22 Şubat 2019
Sayı: KB 2019/08

CHP kuyruğunda demokrasi mücadelesi!
Tarım ürünlerinde olağanüstü ‘Hal Yasası!’
Kürt siyasi hareketine dönük saldırılar sürüyor
Sosyal yardımlar bağlamında AKP iktidarı
Doğa yok oluşa doğru sürükleniyor!
Sendika bürokratlarının yerel seçim heyecanı
MİB MYK Şubat 2019 Toplantısı sonuç metni
YEP balonu işsizlikte erken patladı
“Alman ajanı” Lenin
TKİP VI. Kongresi toplandı!..
Venezuela, Latin Amerika ve hegemonya mücadelesi
Münih Güvenlik Konferansı: Çatışmalar ve zoraki birliktelikler
Varşova zirvesi: İçi boş bir seremoni
“Kadın grevi”ne dair…
Edebiyat ustası koca çınar: Yaşar Kemal
Gebze işçisi safları sıklaştırıyor
Sömürü zincirlerini kırmak, karanlığı parçalamak için örgütlenelim!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sömürü zincirlerini kırmak, karanlığı parçalamak için örgütlenelim!

8 Mart’ta mücadeleye, alanlara!

 

Neden aynı işi yaptığımız halde erkek işçilerden daha düşük ücrete çalıştırılırız?

Neden mobbing en çok kadın işçilere uygulanır?

Neden geçici, güvencesiz işlerde istihdam kadın işgücü üzerinden planlanır?

Neden biz kadınları yedek işgücü olarak görürler?

Neden çocuk-hasta bakımı, ev işleri, yemek yapmak bizlerin görevi olarak öğretilir?

Neden ücretsiz-nitelikli kreşler yok, neden çalıştığımız yerlerde 150’nin üzerinde kadın olsak bile kreş açılmaz?

Neden krizin faturası işçi-emekçilere kesilir ve en büyük pay da bize düşer?

Neden işten atmalar gündeme geldiğinde, ilk tercih edilenler kadın işçiler olur?

Neden biz kadınlardan oy isteyenlerin sorunlarımızı çözmeye dönük herhangi bir politikaları olmaz?

Neden gericilik tırmandırılırken, en çok kadınların yaşamına karışılır?

Neden “çocuk gelin”liğin önü açılır, taciz-tecavüz cezai indirimlerle normalleştirilir?

Yaşamın yarısı olan biz emekçi kadınların yaşadıklarını sorgulamayı başlatacak sorular bunlar ve sadece ilk akla gelenler. Biz yaşamın yarısıyız ama dünyanın yükünün iki katını taşıyoruz. Çifte sömürüye maruz kalan bizler, yaşadığımız sorunların nedenlerini anlamaya çalışmalı, “nasıl değişir, nasıl değiştirebiliriz” sorularının cevaplarını bulmalıyız.

***

Ülkemizde ve dünyada emekçi kadınların yaşama ve çalışma koşulları günden güne ağırlaşıyor. Derinleşen ekonomik krizden en çok etkilenen emekçi kadınlar oluyor.

Ülkemizde AKP iktidarı eliyle kadınların cinsel kimliğine dönük baskı ve saldırılar her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor. Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı her geçen yıl artıyor. Tüm topluma sirayet eden çürüme ve yozlaşma, kadınlar için çok daha ağır sonuçlar üretiyor.

Ekonomik krizin derinleşmesine eşlik eden politik krizler yıkıcı sonuçlar yaratıyor, tüm dünyada savaş ve saldırganlık politikaları devreye sokuluyor.

Tüm bunlar karşısında gerek dünyada gerekse ülkemizde kadınlar, baskıya, gericiliğe, sömürüye ve şiddete karşı seslerini yükseltiyor, sokaklara çıkıyorlar.

İşçi kadınların can bedeli mücadeleleriyle tarihe kazınmış olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşırken, taleplerimizi daha gür bir biçimde haykırmalı, eşit ve özgür bir dünya için örgütlü gücümüzü büyütmeliyiz.

Taleplerimiz:

- Eşit işe eşit ücret!

- İnsanca yaşamaya yetecek ücret!

- Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi!

- 7 saatlik iş günü 35 saatlik çalışma haftası!

- Tüm işyerlerine ücretsiz ve nitelikli kreş!

- Ev işleri ve çocuk-yaşlı bakımı toplumsallaştırılsın!

- Kadına yönelik şiddete son!

- Çocuk istismarına son!

- Toplumsal yaşamın her alanında kadın-erkek eşitliği!

- Krizin faturasını kapitalistler ödesin!

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları