23 Nisan 2010
Sayı: SİKB 2010/17

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs hazırlıkları ve görevlerimiz
Taksim yasağı aşıldı, sıra sendikal bürokraside…
1 Mayıs’ta üç koldan Taksim’e!
Hapishaneler sömürü düzeninin
aynası olmaya devam ediyor!
Devrim ve devrimci düşmanı bir kontrgerilla hukukçusu
İşsizliğin kaynağı burjuva sınıf egemenliğine karşı mücadeleye!
Metal İşçileri Birliği’nden
1 Mayıs’a çağrı toplantısı
2. Kayseri İşçi Kurultayı başarıyla gerçekleştirildi
TARİŞ direnişi sonuçlandı...
İşçi ve emekçi hareketinden
Birleşik Metal-İş Genel Sekreter Yrd. Mehmet Beşeli ile 1 Mayıs ve sınıf hareketi üzerine konuştuk.
Veysel Demir ve Hasan Gülüm’le 1 Mayıs üzerine konuştuk
Kadın işçiler 1 Mayıs’a çağırıyor...
BDSP’nin 1 Mayıs
çalışmalarından.
İstanbul Devrimci 1 Mayıs Platformu çalışmalarından
Soruşturmalar-baskılar devrimci faaliyeti engelleyemez!
“Gelecek bizim!” diyen liseliler kurultayda buluştu...
Eğitim hakkı mücadelesi
“SOKAK”ta büyüyor!
Filistinli tutsaklar siyonist zorbalığa
karşı direniyorlar!
Dünyadan grev ve direnişler
Mimarlar Odası Genel Kurulu tamamlandı
1 Mayıs, birlik, mücadele ve dayanışma günü… - M. Can Yüce
Polis yargısız infaza kalkıştı
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ali Elverdi sonsuza kadar lanetle anılacak...

Düzen celladına sahip çıkamadı!


Ali Elverdi, “Yediği yemeğin nefes borusuna kaçması nedeniyle solunum yetmezliği” sonucu “boğularak” öldü. 9 Ekim 1971 tarihinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına karar veren Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nin başkanıydı. 6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilmelerini ağzında sigarasıyla keyifle izleyen ve “idam sehpasında bile komünizm propagandası yaptılar” diyen bir devrimci katiliydi.

12 Mart’çı olmadan önce 27 Mayıs’çı bir subaydır. Talat Aydemir’in 27 Mayıs’ı sürdürmek amacıyla yapmaya çalıştığı darbe girişimini destekler, sonra saf değiştirir. Güçlü kimse ondan yana olduğu için 12 Mart karşı-devrimine ise destek verir. Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi Başkanlığı’na getirilir ve Denizler’in yargılanmasını üstlenir. Yargılama kontrgerillanın emirleri doğrultusunda sonuçlandırılır. Görevlerini eksiksiz yerine getirdiği için ordudan tuğgeneral rütbesiyle emekli olur.

 “Askeri görevlerim yanında orduya düşen politik görevleri de yaptım” diyen Elverdi, 12 Martçılar’a nasıl hizmet ettiğini anlatır. Emekli olduktan sonra Adalet Partisi’ne girerek, komünizmle mücadelesine Süleyman Demirel’in yanında devam eder.

Oysa, Denizler’in idamının gerekçeli kararında, “Ekonomik sıkıntı, buhran, politik tutarsızlık, 26 milyonluk birader yolsuzluğu söylenti ve çalkantılarının ve bu şayiaların gün ışığına çıkması yolundaki çabaların baltalanması, engellenmesi yolundaki ayak oyunları” diyerek Süleyman Demirel’i ve partisini eleştirmektedir.

Tüm bunlar onun kimliği ve kişiliği konusunda yeterince açık bir fikir vermektedir. Sadece bir devrimci katili değil, birlikte yola çıktığı arkadaşlarına ihanet eden karaktersiz bir çıkarcıdır.

Ali Elverdiler görevlerine devam ediyor!

Ali Elverdi tarihe, “Türkiye’nin kalkınması ve halkın kurtuluşu Amerikan emperyalizminin yurttan atılmasına bağlıdır. Bağımsızlığımızı kazanmadan, kalkınmak mümkün değildir. Mümkündür diyenler ya bilmeden söylüyorlardır ya da çıkarları gereği  söylüyorlardır. İşte bunun içindir ki, önümüzdeki sorun Amerikan emperyalizmini kovmak için mücadeledir. Ve bu mücadeleyi başaracak tek kuvvet vardır o da; Amerikan ortağı, patron, ağa, tefeci ve bezirganlar dışında kalan ve ezilen tüm Türkiye halkıdır” diye haykıran üç devrimcinin öldürülmesi kararını veren kişi olarak geçmiştir.

Devrim ve devrimci düşmanı Ali Elverdi kontrgerilla devletine yıllarca hizmet etti. Onun ardından onlarca benzeri “hukukçu” da devrimci ve halk düşmanlığına devam etti.

Kontra hukuk ve icracısı elamanların faaliyetleri sürüyor. Burjuva düzen cephesindeki it dalaşı da kontrgerilla hukuku açısından herhangi bir değişikliğe yol açmıyor. Burjuva hukuk ve Ali Elverdi gibi temsilcileri, sermaye devletinin çıkarları söz konusu olduğunda, korunması gerekeni koruma, katledilmesi gerekeni katletme çizgisini sürdürüyor.

Ali Elverdi türünden kontra hukukunun temsilcileri kirli faaliyetlerine her gün yenilerini ekliyorlar. Ulucanlar ve 19 Aralık katliamına ilişkin yargının verdiği kararlar, linç saldırılarına ilişkin verilen mahkeme kararları, bunun açık ifadesidir. Savcı ve yargıçlar artık yasaların apaçık suç saydığı linç fiilini, hedefte devrimciler varsa, pervasızca suç olmaktan çıkarmış bulunuyorlar.

Düzeni celladına sahip çıkamadı!

Ali Elverdi’nin cenazesi devlet töreniyle kaldırıldı. Ancak burjuva basın törenin oldukça sönük geçtiğini, askerlerin katılımının dahi zayıf olduğunu altını çizerek yazdı. Sermaye düzeni celladına sahip çıkamadı!

Ali Elverdi'nin kalem kırdığı Denizler ise yıllardır 6 Mayıslar’da binlerin katıldığı eylemlerle anılıyorlar. Bundan sonra da binlerce işçi, emekçi ve genç 6 Mayıs anmaları düzenleyerek, mezarlarını ziyaret ederek katillerden hesap sormayı sürdürecekler.

Denizler başeğmez yiğit devrimciler olarak insanlık tarihinin onurlu sayfalarında yerlerini aldılar. Elverdi ise tarihin utanç sayfalarında... Sonsuza dek lanetle anılacak!