3 Şubat 2012
Sayı: SYKB 2012/05

 Kızıl Bayrak'tan
Baharı kazanmak için ileri!!
DİSK Genel Kurulu yaklaşıyor
Sermaye saldırıyor
sendikaların eli kolu bağlı
DİSK saldırılara karşı alanlara çıktı
Roboski katliamının gösterdikleri
Güncel gelişmeler ışığında
8 Mart’ta mücadele alanlarına!
Direnişçi işçilere zabıta-polis terörü
Taşeron işçileri ihanetin
hesabını soruyor
Direnişçi Mersin Liman işçileri
Maltepe Belediyesi işçilerinin
direnişini selamladı
Kıdem tazminatı fonu
ve iş güvencesi tartışıldı
Metal İşçileri Birliği
Merkezi Yürütme Kurulu
Şubat Ayı Toplantısı Sonuçları
MİB yeni döneme hazırlanıyor
Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile konuştuk
Gençliğe devrimci baharı kazanma çağrısı
Tıp Öğrenci Kolu (TÖK) temsilcisi Hüseyin Çelik ile konuştuk
BES İzmir Şube Başkanı
Ramis Sağlam ile
22 Şubat grev üzerine konuştuk
“Davos Zirvesi” aynasında
kapitalizmin karanlık geleceği
Finans kapitalin korkusu artıyor
ABD’nin “yeni savunma (savaş) stratejisi
Emperyalist özneler arasında
kuşatma, gerilim ve çatışma-V.Yaraşır
Haydarpaşa ranta kurban
Gazi’de çete saldırısı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tecrite karşı ‘F’ eylemi

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Cezaevi Komisyonu “F tipi hapishaneler kapatılsın!” kampanyası kapsamında düzenlediği ‘F oturmaları’ eylemlerinin dördüncüsünü 28 Ocak günü Taksim Meydanı’nda gerçekleştirdi. Eylemde müebbet hüküm cezası alan tutsakların durumuna dikkat çekildi.

Eylemde “Tecrit öldürüyor F tipi hapishaneler kapatılsın!” pankartı açan komisyon üyeleri ve tutsak yakınları, üzerlerine siyah örtü giyip, F şekli oluşacak şekilde yere oturdular. Karanlığa karşı aydınlığı simgelemesi amacı ile el fenerleri taşındı.

İHD adına açıklama yapan Sevim Kalman, F tipi hapishanelerin CIA’nın projesi olduğunu ve siyasi tutsaklar için tasarlandığını, bunun siyasi tutsaklara karşı ideolojik bir saldırı olduğunu söyledi. Bunun için 19 Aralık 2000’de gerçekleştirilen operasyonun “Kanlı Aralık” olarak tarihe geçtiğini, katliamdan sonra siyasi tutsakların F tipi hapishanelere geçirildiğini vurguladı.

Kalman, ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin F tipi cezaevlerindeki kalma koşullarını da şöyle anlattı:

“Ömrünüzü geçireceğiniz bir yerde; ancak bir karış açabilirsiniz pencerenizi. Çünkü çelik dolap önüne sabitlenmiştir. Pencerenizi tam açamadığınız için hücrenizde sürekli nem ve küf oluşur. Asla güneşi göremezsiniz. Bir tek yeşil yaprağın bile hücreye sokulmaması, aile-akraba, diğer mahpuslarla ilişkiler kısıtlanarak ya da tamamen kesilerek sosyal yaşam ve olanaklarından izole edilmek, yalnızlaştırılmak, havalandırmaya çıkış hakkı günde 1 saat ile sınırlandırılarak 8 metre karede 23 saat tek başına yaşamaya çalışmak. Özcesi, tecrit içinde yaşatılan ağır müebbetliklerin yaşam koşulları, F tipi hapishanelerde ölene kadar işkence görmekten ve ‘diri diri gömülmekten’ bir anlam taşımıyor.”


Devrimci öğrencilere 62 yıl!

Malatya’da 3 Haziran 2011 tarihinden bu yana tutuklu olarak yargılanan Gençlik Federasyonu çalışanı 6 devrimci öğrenciye toplam 62 yıl 9 ay 15 gün hapis cezası verildi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü eyleminde Ölüm Orucu şehidi kızının resmini taşıdığı için yargılanan 57 yaşındaki Hatice Harman ise beraat etti.

