20 Temmuz 2018
Sayı: KB 2018/28

Türkiye kapitalizmi tekliyor
OHAL’i mumla aratacaklar
Dünün “Yeşil Kuşak” çocukları günümüzün “Ilımlı İslam”cıları
Tren faciasının asıl nedenleri
Suruç Katliamı’nın 3. yılı
CHP kendi yörüngesinde her daim dönecektir
Star Rafineri’de zehirlenme sonrası polis yığıldı, işçiler tepkili
Sınıfın biriken öfkesini devrime yöneltmeliyiz
BDSP’den 60. gününde Flormar direnişine ziyaret
KHK zulmü akrabaya sıçradı
Güneş paneli sektörü
Üretimde kriz sinyalleri
Putin-Trump görüşmesi
Irak’ta emekçiler sosyal talepler için sokaklarda!
Brüksel Zirvesi’nde NATO’nun iç hesaplaşması
“Zengin fakir ülke”de* emekçilerin durumu ve görevleri
Bir devlet klasiği olarak NSU davası
Mesleki eğitim alanında gelişmeler
Kadıköy’de Flormar işçileriyle forum ve eylem
Kadınlar Şule Çet için sokaklara çıktı
Sen yine sür umut tarlalarını!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sermayenin yeni gözde alanı

Güneş paneli sektörü

 

Yenilenebilir enerji kullanımı 30 sene öncesinde sıfıra yakınken bugün sermayenin özellikle yöneldiği alanlardan biri. Hem yenilenemez enerji kaynaklarının sonunun yaklaşması hem de yenilenebilir enerjinin daha ucuza daha fazla verim sağlaması bu alana yönelişin gerekçelerinden. Örneğin 2005’te 55 ülke bu konuyla ilgilenirken, 2010 itibariyle 100’den fazla ülke yenilenebilir enerjiye ilişkin birtakım hedefler belirlemiş ve politikalar geliştirmişlerdir. Somut veriler sunmak gerekirse; dünya çapında hükümetlerin yenilenebilir enerjiye verdikleri destek 2007 yılında 41 milyar dolar ve 2008 yılında 44 milyar dolar iken, 2009 yılında 57 milyar dolar seviyelerine çıkmıştır. Bu alanda uluslararası anlamda aşağıdaki teşviklerin de uygulanması ile sektörün büyümesi hız kazanmaktadır:

-Sabit Fiyat Garantisi (Feed-İn-Tariff)

-Prim Garantisi (Premium)

-Kota Uygulamasına Dayalı Yeşil Sertifikası

-İhale Teşvikleri

-Yatırım Teşvikleri

-Vergi Muafiyetleri ve İndirimleri

Güneş enerjisi de sermayenin gözde yenilenebilir enerji kaynaklarından biridir. Uluslararası Yenilenebilir Enerji İdaresi’nin verilerine göre küresel olarak solar kapasite geçen yıl 10 GW’den neredeyse 400 GW’ye yükseldi. Bunda güneş enerjisinin yüksek kârlılık oranı belirleyicidir. Öyle ki yeryüzüne her yıl düşen güneş ısınım enerjisi, yeryüzünde şimdiye kadar belirlenmiş olan fosil yakıt haznelerinin yaklaşık 160 katıdır. Ayrıca yeryüzünde fosil, nükleer ve hidroelektrik tesislerinin bir yılda üreteceği enerjiden 15 bin kat kadar daha fazladır.

Güneş enerjisi sektöründe pazarı Çin ve ABD tutmaktadır. Bu açıdan pazar payı büyüklüklerine göre sektördeki ilk on şirkete ve menşeilerine bakmak yeterli olacaktır:

1. Yingli Solar – (Çin)

2. First Solar – (ABD)

3. Trina Solar – (Çin)

4. Canadian Solar – (Çin)

5. Suntech – (Çin)

6. Sharp Solar – (Japonya)

7. Jinko Solar – (Çin)

8. SunPower – (ABD)

9. REC Group – (Norveç)

10. HanwhaSolarOne – (Çin)

ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının iyiden iyiye kendini göstermesi güneş paneli sektörünü de etkilemiştir. Çinli güneş paneli üreticilerine yönelik uygulanan ek gümrük vergileri vb. uygulamalarla ABD, bu alanda karşısındaki güçlü rakibini saf dışı bırakmaya çalışmaktadır. Bu kararla birlikte 4 yıl boyunca Çin’den ithal edilen güneş panelleri, modülleri ve pillerine 2018’de yüzde 30, 2019’da yüzde 25, 2020’de yüzde 20 ve 2021’de yüzde 15 gümrük vergisi uygulanacak. Bu kararın Amerikalı üreticilerin ABD Uluslararası Ticaret Komisyonu’na (ITC) yaptıkları şikayet üzerine alındığı biliniyor.

***

Güneş enerjisinden temelde elektrik üretimi ve sıcak su elde etmek olmak üzere iki şekilde yararlanılmaktadır. Sıcak su elde etme düzlemsel güneş kolektörleri ile gerçekleştirilmekte ve esasta konutlarda kullanılmaktadır. Güneş ısınım enerjisinin elektriğe çevrilmesi ise güneş pilleri olarak da bilinen fotovoltaik piller ile sağlanmaktadır. Çin ve ABD sermayesinin yoğunlaştığı dal da işte bu fotovoltaik pillerin üretimidir.

