29 Temmuz 2011
Sayı: SİKB 2011/29

 Kızıl Bayrak'tan
İşçi sınıfını genel greve
hazırlamak için ileri!
Birleşik-militan bir
sınıf hareketi olmalı!
Kürt halkına saldırganlıkta
“yeni dönem”
“Demokratik Özerklik meşru bir hak”!
Erdoğan’ın Filistinli
büyükelçilere hitabı.
Sermayenin
“kıdem tazminatı” yalanları
Saldırılara karşı mücadele
kararlılığı!
'Büyük sürgün’
1 Ağustos’ta yürürlükte!
PETKİM’de direniş kazandı!
Metal İşçileri Birliği
örgütlenmeye çağırıyor!
Hastane çalışanları isyanda!
Tunus-Mısır
dersleri - H. Fırat
Bahreyn’de kuşatmaya
karşı mücadele!
Popülist-parlamenterist
çizginin yükselişi - Volkan Yaraşır
Avrupa’da borç krizi ve olası gelişmele
‘Bebekten katil yaratan karanlık’ Norveç’te de,
Türkiye’de de aynıdır!
Çocuk katili devlet hesap verecek!
19 Aralık Katliamı’nı tetikçisi anlattı
“Üçlü protokol iptal edilsin!”
Kampüsler “Hansel ve Gretel”leri bekliyor
8. Mamak Kültür Sanat Festivali üzerine Festival Hazırlık Komitesi sözcüsü ile konuştuk
Nasıl bir zekâ meşalesi söndü
Nasıl bir yürek durdu!* -Viladimir İliç Lenin
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hastane çalışanları isyanda!

Taksim İlkyardım Hastanesi’nde sağlık emekçileri “sağlıkta dönüşümün” yarattığı yıkıma karşı “Güvenceli iş, insanca bir yaşan istiyoruz!” talebiyle iş bıraktılar.

Acil-Ortopedi Polikliniği’nde ortopedi asistanlığı yapan Dr. Abdulkadir Polat’ın darpedilmesinin protesto edildiği iş bırakma eyleminde hastanedeki keyfi dayatmalar da teşhir edildi. Hastanenin sadece acil bölümü ve yatan hastaların tedavi gördüğü servis bölümleri hizmet verdi.

Sabah erken saatlerde hastane bahçesinde toplanmaya başlayan hastane çalışanlar, oturma eylemi gerçekleştirdiler.

Eyleme tam katılım

Hastanede tüm bölümlerdeki çalışanların tam katılımı ile gerçekleşen iş bırakma eyleminde, çalışanların örgütlü oldukları Dev Sağlık İş, SES ve İstanbul Tabip Odası döviz ve pankartları da yer aldı. Asistan hekimler, hemşireler, doktorlar ve sağlık teknisyenleriyle birlikte hastanede bulunan temizlik, veri giriş, bilgi işlem, yemekhane, teknik servis çalışanı 200’ün üzerinde sağlık emekçisi eyleme katıldı.

İstanbul Tabip Odası adına basın açıklamasını gerçekleştiren işyeri temsilcisi Fatoş Turgut, sağlık çalışanlarının ağırlaşan çalışma koşulları ile yüzyüze olduğunu, sağlık hizmetinde oluşan aksaklıklar ve yetersizlikler karşısında hasta ve yakınlarının sağlık emekçileri ile karşı karşıya getirildiğine işaret etti.

Sağlıkta dönüşümü gerçekleştirenlerin her şeyin yolunda olduğuna dair bir yanılsama yarattıklarına değinen, buna karşın ise sağlık hizmetinin giderek ulaşılamaz bir hale getirildiğine vurgu yapan Turgut, Sağlık Bakanı’nı korumasız olarak Taksim İlkyardım Hastanesi’nde 1 gün geçirmeye davet etti.

Hanoğlu’na destek

Çalışma ortamlarında şiddetin yanısıra keyfi uygulamaların hedefi olduklarına dikkat çeken Turgut, “taahhütname”leri imzalamayan arkadaşlarının sendikalı oldukları için işlerinden çıkarıldıklarını belirtti. Güllü Hanoğlu’nun tüm haklarını gasbeden bu belgeyi imzalamayı reddettiği için işten atıldığını ancak tüm hastane çalışanları olarak arkadaşlarının yanında olacaklarını belirtti.

Direniş iki kişiyle sürüyor

Turgut’un ardından söz alan Güllü Hanoğlu ise “Atlas” adlı taşeron firmanın kendisi gibi birçok çalışana haklarından vazgeçtiğini teyit eden bir taahhütname imzalatmak istediğini belirtti. Bu dayatmaya razı gelmediği için işten atıldığını belirten Hanoğlu, Şefika Fırtına’nın da aynı dayatma ile karşı karşıya bırakılarak işinden atıldığını sözlerine ekledi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de günde 1000-1500 hasta bakmanın sağlıklı olmadığına dikkat çekerek, sadece yılbaşından beri 45 şiddet olayının mahkemelik olduğunu söyledi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Güllü Hanoğlu (Dev Sağlık İş temsilcisi): Hastanelerde taşeronlaşma son dönemin önemli bir sorunu. Bunun kaldırılması, çözülmesi gerekiyor.

