17 Kasım 2017
Sayı: KB 2017/44

İşçi sınıfı baskıya, sömürüye ve kölelik dayatmalarına karşı çıkış yolu arıyor
Maden işçisi bu oyunları çok gördü!
Kuralsız çalışma kalıcılaşıyor!
MİB MYK Kasım 2017 Toplantısı
Ferro Döküm’de hakkını arayan işçiler işten atıldı
İstanbul’da kamu emekçilerinin direnişi sürüyor
“Savaşa, ranta, talana değil, sağlığa bütçe!”
Doymak bilmeyen sermayenin “yaratıcı” çözümü: Kıyı ötesi bankacılık!
Sermaye devletinin eskimeyen yalanı: “Milli otomobil”

“Türkiye internet özgürlüğünde hızla geriledi!”

TKİP 30. Yıl Konferansı gerçekleşti!
İstanbul’da “Gelecek mutlak sosyalizm!” etkinliği çağrıları
Eğitimde gericilik artarak devam ediyor
Gerici ve piyasacı eğitime “yeni” model!
Özgürlük devrimde, gelecek sosyalizmde!
İşte, evde, sokakta kadına yönelik şiddete karşı mücadeleye!
Asya-Pasifik’te “gerilim/işbirliği” ikilemi
El Suud krallığı savaş kışkırtıcılığından medet umuyor
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Maden işçisi bu oyunları çok gördü!

 

Geçtiğimiz günlerde 3 bin maden işçisi kendini yerin 250 metre altına ocağa kilitledi. Çıkartılan Torba Yasa ile özelleştirmelerin, kuralsızlığın, katliamların önü açılmak isteniyordu. Maden işçisi buna izin vermemek için eyleme geçti. 21 saat süren işgal eylemi “kazanımla” sonuçlandı. Peki neydi bu kazanım? Torba Yasa’da ne vardı, nasıl değişti?

Torba yasa’da değişiklik yalanı

Torba Yasa’nın 58. maddesi, “TTK ile TKİ uhdelerinde bulunan maden ruhsat sahalarını işletmeye, işlettirmeye, bunları bölerek yeni ruhsat talep etmeye ve bu ruhsatları ihale etmeye yetkilidir” demekteydi. Düzenlemeyi “Böylelikle, atıl vaziyetteki sahaların ekonomik, güvenli ve rantabl şekilde değerlendirilmesine olanak sağlanmaktadır. Ayrıca rödovans süreleri kısıtlı olduğundan dolayı iş sağlığı ve güvenliğine yönelik uzun vadeli modernize teknolojiye uygun yatırımlar yapılamamaktadır. Düzenleme ile belirtilen gerekçelere göre uzun vadeli yatırım yapılabilmesinin önü açılmaktadır” ifadeleriyle gerekçelendiriyorlardı.

Gerçekleştirilen eylem bu maddede değişiklik yapılmasını sağladı. Maddeye ek olarak “Ancak Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun halen kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşturulacak ruhsatlar bu madde kapsamında ihale edilemez” denildi. Yani yasa maddesinde esaslı bir değişiklik yapılmadı. Çünkü TTK’nın kendisi tarafından işletilen sadece 5 ocak kaldı. (Armutçuk, Amasra, Üzülmez, Karadon, Kozlu). Genel Müdürlük’te çalışanlarla beraber TTK’daki toplam işçi sayısı Eylül 2017 itibariyle 7 bin 613’tür. Sene sonunda 1.127 işçinin daha emekli olması bekleniyor. Yani sayı 6 bine düşecek. Önümüzdeki birkaç yıl içinde zaten TTK’ya bağlı işletmelerde ne işçi kalacak ne de açık ocak.

Bu 5 maden dışındaki birçok maden rödovansla işletilmekte. Torba Yasa ile “atıl vaziyetteki sahaların ekonomik, güvenli ve rantabl şekilde değerlendirilmesini” yani ranta açılmasını, birilerine peşkeş çekilmesini sağlayacaklar. Bütün bunlar işçinin emeği, canı, kanı pahasına yapılacaktır. Mevcut rödovanslı alanlarda sömürüyü katmerleştirmek için rödovansın kısıtlılığından şikayet etmeleri bunun kanıtıdır.

2017 itibariyle 29’u kamu, 600’ü özel sektör olmak üzere toplam 629 ocak vardır. Yani ocakların çoğu özelleştirilmiş durumdadır. Kamunun işlettiği 29 ocaktan da sadece 5’i TTK’nın kendisi tarafından doğrudan işletilmektedir. Bu veriler yapılan değişikliğin bir göz boyama olduğunu göstermektedir. Yapılan bugün için 7 bin 700 işçiyi (2001 yılı itibariyle 30 bine yakın işçi çalışmaktaydı) ve 5 ocağı kapsayan bir geri adımdır. Birkaç yıl içinde, yapılan değişiklik zaten hiç kimseyi kapsamayacaktır.

