12 Aralık 2014
Sayı: KB 2014/49

Faşist baskıya ve gerici zorbalığa karşı birleşik-militan mücadeleye!
Dink’in faili devlettir!
'İç güvenlik' yasası: Devlet terörü!
Baskı ve terörde pilot bölge Yüksekova
İnsanca yaşam için mücadeleye!
Aslolan işçi sınıfının mücadele yasalarıdır
DİSK-AR: 75 kuruşa bir öğün!
Yatağan’ın gösterdiği - K. Toprak
“Maceracılık” söylemiyle saklanan ihanet! - T. Kor
Yatağan direnişinin özeti
TEKEL’den Yatağan’a 4C köleliği
“Ölen de yargılanan da işçi oluyor”
Çelik yine işçiyi suçladı
Ramsey’de sendikalı işçi kıyımı
Devrimci Gençlik Birliği 1. Genel Kurulu tebliğlerinden...
“Sokakta parçalayalım!”
Eğitimde gericilik tahkim ediliyor
Eğitimde tam gaz gericileşme
“Şura kararlarını engellemek için fiili-meşru mücadele”
Kapitalizmi zor günler bekliyor!
Dünyada işçi, emekçi, gençlik eylemleri
Kapitalizm 230 milyon çocuğu savaş ve salgına sürükledi
"Ortak irade ve davranış birliğini geliştireceğiz!"
“Türkiye’de aile içi şiddet teşvik ediliyor”
İnsan hakları kavramına sınıfsal bir bakış - K. Ehram
Komünist tutsak Kara’ya müebbet hapis cezası!
Erdel Eren kavgamızda yaşıyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

DİSK-AR: 75 kuruşa bir öğün!

 

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü (DİSK-AR), asgari ücret görüşmelerinin sürdüğü bugünlerde, asgari ücret ile yaşam üzerine bir rapor hazırladı. “Asgari ücret ile yaşam raporu” başlıklı araştırmada, asgari ücretle çalışan bir işçinin mahkum edildiği sefalete dikkat çekildi.

DİSK-AR’ın Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İstatistikleri üzerinden yaptığı hesaplamaya göre, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli elde ettiği geliri ile gıdaya ancak 9 TL ayırabiliyor. Buna göre asgari ücretlinin üç öğün için kişi başına ayırabildiği tutar 2,25 TL olurken, öğün başına bu tutar sadece 75 kuruş düzeyinde kalmakta. 1 Kasım 2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan hükümetin 2015 programında yılın ilk altı ay için öngörülen yüzde 3’lük ücret artışı öğün başına sadece 2,25 kuruşluk bir artışa denk geliyor.

Asgari ücret ile geçinmeye dair verilerin sunulduğu raporda, asgari ücretlinin daha da yoksullaştırıldığına dikkat çekilerek şunlar ifade edildi:

Sonuç olarak asgari ücretin bu düzeyde belirlenmesi, sefalette ısrar anlamına geliyor. İşçilerin talebi asgari ücretin, bir işçinin ailesi ile birlikte asgari olarak temel ihtiyaçlarını karşılayacak, işçiyi kimseye muhtaç etmeyecek bir düzeyde belirlenmesi ve sefaletin son bulmasıdır. ‘Asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ söylemi, aslında asgari ücretliyi daha da yoksullaştırmadık anlamına gelmektedir. Dünyanın hiçbir yerinde hükümetler ücretlerde erimeye yol açmadık diye övünmezler.”

Asgari ücret net 1800 TL olmalıdır”

Asgari ücretin artış oranının Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’nin artış oranına eşitlenmesi gerektiği belirtilen raporda, asgari ücretin net 1800 TL olması gerektiği vurgulanarak şunlar belirtildi:

2015 Yılı Bütçesi’nde Cumhurbaşkanlığı bütçesinin geçtiğimiz yıla göre neredeyse 2 katına çıkartılması gündemde. Bu ülkede tüm değerleri üretenler için daha düşük bir artış kabul edilemez. Asgari ücret artış oranı, bu dönem için Cumhurbaşkanlığı Bütçesi’nin artış oranına eşitlenmelidir. Bu rakam yaklaşık net 1800 liradır.

4 kişilik bir hane için açlık sınırı bin 283, yoksulluk sınırı 4 bin 57 lira Asgari ücret için belirlenmesi gereken gerçek tutar aslında yoksulluk sınırının üzerindedir. Yoksulluğa mahkum eden ücrete asgari ücret denmez! Asgari ücretlinin İki kişi çalışmasına rağmen çocuklarını yoksulluğa mahkum etmemesi için en az 1800 lira şarttır!”

