Antakya sebze halinde
küçük ama kazanımla biten bir direniş...
Birlik ve üretimden gelen güç! Bir grev/eylem örgütlemenin zorluğunu herkes bilir. Bazen harcanan
tüm çabalar sonuçsuz kalır. Ancak kendiliğinden gelişen grevlerde bu
sorun daha az yaşanıyor olsa gerek. Materyaller sahiplerini bulur, çabalar
sonuçsuz kalmaz. Kazanım elde etmek daha kolay olur. En bilinçsiz insan
bile katıldığı bu eylemliliklerin okul işlevi taşıdığını görür. Eyleme,
grev kırıcıları (patron yalakaları, ajanlar) hariç, hemen herkes katılır.
Antakya sebze halini her sene yüzlerce mevsimlik işçi doldurur. Kuzeylisi-güneylisi,
doğulusu-batılısı, her bölgeden işçiler, yazın kavurucu sıcağında (10
km. uzakta yığınla insan plajlarda, barlarda eğlenirken!) ağır koşullarda
çalışmak zorunda kalırlar. Gece iş bitimine kadar çalışan işçilerin, sabah 7:30-8:00 işbaşı yapma
mecburiyetleri vardır. Ücret düşüklüğü cabası. Bu yüzden yaşanan bu
küçük çaplı deneyim, hem patronun hem de işçilerin ilk defa karşılaştığı,
ambar işçileri arasında pek yaygın olmayan bir durum olması açısından
önemlidir. Böylece patronla ilk tartışmalar başlar. Pazarları bile çalışılan bu
işyerinde, işçilerin dayanma gücü artık oldukça düşmüştür. Ücretlerin
geç ödenmesi, zaten son derece düşük olan ücretlerde sık sık kesinti
yapılması (işlerin yolunda gitmediği gerekçesiyle) gerginliği arttırır.
Ancak çalışmak zorunda oldukları için, bu direnişe dek ağa
diye hitap ettikleri patrona karşı bir karşı duruş sergileyememişlerdir. Gece saat 2 gibi, son gelen kamyon da yüklenip gönderilir. Saat 8:00de
zil çalar, işçilerden biri, yorgun olduğunu ve işe çıkamayacağını söyler.
Patron çavuş denilen arabulucu uşağı ile aşağı inmeyen işçiyi
çağırtır. İşçi aşağı inmeyeceğini, bugün dinlenmek istediğini iletir.
İstiyorsa patronun kendisinin gelmesini söyler. Patron yukarı çıkıp,
işçinin işbaşı yapmasını ister. İşçi aşağı ineceğini, ancak bugün çalışamayacağını
söyler. Patron bölgede yoğun olarak bulunan Kürt işçilerini bir tehdit aracı
olarak kullanmaktadır. Yani her an işten atılabilirler. Ancak çalıştırdığı
işçileri, işi iyi bildikleri ve tatminkar ücretle çalıştıkları
için, işte tutma eğilimindedir. Aşağıya inen işçi bugün çalışmayacağını
yineler. Buna birkaç işçi daha katılır; o çalışmazsa biz de çalışmayız
derler. Sayıları 9u bulunca, patron sinirlenip, küfür ve hakaretleri
sıralar. İş güvencesinden, sigortadan hiç bahsedilmeyen bu işyerinde nihayet
grev patlar. İşçilere savrulan küfürlerden sonra, tüm ambar greve katılır.
Bu patronu oldukça huzursuz eder. Sanki az önce küfürü savuran kendi
değilmiş gibi, tatlı dille konuşmaya, vaatlerde bulunmaya başlar. Genç işçiler, biriken paraları ödenmeden, mesai saatleri belirlenmeden,
pazar günleri tatil edilmeden ve yemek kalitesi arttırılmadan işe çıkmayacaklarını
söylerler. Patron önce işçileri kovar. Böylece isteklerinden vazgeçirebileceğini
düşünür. İşçiler çıkıp eşyalarını toplarlar. Bunun üzerine patron işçi
temsilcisinden işçilerin gitmesini engellemesini ister. Temsilci, tüm
çalışanların paraları ödenmeden ve istekleri kabul edilmeden işe başlanmayacağını
açıklar. Patron açıkta kalan malını düşünmektedir. Bu kadar işçiyi toplamak
bir haftadan fazla sürebilir ve bu onu büyük zarara sokabilir. İşçiler üretimden gelen güçlerini kullanarak biriken paralarını alırlar.
Ve sezon sonuna kadar paralarının her ay düzenli ödenmesini kabul ettirirler.