Malatya Özel Yetkili 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın 1 Şubat günü görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti devrimci öğrencilere ceza yağdırdı. “1 Mayıs’ta sergi açma, bildiri dağıtma, Güler Zere’nin mezarını ziyaret etme” gibi faaliyetleri “DHKP-C örgütü üyeliği” ve “örgüt propagandası” kapsamında değerlendiren mahkeme devrimci öğrencilere ayrı ayrı yaklaşık 10’ar yıl hapis cezası verdi.

Devrimci öğrencilere onlarca yıla varan cezalar veren mahkeme heyetinin başkanı Hayrettin Kısa kararın ardından ikiyüzlüce açıklamalarda bulundu. Cezadan dolayı hoşnut olmadıklarını belirten Kısa, şu demagojiye başvurdu: “Ama yasaları uyguluyoruz. Ceza yasasında düzenleme çalışmaları var. İnşallah lehinize düzenlemeler olur.”

Hapishaneler çocuklarla dolu

AKP’nin 9 yıllık dönemi boyunca cezaevlerindeki doluluk oranı yüzde 114 arttı. 2002 yılında 59 bin 428 olan tutuklu ve hükümlü sayısı 2011 yılında 127 bin 831’e çıktı.

2011 yılı Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin açıkladığı verilere göre Türkiye’deki 418 cezaevinde toplam 127 bin 831 kişi bulunuyor. Bu kişilerin 36 bin 462’si tutuklu, 17 bin 950’si hükmen tutuklu, 73 bin 419 kişi ise hükümlü.

Tutuklu bulunan 34 bin 430 kişinin 32 bin 807’si 18 yaş üstü erkeklerden, 1474 kişisi 18 yaş üstü kadınlardan, 1623 kişisi ise 12-17 yaş arası kadın ve erkek çocuklardan oluşuyor. Hükmen tutuklu bulunanların ise 17 bin 298’i erkek, 654’ü ise kadınlardan oluşuyor. Hükmen tutuklu yetişkin erkeklerin sayısı 17 bin 113, hükmen tutuklu 12-17 yaş arası erkek çocuk sayısı 185. Hükmen tutuklu yetişkin kadınların sayısı 648 iken, 12-17 yaş arası kadın hükmen tutuklu sayısı 6 olarak ifade ediliyor.

Tüm bu verilerin ışığında bugün cezaevlerinde toplam 2 bin 221 çocuk olduğu görülüyor.


İHD’den hak ihlalleri raporu

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi 2011 yılında yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı “2011 Yılı İnsan Hakları İhlalleri Marmara Bölge Raporu”nu, İHD İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaparak kamuoyu ile paylaştı. İHD açıklamada demokratik ve hukuk devleti ilkesinin yerleşmesi taleplerini yineleyip yaşanan ihlaller konusunda sorumlu olan hükümeti uyararak, etkin önlemler almaları çağrısında bulundular.

Uludere-Roboski köyünde katledilen 34 kişiye atfedilen çalışmanın rapor sunumunda, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Av. Abdulbaki Boğa açıklamalarda bulundu. Boğa, raporlardaki verilerden örnekler vererek yaptığı konuşmasında, raporun sonuçlarını AKP ile özdeşleştirdi. AKP’nin demokrasi ve özgürlük kapsamında ‘açılım’, ‘yeni anayasa’ gibi değişiklikler sunarak Kürt sorunu, Alevi sorunu, kadın sorunu gibi toplumsal sorunlar üzerinden çözümler vaad ettiğine işaret ederek, bu politikalar çerçevesinde uyguladıkları ile hak ihlallerinde tavan yaptığının altını çizdi.

İHD İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hulusi Zeybel de bir konuşma yaparak, raporun sonuçlarına göre Türkiye’nin insan hakları yönünden bir cehennem olduğunu dile getirdi. AKP’nin vaadler vererek, toplumu kandırdığını hatırlatan Zeybel, bağımsız, demokratik yargı yaratmak adına buraları kendi çıkarlarına hizmet edecek bir alana dönüştürdüklerine, topluma karşı bir silah olarak kullandığına işaret etti.

Kızıl Bayrak / İstanbul