05 Mart 2010
Sayı: SİKB 2010/10

 Kızıl Bayrak'tan
Genel grev-genel direniş yolunda ilerlemeliyiz!
Dinci gericilik demokratikleşmenin önündeki engeldir!
İsrail Heron’ların 6’sını
Ankara’ya teslim etti
Sosyalizm ve
kadın sorun - Nilgün Eren
İstanbul ve İzmir’de 8 Mart’ın 100. yılında emekçi kadınlar buluştu
8 Mart çalışmalarından
TEKEL işçileriyle
dayanışma faaliyetleri...
Sendika ağaları çadırları kaldırdı!.
İşçi ve emekçi hareketinden...
TKİP III. Kongresi
Kapanış Konuşması...
TEKEL Direnişi gösterdi ve öğretti - Vokan Yaraşır
TEKEL direnişi ve sendikalar
Karadağ cinayetinin iddianamesi hazırlandı...
İmzalar baskı ve
terör rejimine karşı...
Gençlik özgür üniversite düşmanı Doğramacı’yı unutmayacak!
Üniversitelerde soruşturma terörü
Sömürgeci politikalar
İngiltere-Arjantin ilişkilerini geriyor...
Türkiye’de demokratikleşme sorunu hakkında kısa notlar /3 -M. Can Yüce
Evrim Erdoğdu’ya özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İmzalar baskı ve terör rejimine karşı...

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu’nun başlattığı “Polis eliyle uygulanan baskı ve terör rejimine son!” başlıklı imza kampanyası 26 Şubat Cuma günü yapılan basın toplantısı ile sona erdi.

Komünist işçi Alaattin Karadağ’ın 19 Kasım 2009 tarihinde sokak ortasında infaz edilmesinin ardından başlatılan çalışmaların bir parçası olan ve polis terörüne karşı imzaya açılan deklarasyon, İHD İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısı ile basına ve kamuoyuna sunuldu.

İki aya yakın bir süredir yürütülen imza kampanyasına ilerici-devrimci güçler, sendikacılar, meslek odaları kurumsal olarak destek sunarken, onlarca sendikacı, insan hakları aktivisti, aydın, sanatçı, siyasetçi de deklarasyona imzasını koydu.

Basın toplantısına, Alaattin Karadağ’ın avukatlarından Av. Şerife Ceren Uysal, ÇHD İstanbul Şubesi yöneticilerinden Av. Zeycan Balcı Şimşek ve BDSP temsilcisi katıldı.

Polis terörünün, işçi, emekçilerin ve onların devrimci öncülerinin mücadelesini ezmeye dönük toplam bir baskı politikasının parçası olduğunu ifade eden BDSP temsilcisi, polise tanınan sınırsız haklar ile kurulu sömürü düzeninin ayakta tutulmaya çalışıldığını söyledi. BDSP temsilcisi, sistematik baskı politikalarına karşı mücadelenin ertelenemez bir sorumluluk olduğunu söyleyerek başlatılan bu çalışmanın araçlarından biri olan imza kampanyasının nihayete erdiğini ancak mücadelenin, bu baskıların egemen sistemin yıkılması ile son bulacağı bilinciyle, çeşitli araçlarla devam edeceğini ifade etti.

Av. Ş. Ceren Uysal, DTP Dersim Milletvekili Şerafettin Halis’in Alaattin Karadağ’ın infazına ilişkin İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a soru önergesi sunduğunu hatırlatarak, İçişleri Bakanlığı’nın yönlendirmesi ile geçtiğimiz günlerde İstanbul Valisi’nin ilgili soru önergesine yanıt verdiğini söyledi. Uysal, Alaattin Karadağ, Özkan Gerçek ve Ömer Adıgüzel isimlerinin ön plana çıkartıldığı yanıtta “onlar zaten teröristlerdi” denilerek saldırı ve cinayetlerin meşrulaştırılmaya çalışıldığını ifade etti. Uysal, Karadağ davasının artık ÇHD avukatları tarafından da takip edileceğini belirtti.

Av. Z. Balcı Şimşek ise konuşmasında, PVSK ve Terörle Mücadele Kanunu’nun polise tanıdığı sınırsız yetkilere değindi. Polisin, bu yetkileri kullanarak hukuk dışı uygulamalarla insanları öldürdüğünü sonra da “terörist” ilan ettiğini söyledi. “Biz, bunu takip etmezsek polisin eli daha da güçlenecek” diyen Şimşek, bu nedenle Alaattin Karadağ davasının çok hassas bir durum olduğunu söyledi.

