21 Eylül 2018
Sayı: KB 2018/35

Sermaye iktidarını zorbalık da kurtaramayacak!
Sermaye sınıfı aynı zamanda öfke krizinde!
Kriz gerçeği ‘teğet geçen’ açıklamalarla örtülemez!
Açık büyüyor, zamlar artıyor, Erdoğan “Kriz yok” diyor
İdlib mutabakatı: Cihatçı çetelere hamilik
3. havalimanı işçilerinin direnişi ve iki tutum
Havalimanı işçilerinden “Köle değiliz” isyanı!
Taleplerimizi bugün yerine getirmeyecekseniz, yarın “neden şimdi” diye de sormayın!
Cargill işçileri İstanbul’a yürüdü
İşçilerin kaleminden patronların kriz oyunu
Onlar partimizin özü ve özetidirler - H. Fırat
Zor dönemlere inat serpilip gelişen bir orman olacağız!
Katliamlar sonrası asıl sorumlular hep aklanır
Flormar direnişi Humanite Festivali’ndeydi!
‘Hambacher Forst’ta çevre katliamına karşı direniş
Eğitimde dinsel gericiliğin karanlığı
“Laik, bilimsel ve karma eğitimin çanına ot tıkamak istiyorlar”
Bir yaz çalışması deneyimi
Dikişli eller hesap soracak!
“Kadınların sokağa çıkmasını istiyorum!”
Camarada vive Neruda*
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

“Laik, bilimsel ve karma eğitimin çanına ot tıkamak istiyorlar”

 

AKP iktidarı eğitimdeki gericileştirme saldırısında son olarak “karma eğitim” maddesini yönetmelikten kaldırdı. İktidarın toplam eğitim politikasının bir parçası olan bu saldırıyı Eğitim Sen İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Ata Esen ile konuştuk.

AKP iktidarının son olarak “karma eğitim” zorunluluğunu yönetmelikten kaldırmasına değinen Esen; “Aslında hükümetin laik-bilimsel eğitimi kaldırmaya yönelik girişimlerinin ilki değil. Bundan önce birçok girişimler oldu. Onları da hayata geçirmeye çalışıyor ve birçoğunu da hayata geçirdi. Onlardan bir tanesi, ama en son halkası denebilir mi, değil. Bundan sonra yenileri de gelecektir” dedi.

Esen Karma eğitimin önemini ise şu sözlerle dile getirdi: “Karma eğitim tüm dünyada bilimsel eğitim yapan ülkeler-kuruluşlar ne varsa olmazsa olmazdır.

Çünkü karma eğitimden ödün verdiğiniz ya da saptığınız zaman laik-bilimsel eğitimden sapmış oluyorsunuz. Karma eğitim laik-bilimsel eğitimin ana ögelerinden bir tanesidir.”

Bu nedenle iktidarın yaptığı bu düzenlemeyi “talep varsa olabilir”, “talep varsa karşılanabilir” diye basitçe geçiştirmeye çalıştığını ancak bunun basit bir adım olmadığını belirten Esen, “Çok bilinçli ve planlı bir eğitim anlayışının sonuçlarından bir tanesidir” vurgusu yaptı.

İmam hatiplerdeki harem-selamlık uygulama yasal değildi

Yıllardır imam hatip okullarında harem-selamlık uygulamanın da yasal olmadığını ve fiili olarak uygulandığına dikkat çeken Esen şunları söyledi:

İmam hatipler de MEB’e bağlı ve yasal olarak oralarda da karma eğitimin olması şart aslında.

Ama orada dini eğitimin öne çıkarılması bahanesi ve ‘İslam’ın gereklerini yapıyoruz’ gerekçesiyle bu toplumun hassasiyetlerini de kullanarak bu fiili durumu yarattılar geçmişte. Ama bu imam hatiplerle sınırlıydı. Belki toplumun da dikkatini çok çekmemişti bu açıdan.

Ama bunu imam hatiplerin dışına taşırarak toplumun bütün kesimlerine yönelmesi toplumun dikkatini çekiyor. Bu anlamda niyetlerinin ne olduğunu da ortaya koyuyor.

Özetlemek gerekirse imam hatiplerde yapılan da Türk eğitim sisteminin içerisinde olan bir durum değildir. Laik eğitim sisteminin hiç içinde değildir.”

