22 Şubat 2019
Sayı: KB 2019/08

CHP kuyruğunda demokrasi mücadelesi!
Tarım ürünlerinde olağanüstü ‘Hal Yasası!’
Kürt siyasi hareketine dönük saldırılar sürüyor
Sosyal yardımlar bağlamında AKP iktidarı
Doğa yok oluşa doğru sürükleniyor!
Sendika bürokratlarının yerel seçim heyecanı
MİB MYK Şubat 2019 Toplantısı sonuç metni
YEP balonu işsizlikte erken patladı
“Alman ajanı” Lenin
TKİP VI. Kongresi toplandı!..
Venezuela, Latin Amerika ve hegemonya mücadelesi
Münih Güvenlik Konferansı: Çatışmalar ve zoraki birliktelikler
Varşova zirvesi: İçi boş bir seremoni
“Kadın grevi”ne dair…
Edebiyat ustası koca çınar: Yaşar Kemal
Gebze işçisi safları sıklaştırıyor
Sömürü zincirlerini kırmak, karanlığı parçalamak için örgütlenelim!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sendika bürokratlarının yerel seçim heyecanı

 

Yaklaşan yerel seçimler ülke gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Oysa ekonomik krizle birlikte bir yandan işçi ve emekçilerin yoksulluğu ve hak kayıpları artarken, diğer yandan işsizlik tırmanıyor. Asli görevi işçi sınıfının çıkarlarını korumak olan sendika konfederasyonlarının başındaki ağalar, işçilerin yoksulluğunu ve mağduriyetini bir kez daha hiç dert etmiyorlar. İşçinin çıkarını korumaya geldiğinde susan bu bürokrat takımının başka işlerle meşgul olduğu görülüyor. İşçilerin dikkatini kendi cephelerinden yerel seçim gündemine çekiyorlar. Kimisi düzen siyasetçilerini ziyaret ederken, Hak-İş gibi yandaşlar da açıktan AKP’ye oy toplama peşinde koşuyorlar.

Örneğin, geçtiğimiz günlerde Türk-İş ve ona bağlı kimi sendika şubeleri Sakarya’nın AKP’li Serdivan Belediye Başkanı Yusuf Alemdar’ı ziyaret etti, seçimlerde desteklerini sundular. Bu ziyaret yandaş basında “Sendika temsilcilerinden Başkan Alemdar’a tam destek” başlığıyla manşet olunca, ziyarete katılanlardan Harb-İş Şube Başkanı Yaşar Yavuz bir açıklamayla itirazını belirtti. Sadece AKP’ye gitmediklerini, diğer düzen partilerine de gittiklerini açıklama gereği duydu, tank-palet işletmesinin özelleştirilmesini hatırlattı. Belli ki tank-palet fabrikasının özelleştirme gündeminde olması ve işçilerin olası tepkileri bu itirazı yapmasına yol açmıştır.

Her seçim öncesinde sendika bürokratlarının düzen partileriyle görüştüğü basına sıklıkla yansıyor. Kuşkusuz ilerici kimlikleriyle bilinen DİSK ve bağlı sendikalar da CHP gibi daha “sol” görünümlü düzen partileriyle görüşmekte bir sorun görmüyorlar. Çünkü ortaklaştıkları sendikal anlayış icazetçi, diyalogcu bir anlayıştır. Tüm sendika ağalarının, düzen partileriyle diyalogla işçi sınıfının sorunlarına çözüm aramak ve bu yolla hak arama mücadelesini kötürümleştirmek gibi bir “görev”leri vardır. Bunun bir başka örneğini DERİTEKS sendikasının geçtiğimiz günlerde Binali Yıldırım’la olan kahvaltılı buluşmasında da görmüştük.

Hak-İş’in daha ayrı bir yerde durduğu biliniyor. Zira AKP’nin seçim kampanya çalışmalarının bir ayağı olarak iş görmektedir. Örneğin Hak-İş bürokratları tam tekmil AKP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki ve AKP Altındağ Belediye Başkan Adayı Asım Balcı’yı ziyaret etmiş ve Hak-İş Genel Başkanı, “31 Mart seçimlerini Türkiye’nin bekası olarak görüyoruz” diyerek, açıktan AKP’ye oy istemiştir.

Hak-İş, yandaşlığını her alanda gösterdiği için AKP iktidarınca ödüllendirilmektedir. Bu ödülün bir yanı kamudaki taşeron işçilerinin iktidar olanaklarıyla Hak-İş’e bağlı sendikalara üye olmaları, aidat ödeyen işçi sayısının arttırılmasıdır. Böylelikle Hak-İş’in sendikalı işçiler içindeki temsiliyet oranı yüzde 17’den yüzde 37’ye yükseltilmiştir. Diğer yandan Hak-İş bürokratları, Salim Uslu örneğinde olduğu gibi milletvekilliği ile ödüllendirilmeyi beklemektedirler. Salim Uslu Hak-İş Genel Başkanı iken, 2007 seçimlerinde AKP’ye açık desteğini dile getirerek, “AK Parti’nin geçen dönem aldığı oyu artırarak tek başına iktidar olmasını diliyoruz” demişti. Sonuçta Salim Uslu, AKP Çorum milletvekilliğine “terfi” etmişti. Elbette bu yöntemde Hak-İş yalnız değildir. Türk-İş de DİSK de parlamentoya giden yolda basamak yapılagelmiştir.

Hak-İş yandaşlığın hakkını sadece seçim dönemlerinde değil, işçi sınıfını etkileyen her kritik evrede vermektedir. Gerek asgari ücrete zam döneminde gerek kıdem tazminatı tartışmalarında sermayenin ve devletin çıkarları onun önceliği durumundadır. Ayrıca “milli ve dini” duyguları sömürerek işçi ve emekçilerin bilincini bulandıran AKP’nin her türden gerici propagandasına Hak-İş, Türk-İş gibi sendika konfederasyonları koro halinde katılıyorlar. İşçilerin gerçek sınıfsal sorunları karşısında elleri bağlı duranlar, sermayenin ve AKP’nin çıkarına olan politikalara ise kulakları sağır edercesine alkış tutuyorlar.

 

 

 

 

Birlik olalım, kölelik koşullarından kurtulalım!

 

İvme Mobilya’da 15 Ağustos 2015’te çalışmaya başladım. Çalıştığım her an benim için bir işkenceydi. Beni 3,5 yıl boyunca inşaat işçisi olarak göstermişler. Güya fabrikada işçiyim. Ama beni her türlü işte çalıştırdılar. Sahibi oldukları inşaatların tüm pisliğini bana temizlettiler. Karda kışta beni çalıştırdılar. Köpeklerine bakım işini bile bana yüklediler.

Konuşma engelimi beni aşağılamak için yüzüme vurdular. Yetmedi hakaret ve küfür ettiler. Hastalandım, doktora gittim, orada sigortasız çalıştığımı öğrendim. Ödediğim hastane masrafının faturasını götürdüm, ödeme yapmadılar. Yetmedi raporlarımı işleme koymadılar. Daha sonra da raporlarımı ortadan kaldırdılar.

Maaşlarım da bankaya yatırılmadı. Bazen maaş vermediler, bazen de elden sadaka verir gibi üç beş kuruş verdiler. Bir de utanmadan şükretmemi istediler. 170’i aradım durumumu anlattım. Hâlâ hiçbir sonuç alamadım.

Bunlar yetmezmiş gibi patron bana yakınlarının evini taşıttı. Eşimin de gelip çalışmasını istedi. Buna rağmen hakkım olanı bana ödemedi. Tüm tatil günlerinde çalıştırdılar beni ve yine hakkım olanı vermediler.

Tam bir köle gibi çalıştırılırken, Kayseri İşçi Birliği ile tanıştım. İlk defa köleliğe karşı baş kaldırdım. Patronların cevabı beni işten çıkarmak oldu. Olsun, insanca olmayan koşullarda çalışıp onurumu kaybetmektense işsiz kalmayı yeğlerim.

Biz işçilerin tek başına kurtulması mümkün değildir. Biz birlik olursak kölelik koşullarında bizleri çalıştıramaz, eziyet edemezler. Bundan sonra her daim kölelik koşullarında çalışmaya karşı mücadele edeceğim. Birlik olalım, kölelik koşullarında çalışmaktan kurtulalım. Kardeşlerim, gelin birlik olalım, Kayseri’de işçilerin birliği için mücadele edelim!

Kayseri’den bir mobilya işçisi