20 Ağustos 2010
Sayı: SİKB 2010/33

 Kızıl Bayrak'tan
Hak ve özgürlüklerimiz için fiili-meşru, birleşik mücadeleyi yükseltelim!
AKP şefleri efendilerinin desteğini almak için çırpınıyor!
“Ateşkes” adımı atan Kürt hareketinin düzenle bütünleşme çabası sürüyor
Acılarımızı dillerine dolayanlar hesap verecekler!.
Düzen kliklerinin kapışması söz düellosuyla devam ediyor
BDSP’nin referandum
çalışmalarından. 
Enerji özelleştirmeleriyle
sermayenin cüzdanı, emekçinin faturası kabarıyor..
BETESAN direnişçisi Zeynel Kızılaslan’la konuştuk.
BETESAN direniş güncesi
Kamuda toplu görüşme oyunu başladı
İşçi ve emekçi hareketinden.
7. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi
UPS’de direniş coşkusu
dayanışmayla büyüyor
UPS işçileriyle direniş süreci üzerine konuştuk..
Tek Gıda-İş’te maske düştü
Devrimci sınıf faaliyetlerinden
Kapitalizm için sürdürülebilir pazar: Ekolojik ürünler.
toplumcueksen.net yayında.
Ölüm mangası AEGİS Basel’de
Dink cinayetine devlet savunması
Ağırlaştırılmış müebbet
cezası üzerine
Referandum ve “Demokratik Özerklik”-
M. Can Yüce
Hacıbektaş şenlikleri üzerine
Sacco ve Vanzetti
Medya, bu düzenin vazgeçilmez bir aracıdır..
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

7. Mamak Kültür Sanat Festivali başarıyla gerçekleştirildi

Sermaye iktidarının saldırılarına, engellemelerine rağmen kazanan devrimci irade oldu!

Mamak İşçi Kültür Evi; 7. Mamak Kültür Sanat Festivali’ni geleceksizliğe ve güvencesizliğe karşı bir mücadele çağrısı olarak örgütleyerek başarılı bir faaliyet sürecini geride bırakmış oldu. Festival bir yandan Mamak İşçi Kültür Evi’nin kültür sanat alanındaki yıllar boyunca elde ettiği birikimi yansıtırken diğer yandan da devrimci sınıf politikasının işçi emekçilerle buluştuğu bir mevzi olarak 7 yıldır büyük bir ısrarla örgütleniyor. Festival hazırlık komitesi olarak devrimci sorumluluğumuz çerçevesinde etkinlikle ilgili değerlendirmemizi sunuyoruz.

Festival ön sürecinde yaygın bir faaliyet yürütüldü 

Mamak Kültür Sanat Festivali’nin 6.’sı “Karanlığa ışık, sessizliğe çığlık olacağız” şiarıyla kapitalist krize karşı örgütlenmiş ve ardından sınıf devrimcileri sermaye iktidarının tutuklama saldırısıyla karşı karşıya kalmıştı. Devrimci sınıf faaliyetinden duyduğu korkuyu Mamak İşçi Kültür Evi’ni basarak ve çalışanlarını tutuklayarak bir kez daha gösteren sermaye düzeni, sınıf devrimcilerine yönelik saldırılarını pervasızca sürdürmüştü. Bu artan saldırı tablosunun arkasında işçi sınıfına ve emekçilere dayatılan geleceksizlik ve güvencesizlik karşısında, mücadele dinamiklerinin güçlenmesi vardır. Sermaye sınıfının krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmek için sosyal yıkım programlarını durmaksızın uyguladığı bir süreçte, sınıfı devrimci bir çizgiye kazanma hedefiyle sürdürdüğümüz faaliyetimiz sermaye devletinin pek çok baskısı ile karşı karşıya kalmıştır.