Açıklamaya Entes direnişçisi Gülistan Kobatan ve Teori ve Politika destek verdi.

Deklerasyonun tam metni ve imzacılar ise şöyle:

Polis eliyle uygulanan baskı ve terör rejimine son!

Koyu bir polis rejiminde yaşıyoruz. Bu rejimde polis sınırsız yetkilere sahip. Adım başı kimlik kontrolü var. Hayatımızın her alanı kameralarla gözetleniyor/dinleniyor. Polis istediği an gözaltına alıyor, dövüyor, işkencelerden geçiriyor. Elindeki silahı keyfince kullanarak her gün yeni bir cinayet gerçekleştiriyor.

Polise tanınan bu sınırsız haklar nedensiz değil. Amaç kurulu sömürü düzenini korumak ve ayakta tutmak. Kriz bahanesiyle kapının önüne konulan ve bu haksızlığa boyun eğmeyen işçiler polis dayağından geçiriliyor. Parasız eğitim isteyen gençlik gaz bombaları ve coplarla karşılanıyor. İki göz evini yıktırmamak isteyen yoksul, polis zoruyla sokağa atılıyor. En meşru haklarının tanınması için mücadele eden Kürt halkının üzerine kolluk güçleri salınıyor.

Devlet, tüm toplumu bir polis rejimi altında yönetme ihtiyacı duyuyor. Emekçilerin sağlık, ulaşım, ısınma, barınma ve beslenme gibi en temel ihtiyaçları karşılanmıyor ama kolluk güçlerine toplumu gözetlemesi/denetlemesi için devasa kaynaklar ayrılıyor.

Aşağıda imzası olanlar olarak;

* Polis eliyle uygulanan sınırsız baskı ve terör rejimine son verilmesini istiyoruz!

* İnfazlara, işkencelere dur diyoruz!

* Polise sınırsız terör estirme hakkı tanıyan PVSK ve TMY’nin kaldırılmasını istiyoruz!

* Başta polise bu yetkileri tanıyanlar olmak üzere işlenmiş suçların sorumlularının yargılanmasını istiyoruz!


İstanbul

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Demokratik Haklar Federasyonu, Partizan, Emek ve Özgürlük Cephesi, Halk Cephesi, Proleterce Devrimci Duruş, Emekçi Hareket Partisi, Sosyalist Parti, Sosyalist Demokrasi Partisi, ÖDP Kırklareli İl Başkanlığı, GOP Halkevi, Gazi Toplumsal Özgürlük Platformu, Belediye-İş İstanbul 2 No’lu Şube, Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube, SES Kırklareli Şubesi Yönetimi, Hasan Gülüm - Belediye İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı, Gürel Yılmaz - TÜMTİS Genel Sekreteri, Sibel Can - SES İstanbul Aksaray Şubesi Örgütlenme Sekreteri, Veysel Demir - Genel İş İstanbul Anadolu Yakası Bölge Başkanı, Ersel Çinkılıç - Eğitim Sen, Döne Soydan - Eğitim Sen, Güvenç Köroğlu - Eğitim Sen, İsmail Karakaya - Eğitim Sen, Özgür Varol - Eğitim Sen, Yessari Demiraslan - Eğitim Sen, Abdullah Bayram - Eğitim Sen, GOP İşçi Platformu, HKMO İstanbul Şubesi, Alişan Çalcalı - HKMO İstanbul Şube, Nihat Öz - HKMO İstanbul Şube, Hüseyin Gülmez - HKMO İstanbul Şube, Deniz Baş - HKMO İstanbul Şube, Hasan Başar - HKMO İstanbul Şube, Ramazan Hartemiz - HKMO İstanbul Şube, Hasan Açık - HKMO İstanbul Şube, Serap Ata Akkoca - HKMO İstanbul Şube, Göksel Akkoca - HKMO İstanbul Şube, Mustafa Eral - HKMO İstanbul Şube, Cemil Candaş - HKMO İstanbul Şube, Ümit Diker - HKMO İstanbul Şube, Necla Uluğtekin - HKMO İstanbul Şube, Selahattin Avşar - HKMO İstanbul Şube, Oktay Gazioğlu - HKMO İstanbul Şube, Tekin Akçapınar - HKMO İstanbul Şube, Mehmet Hışır - HKMO İstanbul Şube, Uğur Girişken - HKMO İstanbul Şube, Baran Tursun Polis Mağdurları Vakfı – Baransav, UİD-DER, Toplumsal Dayanışma Ağı Derneği, Ahmet Telli, Temel Demirer, Mehmet Tursun - Baransav Başkanı, Hakan Öztürk - EHP Genel Başkanı, Metin Kayaoğlu - Teori ve Politika Dergisi Yazarı, Av. Şerife Ceren Uysal, Av. Seyit Nusret Öztürk, Av. Meryem Asıl, Av. Güldem Demir, Av. Rahim Çoksusamış, Av. Arif Manca, Av. Akif Karapınar, Av. Neslihan Tezel, Av. Ozan Gülhan, Av. Zeycan Balcı Şimşek, Av. Bülent Şimşek, Av. Ali Ekşi, Av. Güçlü Sevimli, Av. İsmail Hakkı Karaca, Av. Zeynep Kaya, Av. Hüseyin Aslan, Av. Ata Yazıcıoğlu, Av. Gülvin Aydın, Cevahir Kurşun, Soner Şener, Timur Koçbay, Arda Cem Çağlak, Nemci Uçar, Hasan Hüseyin Erdem, Duygu Yıldız, Seyfi Meriç


