30 Ekim 2020
Sayı: KB 2020/Özel-20

“Sınıfa karşı sınıf” eksenli direniş ya da kölelik!
Saldırı paketlerine karşı mücadeleye!
Güvencesiz çalışma yaygınlaştırılıyor…
Saldırılar ve dayanışma sorumluluğu
Yağma, soygun, rant ve savaş bütçesi
Dinci-faşist iktidar saldırganlaşıyor
Çeteleşen devlet ve çürüyen burjuva siyaseti
Tahir Elçi’nin katilleri aklanmaya çalışılıyor…
Fransa-Türkiye gerilimi
Libya macerası ve hezimete doğru
İşçi sınıfı cumhuriyet hakkında ne düşünüyor - Şefik Hüsnü
Yıkıcı halkçılıktan yapıcı halkçılığa - Şefik Hüsnü
Kemalist diktatörlüğün çizmesi altında - Şefik Hüsnü
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü…
Salgın döneminde kadına yönelik şiddet arttı
Pandemide aşılan kritik eşik
Kapitalizm, doğanın yıkımı ve sözde önlemler
Bolivya’da darbe püskürtüldü…
Her adım sermayeyi ihya için!
Gençliğin “Sen kimsin?” sorusuna yanıtı...
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Saldırı paketlerine karşı mücadeleye!

 

Salgınla birlikte daha da derinleşen ekonomik kriz batağında debelenen AKP-MHP iktidarı, kapitalistleri bu krizden kurtarmanın aracı olarak paketlere sarılıyor. Son olarak “istihdam paketi” olarak açıklanan “İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi” mecliste görüşülmeye başladı. Salgın sürecinde daha çok işsizliğe, açlığa ve yoksulluğa itilen işçi sınıfına dönük saldırılar paketin esas konusu olsa da, pakette birbirinden bağımsız pek çok başlık yer alıyor. Torba yasanın amacı pandeminin istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltma olarak yansıtılıyor. Oysa yakından bakıldığında, amaçlananın salgının yükünü işçiye yıkmak olduğu anlaşılıyor. İşçilere esnek ve güvencesiz çalışma dayatılırken, sermayeye bir kez daha teşvik ve destek sağlanıyor.

Pakette, kıdem tazminatının gaspı, ücretsiz iznin uzatılması, esnek ve kısmi çalışma teşviki, Tamamlayıcı Emeklilik Yasası’nın genişletilmesi, işsizlik sigortası fonunun kapitalistlere açılması ve kayıt dışı çalışma yer alıyor.

“İstihdam” adı altında güvencesiz çalıştırma saldırısı

25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için “belirli süreli sözleşmelerin” koşulsuz olarak yapılabilmesinin sağlanması ile kıdem tazminatı tümden gasp edilmeye çalışılıyor. “Belirli süreli sözleşme” ile çalışan işçiler kıdem ve ihbar tazminatından faydalanamıyor. Bu madde ile işçilerin güvencesiz çalışması derinleştirilirken, kıdem tazminatının da ortadan kaldırılması hedefleniyor. Paketin hedefinde aynı zamanda EYT’liler de var. Büyük çoğunluğu 50 yaş üstünden olan EYT’liler, bu madde yasallaşırsa, daha güvencesiz koşullarda çalışmak zorunda kalacaklar.

İş sözleşmesi 1 Ocak 2019-17 Nisan 2020 döneminde sona erenler ile kayıt dışı çalışan işçiler, çalıştıkları işyerlerine başvurmaları ve fiilen çalıştırılmaları durumunda, kapitalist patronlara her ay, SGK’ye ödeyecekleri primlerden mahsup edilmek üzere günlük 44,15 TL destek verilecek. Böylece kayıt dışı işçi çalıştırdığını kabul eden patron işsizlik fonundan destek alacak. Bu patronlara idari para cezası verilmeyeceği gibi, sigorta prim indirimi, teşvik ve desteklerden yararlanacaklar.

Paket yer alan maddeler, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan patronlara daha fazla kaynak aktarılmasını sağlıyor. Cumhurbaşkanına kurumlar vergisini 5 puana kadar indirme yetkisi veriliyor. SGK prim ve vergi borçları yapılandırılarak borçların 18 taksitle ödenmesine olanak tanınıyor. Borcunu peşin ödemek isteyenler indirimden yararlanabilecek. Teklif, yurt içi veya yurtdışındaki döviz, altın gibi menkullerini kayıt altına aldıranlara vergi muafiyeti getirilmesini de öngörüyor.

Kölelik paketi örgütlü mücadeleyle püskürtülebilir

Paket açıkladığında, sendikalar peş peşe açıklamalar yaparak, bu saldırılara izin vermeyeceklerini duyurdular. TÜMTİS, Hizmet-İş, Tekstil-İş, Petrol-İş, DİSK Genel-İş ve DİSK Nakliyat-İş gibi binlerce üyesi olan sendikalar kırmızı çizgilerini hatırlatarak, yasanın geçmesine “kesinlikle” izin vermeyeceklerini bir kez daha vurguladılar. Yazılı açıklamalar ya da sendika binaları önünde yapılan açıklamalar dışında henüz anlamlı bir tepki ortaya konulmuş değil. Kanun teklifi komisyonlarda kabul edilerek görüşülmeye devam edilirken, sendikalardan yana açıklanmış bir mücadele programı henüz yok.

