05 Ağustos 2011
Sayı: SİKB 2011/30

 Kızıl Bayrak'tan
Anayasa değişikliği tartışmaları ve devrimci tutum
“Açılım” sirkinin yeni cambazı Burkay - Z. Us
Generallerin “emeklilik kararları” ve YAŞ’tan yansıyanlar
Dinci partinin gücü ve pervasızlığı nereden geliyor?
Kapitalizm yeni bir krize hazırlanırken…
“İşsizlik fonu kıdem gaspına malzeme yapılıyor”
Birleşik Metal-İş 1 No’lu Şube
Genel Kurulu’nun ardından…
Mersin’de liman işçileri direnişte!
Güvencesiz çalışmaya karşı mücadele sempozyumu
PTT’de direniş çadırı kalktı, mücadele sürecek!…
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
TC’nin transformasyonu,
GOP ve hegemonya savaşları -
Volkan Yaraşır
“Kontrollü bir deneme mi?”
DTK direnişe çağırdı
Emperyalistlerle işbirlikçileri
Sudan’ı parçaladı ...
Somali’de resmi açlık ilanı...
S21 Projesi: Kavga
devam ediyor!
Kadın cinayetleri tırmanıyor
Hüsnü Yıldız’ın avukatı Taylan Tanay ile konuştuk...
Bertolt Brecht’i ölümünün 55. yılında saygıyla anıyoruz
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Güvencesiz çalışmaya karşı
mücadele sempozyumu

Kayseri İşçi Platformu, 31 Temmuz Pazar günü Kayseri İşçi Kültür Evi’nde düzenlediği sempozyumla sigortasız ve sendikasız çalışmaya karşı mücadelenin sorunlarını tartıştı.

Sempozyum, BDSP temsilcisinin kısa konuşmasıyla başladı. Sigortasız, sendikasız, esnek ve kuralsız çalışmanın yaygınlaştığını, taşeron, sözleşmeli, kadrolu işçiler arasında ücret, çalışma koşulları ve sosyal haklar bakımından büyük uçurumlar oluştuğunu belirten BDSP temsilcisi, işçi sınıfının güvencesiz çalışmaya, geleceksiz yaşamaya mahkum edilmek istendiğini ifade etti. Tüm kötülüklerin kaynağı olan kapitalizmin yıkımının, aynı anlama gelmek üzere işçi sınıfının devrimci iktidarının tüm sorunların köklü çözümünün biricik yolu olduğunu belirtti. BDSP temsilcisinin ardından Kayseri İşçi Platformu sözcüsü söz aldı.

Kayseri sigortasız işçi çalıştırma cenneti…

KİP sözcüsü, Kayseri Organize Sanayi müdürünün, işçilerin sadece %40’ının sigortasız olduğunu belirtmesini ve daha önce sigortalı işçi sayısının yüzde 20 iken, yüzde 60’a çıkması ile övünmesinin işçilerle alay etmekle eşdeğer olduğunu vurguladı. Patron temsilcisinin, sermayedarların, işçilerin yüzde 60’ının sigortalı olmasını bir lütuf gibi sunduğunu, oysa işçilerin aleyhine olan mevcut iş yasalarının bile sigortalı işçi çalıştırmayı yasal zorunluluk olarak kayıtlara geçirdiğini belirtti.

Kayseri’de sendikasızlık artıyor

Temsilci, işçilerin sadece yüzde 5’nin sendikalı olduğunu, sendikalı işçilerin yüzde sekseninin kamuda çalıştığını, markalar yaratmakla övünen Kayserili patronların hükümranlığını sürdürdüğü organize sanayi bölgelerinde işçilerin sadece yüzde 1’nin sendikalı olduğunu ifade etti. İşçilerin sendika haklarının patronlar tarafından nasıl tırpanlandığını örneklerle anlattı.

Asgari ücret ve izinler…

KİP temsilcisi, Kayseri’de özel işyerlerinde çalışan, genelde tüm işçilerin özelde kadın işçilerin doğum izni ve yıllık izin haklarından büyük bir oranda yararlanamadığını, sigortasız işçilerin ise bu haklardan hiçbirine sahip olmadığını ifade etti.

Kayseri’de çocuk işçiliği yaygın…

KİP temsilcisi, Kayseri’de çocuk işçilerin düşük ücretle sigortasız olarak çalıştırılmasının son derece yaygın olduğunu belirtti. Ağaç işlerinde ve sanayi sitelerinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının 14 yaş altı çocuklar olduğunu belirtti. Çıraklık adı altında çocuk işçilerin patronlar tarafından sömürüldüğü ve haftada bir gün bile okula gönderilmediğini örneklerle ortaya koydu. Kayseri’de tarım işçilerinin sadece %4’ünün sigortalı olduğunu sözlerine ekledi.

Söz işçilerde…

Kayseri İşçi Platformu sözcüsünün sunumundan sonra serbest kürsüye geçildi. Bu bölümde söz alan bir metal işçisi, işçilerin güvensiz çalışmasının en önemli nedenlerinden birinin patronların kullandığı işsizlik sopası olduğunu ifade etti. Fason kalite çemberleri ile sömürünün katlandığını çarpıcı örneklerle anlattı.

Bir tekstil işçisi ise, en fazla iş kazalarının yaşandığı kentler sıralamasında Kayseri’nin beşinci sıraya tırmandığını, 1 yılda 146 işçinin iş cinayetlerinin kurbanı olduğunu, bu işçilerin 63’ünün inşaatlarda can verdiğini ifade etti.

