21 Şubat 2020
Sayı: KB 2020/08

Gerici-faşist iktidarın İdlib histerisi…
AKP-saray rejimin “FETÖ ayakları”
AKP kurucusundan “Siyasal İslam çöktü” itirafı
İşsizlik de artıyor intiharlar da
DİSK 16. Genel Kurulu’nun ardından…
DİSK 16. Olağan Genel Kurulu’na dair...
Tekstil sektöründe Suriyeli işçiler…
Trelleborg işçisi yaşanılan sürece nasıl bakmalı?
Metal işçileri “sendika biziz” demeliler!
Her süreç metal işçileri adına derstir!
Geçmişten geleceğe… / 1 - DİSK’e giden yol
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
8 Mart’ta alanlara!
MEB ve dinci gericilik
Münih Güvenlik Konferansı’nın ardından…
Şişeden çıkan cin ve Ramelov’un formülleri
İsviçre’de “ev içi şiddet” ve toplumsal kimliğin inşası
Fransa’da “yabancı” sayısı artarken işe alımda ayrımcılık
Dinlenmesi “mümkün olmayan” kriptolu cihazlar nasıl dinlendi?
Oscar ödüllerinin ardından…
Uluslararası Otomotiv İşçileri 2. Konferansı’na doğru…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

DİSK 16. Olağan Genel Kurulu’na dair...

 

DEV TEKSTİL sendikası yaptığı yazılı açıklama ile DİSK 16. Olağan Genel Kurulu hakkında değerlendirmelerde bulundu. DEV TEKSTİL'in DİSK Genel Kurulu'na dair açıklaması şöyle:

 

Bürokratlardan, hainlerden ve işbirlikçilerden hesap soracağız! Yeni bir sendikal hareket yaratacağız!

İşçi sınıfının mücadele arayışının ürünü olarak kurulan, tarihinde sayısız direniş, grev ve eylem örgütlemiş olan DİSK’in, son Genel Kurul ile birlikte içine düşürüldüğü durum içler acısıdır. 12 Eylül yenilgisi ve Sovyetler Birliği›nin çöküşünün ardından, dümenini uzlaşmacı işbirlikçi anlayışa doğru kıranların, grevlerle, direnişlerle inşa edilmiş bir geleneği  ‘iş barışı’, ‘uzlaşma’, ‘patronlarla işbirliği’ söylemleriyle lekeleyenlerin, işçilerin eline ‘fabrikamı seviyorum’, ‘işyerimi seviyorum’, ‘üretmek istiyorum’ dövizlerini tutturmaktan kendini alamayanların, mücadele etmek isteyenleri, tercihini sınıf mücadelesinden yana yapanları tıpkı Greif  İşgali’ndeki gibi maceracılıkla suçlayanların işi vardırdığı bu nokta şüphesiz şaşırtıcı değildir.

Rıdvan Budak gibi tescilli bir işçi satıcısının divan başkanı yapıldığı, Kazım Doğan gibi bir hainin yönetim kuruluna seçildiği, burjuva partilerine kürsünün fütursuzca açıldığı DİSK Genel Kurulu DİSK tarihine sürülmüş yeni bir kara leke olarak anılacaktır.

Ancak kimse unutmamalıdır; DİSK’i DİSK yapan bir dönemin mücadeleci militan işçileriydi. Gelecekte de adına yaraşır bir DİSK’i inşa etmek yine militan, mücadeleci bir işçi hareketi sayesinde olacaktır. Kirli pazarlıklarla DİSK yönetimine gelenlerin bu tarih içinde bir yeri ve DİSK’i DİSK yapan değerler karşısında bir hükmü yoktur.

Fiili meşru mücadeleyi ve tabanın söz, karar ve yetki hakkını kendine ilke edinen bir sendika ve ona üye işçiler olarak birleşik, militan bir sınıf hareketi yaratmak, ona dayalı yeni bir sendikal hareket inşa etmek için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. İşçileri sırtından bıçaklamış, DİSK’i var eden değerlere tamamen yabancı, delege hesapları ve kirli uzlaşmalara dayanarak seçilmiş olmak dışında bir hükmü olmayan bürokrat takımını ise hak ettiği yere, tarihin çöplüğüne er ya da geç göndereceğiz.

Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası

 

 

 

 

 

Menemen Belediyesi’nde direnen işçiler: İşe geri döneceğiz

 

Menemen Belediyesi’nde işten çıkarıldıktan sonra Cumhuriyet Meydanı’nda çadır kurarak direnişe geçen işçiler işten çıkarılma ve direniş süreçlerini Kızıl Bayrak’a anlattı. 

Maaşlarının eksik yatırıldığını, buna gerekçe olarak “bütçe yok” diyenlerin başka her şeye bütçe bulduğunu ve toplu sözleşmedeki haklarından feragat etmeleri yönünde dayatmaları kabul etmedikleri için işten çıkarıldıklarını anlattı. İşçiler işe geri dönene kadar direnişi sürdüreceklerini vurguladı.