7. Mamak Kültür Sanat Festivali’ni sömürü düzenine karşı güçlü bir mücadele dinamiği yaratma hedefiyle örgütledik. Mamak İşçi Kültür Evi çalışanlarının tutuklanmasının ardından sermayenin kolluk kuvvetlerinin estirmeye çalıştığı baskıyı etkisiz kılmanın tek yolunun devrimci politikanın etkisini arttırmak olduğu bilinciyle hareket ettik. 2 Temmuz faaliyeti ile festival gündemini bir arada ele alarak güçlü bir kitle faaliyeti planı çıkarttık. Tüm güç ve olanaklarımızı bu planın harekete geçirilmesi için seferber etmeye çalıştık. Sermayenin işçi ve emekçilerde yaratmaya çalıştığı umutsuzluk ve korkunun kırılacağı alanın devrimci sınıf mücadelesi olduğunu bilerek faaliyeti güçlü bir kitle çalışması ile ele aldık.

Geniş bir kamuoyu yaratarak festivalin çağrısını geçtiğimiz yılları aşan bir düzeyde yapma kararı aldık. Aydınların, sanatçıların ve ilerici, öncü sınıf güçlerinin festivali ve İşçi Kültür Evi’ni sahiplenmesi çağrısında bulunduk. Bu çerçevede festival tanıtım CD’si ve deklarasyon metnimizle birlikte pek çok ziyaret gerçekleştirdik.Deklarasyon metnimiz “İnsani değerlerimizin çürütülmesine karşı paylaşımın ve dostluğun, üretimin, kardeşliğin dünyasına açılan özgür bir geleceğin mücadelesini veren Mamak İşçi Kültür Evi’ne sahip çıkıyor,geleceksiz yaşamaya ve güvencesizliğe karşı mücadele çağrısını büyüten 7. Mamak Kültür Sanat Festivali’ni destekliyoruz” şiarını taşımaktaydı. Deklarasyon metnine TÜMTİS Ankara Şube Başkanı Nurettin Kılıçdoğan, Araştırmacı Yazar Temel Demirer, Sosyolog Sibel Özbudun, Yazar Haluk Gerger, Tarım Orkam-Sen Genel Sekreteri Metin Vuranok, Tarım Orkam-Sen Genel Örgütlenme ve Eğitim Sekreteri Atilla İrey, SES Genel Sekreteri Kemal Yılmaz, İmaj Radyo Genel Yayın Yönetmeni İrem Bellek imzacı oldular. Ziyaret ettiğimiz sanatçılar arasında desteklerini festival programına katılarak sunanlar oldu.

Demokratik kitle örgütleri ve sendikaları ziyaretlerimizin büyük bir bölümünde, reformist-bürokratik sendikal anlayış bir kez daha karşımıza çıktı. Pek çok zorluğu aşacak bir kararlıkla sınıfın yakıcı gündemleri üzerinden örgütlenen festivale destek sunmaları bir yana düşmanca tutumlarıyla karşılaştık. Bu tutumları devrimci bir müdahale ile yanıtladık.

Sınıfın gündemlerini güçlü bir program içinde ele almak düşüncesiyle hareket ettik. Aile hekimliği uygulaması, sınıfa yönelik sadırılar ve süren direnişler üzerinden Ankara’daki sendikalardan konuşmacı talebinde bulunduk. Bu talebimiz, çabalarımıza ramen karşılanmadı. Bunula beraber İstanbul’da süren direnişlerden işçi kardeşlerimiz talebimize yanıt verdiler. Ancak direniş süreçlerinin yoğunluğundan kaynaklı festivale katılamadılar.

Ankara yerelinde yayın yapan Özgür Radyo ve İmaj Radyo 3 günlük programımızın duyurusunu yaparak festivali gönüllü olarak desteklediler. Yaklaşık 10 gün süresince festivalimizin duyurusunu gerçekleştirdiler. Ek olarak, Özgür Radyo’da Ankara Gündemi programına katılarak festivalin gündemleri ve örgütlenme süreci üzerine konuştuk. Radyo programlarının festivalin çağrısında oldukça etkili olduğunu ifade etmeliyiz. Yol TV’de ise reklam kuşağında bir hafta süresince festivalin duyurusu yapıldı.