Hizmet işkolunda çalışan bir işçi, saldırı yasalarına karşı mücadele edilmemesini eleştirdi. Yasalar çıktıktan sonra mücadele etmenin gerekli sonuçları yaratmadığını ifade eden işçi, iş kanunlarının işçilerden yana göründüğünü ancak fiiliyatta patronlardan yana olduğunu, bunun nedeninin işçilerin örgütsüzlüğü olduğunu vurguladı.

Toplantıda söz alan bir kamu işçisi, kamu işçilerinin sendikalı olduğunu ancak fiilen örgütlülüğün örgütsüzlüğünü yaşadığını, bu nedenle yapılan son satış sözleşmesine müdahale edemediklerini belirtti. Sendika ağalarının çok zorlanmadan satış sözleşmelerine imza atmalarının temel nedeninin işçilerin taban örgütlerine sahip olmaması olduğunu belirtti. Sendikaların, özellikle de Türk-İş’in sermayeden yana tavır aldığını söyledi.

Kamu işçisi, kıdem tazminatı oyununa değindi. Kıdem tazminatının gaspının iş güvencesinin de gasp edilmesi anlamına geleceğini belirtti. Kamu işçisi, mevcut düzenlemede işten çıkarılma durumunda patronun ödemek zorunda olduğu kıdem tazminatının fona devredilmesinin bile başlı başına bir gasp olduğunu söyledi. Fonla amaçlananın, patronları işçi çıkartırken toplu bir tazminat ödeme yükünden kurtarmak olduğunu belirtti.

İşçilerinin sigorta primlerini ödemeyen ya da eksik ödeyen patronların fona gerekli aidatları yatırmayacaklarını, yükümlülüklerini sıfırlamak için çabalayacaklarını belirten işçi, işçilerin hem iş güvenceleri için önemli bir dayanağı kaybedeceklerini, hem de alacakları kıdem tazminatının faturasını da kendilerinin sırtlamak zorunda kalacağını ifade etti.

Kıdem tazminatlarının kaybetmemenin yolunun genel grev olduğunu, daha bugünden fabrika fabrika, havza havza, direniş ve grev komiteleri kurulması gerekliliğini, bu komitelerle birlikte dişe diş bir mücadelenin öneminin altını çizdi.

Sempozyumun son bölümünde ise Av. Cemalettin Şenyüz, işçilerin iş hukukuna ilişkin sorularını yanıtladı. Sempozyum, işçilerin katkısı ile hazırlanan sonuç bildirgesinin açıklanmasıyla sona erdi.

Kızıl Bayrak/ Kayseri


SES: Grev ve toplu sözleşme!

15 Ağustos’ta hükümet ile memur konfederasyonları arasında başlayacak ‘toplu görüşme’ süreci öncesinde “İnsanca bir yaşam, demokratik çalışma koşulları için grev ve toplu sözleşme” talebini dile getiren KESK’e bağlı Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), İstanbul, Ankara ve Adana’da eylemler gerçekleştirdi.

Sağlık Bakanlığı önünde eylem yapan SES üye ve yöneticileri, basın açıklamasının ardından toplusözleşme taleplerini içeren “TİS Taslağı”nı bakanlığa sundu. Basın açıklamasını okuyan SES Genel Başkanı Çetin Erdolu, toplu görüşme değil toplusözleşme yapmak istediklerini söyledi.

Toplusözleşme ve grev hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını isteyen Erdolu, sağlık sistemi piyasanın sömürü çarkına terk edilirken, sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışma ortamının hiç olmadığı kadar parçalanmış ve karmaşıklaştırıldığını belirtti.

Uygulanan sağlık politikaları ile temel bir insan hakkı olan “sağlıklı yaşama hakkı”nın artık bir piyasa malı haline getirildiğini belirten Erdolu, sağlık alanında örgütlü sendikalara şu çağrıyı yaptı: “Toplu Görüşme değil, Toplu Sözleşme ve hemen şimdi” uygulanmasında ısrar etmeyi öneriyoruz. Çünkü emekçilerin içinde bulunduğu durum ve taleplerimizin aciliyeti bunu dayatmaktadır. Hükümet gibi siz de emekçileri kandırmaktan vazgeçerek, emekçiler için mücadele etmelisiniz”

SES İstanbul Şubeleri İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Basına açıklama yapan SES Bakırköy Şube Başkanı Hıdır Doğan, hükümetin, kamu emekçilerinin toplusözleşme hakkını tanımayarak, toplu görüşme çağrısı yaptığını söyledi.

SES Adana Şubesi, sendika binasında basın toplantısı düzenledi. SES Adana Şube Başkanı Muzaffer Yüksel, toplusözleşme hakkını görmezden gelenleri uyardıklarını ve sözleşme hakkının uygulanmasını talep ettiklerini ifade etti.


İşçilerden TTK’ya tepki

Zonguldak’ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Üzülmez Müessese Müdürlüğü’ne ait maden ocağında taşeron firmada çalışan işçilerin iş bırakma eylemi sürüyor.

Star İnşaat ve Ticaret AŞ isimli taşeron firmada galeri açma ve taban sürme gibi hazırlık işleri yapan maden işçileri gasp edilen ücretleri için eylemdeler.

500 ile 2 bin 500 lira arasında değişen miktarlarda şirketten alacakları bulunduğunu belirten işçiler, taşeron firmaya bir yaptırım uygulamadığı için TTK’ya da tepki gösteriyor. İşçiler Zonguldak İş Mahkemesi’ne başvuracaklarını söylüyorlar.

“Biz emeğimizle kazandığımız paramızı istiyoruz, başka bir derdimiz yok” diyen işçiler Ramazan ayına girerken paralarının verileceğinin söylendiğini, ancak ödeme yapılmadığını belirtiyorlar.

İşçiler kararlı olduklarını ve paralarını alana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirtiyorlar.