İçindekiler:

1 Mart 2022
Sayı: KB 2022/09

Emperyalist dünyada kırılma noktası: Ukrayna
Kapitalizm savaş demektir
Ukrayna üzerinden kızışan emperyalist kavga
Ukrayna savaşı ve emperyalist hesaplar
Mafya devleti ve Falyalı cinayeti
Suç şebekesinin gazeteci düşmanlığı
Proletaryanın devrimci mücadelesi
İşçi direnişleri ve birleşik hareket
Direnişler ve sendikal bürokrasi
MİB: Seferberlik zamanı!
Emperyalist dünya ve Ukrayna krizi
Farplas direnişi üzerine
Bosal'da işçiler ek maaş aldı
Emperyalist saldırganlığa ve savaşa son!
Ukrayna savaşı ve fiyat "şoku"
Münih Güvenlik Konferansı
8 Mart'ta mücadele alanlarına!
AB gerçekleri ve kapitalizmin aklayıcıları
İşçi kadınlar sendika yönetiminde yok!
İstismara karşı mücadeleyi yükseltelim!
"Tüm kadınlar kazanacak"
Emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı mücadeleye!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Tüm kadınlar kazanacak, yeter ki pes etmeyin!”

 

Migros’ta direnerek kazanan kadın işçilerle konuştuk…

Migros’ta ağır çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı başlayan direniş, 18 günün ardından Migros yönetimi ile mutabakata varılması üzerine sona erdi. Talepleri büyük oranda karşılanan işçiler kazanımlarını depo önünde halaylarla, sloganlarla kutladılar. Atılan işçilerin geri alınması, prim sisteminin güvenceye kavuşturulması, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması ve maaşlarına zam talep eden işçiler 18 gün boyunca türlü saldırılara karşı direnişi kararlılıkla sürdürdüler. Depo önünde, TÜSİAD kodamanı Tuncay Özilhan’ın villasının önünde ve Migros mağazalarında süren direnişe başta işçi-emekçiler olmak üzere aydın ve sanatçılar da destek verdi.

Esenyurt’ta bulunan Migros deposu önünde direnen kadın işçiler Sevda Kırcı ve Nuran Algül’le direniş süreci üzerine konuştuk.

“Direnenler muhakkak kazanacak!”

Sevda Kırcı öncelikle dayanışma gösteren herkese teşekkür ederek, şunları söyledi:

“Türkiye’de ne yazık ki hiçbir hak verilmiyor, haklar ancak savaşarak alınabiliyor. Biz de bugün hakkımızı aldık. Çok mutluyuz, yanımızda olan herkese teşekkür ediyoruz. İşçi arkadaşlarımıza, boykot çağrısını yükseltenlere… Bugün güneş bizim için doğdu ancak tüm işçiler için henüz doğmadı. Hala direnen, ekmek kavgasını sürdüren arkadaşlarımız var. Eminim direnenler muhakkak kazanacak.”

“Bize güç veren şey, birliğimizdi”

Direniş sürecini aktaran Nuran Algül ise, “Bizim için zorlu geçti. Depomuzdan polis zoruyla atılmak bizim zorumuza gitti. Ancak o gün arkadaşlarımızla birbirimize söz verdik. ‘Hakkımızı alana kadar el ele direneceğiz’ dedik. 18 gün bizim için çok da kolay değildi. Yağmur, soğuk, saldırılar, hastalanan ve direnişe gelemeyenler oldu. Birlik olduk, devam ettik. Direnmenin gücünü gördük. Tüm işçilerin haklarını savunmalarını direnmelerini haklarını savunmalarını öneriyoruz.” şeklinde konuştu.

Algül şöyle devam etti:

“18 gün boyunca bize güç veren şey birliğimizdi, sesimizi duyanlardı, Migros’u boykot edenler, mağazalarında eylemler yapanlardı.”

Kırcı, işçilere “Artık karanlığımız aydınlığa kavuşsun tüm kadınlar için. Sonrasında tüm işçiler için. Direnen tüm işçilerin yanındayız, el ele verin.” diyerek seslendi.

“Pes etmeyin, hakkınızı savunun!”

Kadın işçilerin mücadeleye katılmalarının ve direnmelerinin erkek işçiler gibi olmadığını belirten Algül, “Kadın işçilerin mücadeleye katılması bir erkek gibi olmuyor. Ev işleri var, çocukları var, yükümlülükler oluyor ama pes etmesinler haklarını savunsunlar” dedi.

Kırcı da kadın işçilere şu şekilde seslendi:

“Bence kadınlar erkeklerin çok üzerinde bir varlık. Evde çalışıyor, çocuğa bakıyor, evin ihtiyaçlarını karşılıyor. İşte çalışıyor. Tekrar gidiyor eve. Tek başına bütün kollara yayılabiliyor. Bence kadınlar bu gücün farkına varmalı. Kadınların kimseden korkmaması lazım. Haklarınız için direnin, kimseyi kendinize ezdirmeyin. Kocanız, patronunuz, aileniz fark etmiyor. Biz kazandıysak tüm kadınlar kazanabilir, başarabilir. Yeter ki pes etmeyin!”

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

Farplas’tan işçiler:  “Nafakanın kaldırılması mağduriyetlerin önünü açar”

 

Kadın haklarına yönelik saldırılar yargı paketleriyle gündemde. Gasp edilmek istenen nafaka hakkıyla ilgili Farplas’ın kadın ve erkek işçilerinden görüşler derledik…

Songül: Nafakanın kaldırılmasına dair düzenlemeyi doğru bulmuyorum. Kadın hayatını düzene sokana kadar nafaka alması lazım. Yeterli değilken bir de kaldırılması hiç doğru değil. Yasalar çıkıyor, adliyelerde adalet mülkün temelidir deniliyor ya, işte o işliyor. Mesela Farplas’ta patronun yasaları işliyor. Bu düzenlemeyi kesinlikle doğru bulmuyorum.

Nursen: Kadınların neredeyse tek güvencesi nafaka. Kadınlar yıllarca çalışamıyor, gelire ulaşamıyor. Geliri olsa, çalışabilse, yani ekonomik özgürlüğü olsa zaten nafakaya gerek kalmazdı.

Emine: Nafakanın kaldırılmasını doğru bulmuyorum. Bu düzenlemeye bakarsak devlet yine haksızdan yana bence.

Abdullah: Nafakanın kaldırılmaya çalışılması acı bir şey bence. Kadın çalışmıyorsa ve erkek çalışıyorsa muhakkak nafakanın ödenmesi gerekir. Kadına hakkı neyse verilmeli. Kadınlar çocuk bakımıyla, evdeki işlerle uğraşıyor. Bence nafakanın verilmesi şarttır.

Zehra: Bu düzenlemeyi çok çok saçma buluyorum. Kadınlar çocuklarına nasıl bakacak? O çocuklar açlığa mı terkedilecek? Bir simit bile olmuş ne kadar! Kadın çocuğun eğitimini, servis parasını nasıl karşılayacak. Çocuklar için bir düzenleme yapılması gerekiyor. Ben şöyle düşünüyorum:

Boşanmayı erkek istediğinde sorun yok. Kadın boşanmak istediğinde ise altında bir sürü sebep aranıyor ve kısıtlanıyor. Erkekte bir sebep aramıyorlar.

Furkan: Kadınlar günümüzde işyerinde ve yaşam koşulları açısından ikinci sınıf insan muamelesi görüyorlar.

Nafakanın kaldırılması mağduriyetlerin önünü açar. Ülkede zaten eşitlik yok, toplumsal eşitlik söz konusu değil.

Kadınların çalışması da kısıtlı. Nafakanın verilmemesi kadınların yaşadığı mağduriyeti artırır.

Mesela bizim örgütlenme hakkımız var ama fiiliyatta kullanamıyoruz.

Haklarımızı kullanmamızın önünde ciddi engeller var. İşverenler bunu kullandırmıyor. Yasalar işçilerden yana olmadığı gibi kadınlardan yana da değil.

Kızıl Bayrak / Gebze