Festivalin çağrısı hazırlamış olduğumuz tanıtım CD’si ile işçilere, emekçilere, esnaflara ulaştırıldı. Çağrı bildirisi ve 3 günlük program geleceksizliğe, güvencesizliğe ve sermaye düzeninin referandum oyununa karşı devrim ve sosyalizm mücadelesine işçi ve emekçileri çağıran bir içerikte hazırlandı. Yaklaşık 8 bin bildiri birebir emekçilerle yapılan sohbetlerle birlikte dağıtıldı. Ön çalışma bu yönüyle güçlü bir kitle faaliyeti olarak ele alınmış oldu. Konuşma fırsatı yakalayabildiğimiz her emekçiyle festival gündemlerini konuştuk, tartıştık, İşçi Kültür Evi’nin faaliyetlerine çağrı yaptık. Canlı ve hareketli bir çalışma, günlük planlama ile deneyimler değerlendirilmeye çalışıldı.

Bin adet festival programı, 500 adet “Sen de yüreğini yüreklerimizin yanına at” şiarlı afişler Akşemsettin, Ege, Şirintepe, Şahintepe, Tuzluçayır ve Mutlu mahallelerinde yaygın bir şekilde kullanıldı. Afiş faaliyeti sırasında karşı karşıya kalınan polis saldırıları devrimci-militan tutumla boşa düşürüldü.

İşçi Kültür Evi atölyelerinin üretimleri festivale aktarıldı

Sermaye düzeninin saldırıları ardından yeniden toparlanmaya çalışılan atölye çalışmaları festival öncesinde düzenei oturtuldu. Bölgedeki emekçilerin ve gençlerin katılımı ile atölye çalışmaları festival çalışmasının bir parçası olarak işletildi. Emekçilerin kültürel- sanatsal etkinliklerin parçası olmasının önemi üzerinden tüm olanaklar zorlandı. Festival, İşçi Kültür Evi’nde gerçekleştirilen üretimlerin işçi ve emekçilerle buluşturulması hedefiyle örgütlendi. Festival ön sürecinde gerçekleştirilen toplantılarla sınıfın alternatif, devrimci kültür sanat mücadelesi konusu tartışıldı.

Halkoyunu atölyesi “Çayda çıra” gösterimine büyük bir özveriyle hazırlandı. Müzik Topluluğu ise Mamak İşçi Kültür Evi’nin sürekliliğini koruyan atölye çalışması olarak festival öncesi kendini daha güçlü bir şekilde örgütledi. Şiir atölyesi de devrimci sanatçıların şiirlerinin sunumuna hazırlandı.

Festival Hazırlık Komitesi’nin ve komitelerin işlevi

Festival geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da kolektif bir şekilde emekçilerin bizzat parçası olduğu bir zeminde örgütlendi. Oluşturulan Festival Hazırlık Komitesi, ön sürecinden, programa kadar festivalin tüm ayrıntılarını canlı bir şekilde tartışarak çalışmayı planladı, kararlar aldı. Alınan kararlar ve yapılan çalışmalar ilk süreçte haftalık, son süreçte ise daha sık yapılan toplantılarla değerlendirildi. Festivalin politik gündemleri, ön çalışması, programın içeriği, atölye çalışmalarının durumu gibi başlıklar altında düzenli değerlendirmeler yapıldı. Sosyal yıkım saldırıları ve düzenin referandum oyunu da bu toplantılarda tartışıldı.

Komiteler ise festivalin ön sürecinde ve festival boyunca yoğun emek sarfederek çalıştı. Komiteler tarafından örgütlenen festivalde, bu anlamda pek çok eksiklik yaşanmış olsa da devrimci kitle faaliyetinde ciddi bir ısrar gösterildi. Pek çok emekçi ve genç özverili ve yoğun bir şekilde festivalin başarılı olması için çaba sarf etti. Kolektif bir çaba ile 3 gün boyunca eksiklikler eleştiri ve özeleştiri zemininde tamamlandı.