“Hep eksik maaş verildi”

En yeni işçinin 5 yıllık, geri kalanlar arasında ise 20 yıla yakındır belediyede çalışanlar olduğunu söyleyen işçiler, Belediye-İş Sendikası’na üye olduklarını belirtti. Yetkili sendikanın Belediye-İş olduğunu, 2019 yılının Ocak ayında 3 yıllık sözleşme imzalandığını, ücretlerin 3.500 ile 5.000 TL arasında olduğunu ifade eden işçiler, işten çıkarılana kadar zamlı maaş almadıklarını ve maaşlarının hep eksik yatırıldığını dile getirdi. Para olmadığı gerekçesiyle ile maaşların sonra yatırılacağı öne sürülerek hep eksik maaş verildiğini söyleyen işçiler şunları ifade etti:

“Toplu sözleşme hep 3 yıllık imzalanıyordu ve 2019’a kadar çok düşük maaşlara çalıştık” diyerek yeni sözleşmede maaşlarının biraz yüksek olduğunu ancak bugüne kadar zamlı maaş hiç almadıklarının altını çizdi.

“Haklarımızdan feragat etmemizi istediler, kabul etmedik, işten çıkarıldık”

İşçiler, seçim sürecinde Serdar Aksoy’un kimseyi işten çıkarmayacağını söylediğini ifade ettler.

Maaşlarının daha da yükseleceği, yol, yemek parası da verileceği vaadinde bulunduğunu dile getirerek “Seçim bitip başkan seçildikten sonra her şey değişmeye başladı” dedi.

Belediye başkanı Aksoy’un “Belediyenin bütçesi yok size oradan maaş veremem” diyerek işçilerin toplu sözleşmedeki haklarından feragat etmelerini istediğini belirttiler.

Direnişçi işçiler işten çıkarılma sürecini şöyle aktardı:

“Maaşlarımızı düşürmek için bizlerden imzalar almak istediler. Bize ne imzalattıklarını bile göstermeden oldubittiye getirmek istediler. Toplu sözleşmedeki haklarımızdan ve yükselen maaşlarımızdan feragat etmemizi isteyerek imza istediler, bizler kabul etmedik. Bunun üzerine imza atmayan 34 kişi işten çıkarıldık. Bunun üzerine direnişe başladık.”

“İşçiye bütçe yok, başka her şeye var”

İşçiler, yaşadıkları sorunlara bir çözüm üretilmezken, “size bütçe yok” diyen belediye yönetiminin işçiler dışında her şeye kaynak ayırdığını söyleyerek şunları anlattı:

“Sekiz tane heykel yaptılar. Sevgi yolu düzenlemesi diyerek milyonlarca masraf yaptılar. 3 aydır işçilere ‘para yok’ diyerek ücret yatırmadıkları halde kendi çıkarlarına para buluyorlar. Son meclis toplantısında olay çıktı. 50 milyon borçlanma istedi başkan, ‘Ulukent’e müze yapacağım’ diyerek. Kendi partisinden bile meclis üyeleri ‘El insaf, işçiler parasını alamıyorken, daha acil sorunlar varken, buna ne gerek var’ dedi ve onay vermedi. Durum bu haldeyken bizler de haklarımızı alana kadar, işimize dönene kadar direneceğiz. Direnişe başlamadan önce CHP Menemen İlçe Başkanı ile görüşmek için gittik ancak, bizimle muhatap olmadı, kimse bizimle görüşmek istemedi.”

Bu süreçte Belediye-İş Sendikası’na tepkilerini dile getirdi. Belediye-İş Sendikası’nın işçilerin haklarını savunmak adına bir şey yapmadığını dile getiren işçiler sendikayı “başkanın oyuncağı” olmakla eleştirdi. İşçiler, “‘Sendikacıyım’ diye dolaşan, belediyede ne iş yaptığı belli olmayan, sendika odasını, aracını kullanan ama sendikada resmi hiçbir görevi ve yetkisi olmayan bir adam var. Bu kişi aşireti kalabalık olduğu için mafyalık yapıyor. Resmi sendika temsilcisi ise o ne derse onu yapıyor. Sendika genel merkezi de burayı umursamıyor” dedi.

“İşimizi geri istiyoruz, kazanana kadar buradayız”

Yerel seçimlerden sonra Belediye Başkanı Sedat Aksoy geldiği aydan itibaren ilk önce 284 işçinin işten çıkarıldığını, ardından parça parça işten çıkarmaların devam ettiğini ifade eden işçiler, bugün itibarıyla da çıkışların devam edeceği haberleri geldiğinden bahsetti ve son olarak şunları söyledi:

“Bizler işimizi geri istiyoruz. Eşi hasta olan zor durumda olan arkadaşlarımız var, emekliliğe az kalmış arkadaşımız var. Maaşlarımızın yüksek olduğunu söyleyenler var. Ama bu ülkede açlık ve yoksulluk belli. Toplu sözleşmede imzalanan 3.500 TL ile 5.000 TL arasındaki bu ücretler bile çok değil, ancak bizler henüz bu yazılı maaşlarımızı niye göremedik. Hep eksik yatırıldı. İşe dönüş davası ve alacaklarımız için davaları açtık. Eksik yatan maaşlarımızı da mahkeme yolu ile alacağız. Biz işimizi geri istiyoruz, kazanana kadar direniş çadırında olacağız.”

Kızıl Bayrak / İzmir