Sosyal haklar şart”

Raporda, eğitimden sağlığa her şeyin paralı hale geldiği günümüzde asgari ücretin yanında sosyal hakların şart olduğuna da dikkat çekildi. Raporda şu ifadelere yer verildi:

Türkiye’de eğitimden sağlığa her şey AKP hükümeti döneminde paralı hale getirilmiş durumdadır. Bu nedenle asgari ücret için ‘sosyal haklar şart’. Asgari ücretle çalışanlar için elektrik, su, doğalgaz kullanımı asgari ihtiyaç sınırına kadar ücretsiz olmalıdır. İşe gidiş gelişlerde ulaşım ücretsiz olmalıdır. Eğitimde hiçbir ad altında para alınmamalı, eğitimin okul dışı giderleri devlet tarafından karşılanmalı, sağlık tümüyle parasız olmalıdır. Çalışanların çocuklarını bırakabilecekleri kamusal parasız kreş şarttır. Tüm bu taleplerimizin yanında en önemli taleplerimizden biri de asgari ücretin belirlenme sürecinde işçi sınıfının söz hakkıdır!”

Üretimden gelen güç kullanılabilmeli”

Asgari ücretin belirlenmesi için yapılan görüşmelere dair de görüş belirtilen raporda, görüşmelerin toplu pazarlık süreci olarak ele alınması gerektiği ve işçilerin üretimden gelen gücünü kullanabilecekleri yasal zeminlerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekilerek şunlar söylendi:

Asgari Ücret Tespit Komisyonu yıllardır bir ortaoyununa dönmüştür. Asgari ücretin belirlenmesi süreci bir toplu pazarlık süreci olarak ele alınmalıdır. Görüşmeler kamuoyuna açık hale getirilmeli, anlaşmazlık durumunda işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanabilecekleri yasal zeminler oluşturulmalıdır.”

 

 

 

 

Gebze’de asgari ücret toplantısı

 

Gebze İşçilerin Birliği Derneği, 2015 yılı için belirlenecek asgari ücret zammına ilişkin bir toplantı gerçekleştirdi.

7 Aralık’ta dernek binasında bir araya gelen emekçiler asgari ücret üzerine tartışmalar yürüttüler. Tartışma ücret, asgari ücret kavramlarının anlamlarına dair bir konuşma ile başladı. Asgari ücretin nasıl oluştuğu ile devam eden konuşmada, Türkiye’nin çeşitli dönemlerinde değişen ücretlerin, işçilerin örgütlülüğü ile orantılı olduğunun altı çizildi.

Asgari Ücret Belirleme Komisyonu’ndakilerin kimleri temsil ettiği belirtildi. Büyüyen patron ve devlet bütçelerinden işçilerin payına sefalet ve daha fazla vergi düştüğü vurgulandı. Kendilerine milyar dolarlık saraylar yaptıranların, yeni ekonomik yatırımlar yapanların emekçilere gelince daha fazla yoksulluk dayattığı, işçileri “temsil” eden sözde sendikaların da ikiyüzlülük dışında bir şey yapmadığı vurgulandı.

Son olarak düşük ücretlerin, esnek ve taşeron çalışmanın, sendikaların sessizliğinin, ağır vergilerin dayatılmasının işçilerin birlik olmayışından kaynaklı olduğu söylendi. İnsanca yaşamaya yetecek, vergiden muaf bir asgari ücret için birlik olup mücadele etmenin gerekliliği belirtilerek konuşma sonlandırıldı.

Konuşmanın ardından Gebze’de ücret sorunu üzerinden işçilerin birliğinin olanaklarına dair tartışmalar yürütüldü. Öneriler ve canlı tartışmaların ardından Ocak ayına kadar bir planlama yapıldı ve ücret sorununa müdahaleleri merkezileştirmek için İşçilerin Birliği Derneği bünyesinde komisyon kurularak toplantı sonlandırıldı.

 

 

 

 

Büyüyen ekonomide
işçiye pay yok

 

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Türkiye’nin, işçilerin artan ekonomik büyümeden payını alamadığı üç ülkeden biri olduğunu açıkladı. Rapordan yansıyanlar, sermayenin servetine servet katarak büyüdüğü Türkiye’de; işçi ve emekçilerin kendi sırtlarından elde edilen bu servetten kırıntı düzeyinde dahi kendilerine yansımadığını göstermiş oldu.

Rapora göre; dünyada işçilerin ekonomik büyümeden aldıkları payın azaldığı üç ülke arasında Çin ve Meksika’yla birlikte Türkiye yer aldı. Türkiye’de işçilerin büyümeden aldıkları pay 1999 yılından bu yana azaldı. Raporda, “yaşanan bu durumun mali liberalleşmeyle birlikte sermaye sahiplerinin rekabet gerekçesiyle imalat sektöründe düşük ücret uygulamasıyla oluştuğu” belirtildi.

Rapor, sadece resmi rakamlara göre hazırlandığı için kayıtdışı ve asgari ücretin altında çalıştırılan işçiler de hesaplandığında artan uçurumun boyutları daha net anlaşılabilir.

 
§