23 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/17

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs hazırlıkları ve görevlerimiz
Taksim yasağı aşıldı, sıra sendikal bürokraside…
1 Mayıs’ta üç koldan Taksim’e!
Hapishaneler sömürü düzeninin
aynası olmaya devam ediyor!
Devrim ve devrimci düşmanı bir kontrgerilla hukukçusu
İşsizliğin kaynağı burjuva sınıf egemenliğine karşı mücadeleye!
Metal İşçileri Birliği’nden
1 Mayıs’a çağrı toplantısı
2. Kayseri İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi
TARİŞ direnişi sonuçlandı...
İşçi ve emekçi hareketinden
Birleşik Metal-İş Genel Sekreter Yrd. Mehmet Beşeli ile 1 Mayıs ve sınıf hareketi üzerine konuştuk.
Veysel Demir ve Hasan Gülüm’le 1 Mayıs üzerine konuştuk
Kadın işçiler 1 Mayıs’a çağırıyor...
BDSP’nin 1 Mayıs
çalışmalarından.
İstanbul Devrimci 1 Mayıs Platformu çalışmalarından
Soruşturmalar-baskılar devrimci faaliyeti engelleyemez!
“Gelecek bizim!” diyen liseliler kurultayda buluştu...
Eğitim hakkı mücadelesi
“SOKAK”ta büyüyor!
Filistinli tutsaklar siyonist zorbalığa
karşı direniyorlar!
Dünyadan grev ve direnişler
Mimarlar Odası Genel Kurulu tamamlandı
1 Mayıs, birlik, mücadele ve dayanışma günü… - M. Can Yüce
Polis yargısız infaza kalkıştı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın işçiler 1 Mayıs’a çağırıyor...

1 Mayıs’ta kadınlar alanlara çıkmalı!

30 yaşındayım. Evlenmeden önce konfeksiyonda çalışıyordum. Burada hiçbir hak yoktu. Evlendikten sonra tek kişinin bir eve yetmediğini öğrendim. Evlendim, kocamla hiç tatil yapamadım. Bir işsiz kaldı, bir yıl iş bulamadı. Daha yeni işe girdi. Çocuk sahibi oldum, çocuk büyüdükçe sıkıntı da büyüyor. Bizim için gelecek yok diye düşünüyorum. Ailemin geçimi ve geleceği için ben de çalışmak zorundayım. Ama üç yaşında bir oğlum var. Fabrikalarda kreş olsa ben de fabrikada çalışırdım. Kadınların en önemli sorunu bu. Çocuğumu bırakabileceğim bir kreş olmadığı için fabrikada çalışamıyorum. Temizliğe gidiyorum, ürün satışı yapıyorum. İşe gittiğim zaman çocuğuma annem bakıyor.

Kadınlar isterlerse her şeyi yapabilirler. Çalışabilirler, mücadele edebilirler, emeklerine sahip çıkabilirler. Benim bundan sonra mücadelem bu yönde olacak. Kendimi ezdirmeyeceğim.

1 Mayıs’ta kadınlar da alanlara çıkmalı ve mücadele etmeli, taleplerini haykırmalı diye düşünüyorum. Sesimizi başka türlü duyuramıyorsak bu şekilde duyurmalıyız.

Sultanbeyli’den bir kadın işçi


1 Mayıs’ta sesimizi duyurmalıyız!

Kadınların çalışması ekonomik olarak elbette önemli. Ama asıl önemli olan, kadınların da bu toplumda söz sahibi olabilmeleri. Bu da yaşadıkları evin dışındaki hayatı görerek, bunun mücadelesini vererek başarılabilir. Ev kadınları ekonomik yönden yetersiz oldukları için eşlerinin verdiği parayla yetinmek zorunda kalıyorlar, kendi ihtiytaçlarını karşılayamıyorlar. Çocuk bakımı, ev işleri kadının üstüne yüklendiği için kadınlar çalışamıyor. Çalışan kadınlar da erkeklerle aynı şartlarda çalışmasına rağmen, eve döndüklerinde ev işlerini de yapmak zorunda kalıyorlar. Çocuk bakımıyla da sadece kadınlar ilgileniyor. İş yerlerinde kreş imkanı olsa, bu sorun yaşanmayacak. Ben daha önce tekstil fabrikasında 12 saat çalışıyordum. Üstelik vardiyalı sistemdi. Eve döndüğümde ev işlerini de yapıyordum. Fabrikada kadınlar sözlü tacize uğruyordu. Bunun dışında, çocuğu olan bir kadın işçi vardı. 12 saat çalıştığı için çocuğunu başkabir şehirde kendi ailesinin yanına göndermek zorunda kalmıştı. Maddi imkansızlıklar yüzünden çocuğunu ancak yazdan yaza görebiliyordu.

Bütün bu sorunları ancak örgütlü mücadele ile çözebiliriz. Devletin, kadınların yaşadığı sorunları gözardı etmemesi gerekir. Biz de bu sorunları yaşayan kadınlar olarak, bu 1 Mayıs’ta kitlesel şekilde sesimizi duyurmalıyız.

Ümraniye’de işten çıkarılan bir kadın işçi


Geleceğimiz için 1 Mayıs’a!

Biz işçiler her geçen gün bir önceki günü aratan günlerden geçiyoruz. Çünkü ne işyerimizde çalışma koşullarımız iyidir, ne de düşük olan maaşımız bize iyi bir gelecek sunabilir. Ne fazla mesailer bizi kurtarabilir ne de yapabileceğimiz ek bir iş… Ki böyle bir zamanda ek iş bulmak hiç de olanaklı değil. Üstelik bunları zaten kendi çalışma ve yaşam koşullarımızdan da biliyoruz ve yaşıyoruz.