İzmir

Devrimci Demokrasi Gazetesi, Demokratik Haklar Federasyonu, Kaldıraç, Alınteri, Devrimci Hareket, Ege 78’liler Derneği, BDP Batman Milletvekili Bengi Yıldız, BDP İzmir İl Başkanı Ahmet Demiroğlu, BDP İzmir İl Yöneticisi Mehmet Ötün, ÖDP İzmir İl adına Mesut Güngör, PSAKD İzmir Buca Şubesi, PSAKD İzmir Çiğli Şubesi, Duvara Karşı Tiyatro Topluluğu, Emekli-Sen Buca Şubesi, SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Hüseyin Çoban, SES İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Yüksel Özmen, Oleyis Ege Bölgesi Şube Başkanı Hasan Ercan, Tümtis İzmir Şube Başkanı Şükrü Günseli, Tümtis İzmir Şube Sekreteri Cafer Kömürcü, DİSK BMİS İzmir Şube Sekreteri Coşkun Yılmaz, DİSK Genel İş Sendikası vekili Av. İrfan Demirci, DİSK Genel İş İzmir 3 No’lu Şube Sekreteri Can Bahadır, DİSK Genel İş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Cafer Konca, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Azad Fazla, DİSK Genel İş İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Mehmet Çınar, Yapı-Yol Sen İzmir Şube Başkanı Medet Selvi, Sosyal İş Sendikası Şube Başkanı Müfit Eker, Tüm Bel Sen 1 No’lu Şube Başkanı Yaşar Gül, Tüm Bel Sen 1 No’lu Şube üyelerinden Hüseyin, ÇHD İzmir Şube Başkanı Hülya Üçpınar, Ahmet Alagöz - İHD İzmir Şubesi üyesi, İsmail Gerçek - İHD İzmir Şubesi üyesi, Necla Şengül - İHD İzmir Şubesi üyesi, Melek Yıldız - İHD İzmir Şubesi üyesi, İslam Anpat - İHD İzmir Şubesi üyesi, Mesut Tufan - İHD İzmir Şubesi üyesi, Saadettin Murat, Savaş Murat, Emrah Çetin, Osman Ünlü Eroğlugil, Halil Dalkılıç, N. Safa Akyürek, Vefa Kocer, Gökhan Uzunoğlu, Beyhan Güngör, Gülsen Kaptan, Serap Gül, Hasan Öztürk


Kocaeli

Kocaeli Gençlik Derneği, Kocaeli Halk Cephesi, Partizan, Demokratik Haklar Federasyonu, Emekçi Hareket Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Ezililenlerin Sosyalist Partisi, Mehmet Alçınkaya - Kocaeli Barış Meclisi Koordinasyon Üyesi, Uğur Akalın - Saraybahçe Halkevi, SES Kocaeli Şubesi, Cemal İlgün - Eğitim Sen Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi, Hakan Akyol - Birleşik Metal-İş Kocaeli Şube Mali Sekreteri, Şafak Karatan - Tüm Bel-Sen Kocaeli Şube Sekreteri, Osman Suat Kalyoncu - Belediye-İş Kocaeli 1 No’lu Şube Başkanı, Sedat Altun - Büro Emekçileri Sendikası Kocaeli Şube Yönetim Kurulu Üyesi, Songül Akagündüz - BES Koca eli Yönetim Kurulu Üyesi, Doğan Demir - Kocaeli Alevi Kültür Derneği Başkanı,


