05 Mart 2010
Sayı: SİKB 2010/10

 Kızıl Bayrak'tan
Genel grev-genel direniş yolunda ilerlemeliyiz!
Dinci gericilik demokratikleşmenin önündeki engeldir!
İsrail Heron’ların 6’sını
Ankara’ya teslim etti
Sosyalizm ve
kadın sorun - Nilgün Eren
İstanbul ve İzmir’de 8 Mart’ın 100. yılında emekçi kadınlar buluştu
8 Mart çalışmalarından
TEKEL işçileriyle
dayanışma faaliyetleri...
Sendika ağaları çadırları kaldırdı!.
İşçi ve emekçi hareketinden...
TKİP III. Kongresi
Kapanış Konuşması...
TEKEL Direnişi gösterdi ve öğretti - Vokan Yaraşır
TEKEL direnişi ve sendikalar
Karadağ cinayetinin iddianamesi hazırlandı...
İmzalar baskı ve
terör rejimine karşı...
Gençlik özgür üniversite düşmanı Doğramacı’yı unutmayacak!
Üniversitelerde soruşturma terörü
Sömürgeci politikalar
İngiltere-Arjantin ilişkilerini geriyor...
Türkiye’de demokratikleşme sorunu hakkında kısa notlar /3 -M. Can Yüce
Evrim Erdoğdu’ya özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Katledilişinin 6. yılında
Önder Babat anıldı…

Devrimci Hareket Dergisi okuru Önder Babat, 3 Mart 2004 tarihinde başından vurularak katledilişinin 6. yıldönümünde vurulduğu yerde anıldı.

Önder Babat Kültür Merkezi tarafından düzenlenen ve BDSP, EHP, ÖDP, DHF, ÇHD, Alınteri ve sanatçı Tunay Bozyiğit’in destek verdiği anma etkinliği, Beyoğlu İstiklal Caddesi, İmam Adnan Sokak'ta Önder Babat’ın vurulduğu anda, saat 18.45'te başladı.

Anma, Devrimci Hareket Dergisi temsilcisi tarafından okunan metinle başladı. Anma metninde, Önder Babat’ın devlet tarafından planlı bir şekilde katledilmesinin ardından 6 yıl geçtiği belirtilerek, Önder'i öldürdükten sonra bilinçleri bulandırmaya yönelik devlet kaynaklı yönlendirmelerin ise bir işe yaramadığı ifade edildi.

Halklara tarihin hiçbir kesitinde açlık, sefalet ve zulümden başka bir şey vermeyen egemenlerin, bugün bir taraftan krizin yükünü emekçilerin sırtına yıkarken diğer taraftan da ‘açılım, demokratikleşme' demagojileri eşliğinde saldırılarını sürdürdüğü, dün Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta olduğu gibi Önder Babat'ı katledenlerin, Bursa'da 19 maden işçisini yerin 500 metre altında öldüren, TEKEL işçilerinin meşru mücadelesine kin kusanların aynı sistemin parçaları olduğu belirtildi. Önder Babat'ın ve halkların katilinin devlet ve faşizm olduğu söylendi. Bu noktada Türkiye devletini Önder Babat cinayetinde yeterli araştırma yapmadığı için kusurlu bulan ve mahkûm eden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının, gerçek failin devlet olmasından dolayı bir anlam ifade etmediği belirtilerek şunlar söylendi: “Önder yoldaşımızı aramızdan alanlar unutmamalıdır ki, halkın adaleti er ya da geç hesap soracaktır.”

Basın açıklamasının ardından, Önder Babat şahsında tüm devrim şehitleri anısına saygı duruşuna geçildi. Saygı duruşunun ardından Önder Babat Müzik Topluluğu ve Serhad Raşa, Önder Babat Marşı'nı seslendirdiler.

Önder’in katledildiği yere karanfillerin bırakılmasının ardından anma sloganlarla son buldu.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

TTB: “Cezaevlerinde sağlık hakkı ertelenemez!”

Türk Tabipleri Birliği Kanser Danışma Kurulu tarafından hazırlanan “Cezaevindeki Hastalar İçin Kanser Danışma Kurulu Raporu” 3 Mart günü düzenlenen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

Basın toplantısına TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ali Çerkezoğlu ve TTB Kanser Danışma Kurulu üyesi Dr. Ali Özyurt katıldı.

Dr. Ali Çerkezoğlu yaptığı açıklamada, 2002 yılında cezaevlerinde yaklaşık 59 bin tutuklu ve hükümlü bulunduğunu, ancak bu rakamın 2009 yılında yaklaşık 118 bine ulaştığını belirtti.

Çerkezoğlu şunları söyledi:

“Mahkumların hastalıklarının tespit edilmesi, sağlık kurumlarına sevki, bir an önce tedavi altına alınmasına yönelik mevcut uygulamanın iyileştirilmesi etkinleştirilmesi ve hızlandırılması ivedi olarak sağlanmalıdır. Bunun yanında hastanın ileri döneme girmesi ve tedaviye cevap vermemesi halinde tutuklu ve hükümlülerin aileleri ile vedalaşma ve son günlerini huzur içinde geçirmeleri mümkün kılınmalıdır. Hastalığı iyileşemeyecek derecede ilerlemiş mahkumların cezalarının infazının ertelenmesinin yanında sadece Cumhurbaşkanına tanınan ve sürekli hastalıklar için de icrası mümkün olan af yetkisinin etkin olarak kullanılması sağlanabilir. Mevcut uygulama bir prosedür uygulamasından öteye geçmiyor.”

Çerkezoğlu, mevcut Adli Tıp raporlarının kanser hastalarında “yoruma dayalı olmaktan” çıkarılması ve kanser türlerine ve derecelerine göre bazı kriterlerin olması gerektiğini de belirtti.

 

 

Batıkent’te faşist provokasyon

Ankara Batıkent’te, bir duvara yapılan yazılamayı kapatmak isteyen faşist grup antifaşist gençler tarafından cezalandırıldı. Yazılamanın üzerini ırkçı yazılarla kapatmaya çalışan faşistleri ilk olarak ÖDP’li gençler farketti.

27 Şubat günü yaşanan olayda, yazılamanın üzerini kapatmasına tepki gösteren ÖDP’li gençler ve onlara destek veren antifaşist gençlerle faşistler arasında gerginlik yaşandı.

Olayın duyulması üzerine toplanan ilerici güçlerin önüne çevik kuvvet barikat kurdu. Köpeklerini korumak için zaman kaybetmeden gelen düzenin kolluk kuvvetleri, faşistleri ‘güvenlik’ altına alarak alandan uzaklaştırdı.

Batıkent’ten Kızıl Bayrak okurları

 

 

 

Madenden ölüm haberi

Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde özel bir maden ocağında yaşanan grizu patlamasında ilk olarak 13 işçi iş cinayetine kurban gitmiş, ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan işçilerden Ramazan Can tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.

14 işçinin yaşamını yitirdiği madenci katliamının ardından yeni bir katliam haberi de Zonguldak’tan geldi. Zonguldak’ta, özel kömür ocağında meydana gelen göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi.

Göçük, Demiro Madencilik’e ait maden ocağında meydana geldi. Yerin 50 metre altında meydana gelen göçükte, 20 yıllık maden işçisi Metin Köseoğlu toprak altında kaldı. Çalışma arkadaşlarının yaklaşık 1.5 saat süren kurtarma çalışması sonucu Köseoğlu’nun cesedine ulaşıldı.

Ceset ocaktan kömür vagonuyla çıkarılırken, maden ocağının patronu ve yakınları gazetecilerin görüntü almasını engelleyerek katliamın üzerini örtmeye çalıştı.

 

 

 

Patron öldürüyor, devlet koruyor!

Bursa TEKEL İşçileriyle Dayanışma Platformu 26 Şubat günü gerçekleştirdiği yürüyüş ve basın açıklaması ile Balıkesir/Dursunbey’de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren 13 işçiyi andı. “Katliamların hesabını soracağız!” denilen eylemde sorumluların cezalandırılması istendi.

Osmangazi Metro İstasyonu önünde toplanan platform bileşenleri “Dün Bursa, bugün Balıkesir… Patron öldürüyor, devlet koruyor! İş cinayetlerine son! / TEKEL İşçileriyle Dayanışma Platformu” pankartı açarak sloganlarla Kent Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Canlı ve coşkulu sloganların atıldığı yürüyüş boyunca, ajitasyon konuşmaları yapılarak, tüm işçi ve emekçiler direnen TEKEL işçilerinin gösterdiği gibi mücadeleye çağrıldı.

Kent Meydanı’na gelindiğinde basın açıklaması gerçekleştirildi. BAMİS Genel Başkanı Ayşegül Bozdağ tarafından yapılan açıklamada, Özay Tekstil’de, Ceylanpınar’da, Davutpaşa’da, Tuzla Tersanelerinde, Pameks Tekstil’de, Bursa Mustafakemalpaşa’da yaşamını yitiren işçilerin “iş kazası” sonucu değil, iş cinayeti sonucu yaşamını yitirdiği vurgulandı.

Açıklamada, “Maden ocaklarında özelleştirmeler, aşırı üretim ve kar hırsını körüklerken, insan yaşamları ölüme yatırılmaktadır” denildi.

Kızıl Bayrak / Bursa