Para cezası saldırısı

Sermaye devleti madencilerin haklı ve meşru eylemini kanun dışı ilan ederek 994 lira para cezası kesti. Ceza ile ilgili panolara asılan bildiride, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmeleri Kanunu’nun, “Kanun dışı grev ve lokavt konusu” ile ilgili 70’inci maddesi gerekçe gösterildi. Gelen tepkiler karşısında Genel Maden İşçileri Sendikası ise, ceza kararının “prosedür gereği” olduğunu söyleyerek madencilere ceza verilmeyeceği yönünde “anlaşma yapıldığını” iddia etti.

Prosedür gereği dahi olsa işçiye “yaptığın iş kanun dışıdır” denmektedir. Kesilen para cezası karşısında madenciye “sendika ağalarına şükret” mesajı verilmektedir.

Maden işçisi kendi gücüne güvenmelidir!

Hükümetin sözde değişikliği ve kesilen para cezası, işbirlikçi sendikanın tutumu maden işçisinin kendi gücüne güvenmesi gerektiğini bir kez daha göstermektedir. Kendi gücüne güvenerek 21 saat işgal eylemi gerçekleştiren maden işçisi, gerçek kazanımlar için inisiyatifi eline almalıdır. Bunun için bağımsız taban örgütlülüklerini ve komitelerini kurmalıdır. Yeni saldırılara ve sendika bürokratlarının satışına karşı hazırlıklı olmalıdır.

Beklemek, saldırıya da satışa da zemin hazırlamaktır. Torba Yasa’daki kısmi değişiklikler ve göz boyamalar yetmez. Torba Yasa çöpe gönderilmelidir. Özelleştirme saldırısına karşı maden işçileri eylem hattı oluşturmalıdır. Sağlanan ‘anlaşma’ geçicidir. Oyalamadır, taktiktir. Hedefleri açıktır; özelleştirmeleri gerçekleştirmek, düşük ücretlerle kölece çalıma koşullarını hayata geçirmek.

 

 

 

 

Kamuya ait madenler yine de özelleştirilecek

 

TTK’da çalışan binlerce işçinin eyleminin ardından, madenlerde özelleştirmelerin önünü açacak yasa maddesi 14 Kasım’da meclis genel kurulunda söz verildiği öne sürülen “değişiklik” ile birlikte kabul edildi.

Buna göre, TTK ve TKİ’ye, kendi maden sahalarının ruhsatlarını özel şirketlere ihale etme yetkisi veren maddeye şu ifadeler eklendi: “Ancak Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun halen kendisi tarafından doğrudan işletilen işletme izin alanlarında oluşturulacak ruhsatlar bu madde kapsamında ihale edilemez.”

TTK ve TKİ’nin işletmediği madenlere peşkeş izni

Yapılan değişikliğin ardından, kamuya ait maden sahalarının özelleştirilmesinin önü yine de açılmış oldu. Bu değişiklik yalnızca, TTK’nın doğrudan işlettiği madenlerin bu yasa maddesiyle özelleştirilmesine sınır getirmiş oldu. Zira söz konusu yasa maddesinde yapılan sınırlı değişikliğin gerekçesinde de ‘madenlerin özelleştirilmemesi’ ya da ‘kamu tarafından işletilmesi’ vurguları yer almadı. Yüzeysel bir şekilde, halihazırda TTK’nın işlettiği bir madenin “üretim yapısının korunması” hedefi dile getirildi. Gerekçede şu ifadeler yer aldı:

Önerge ile halihazırda TTK tarafından doğrudan işletilen maden alanları kendi uhdesinde kalarak ayrıca ruhsatlandırılıp üretim faaliyetlerine aynı şekilde devam etmesi amaçlanmaktadır. Böylece mevcut üretim yapısının korunması ve istihdamın devamı sağlanmış olacaktır.”

Bu ise, sermaye devletinin TTK madenlerini zarar ettirme, çalışma koşullarını kötüleştirme ve sömürüyü arttırma, özelleştirmenin önünü açma politikalarının aynen devam edeceğine işaret ediyor.

 

 

 

 

AKP’den madencilere ret

 

Torba Yasa’da yer alan maddeyle TTK ve TKİ’ye bağlı madenlerin özelleştirilmesinin gündeme gelmesi, madenciler tarafından tepkiyle karşılanmış, geçtiğimiz günlerde Zonguldak’ta ve Bartın’da ocaktan çıkmama eylemi yapılmıştı.

AKP’nin madencileri aldatmaya yönelik sözlerinin foyasının ortaya çıkması ise çok uzun sürmedi. Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) madenlerin özelleştirilmesi, taşeron sistemi, güvencesiz çalışma gibi maden işçilerinin sorunlarının çözülmesi amacıyla meclise sunduğu araştırma önergesi, AKP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

 
§