Manisa

Manisa SES Manisa Şube Yöneticisi Bilal Kılıç, Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Semin Ayhan, Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Kundak, Manisa Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Sunay Hacıoğlu, BDP Manisa İli Yönetim Kurulu Üyesi Salih Erdoğan, Serpil Deniz


Adana

Tahir Sarmış - BES Adana Şube Üyesi, Sultan Sarmış-BES Adana Şube Üyesi, Ayhan Demir-BES Adana Şube Üyesi, Ahmet Sirakanlılı-BES Adana Şube Üyesi, Niyazi Yalçın - BES Adana Şube Üyesi, Sebahat Erdoğan - BES Adana Şube Üyesi, Mustafa Değirmenli - BES Adana Şube Üyesi, Mahmut Ağabeyce - BES Adana Şube Üyesi, Hüseyin Şahin - BES Adana Şube Üyesi, Meryem Gül-BES Adana Şube Üyesi, Derviş Kenan-Ender BES Adana Şube Üyesi, Sema Mart - BES Adana Şube Üyesi, Abdurrahim Erdem - BES Adana Şube Üyesi, Erdem Aslan - BES Adana Şube Üyesi, Süleyman İnal - BES Adana Şube Üyesi, Mehmet Artmen - SES Adana Şube, Şami Taştan-Dev Sağlık-İş Adana Şube, Cebrail Dağhan - Genel İş Adana Şube, Cem Eren ESM, Alem Baş (işçi), Hasan Torşah (işçi), Bülent Yolaçan (işçi), Yüksel Toprak (işçi), Mehmet Kovlu (işçi), Halis Ezgi (işçi), Fehmi Balkıner (işçi), Recai Yıldız (işçi), Benhur Yalınız (işçi), Ali Özdener (işçi), Osman Kara İHD Adana Şube, Fethi Sönmez İHD Adana Şube, Halil Taş İHD Adana Şube, Halit Turan İHD Adana Şube, Aygül Turan İHD Adana Şube, Kadir Dal - İHD Adana Şube, Makbule Battal - İHD Adana Şube, Adnan Öğrü - İHD Adana Şube, Ecevit Uğur İHD Adana Şube, Muzaffer Dalkılıç - İHD Adana Şube


 

“Toplumsal belleği” canlı tutmak, toplumsal mücadeleyi yükseltmekten geçiyor!

Osmanlı’dan günümüze sermaye devletinin tarihi kanla yazılmış bir tarihtir. Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Karadeniz’in karanlık sularında katledilmelerinin ardından binlerce ilerici-devrimci, yurtsever devletin açık ve gizli örgütlenmeleri tarafından katledilmiştir. Hele ki son yıllarda “demokratikleşiyoruz” yalanları eşliğinde faşist baskı ve terör tırmandırılmakta, işçi ve emekçilerin örgütlülükleri dağıtılmakta, son olarak Alaattin Karadağ cinayetinde olduğu gibi devletin eli kanlı katilleri açık bir şekilde sokak ortasında infazlar gerçekleştirmektedir. Devletin faşist baskı ve terörü toplumda sıradan insanları bile hedef almakta, sokakta yürürken, parkta otururken devletin kolluk güçlerinin hedefi haline gelmektedir.

Bununla da yetinilmemekte, devrimci ve ilerici güçleri karalamanın yanısıra, gerçekleştirilen katliamları meşru, katiller ise kahraman ilan edilmeye çalışılmaktadır. Hrant Dink’in katili olarak kamuoyuna sunulan Ogün Samast’ın ardından kontrgerillanın eli kanlı tetikçilerinden biri olan Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesi bir gösteriye dönüştürüldü.

Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın tahliyesinin ertesi günü televizyon ekranlarına çıkan Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi elinde tuttuğu babasının kanlı gömleğiyle katillerin “kahraman” ilan edilmesine karşı öfkesini dile getiriyordu. Nükhet İpekçi’nin elinde tuttuğu kanlı gömlek, aynı zamanda faili belli cinayetlerinde katledilenlerin ailelerinin de birleşmesinin kaynağı oldu.