Eğitimin gericileşmesine, piyasalaştırılmasına hizmet eden planlı bir adım

Dün sadece imam hatiplerde hayata geçirilen bu fiili adımın bugün yönetmelik değişikliği ile daha kapsamlı bir saldırı olarak karşımıza çıkacağına dikkat çeken Esen şöyle devam etti: “Tesadüfi veya bir velinin isteği doğrultusunda ortaya çıkmış bir şey değildir. Planlı, eğitimin gericileşmesine ve piyasalaşmasına yönelik, özellikle gericileşmesine dair bir anlayışın çalışmanın üründür.

Bu zaten tarikatların isteğiydi. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere bugün bizi yönetenlerin de ve eğitimin başında olanların hepsinin birbiriyle koordinasyon halinde ortaya çıkardığı bir durumdur.

Bu durumun gidişatı şudur; gelecekte gerçekten laik, bilimsel bir eğitimin, karma eğitimin çanına ot tıkamaktır deyim yerindeyse. Ot tıkamayı hedefliyorlar.

Birçok şeyi başardılar, biz ses çıkarmaya çalışıyoruz. Eğitim Sen ve laik bilimsel eğitimden yana olan kesimler...

Ama onlar da çok taviz verecek gibi durmuyorlar. Bu mücadele ile durdurulabilecek bir şey. Mücadelenin yaygınlaştırılmasıyla durdurulacak bir şey. Bunun için uğraşıyoruz.”

Gücümüz yetmez” demeden ses çıkarmalıyız!

AKP iktidarının 16 yıllık eğitim politikasını “kurbağa ve sıcak su” örneğine benzeten Esen; “Birden ‘ben bunu değiştirdim, tümden ortadan kaldırayım’ demiyor. Yavaş yavaş getiriyor. Toplumu da buna alıştırıyor. Alışan toplum çok fazla tepki vermiyor. Bundan da yararlanarak istediği gibi bir sonucu almak istiyor.”

Eğitim Sen genel merkezi ve 5 Nolu şube olarak ‘bizim gücümüz azdır, bizim buna gücümüz yetmez’ demeden bütün demokratik kamuoyu ile birlikte bir mücadele örülmesi gerektiğini söyleyen Esen; “Sesimizi yükseltmemiz gerekiyor. Sesimizi ve tepkimizi birleştirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde kurbağa-sıcak su misali bu toplum buna alışacaktır. O zaman da ses çıkaran bulunamayacaktır” dedi.

 

 

 

 

Karma eğitim tartışmaları planlı!”

 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) karma eğitim zorunluluğuna ilişkin maddeyi yönetmelikten kaldırması ve bunu gerekçelendirirken ortaya attığı söylemlere karşı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) bir açıklama yayımladı.

Karma eğitim ile ilgili tartışmaların planlı şekilde sürdürüldüğü belirtilen açıklamada MEB’in son karma eğitim düzenlemesinin “Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Yönetmeliği”nde yer alan “Madde 7-(11) Çok programlı Anadolu lisesi, mesleki ve teknik eğitim merkezi ve mesleki eğitim merkezinde karma eğitim yapılır” maddesinin çıkarılmasını yargı kararı ile gerekçelendirdiği hatırlatıldı. Devamında MEB’in; 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15. maddesinin karma eğitimle ilgili bir düzenleme içermesini gerekçe göstererek, “karma eğitimin zorunluluğu”na yönetmelikte ayrıca yer verilmesine gerek olmadığını ifade etmesine değinildi.

Söz konusu yasa karma eğitimin hiçe sayılmasına yol açıyor”

MEB’in atıfta bulunduğu 1739 sayılı yasanın 15. maddesinin “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne imkân ve zorluklara göre bazı okullar, yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir” şeklinde olduğuna yer verilen açıklamada, bu maddedeki “tür, imkan ve zorluklar” gerekçeleri ile birçok Anadolu lisesi ve Anadolu imam hatip lisesinin sadece kız öğrenciler için açıldığı belirtildi. “MEB hangi okul türlerinin, hangi imkan ve zorluklara göre sadece kız veya erkek öğrencilere ayrılabileceğine dair bir düzenleme yapmayarak karma eğitim dışı uygulamaların önünü açmaktadır” vurgusu yapıldı. Açıklamada; MEB’in 10 Eylül’deki kararı ile, bu üç okul türü için var olan karma eğitim zorunluluğunu kaldırdığı, bu okullara ilişkin keyfiyetin de önünü açtığı belirtildi.

Açıklamanın devamında “Karma eğitimin zararlarına dönük akıl, bilim dışı düşünceler yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Yaşamın kendi doğallığı, toplumsal işbölümü ve evrensel çocuk hakları ve eğitim bilimi dikkate alındığında karma eğitimden vazgeçmenin olası ve doğru olmadığı görülmektedir” denildi.