Salgın sürecinde işçiler ölümle burun buruna çalışırken hiçbir şey yapmayan sendika bürokratlarının safı bellidir. Onlar oturdukları koltuklardan ne işçi sınıfının bedeller ödeyerek kazandığı haklarını koruyabilir ne de saldırıları püskürtebilirler. Onlar işçi sınıfına dönük saldırılara sessiz kalarak ya da göstermelik açıklamalar yayınlayarak ancak bu saldırıların bir parçası olabilirler.

Saldırı yasalarını püskürtecek olan, işçilerin fabrika ve işyerlerinde kuracakları taban örgütlülükleri ve bu temelde yükseltecekleri meşru-militan mücadeledir. Bu saldırılar ancak işçi sınıfının örgütlü mücadelesiyle durdurulabilir.

 

 

 

 

 

“Genel grev silahını kullanırsak saldırıyı püskürtebiliriz”

 

Kayseri’de Karayolları 6. Bölge’ye bağlı çalışan öncü bir işçi, taşeron çalışma üzerine son gelişmeler ve kıdem tazminatı hakkına saldırının da yer aldığı torba yasa tasarısı hakkında Kızıl Bayrak’a konuştu.

“Hâlâ sorun yaşayan arkadaşlarımız var”

-696 sayılı KHK Karayolu işçileri açısından ne gibi sonuçlara yol açtı?

696 sayılı KHK ile sadece 5000 işçi kadro alabildi. Oysa karayollarında kadro hakkından faydalanmak için 20 bin işçi arkadaşımız başvurmuştu. 15 bin arkadaşımız kadro alma hakkından mahrum kaldı ve hala taşeron işçi pozisyonunda kölelik koşullarında çalışıyorlar.

Kadroya geçen arkadaşlarımıza bu denli ağır kriz koşullarında yüzde 4 oranında arttı.

Bir de bizim asıl iş kolumuz inşaat, ancak arkadaşlarımızın bir kısmı farklı iş kollarında gösterildiği için birçok sorunla karşı karşıya kaldılar. Ardından yapılan düzenlemeyle arkadaşlarımızın kadro sorunu çözüldü. Ancak hala sorun yaşayan arkadaşlarımız var.

-Çalışma Bakanlığı’nın son aldığı karar ne anlama geliyor?

696 Sayılı KHK’nın süresi 31 Ekim’de sona eriyor.  Yani 1 Kasım’dan itibaren taşeron bünyesinde çalışan işçilerin tümü asıl iş koluna geçecekler.

Güvenlik, genel hizmetler, temizlik vb. Hizmetlerde çalışan işçi arkadaşlarımızın inşaat iş koluna geçişi sağlanacak. Yetkili sendika Yol-İş sendikası olacak. Üyelik işlemlerinin ardından Yol-İş sendikasının imzaladığı toplu sözleşmenin ekonomik ve sosyal haklarından yararlanacaklar.

Torba yasa: “Patrona bolca kâr, işçiye sefalet!”

-Çeşitli şekillerde de olsa kıdem tazminatının gaspına ilişkin saldırılar sürüyor, bu konuda ne söylemek istersiniz?

Kıdem tazminatı Türkiye işçi sınıfının 90 yıllık kazanımıdır. İşçi sınıfının canının yongasıdır. Son kalesidir. Kıdem tazminatı yükünden sermayeyi kurtarmak için çabalar sürüyor. AKP iktidarı işçinin tepkisini gördüğü için kısa bir süre de olsa kıdem tazminatının fona devrinden vazgeçmiş gibi davrandı. Gelinen yerde kıdem tazminatının parça parça yok edilmesine dönük düzenlemeleri meclis gündemine taşıdılar.

İstihdam paketi adı altında torba yasada 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin kıdem, ihbar, işe geri dönüş davası vb. haklarını yok etmek istiyorlar. Aynı torba yasada kapitalistlere bolca teşvik, işsizlik fonunun yağmalanması da yer alıyor. Bir defa daha AKP iktidarı patronları koruyor, işçileri yok sayıyor. Öyle ki, patronların ödeyeceği vergi beş puan düşürülüyor, öte yandan milyonların asgari ücretten vergi alınmaması talebine AKP iktidarı kulaklarını tıkıyor. Kaçak işçi çalıştırılmasının önündeki engeller kaldırılıyor. Yani patrona bolca kâr, işçiye sefalet reva görülüyor.

“Topyekûn mücadele!”

-Ne yapmalı?

İşçi sınıfına; 90 yıllık kıdem tazminatını kapitalistlere yedirmemek, yeni istihdam paketi ile daha da genişleyen kölelik zincirini kırmak, 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilerin hak gaspları planını yıkmak için gerekli olan şey topyekûn mücadeledir. İşçi sınıfı ancak birlik olur, sendikalı, sendikasız demeden mücadele eder, genel grev silahını kullanırsa saldırıları püskürtebilir, haklarını genişletebilir.

Kızıl Bayrak / Kayseri