Haziran 2009 tarihinde ‘Benim Babam Bir Kahramandı’ etkinliğiyle biraraya gelen yakınları faili meçhul cinayetlerinde katledilen aydınların aileleri ‘Toplumsal Bellek Platformu’ adı altında birleşmeye karar verdiler. Nükhet İpekçi’nin kanlı gömlekle yaptığı çağrının ardından, aileler geçtiğimiz günlerde Hrant Dink’in mahkemesine katıldılar. Katledilen yakınlarının eşyalarının sergileneceği “vicdan müzesi” kurma çalışmalarını başlattılar.

Son olarak oluşturdukları bir heyetle “Faili meçhul cinayetlerin ortaya çıkması, daha geniş yetkilerle donatılmış komisyonun oluşturulması” talebiyle TBMM’ye dilekçe verdiler. Aileler, “Uzun yıllara yayılan bir süreçte, sistemli ve planlı bir şekilde katledilen aydınların aileleri olarak biz bu cinayetlerin tüm ilişkileri içinde ortaya çıkartılarak araştırılmasını ve geçmişe dönük araştırmalar yapılarak, karşılaşılan engelelerin açıklanmasını ve suçluların yargılanarak cezalandırılmalarını istiyoruz.” talebini yinelediler.

İmzacılar arasında Sabahattin Ali, Orhan Yavuz, Doğan Öz, Necdet Bulut, Abdi İpekçi, Akın Özdemir, Cevat Yurdakul, Cavit Orhan Tütengil, Ümit Kaftancıoğlu, Sevinç Özgüner, Kemal Türkler, İlhan Erdost, Çetin Emeç, Turan Dursun, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan, Hasret Gültekin, Onat Kutlar, Yasemin Cebenoyan, Hasan Ocak, Metin Göktepe, Necip Hablemitoğlu ve Hrant Dink gibi aydınların aileleri yeralıyor.

İlerici aydınların ailelelerin birlikte davranmak amacıyla attıkları adımlar kuşkusuz anlamlıdır. Ancak bu çabaların “faili meçhul” cinayetlerin gerçek faili devlete ve onun gizli-açık örgütlenmelerine yönelmediği, mücadelenin farklı dinamiklerle birleşip büyütülmediği koşullarda sonuçsuz kalmasına yolaçması kaçınılmazdır. “Keşke 30 yıl önce birleşseydik” dileğinin yerini acıları gömmeye, umutsuzluğu büyütmeye yolaçması içten bile değildir.

Verilen mücadele tüm katliamların sahibi devleti ve onun kurumlarını hedef almadığı sürece, Tayyip Erdoğan gibi düzenin en has temsilcilerinden biri, sorumluluğu bundan önceki hükümetlere yükler, ailelere destek mesajları verir. Ya da “toplumun vicdanında unutulmalarını engellemek” amacıyla düşünülen vicdan müzesi de, vicdanlara seslenen iyi niyetli bir çabanın ötesine geçmez. Daha da ötesi Aydın Doğan medyasının “sponsorluğunda” reklam malzemesi riskini bile taşır.

Nükhet İpekçi, televizyon programında “O kanlı gömlek, binlerce gömlekten sadece bir tanesiydi.” sözlerini söylüyor. Faili meçhul cinayetlerde, sokakta, hapishanelerde katledilen, kanlı gömleği giyen binlerce ilerici, devrimci, yurtsever var. Hatt son süreçte PVSK’ya dayanarak polisin baskı ve terörü sonucu katledilen onlarca sıradan insan var. Dolayısıyla devletin gerçekleştirdiği cinayetlere karşı ailelelerin de acılarını olduğu kadar çabalarını da ortaklaştırmaya ihtiyaç bulunmaktadır.

Kuşkusuz ki, bu mücadele “hesap sorma” bilinciyle bu toplumun ilerici, devrimci güçleriyle birleştiği koşullarda sonuç olabilme, devlete geri adım attırabilme, faillerin açığa çıkartılarak cezalandırılabilmesinin koşulları yaratılacaktır.

“Belleği olmayan kendine kağıttan bir bellek yapar” diye bir söz vardır. Sermaye devletinin on yıllardır sistematik çabaları, fiziki, ideolojik, kültürel saldırıları sonucu işçi emekçilerin belleği de neredeyse kağıttan bir belleğe dönüşmüştür. Ancak toplumsal belleği canlı tutmanın yolu, çok açık ki vicdanlara seslenmekten değil, toplumsal mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir.