bu bağlamda, polis memurları sorunu, ‘müdahale edemeyecekleri bir aile meselesi’ olarak görmektedir.”

Sorumluluk alınmıyor”

Raporun devamında ise şunlar belirtiliyor: “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), aile içi şiddetin esas olarak kadınları etkilediğine ve Türkiye’deki adli pasifliğin, aile içi şiddeti teşvik eden bir atmosfer yarattığı kanaatindedir. Hükümet tarafından son yıllarda yürütülen reformlara rağmen, geçmiş yıllarda mevcut davada tespit edildiği gibi adli sistemin genel pasifliği ve saldırganların cezadan muaf olması aile içi şiddeti çözmeye uygun adımın atılmasında gereken sorumluluğun alınmadığını göstermektedir.”

 

 

 

 

Suriyeli kadınlara tecavüz

 

Türkiye’ye sığınan Suriyeli kadınların maruz kaldığı tecavüz saldırıları ile ilgili yeni örnekler yansıdı. “Uluslararası Ruhsal Travma Toplantıları” kapsamında 5 Aralık’ta düzenlenen Suriyeli mültecilerin yaşadıkları travmaları konu alan panele, bir kamp görevlisinin anlattıkları damga vurdu. Görevli, Öncüpınar Kampı’nda bir Suriyeli kadının kamp çalışanı tarafından tecavüze uğradığını, konuyla ilgili işlem yapamadıklarını anlattı.

“Suriyeli Mülteci Olmanın Travması” başlığıyla düzenlenen panelde Kilis’te iki yıldır Suriyelilerle çalışmalar yapan psikolog Sinem Boytok, şehirdeki 120 bin Suriyeli sığınmacının 80 bininin kamp dışında yaşadığını söyledi. Boytok, tecavüze uğradıktan sonra hamile kalan bir Suriyeli kadının baş etmek zorunda kaldığı durumları da paylaştı. Boytok’un anlatımına göre, kamp dışında yaşayan Suriyeli kadın, hamileliğinin 10 haftayı geçmesi nedeniyle kürtaj için savcılığa başvurdu. Ancak savcıdan, “Bir arkadaşınla birlikte olmadığını nereden bilebilirim” şeklinde yanıt aldı.

Panelin ardından soru-cevap kısmına geçildi. Toplantıya Kilis’ten katılan psikolog Mustafa Çetinkaya, Kilis Öncüpınar Kampı’nda görev yaptığını söyleyerek, kamptaki Suriyeli kadının, kamp çalışanının tecavüze uğradığının nasıl ortaya çıktığını anlattı. Çetinkaya şunları dile getirdi: “Bir seans sırasında kapı açıldı. Kapıdan çalışanlarımdan biri geçti. Kadın o sırada atak geçirdi, bayıldı. Kadını, ‘Seni şehre bırakalım’ diyerek arabaya bindirmişler. Sonra tecavüze uğramış.” Çetinkaya, kadının şikayetçi olmadığını, kendilerinin de bu tecavüz olayı karşısında herhangi bir işlemde bulunamadığını aktardı.

 

 

 

 

Erdoğan’a hakaret” cezası

 

Her fırsatta demokrasi, insan hakları yalanlarını savurmaktan geri durmayan Tayyip Erdoğan, son olarak bir üniversite öğrencisine facebook paylaşımı nedeniyle açtığı davada ceza verilmesine neden oldu.

Üniversite öğrencisi Barış M. hakkında 18 Haziran 2013 tarihinde facebook hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle açılan dava sonuçlandı. Savcı yapılan paylaşım için “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” gerekçesiyle Barış M. hakkında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezası verilmesini talep etti.

İstanbul 58. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti Barış M.’ye “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçu işlediğine karar vererek 6 bin 80 TL adli para cezası verdi. Mahkeme verilen cezayı Barış M.’nin “ekonomik ve sosyal durumu ile şahsi durumunu göz önüne alarak” 20 ay taksite böldü. Bu taksitlerden herhangi birinin ödenmemesi durumunda para cezasının hapis cezasına çevrileceği belirtildi.

 

 

 

 

Ümraniye’de EKK semineri

 

Emekçi Kadın Komisyonları (EKK), “Güne yükleniyor, geleceğe yürüyoruz” başlığıyla 21 Aralık Pazar günü gerçekleştireceği çalıştaya hazırlanıyor.

Çalıştay öncesinde, Ümraniye İşçilerin Birliği Derneği Emekçi Kadın Komisyonu 5 Aralık Cuma günü “Neden Emekçi Kadın Komisyonu ve komisyonun işlevi ne olmalıdır” başlıklı seminer düzenleyerek, kadın sorununun sınıfsal boyutunu ele aldı. EKK’nın, işçi kadınlara ulaşması için her tür aracı kullanması ve buradan yol kat etmesi gerektiği üzerinde duruldu.

Canlı tartışmalara sahne olan seminerde ayrıca 25 Kasım gündemi üzerine yürütülen çalışmanın değerlendirmesi yapıldı. Seminerde son olarak, EKK’nın 21 Aralık’taki çalıştayı öncesinde “Marksizm ve kadın” başlıklı seminer düzenleme kararı alındı.

Kızıl Bayrak / Ümraniye


 
§