9 Şubat 2018
Sayı: KB 2018/06

İşçi-emekçi barikatlarını yükseltelim!
Kirli savaşın kiralık kalemşörleri
Sosyal demokrasinin sözde savaş karşıtlığı
“Yaşamdan, barıştan yana tutumumuzu sürdürüyoruz!”
Tabutluk hücrelere sağlıklı girip tabutta çıkmak
Hapisanelerde sürece yayılan katliam
Metal işçilerinin birliği ve mücadelesi kazanacak!
10 Şubat 2014, Greif: İşgal, Grev, Direniş!
Onursuzluk dayatmalarına ve sömürüye karşı direnişi ve mücadeleyi büyütelim
Ekim Devrimi, işçi sınıfı ve sınıf örgütleri
Kapitalist kriz, siyasal gericilik ve sınıf mücadeleleri
Emperyalist savaş ve saldırganlığa karşı birleşik devrimci direniş!
Almanya’da metal TİS’lerinde anlaşma
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken… / IV
Liseliler birliğe, mücadeleye!
Çocuk işçiliğin yasal hali: Çıraklık!
Yeni bir sendikal hareket için ileri!
“Birleşirsek tok, birleşmezsek yok oluruz!”
Greif İşgali işçi sınıfına yürünmesi gereken yolu gösteriyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Almanya’da metal TİS’lerinde anlaşma

 

Almanya’da metal işçilerinin toplu iş sözleşme görüşmeleri, 5 Şubat Pazartesi başlatılan ve toplam 16 saat süren bir pazarlığın ardından anlaşma ile sonuçlandı. 2 Şubat 2018 tarihinde başlatılan uyarı grevleri dalgası 2 saatlik olarak başlamış, geçtiğimiz günlerde 24 saate çıkarılmıştı. Grev hareketinin giderek yeni alanlara yayılması, diğer sektörlerdeki işçilerin destek ve dayanışmasının da devreye girmesi, gitgide kitleselleşmesi ve en önemlisi de işçilerin taleplerini elde etmek konusundaki kararlılığı, hem metal patronlarını hem de sendika bürokratlarını hayli ürküttü.

Metal ve elektronik patronları “Sendika gereksiz ve maliyetli grevler yapıyor. Günde milyonlarca avro zarar söz konusu. Bundan vazgeçilmesi lazım” diyerek, sendika bürokratlarına daha fazla büyümeden grevlere son verilmesi çağrısı yaptı. IG Metall Başkanı Jörg Hofmann bu çağrıya “Amacımız grevleri büyütmeden sonuç almaktır” diyerek karşılık verdi.

5 turluk görüşmenin ardından nihayet anlaşma sağlanmış bulunuyor. Bilindiği gibi metal işçileri maaşlarına yüzde 6 oranlı bir zam ve çalışma sürelerinin 2 yıl için 28 saat olarak sınırlandırılmasını talep ediyorlardı. Yapılan anlaşma ile maaşlara yüzde 4,3 oranlı bir zam öngörülürken çalışma süreleri de 28 saat olacak.

Zam oranı devede kulak!

Sendika bürokratları anlaşmayı, her zaman yaptıkları gibi, günün koşullarında yapılmış başarılı bir anlaşma olarak niteledi. Nedir ki, gerçek böyle değil; metal ve elektronik sektörünün özellikle son iki yıl içinde yaptığı devasa kârlar düşünüldüğünde, bu zam devede kulak kalmaktadır. Söz konusu zam; işçilerin ev kiraları, beslenme ve diğer masraflarını karşılamaktan hayli uzaktır. Tarafsız gözlemciler bile gerçek zam oranının yüzde 10-15 olması gerektiğini belirtiyor ve bunun patronları “sarsmayacağını” savunuyorlar.

Patronlar isterse 28 saati 40’a da çıkarabilecek!

Yapılan anlaşma esas olarak metal patronlarının lehine değişiklikleri içeriyor. Bu açıdan, 28 saat olarak belirlenen haftalık çalışma süresi, muğlak bir durumu ifade etmektedir. Zira, metal patronlarına, “ihtiyaç var” diyerek bu süreyi 40 saate çıkarabilme hakkı tanınmıştır. Metal ve elektronik patronlarının bu durumda ne yapacağını kestirmek zor değil.

İşçilerin nasıl tepki vereceği merak konusu

Taraflar arasında sağlanan uzlaşma bu hafta içinde bölge toplu sözleşme komisyonlarında ele alınacak. IG Metall genel merkezi, komisyonlara anlaşmayı olduğu gibi kabul etme çağrısında bulundu. Metal işçilerinin bu anlaşmayı tepki ile karşılayacakları kesin, ancak nasıl bir tepki verecekleri merak konusu olarak duruyor.