Emekçiler İşçi Kültür Evi’ni sahiplendi

Festivalin politik etkisi, Mamak İşçi Kültür Evi’ne dair ön sürecindeki çalışmayı fazlasıyla aşan bir sahipleme yarattı. Geçtiğimiz dönem sermaye devletinin peş peşe baskı ve saldırılarıyla karşı karşıya kalmış olmamızın Mamaklı emekçilerin festivalin yapılabileceğinden kuşku duymalarına neden olduğunu gözlemleyebiliyorduk. Bu kuşkuya, faaliyetimiz sırasında da tanık olduk.

Festival, 3 gün boyunca emekçilerin Mamak İşçi Kültür Evi şahsında sınıf devrimcilerini sahiplenmesinin somut bir örneği oldu. Festivalin çağrısına yanıt veren emekçilerin “Herhangi engelleme ve sorun olursa biz buradayız ve sizin yanınızdayız” diyerek desteklerini ifade etttiğini ve bu emekçilerin sayısının oldukça fazla olduğunu burada vurgulamak isteriz. Festivalin ilk günü elektriği keserek etkinliğe müdahale edilmesi sırasında, bastıran sağanak yağmura rağmen kararlılıkla ve ısrarlı bir şekilde bekleyerek alanı boş bırakmayan 500’ü aşkın bir kitlenin varlığı bu anlamda önemli bir noktadır. Yağmurun altında park alanına elektrik verebilmek için emekçilerin seferber olmaları da... Festival çalışanları ve Mamak İşçi Kültür Evi dostlarının festivali özveri ile sahiplenmesi buradaki olumlu atmosferi belirlemiştir. Bu kararlı tutum ise, yaklaşık 1,5 saat geç başlayan etkinliğin dağıtıcı değil, güçlü bir atmosfer yaratmasını sağladı.

Mamaklı emekçiler festivale ve dolayısıyla sınıf devrimcilerine her anlamda sahip çıktılar. Sermayenin kolluk güçlerinin park alanının karşısından kamerayla çekim yaptığını gören emekçiler İşçi Kültür Evi çalışanlarına durumu haber verdiler ve “Biz yanınızdayız” dediler. Bu anlamda bir başka örnek olarak da festivalin son günü mahalle gençlerinin kendi aralarında yaptıkları bir kavganın emekçiler tarafından polis müdahalesi olarak algılanması sonucu festivale sahip çıkmak için olayın olduğu yere koşmaları verilebilir.

Festival günleri boyunca elektrik sorunu, emekçilerin gönüllü katkılarıyla çözüldü. Bu birliktelik ve dayanışma emekçilere güven verdi. Emekçilerin umudunu güçlendiren ve devrimci çalışmaya duydukları güveni artıran bu tablo aynı zamanda sermaye düzenine tok bir yanıt oldu. Mamak İşçi Kültür Evi, emekçilerin omuz omuza verdiği devrimci bir kitle örgütü olarak daha da güçlendi. Bu durum, çekilen halaylara, destek için gelen emekçilerin gözlerindeki ışıltıya, atılan sloganlara, yapılan konuşmalara verilen tepkilere de yansıdı. Devrimci alternatif, kendini hayatın somut pratiği içerisinde göstermiş oldu.

Sermaye devletinin dayatmacı tutumu boşa düşürüldü

Festival yıllardır dost ve düşmanın karşısında, sermaye iktidarının temellerine dönük işçi ve emekçilere yöneltilen bir kavga çağrısı olarak örgütleniyor. Bu yanıyla festival, işçi ve emekçileri sermaye düzeninin çizdiği sınırları aşan bir dünya için mücadeleye çağırmaktadır. Festival, düzenin yasalarına değil, işçi-emekçi kitlelere ve devrimci mücadelenin meşruiyetine dayanarak örgütleniyor. Bugüne kadar en ufak bir kırıntı dahi devrimci mücadele içerisinde pek çok bedeller ödenerek kazanılmıştır. Festival de bu bilinçle, devrimci miras ve birikimin ürünü olarak işçi sınıfı ve emekçilerin geleceği kazanma mücadelesine dayanmaktadır. İşçi ve emekçileri değiştirmek ve dönüştürmek, bu zeminde ısrarlı ve uzun soluklu bir mücadeleyi gerektirmektedir. Festival, işte bu temelde düzenin icazet alanına değil doğrudan devrimci sınıf mücadelesine dayanmaktadır.