Taşerona verilen ücret bize verilsin. Maaş bordrolarımızda gözüken ücreti taşerona pay ayrılmadan istiyoruz. Bunun karşısında ise taşeron firma bize bir taahhütname dayattı. Işten çıkarıldım ve 14 gündür direnişim sürüyor. Başka arkadaşlarıma da baskılar sürüyor, bu taahhütnameyi imzalamaya zorlanıyorlar.

Şiddet sadece darp değil. Bana uygulanan da bir şiddetti. Taahhütnameyi imzalamam için bana yapılanlar da psikolojik bir şiddetti. Biz baskıların bitmesini istiyoruz.


Mümtaz Yerli ve Şefika Fırtına (Taşeron sağlık emekçileri): Biz sağlıkta taşeron olarak çalışıyoruz, ancak biz bir ekibiz. Yeni gelen bir şirket (Atlas adlı taşeron firma) Güllü’yü işten attı. O direnişe başladı ve biz de ona destek vermeye karar verdik. Daha önce de aynı taahhütnameyi dayatmışlardı. Ona destek olmazsak bu işin devamı gelecektir. Direniş başladığından beri görüyoruz ki, destek olmazsak diğer arkadaşlarımız da işten çıkarılacaklar, doktorlara ve peronele karşı şiddet sürecek.

Bunlara karşın idare karşılık vermeyin diyor. Çalışan doktor arkadaşa da tekme tokat saldırdıklarında idarecilerle “niye karşılık verdiniz” diye tartışıyoruz. Bu haksızlıklara artık dur diyeceğiz. Müdür ve müdür yardımcıları bu yaşananlara ses çıkarmıyorlar. Burda çalışıyoruz çünkü asgari ücrete dah ihtiyacımız var. Ancak sesimizi duyuracağız.

Doğum iznime ayrıldım (Şefika) hemen ardından işime geri döndüğümde ise işten atıldım. Bana da aynı taahhütnameyi imzala dediler. Kabul etmedim. Artık ben de direniyorum.


Cemil Üçer (SES işyeri temsilcisi): 9 yıldır çalışıyorum ve 3 yıldır Taksim İlkyardım’dayım. Hastanelerde özellikle 80’lerde başlayan ve 2000’lerde AKP döneminde hızlanan bir taşeronlaşma var. %60 kamuya aitken diğer birçok bölüm taşeron altında çalıştırılıyor. Taşeron firma örneğin boya işi alır, yapar ve gider. Ya da tadilat... Ancak şu an sağlıkta güvencesiz çalıştırma uygulanıyor ve esas hizmet bölümleri taşeronlaştırılıyor.

Sağlık çalışanları olarak 4B’de çalışıyorduk. Kadroya alındık. Ancak burada çalışan güvencesiz çalışan sağlık personeli de var. Güllü sendikalı olduğu için işten atıldı. Tüm iş arkadaşları ona sahip çıkıyorlar. Öncü bir işçiyi işten atarak diğerlerini de kırarız dediler ancak olmadı. 24 saat buradayız ve hergün destek eylemi gerçekleştiriyoruz.

“Güvenceli iş, insanca bir yaşam!”, bunu öne çıkarıyoruz. En yoğun saldırı elbette taşeronda. Görev yeri değişimi, yıllık izin vb. hepsi taşeron ve müdür arasında belirleniyor. Oysa taşeron alt işverendir. Dolayısıyla hastane ne derse o olur. Ancak sürekli topu taşerona atıyorlar. Mücadelemiz Dev Sağlık İş, İstanbul Tabip Odası ve SES olarak ortak yürüyor. Taleplerimizin, şikayetlerimizin ve Güllü’nün durumunun arkasında duracağız.

 

 

 

Önce küfür sonra teselli!

Dersim’de Ovacık Devlet Hastanesi’nde görev yapan Gökhan Alıcı ve bir doktor arkadaşı il sağlık müdürlüğüne ilettikleri talepleri karşısında müdür ve yardımcıları tarafından hakarete uğradılar.

Bir süredir çalıştıkları hastanenin personel ve altyapı eksikliklerinin giderilmesi için İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazılı ve sözlü biçimde taleplerini ileten iki doktor hiçbir cevap alamamaları üzerine istifa dilekçelerini hazırlayarak müdürlüğe gittiler. Defalarca hastanelerinin sağlık hizmetini iyileştirmek ve eksiklerini kapatmak için sundukları dilekçeler yanıtsız bırakılan doktorlara il sağlık müdürü ve yardımcıları hakaretler ile çıkıştılar. Doktrolara küfür eden müdür ve yardımcıları ardından ise müdürlük tarafından bilgilendirilen iki doktora taleplerinin işleme konulacağı ve gerçekleştirileceği duyuruldu. Uzun süredir cevapsız bırakılan taleplerin basit bir bilgilendirme ardından yerine getirileceğine dair herhangi bir işaret ise bulunmuyor.