19 Ocak 2018
Sayı: KB 2018/03

Emperyalistlere ve savaş kundakçılarına geçit vermeyelim!
Düzen siyasetinin zor dönemi
Dinsel gericiliğe karşı mücadeleye!
İç savaş hazırlığı
AKP’nin sürdürülebilir yoksulluk politikası
Metalde kritik günler, kritik görevler!
MİB MYK Ocak Ayı Toplantısı: Değerlendirme ve kararlar!
DEV TEKSTİL Genel Meclisi tamamlandı
Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!
Klasik burjuva devrimleri üzerine - H. Fırat
Toplumsal patlama dinamikleri ve isyan dalgaları
Sudan’da “ekmek isyanı!”
Almanya’da metal uyarı grevleri
İran düşmanlığı Ortadoğu halkları için de tehdittir!
Eğitim alanındaki temel sorunlar
Mesleki eğitimde atölye ve staj sorunu
İstanbul MLB deneyimi
Kadının kurtuluşu sosyalizmde!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sudan’da “ekmek isyanı!”

 

Sudan, sokaklara çıkan yoksul halkın isyanıyla yeni yıla girdi. İşsizliğin, yoksulluğun, sefaletin, açlığın kol gezdiği bu ülkede, uygulanan IMF programları kapsamında temel tüketim maddelerine yüksek oranlı zamlar yapıldı. Örneğin ekmeğin fiyatı %200 arttı. Yılın son günlerinde açıklanan yüksek oranlı zamlar, “ekmek isyanı”nın fitilini ateşledi.

1989’da askeri darbe ile iktidarı ele geçirip dinci-dikta rejimi kuran Ömer El Beşir, kolluk kuvvetlerinin zorbalığıyla sokak gösterilerini ezmeye çalışıyor. Polis saldırılarına, yüzlerce kişinin tutuklanmasına rağmen başkent Hartum başta olmak üzere ülkenin birçok kentinde kitlesel sokak eylemleri sürüyor.

Komünist partisi etkin

Zamlara hayır!” şiarıyla sokaklara taşan yoksul emekçilerin talepleri karşılanmadığı gibi, gösteriler polis/asker zorbalığıyla engellenmek isteniyor. Ekonomik/sosyal taleplerin yanı sıra göstericiler, dinci-dikta rejimini hedef alan şiarlar da yükseltiyor. Muhaliflerin, gazetecilerin, insan hakları savunucularının zindanlara kapatıldığı Sudan’da, demokratik hak ve özgürlükler alanı iyice daraltılmıştı.

Zorba El Beşir rejiminin tüm baskılarına rağmen Sudan Komünist Partisi (SKP) ile diğer sol parti ve güçler, gösterilerde etkin bir rol oynayabiliyorlar. Nitekim son günlerde eylemler, SKP’nin de çağrısıyla gerçekleştiriliyor. SKP’nin yoksulluğa, açlığa, yolsuzluğa, rüşvete, zorbalığa karşı yükselttiği şiarlar, gösterilere katılan kitleler tarafından da benimseniyor.

Gösterilere toplumun geniş kesimlerinin katıldığı gözleniyor. İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, yaşlıların, gençlerin katıldığı gösteriler “ekmek isyanı” olmanın ötesine de geçmiş, dinci-dikta rejimini sıkıştırmaya başlamıştır. El Beşir’le anlaşmazlığa düştüğü için iktidardan dışlanan bazı İslamcı kesimlerin de son günlerde gösterilere katılmaya başladığı belirtiliyor. Gecikmeli de olsa İslamcıların katılımı, hareketin gelişme eğiliminde olduğuna işaret ediyor.

Dinci-dikta rejiminin demagojileri

29 yıldan beri bir kabus gibi halkın üstüne çöken El Beşir rejimi her muhalif hareketi zorbalıkla ezmiş, yolsuzluk ve rüşvet bataklığına saplanmış, Hıristiyanların yaşadığı Güney bölgesinin Sudan’dan koparılmasına neden olmuş, Darfur’da gerçekleştirdiği katliamlardan dolayı soykırım yapmakla suçlanmıştır.

El Beşir, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kararıyla soykırım suçundan aranıyor. Sudan, dinci-dikta rejiminin işlediği suçlardan dolayı ambargo kıskacına alınmış, bunun bedelini ise açlıkla yüz yüze bulunan yoksul halk ödemiştir.

Ekonomik krizin pençesine düşen dinci rejim, IMF ile anlaşarak faturayı yoksul halkın sırtına yıkmıştır. Halkın isyanından tedirgin olan bu yozlaşmış diktatör, “gösteriler dış güçler tarafından kışkırtılıyor” demagojisiyle yoksul halka saldırıyor.

El Beşir’in tek dostu Tayyip Erdoğan

Ekonomik, sosyal, siyasal krizler rejimi sıkıştırırken, El Beşir komşulara karşı saldırgan politika izleyerek dikkatleri “dış düşmanlar”a çekmeye çalışıyor. Mısır, Eritre gibi komşularıyla gerilimi tırmandırırken AKP şefi de devreye giriyor. İsyanın başlamasından birkaç gün önce Sudan’a uzun bir ziyaret gerçekleştiren T. Erdoğan, Sudan diktatörüyle çok sayıda anlaşmaya imza attı.

AKP şefinin ziyaretini dikkatle izleyen Sudan’ın komşuları, imzalanan anlaşmalardan duydukları rahatsızlığı açıkça dile getirdiler. T. Erdoğan’ın talebiyle Kızıldeniz’de bulunan Sevakin adasının Türkiye’ye tahsis edilmesi, Mısır tarafından “ulusal güvenlik için tehdit” sayıldı. Zira T. Erdoğan, uzun süre Osmanlı işgali altında kalan adada askeri üs kurmak istediğini de ilan etti.

İsyanın devamı kaçınılmaz görünüyor

T. Erdoğan’ın katkılarıyla Sudan ile komşuları arasında gerilimin tırmanmasını fırsat sayan El Beşir’in halkı terörize ederek isyanı bastırması kolay değil. Zira Sudan sokaklarını hareketlendiren işsizliktir, yoksulluktur, açlıktır, zorbalıktır, dinci rejimin gırtlağına kadar yolsuzluk ve rüşvete batmış olmasıdır. Bu koşullarda isyanın devam etmesi kaçınılmaz görünüyor.


 
§