Bu kararlılıkla Mamaklı emekçilerin festivalin etrafında güçlü bir sahiplenme duygusuyla kenetlenmeleri sermaye iktidarının ara ara yaratmaya çalıştığı saldırı zeminini boşa düşürmüştür. Emekçilerin bu sahiplenişi sermaye düzeninin karşısında bir barikat oluşturmuştur. Bu koşullar altında Ankara Valiliği’nin etkinliğin ilk günü olan 6 Ağustos akşamı saat 18.55’te verdiği ret yanıtının da bir hükmü kalmamıştır.

Program ve politik müdahale

Festival işçi sınıfının güncel talepleri üzerinden örgütlendi. Sermaye düzeninin referandum oyununa karşı sınıf devrimcilerinin, işçi sınıfını devrimci sınıf mücadelesine çağıran boykot tutumu festivalde öne çıkan gündem oldu. Hatta festival, bu vurgudan kaynaklı olarak bazı emekçilerde referandum gündemli bir etkinlikmiş gibi algılandı. Bu devrimci siyasal tutum, düzen siyasetinin etkisi altında kalan emekçilerin katılımını etkileyen bir faktör oldu. Festival çürümüş düzenin emekçilerin bilincinde yarattığı tahribata karşı güçlü bir devrimci faaliyet olarak, emekçileri sersemletmeye yönelik düzen siyasetine karşı verilmiş tok bir tutumu ifade etti. Kurtuluşun, demokratik hak ve özgürlükleri elde etmenin yolunun devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmekten geçtiği söylenerek, düzenin emekçilerin karşına çıkardığı sahte ikilem teşhir edildi.

Süren işçi direnişleri ve sağlık hakkının gaspedilmesi gündemleri de festival alanında emekçiler tarafından oldukça büyük bir ilgiye konu oldu.Direnişçi işçilerin gelememesine karşın okunan mesajlar ve bu çerçevede yapılan konuşmalar ardından atılan sloganlar ve verilen tepkiler oldukça olumlu oldu.

Bu yıl geçtiğimiz yıllardan farklı olarak festival alanında Devrimci Liseliler Birliği (DLB) tarafından düzenlenen söyleşi ve kahvaltı, çocuklarla yapılan resim atölyesi olumlu bir çalışma oldu. Önümüzdeki yıllarda, tartışma ve sohbet olanakları sunan bu tarz etkinliklerin daha güçlü bir şekilde yapılması kararı alındı.

Sonuç olarak

3 gün boyunca 5 bin emekçinin katıldığı festivalde, geleceksizliğe ve güvencesizliğe karşı Mamak İşçi Kültür Evi’nin yaptığı çağrı devrimci bir zeminde ete kemiğe bürünmüş oldu. Bir kez daha devrimci politikanın etkisi kendini gösterdi. İşçi ve emekçilerle bu politikanın doğru zeminde kurduğu bağın değiştirici, dönüştürücü ve üretken yönleri ortaya çıktı.

İşçi sınıfı devrimcileri alternatif kültür sanat mücadelesinde yarattıkları mevzileri daha da güçlendirerek geleceğin mücadelesini ileri bir zeminde yürütme sorumluluğu ile kavgayı büyütmeyi sürdürecekler. İşçi sınıfının devrimci sesini ve soluğunu hiçbir baskı ve zor boğamayacaktır. 7. Festival bunun en somut göstergesi olmuştur.

7. Mamak Kültür Sanat Festivali Hazırlık Komitesi