19 Temmuz 2019
Sayı: KB 2019/27

Tek yol devrim!
S-400’ler sermayeye lazım
Sermayeye peşkeşler, işçi ve emekçilere yeni saldırılar
AKP-Erdoğan iktidarını işçi ve emekçiler görevden alacak!
“Ağaç Dikme Bayramı”
Suruç Katliamı: IŞİD taşeronluğuyla korku imparatorluğu
Sendikal bürokrasinin panzehiri: Sınıf bilinci, taban örgütlülüğü
Hak-İş 14. Genel Kurulu’ndan yansıyanlar
MKE işçilerinin kararlılığı geri adım attırdı
KESK kamu TİS taleplerini açıkladı
Partinin gençlik çalışması
Lise çalışmamızın üç ayağı
“Popüler kültür” üzerine…
ABD’nin İran’a 40 yıldır dinmeyen öfkesi
LSG Sky Chefs’te direniş ve dayanışmayla kazanabiliriz!
“Doğu Almanya” işçisi eşit haklar için direniyor
Almanya’dan silah sevkiyatında Türkiye yine başta
Kadınlar Clara Zetkin’e ne borçludur? / 2
İmamoğlu’nun kreş vaadi ve TÜSİAD’ın raporunun gösterdikleri
Tutsak sınıf devrimcisi Hasan Akman’dan mektuplar
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

LSG Sky Chefs’te direniş ve dayanışmayla kazanabiliriz!

 

İşçiler olarak LSG’de başlattığımız direnişle yeni bir döneme adım attık. Birçok bölümü tek tek satmakla yetinmeyen LSG patronları, daha ucuz işçiyle işi yürütmek için yurtdışında (Çekya’da) yeni bir bölüm açtılar. Bununla da kalmayıp, LSG gibi koca bir işletmeyi, binlerce işçinin ekmek kapısı olan fabrikayı satacaklarını duyurdular.

Yıllardır büyük emeklere bugünlere getirdikleri işyerlerinin satış haberi işçi ve emekçiler tarafından büyük bir tedirginlikle karşılandı. Neticede kapitalizm bu, işçiden-emekçiden almadan durmuyor. 2013’teki kötü sözleşmeyle bazı hakları elinden alınan LSG işçisinin canı zaten yanmış olduğu için, bu satış karşısında kayıtsız ve duyarsız kalamazdı.

Öncü işçiler olarak hemen harekete geçtik. Her iki işletmedeki işçilerin katılımıyla, geçtiğimiz ayın 19’unda bir piknik düzenleyip, bir araya gelmiş olduk. Burada LSG’nin satışına karşı nasıl bir yol izleyeceğimizi, nasıl daha iyi örgütlenebileceğimizi ve hep birlikte direnebilmenin yollarını tartışıp, yönümüzü belirlemiş olduk.

Her zaman olduğu gibi biz işçi emekçilerden desteğini hiç eksik etmeyen BİR-KAR’dan arkadaşlar da bizimle birlikteydiler. Gerek işletmelerin önünde bildiri dağıtarak gerekse bu gibi etkinliklerimizde bizimle birlikte olarak sorunumuza sahip çıktılar. İşçi ve emekçinin sömürüldüğü her yerde biz de karşı çıkacağız diyen BİR-KAR yine işçi ve emekçinin yanındaydı.

Piknikte BİR-KAR’dan bir arkadaş da söz alıp konuştu. İşçilerin örgütlü olup direnmesine, birkaç saat de olsa iş bırakmanın önemine vurgu yapan arkadaşın o günkü söylemi bugün LSG’de hayat bulmuş oldu.

İşçinin sendikası olan ver.di’nin başına çullanan sendika ağaları patronlarla birlikte hareket ediyorlar. Onların bize bir faydası olmayacak diyen LSG işçisi, öncü işçilerin yönlendirmesiyle kendi inisiyatiflerini kullandılar. Önce Münih, sonra Frankfurt Werk-1 ve ardından Werk-2’de işi bırakarak gündemdeki satışa karşı bir direniş başlattılar. 5 Temmuz’da yapılan toplantıda Lufthansa patronlarının işçilere açıklamış oldukları satış planlarının ardından LSG işçisinin başlatmış olduğu direniş büyüyerek devam ediyor.

Şüphesiz, kendi inisiyatifini kullanarak direnişi başlatan işçiler adına sevindirici bir durum.

Kapitalizmin tozundan dumanından boğulan, nefes alamayan işçi ve emekçilerin özgüçlerine güvenerek, kendi inisiyatiflerini kullanarak fiili direnişe geçmiş olmaları, işçi sınıfı ve emekçiler payına şimdiden büyük bir kazanımdır. Bu kararlı duruş devam etmelidir.

Sürmekte olan direnişin dışarıya ve Lufthansa’ya yansıması şu şekilde oluyor: Lufthansa uçaklarında kaptan anons yaparak, yolculara yiyecek ve içecek verilmeyişinin nedeni LSG işçisinin grevde olması diyor ve Lufthansa adına özür dileniyor. Bunun dev bir işletme olan Lufthansa’nın canını nasıl yaktığını tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.

Bu direnişle birlikte bariz bir şekilde işçiler arasında bir ayrışma yaşandı. Nasıl anlatılır, nasıl tarif edilir bilemiyorum ama doğrusu ben tanımlamakta zorlanıyorum. Öncü bir işçi olarak duruş sergileyen, konuşurken mangalda kül bırakmayan bazı arkadaşların, direniş başladığında kül yutmuş gibi direnişin en arka saflarında yer almış olduklarını görmek tabi ki acı verici. Hiç beklemediğimiz, sesiz kalan işçi arkadaşların ise, direnişi sahiplenip ileriye götürmüş olmaları hem şaşırttı hem de çok sevindirici.

Kendi halinde görünen işçilerin o kadar da kendi halinde olmadığını görüyoruz direnişte. Örneğin öncü bir arkadaşımız, vermiş olduğu emekten ötürü direnişi sahiplenen bir işçi arkadaşa teşekkür edince, “Görevimiz!” şeklinde yanıt alıyor. Bunları, işçiler adına gurur verici buluyorum. Her işçinin bilmesi gereken de bu değil midir? İşyerine sahip çıkmak, sömürüye karşı direnmek, direndikçe de gelecek nesillere daha güzel yarınları bırakmak demek değil midir?

Diğer firmalardan gelen desteklere de değinmeden geçemem. Direnişte olan LSG işçilerinin işlerini yapmaları için LSG şefleri Frankfurt havaalanındaki diğer firmaları arayarak yardım istiyorlar. Havaalanındaki diğer firmaların öncü işçileri ise “Hayır, biz LSG işçisinin direnişini destekliyoruz” diyerek, bu talebi reddediyorlar. Ayrıca Berlin’deki LSG işçileri telefonla arayıp direnişimizi desteklerini ilettiler. Destek sunan tüm dost ve yoldaşlara yürekten teşekkürler...

Önemli ve zorlu bir süreçten geçiyor LSG işçisi. Yolu emekten, yüreği sevgiden ve umutları güzel yarınlardan yana olan herkesten, biz işçi ve emekçilere destek olmalarını bekliyoruz.

Sesimize ses olan tüm dost ve yoldaşlara teşekkürü şimdiden bir borç biliyoruz…

Frankfurt’tan bir LSG işçisi