Özellikle 2017 yılı itibariyle Türkiye’de de güneş paneli fabrikalarında bir çoğalma görülmektedir. Bu fabrikaların çok büyük bir çoğunluğu da Yerli Teşvik Belgesi’ne sahip. Bu teşvik programı sayesinde sermayedarlar KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, sigorta primi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği gibi birçok kolaylıktan yararlanabiliyor. İşgücünün ucuz ve yoğun olduğu Türkiye, devletin, işçinin cebinden alıp patrona verdiği bu teşvik sistemiyle de yabancı sermayedarlar açısından özellikle cazip bir ülke haline geliyor. Bu kolaylıklar uluslararası sermaye için tüm sektörlerde olduğu gibi güneş paneli alanında da Türkiye’yi bir odak haline getiriyor.

Türkiye’de Çin sermayesine ait fabrikalar ağırlıktayken yerli girişimler de son dönemde artmaya başladı. Bu kapsamda baktığımızda güneş paneli fabrikaları Tuzla-Gebze-Kocaeli hattı ile İç Anadolu’da bir yoğunluk kazanıyor. Marmara hattında lojistik kolaylıktan da kaynaklı yabancı sermaye ağırlıktayken, İç ve Güneydoğu Anadolu’da yabancı ortaklı yerli sermaye girişimleri çoğunluktadır. Tuzla’da bulunan HT Solar fabrikası Türkiye’deki en büyük güneş paneli fabrikalarından biri. Yine Tuzla’da bulunan ve şimdi iflas eden CSUN fabrikasından ayrılarak kurulan HT Solar ilk kurulduğu 2017 yılında 400 MW kapasiteli üretime başlamışken 1 yıl gibi kısa bir sürede üretim kapasitesini iki katına çıkararak 800 MW’ye ulaşmıştır. 2017 yılında Gebze Organize Sanayi Bölgesi’ne kurulan, Romanya ve Bulgaristan’da da fabrikaları bulunan Smart Solar ise şu anda 800 MW’lik üretim yapmasının yanı sıra tam kapasite üretim yapmaya başlamasıyla beraber 1200 MW’ye ulaşarak Türkiye’nin en büyük güneş paneli fabrikası olacaktır. Yine Kocaeli İMES’te bulunan Marsun fabrikası da 2016’da 300 MW olarak başladığı üretim kotasını 2018’de 370 MW’ye çıkartmasıyla, bu sektördeki giderek büyüyen sermaye yatırımlarından biri haline gelmiştir. Mersin’de 2016 yılında kurulan yerli güneş paneli fabrikası Jurawatt da sektördeki büyük fabrikalardan biri.

Güneş paneli sektörü halihazırdaki fabrikaların yanı sıra yeni yatırımların konusu olmaya da devam ediyor. Zorlu Holding’e bağlı Zorlu Enerji CEO’su Ömer Yüngül 2015’te yaptığı bir açıklama ile Türkiye’nin bu işi yapmak için yeterli insan ve bilgi kaynağına sahip olduğunu belirterek bu sektöre 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmaya hazır olduklarını ifade etmişti. Bu yönelimi beyan etmesinin ardından 2017 yılında ise aynı zamanda bölge distribütörlüğünü yaptığı, sektörün dünya pazarındaki ikinci sırasını tutan ABD’li First Solar ile Türkiye’de ortak bir fabrika açmak için görüştüklerini açıklamıştı.

2017 Ağustos’unda yapılan Türkiye’nin ilk yerli entegre güneş paneli projesi olan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) güneş projesi ihalesini ise Kalyon Holding ve Güney Koreli ortağı Hanwha Q-Cells kazandı. 2017 Kasım ayında Ankara’daki Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde inşaatına başlanan ve 2018 sonunda üretime başlaması planlanan fabrika, entegre bir tesis olacak ve ingot/wafer fabrikası, güneş hücresi üretim fabrikası ve panel üretim fabrikası olmak üzere üç fabrikadan oluşacak. İlk olarak 500 MW’lik bir üretim kapasitesi planlanan fabrikada, zamanla 1000 MW’ye kadar üretim hedefleniyor. Yaklaşık 1000 kişilik bir istihdamın planlandığı fabrika, Türkiye’deki en büyük güneş paneli fabrikalarından biri olacak.

Güneş paneli alanı metal sektöründeki otomotiv vb. alanların tersine elektrik-elektronik sektörüne benzer şekilde kadın işçi sayısının yoğun olduğu alanlardan birini oluşturuyor.

Tüm bunlardan hareketle Türkiye ekonomisinin motor gücü olarak tanımladığımız ve özellikle yöneldiğimiz metal sektörünün bu yeni alanını, sermayenin verdiği önemi de göz önünde bulundurarak önümüze almak ve bu gözle değerlendirmek gerekmektedir.

Tuzla’dan sınıf devrimcileri