Biz bunları bizi bu hale getiren patronlardan ve onların sırtını yasladığı devletten biliyoruz. Biz işçilerin tabi olduğu iş yasalarını belirleyen onlar, çalışma saatlerimizi, ne kadar ücret alacağımızı, hangi vergileri ödeyeceğimizi, ne kadar sağlık hakkımızın olacağını hep onlar belirlediler, yazdılar, çizdiler. Hatta ve hatta dünya işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 1 Mayıs’ı bile nerede kutlayacağımıza hep onlar karar vermişti; ta ki 2007’ye kadar. Son üç yıldır işçilerin kararlı mücadeleleri ve Taksim ısrarları sayesinde geri adım attıklarını bile itiraf edemeyen asalaklara, üç yıldır 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasını engellemeye çalışmalarına rağmen biz işçiler geri adım attırdık. Biz işçiler kazandık.

Şimdi ise, 1 Mayıs günü Taksim’de 1977’de şehit düşen işçi arkadaşlarımız anısına, fabrikalardan, atölyelerden tüm işçi ve emekçileri en coşkulu ve en kararlı şekilde militanca dövüştüğümüz ve kazandığımız alana sahip çıkmaya çağırıyorum. Birlik olunduğunda Taksim Meydanı nasıl işçilere açılıyorsa eğer, bu birliği çalışma ve yaşam koşullarımızı değiştirmek, yarınlara daha iyi bir gelecek bırakabilmek için de yaratmak zorundayız ve bu sorumlulukla davranmalıyız. Çünkü en iyi şekilde çalışmak ve yaşamak en doğal hakkımız. Asalak patronların bizden çaldıklarını geri almak için 1 Mayıs’ta Taksim’e!

Yaşasın 1 Mayıs!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Ümraniye’den metal işçisi bir kadın


 


BMİS Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ve TÜMTİS Bursa Şube Sekreteri Özdemir Aslan ile 1 Mayıs üzerine konuştuk...

“Taleplerimizle 1 Mayıs alanlarında olalım!”

- İşçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. 2010 1 Mayısı’na ilişkin görüş ve talepleriniz nelerdir?

Ayhan Ekinci (Birleşik Metal-İş Bursa Şube Başkanı): 2010 1 Mayısı’na gelmeden evvel öncelikle 2007-2008-2009 1 Mayıslar’ını irdelememiz lazım. 2010 1 Mayıs’ı DİSK’in kararlı duruşu ve diğer emek örgütlerinin başarısıdır. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdi ve altı konfederasyonu birleştirdi. Bunlar ne kadar isteksiz olsalar da bir araya gelmeleri anlamlıdır. Bir başka boyutu da 1 Mayıs’ın, ‘77 1 Mayısı’ndan 33 yıl sonra tekrar Taksim’de kutlanmasıdır. Biz 2010 1 Mayısı’na gelene kadar konfederasyon ve emekçiler olarak çok bedeller ödedik. Bu bedellerin boşa ödenmediğini 2010 1 Mayısı göstermiştir. Tüm emek güçleri olarak daha fazla çaba harcamalıyız Ancak böyle yaparsak işçilere emekçilere 1 Mayıs’ı daha iyi anlatabiliriz. 1 Mayıs’ın tatil olması demek bugünde piknik yapmak demek değildir. Bunu emekçilere anlatmamız lazım. Bugün bir kavga günüdür, mücadele günüdür. Alanlarda taleplerimizi hep birlikte haykırma günüdür.

Biz çalışanlar olarak her şeyden önce örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması, fazla çalışmanın yasaklanması, işten atmaların son bulması ve insanca yaşamaya yeten bir ücret en öncelikli taleplerimizdir. Sadece çalışanların değil öğrencilerin, köylülerin, emeklilerin bütün emekçi kesimlerin taleplerinin kabul edilmesi için bizim meydanlarda kol kola birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bunun en güzel örneğini bize TEKEL işçileri göstermiştir. Ayrıca TEKEL işçilerinin direnişi bize sınıf dayanışmasının önemini de göstermiştir. Bu konu da biz DİSK olarak, Birleşik Metal olarak üzerimize düşen görevleri yerine getireceğiz.

Özdemir Aslan (TÜMTİS Bursa Şube Sekreteri): 2010 1 Mayısı’nın yaklaştığı şu günlerde, 1 Mayıs’a yönelik hazırlık çalışmalarımız sendikamızın bu konudaki merkezi tutumu doğrultusunda devam ediyor. 1 Mayıs birlik, mücadele, dayanışma gününü kendine yaraşır bir biçimde kutlamak istiyoruz. Bütün işçilerin, emekçilerin çalışanların alanlarda en temel haklarını talep edecekleri bu 1 Mayıs’a yoksulluk, yolsuzluk ve umutsuzluk ortamında giriyoruz. Bu anlamda işsizlerin, işçilerin kötü koşullarda çalışanların, emekten, demokrasiden, özgürlükten ve bağımsızlıktan yana olan herkesin 1 Mayıs’ı bulunduğumuz bölgede dayanışma içerisinde kutlamasından yanayız. Bizim toplu sözleşmelerimizde 1 Mayıs tatildir. Yani hükümetin aldığı karardan önce bizim toplu sözleşmemizde vardı ve bunu uyguluyorduk. Bunu bu yıl da uygulayacağız. 1 Mayıs işçi sınıfına emekçi halklarına kutlu olsun diyorum.

Kızıl Bayrak / Bursa