Toplu sözleşme sonuçları kısaca şöyle:

- Ocak-Mart 2018 için bir sefere mahsus olmak üzere toplamda 100 avro ödenecek.

- Nisan 2018’den itibaren ücretlere yüzde 4,3 zam yapılacak.

- Temmuz 2019’da maaşın yüzde 27’si oranında ek 400 avro ödeme yapılacak. İsteyen işçiler bu yüzde 27’yi bir sene sonrasında zamana çevirebilecek. Bu 6 iş gününe karşılık geliyor. Bunun üstüne 2 gün de patron koyuyor. Böylece toplamda 8 gün ek izne dönüştürülebilecek.

- Dileyen çalışanlar en az 6 en fazla 2 sene olmak şartıyla haftalık çalışma saatini, ücretten feragat ederek, 28 saate düşürebilecek. Bunu yapabilmek için ailede bakıma muhtaç bireylerin olması veya işçinin vardiyalı çalışıyor olması gerekiyor.

- Birçok işletmeye şu anda en fazla 40 saat olan haftalık çalışma süresini arttırma hakkı tanındı.

 

 

 

 

Fransa’da öğrenciler ve eğitim emekçileri reformlara karşı sokaklarda

Lise ve üniversite öğrencileri ile öğretmenler, üniversiteye giriş için uygulanmak istenen yeni bakalorya projesinin kaldırılmasını talep etmek için sokaklara çıktılar.

İlk eylemlerini 1 Şubat günü gerçekleştiren öğrenciler ve eğitim emekçileri, 6 Şubat günü Fransa genelinde yeniden grev boykot ve eylemler düzenlediler.

Aralık ayında Ulusal Meclis tarafından kabul edilen yasa tasarısıyla eğitime ayrılan düşük kaynaklara ve üniversitelerde seçmelere yönelik uygulanmak istenen reformlara karşı sokaklara çıkan öğrenciler ve eğitim emekçileri, örgütlü oldukları SNES-FSU, FSU, FNEC FP-FO, FERC CGT, SUD Education, SGL, Solidaires étudiant-e-s, UNEF, UNL, UNL-SD, ASES ve SLU sendikalarının çağrısı ile 6 Şubat günü, başta başkent Paris olmak üzere, birçok yerdeki lise ve üniversitede grev ve blokaj eylemleri gerçekleştirdi. Ayrıca birçok kentte sokaklara çıkılarak yürüyüşler düzenlendi.

Paris’te saat 14.00’te Sorbonne üniversitesi yakınlarında bir araya gelen binlerce öğrenci ve eğitim emekçisi, buradan Eğitim Bakanlığı’na yürüdü. Yasanın geri çekilmesini talep eden pankart ve dövizler taşınan eylemde “Türk devlet faşizmine karşı öğrenci dayanışması! Efrîn yalnız değildir! Diren Efrîn!” şiarlı pankart ve YPJ-YPG flamaları da dikkat çekti.

Lyon, Strasbourg, Toulouse, Lille, Nice, Orléans, Clermont-Ferand, Limoges gibi birçok kentte de eylemler düzenlendi

Gazetemiz Kızıl Bayrak’a reformlar hakkında bilgi veren bir eğitim emekçisi şunları söyledi:

Liselerde reformun tasarrufu amaçladığı iddia ediliyor, bu da eğitimde kalitenin düşüşü anlamına geliyor, mesela eski bölümlerin yerine öğrenci kendisi seçim yapıp bazı dersleri kendisi seçecek. Oysa birçok öğrenci ve aile bunu yapabilme kapasitesinde değil. Eski sistemde bir netlik vardı. Ve sonuçta uzmanlaşma vardı. Bu birinci sorun. İkincisi sınav değişiyor. Eskiden göstermelik olsa da bir eşitlik vardı. Herkes aynı sınavı geçiyordu.

Böylece hocalar isterlerse öğrencileri çok iyi hazırlayıp büyük başarı alıyorlardı emekçi ve yabancı semtlerde. Hatta bu vesileyle bu okulların itibarı yükseliyordu. Yeni sistemde sınavın payı çok azalacak ve yerine sene boyunca testlerden aldığı notların ortalaması geçerli olacak. Bu da şu sonucu getirecek, emekçilerin yoğun olarak yaşadığı banliyö liselerine kimse güvenmeyecek. Çünkü seviyesi düşük eğitim vereceğiniz için diplomanızın değeri düşük gibi suçlamalar gelecek.”

Eylemlerin lokal inisiyatiflerle yapıldığını belirten eğitim emekçisi, “SNES’in çok büyük etkisi yok, en büyük sendika ama reformist sol çevreler dışında bir etkisi yok. Eylemler, işgaller ve grevler genellikle lokal inisiyatif” diye konuştu.

 
§