Yanısıra, işyerinde çalışma koşullarına ilişkin bir kaç maddeyi de kabul
ettiririrler. Genç işçiler bu eylemleriyle, hem birliğin önemini ve hem de güçlerinin
ne olduğunu yaşayarak görüp öğrenmişlerdir. Bir SYKB okuru/ Antakya
GATS Anlaşması konusunda ülkeyi
yönetenlerce Kamuoyuna... Tüm hizmet alanlarını ve hizmetlerin üretilmesi için gerekli olan sınai
ve tarımsal ürünlerin üretimini de kapsayacak boyutta bir küresel anlaşma
olan GATSın (Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) 2000 yılı başından
bu yana geçen 1,5 yıl içerisinde her 15 günde bir DTÖnün(Dünya
Ticaret Örgütü) Cenevredeki merkezinde genişletilmesine yönelik
müzakereler yapılmaktadır. Türkiyenin de taraf olduğu ve genişletilmesi müzakerelerine
katıldığı GATS Anlaşması konusunda ülkeyi yönetenlerce topluma bilgi
verilmemektedir. Yapay ekonomik kriz bahane edilerek IMF, Dünya Bankası,
Dünya Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliğinin talepleri doğrultusunda
son dönemde çıkarılan yasaların tümü, GATSın oluşturulmakta olan
yeni şekline uyum yasalarıdır. GATS müzakereleri 11 ana başlık altında yürütülüyor ve belirlenen ana
başlık, alt bölüm ya da sektör ve grupların anlam ve içeriğinin anlaşılmaması
için DTÖnün ciddi çaba sarfettiği fark ediliyor. Böylece, anlaşma
hayata geçirildiğinde yazılması unutulmuş boyutları bile kapsayabilecek
kadar esnek bir metin elde edilmesi planlanıyor. Piyasanın acımasız
ellerine teslim edilmesi konusunda anlaşma sağlanan 11 temel kategori
şunlardır: - Telekom, Posta Hizmetleri, Görsel ve İşitsel İletişim Hizmetleri
de dahil olmak üzere İletişim. Emek örgütleri ve fikir emekçilerinin örgütleri olan Meslek Odaları,
(tüm emekçiler, işsizler, emekliler ve tarım emekçileri için), bilginin
üretimi ve yaygınlaştırılmasını hedefleyen, Türkiye MAI ve Küreselleşme
Karşıtı Çalışma Grubunu bu üretimde destekleyen örgütler olarak,
GATS hazırlıklarının ülkemiz insanlarından gizlenen boyutunu açığa çıkarmak
ve müzakere süreci hakkında ülkemiz insanlarının bilgilendirilmesini
sağlamak için 23-24 Haziran 2001 tarihlerinde Petrol-İş Sendikası Genel
Merkezi (Altunizade) Konferans salonunda GATS SEMPOZYUMU
adıyla uluslararası bir sempozyum düzenlemektedirler. Sempozyuma katılım yönünde gerekli duyarlılığı göstermenizi bekliyor
ve Sempozyum Programını aşağıda bilgilerinize sunuyoruz. Türkiye MAI ve Küreselleşme Karşıtı Çalışma Grubu
Başka bir dünya mümkün! 20-22 Temmuz 2001 tarihleri arasında, İtalyanın Cenova kentinde
yapılacak olan G-8 toplantısını protesto etmek amacıyla, merkezi İtalya
olmak üzere tüm dünyada küreselleşme karşıtı etkinlikler gerçekleştiriliyor.
Seattle ve Prag eylemlerinin devamı olan bu eylemlerin Türkiye ayağının
örgütlenmesi amacıyla Türkiyedeki tüm sivil toplum örgütlerine
ve bağımsız muhalif kişi ve kurumlara açık bir toplantı düzenleniyor.
Başka Bir Dünyanın Mümkün olduğuna inanan, ve bu başka
dünyayı mümkün kılacak en önemli unsurun farklılıkların biraradalığı
olduğunu savunan, bağımsız yerel inisiyatiflerle oluşturulacak bir zeminde
yer alarak kampanyaya kendi rengini katmak isteyen herkesin katılımını
ve desteğini bekliyoruz. Bu kampanya kapsamında kamuoyu desteğinin sağlanması için imza kampanyaları,
panel ve söyleşiler, konserler ve bir festival düşünülüyor. Aşağıda
belirtilen yer ve saatte bunlar ve benzeri diğer kampanya faaliyetleri
için aktif katılımınızı, her türlü desteğinizi, fikir ve önerilerinizi
bekliyoruz. Yer: T.M.M.O.B. (Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi)
CENOVA 2001 Kampanyası Girişimcileri |
|||||