3 Kasım 2017
Sayı: KB 2017/42

Gelecek mutlak sosyalizm!
Mafyalaşmış devlet geleneği sürüyor, sistem çürüyor!
Eski aktöre “yeni görev”
Tek tipleştirilmeye teslim olmayacağız!
Zafer pasif değil, aktif direniştedir!
“Baskıya ve güvencesizliğe karşı tek çözüm direnmektir”
Gülmen ve Özakça’nın doktoru uyardı: Her an her şey olabilir!
Torba yasadan madencinin payına ceset torbaları düşecek!
“Devrimci partinin varlığı devrime hazırlığın ve devrimin geleceğidir!
DEV TEKSTİL GMYK Toplantısı Sonuç Bildirgesi
İş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye!
Birleşik Metal-İş’te neler oluyor?
Bir sömürü cenneti Mercedes-Benz
Şanlı devrimin, devrimci kadınları!
YÖK ve YÖK düzenine karşı 6 Kasım’da alanlara…
MEB’den öğrencilere baraka, sermayeye rant alanı
Bağımsızlık referandumları ve kapitalizmin çürümüşlüğü
Her yerin şarkısı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İş cinayetlerine karşı örgütlü mücadeleye!

 

Sermaye düzeninin çarkları işçi kanı ile dönmeye devam ediyor. Şırnak'taki ölüm madenleri, Tüpraş'ta patlama sonucu yaşamını yitiren 4 işçi... Her zaman dediklerinin tam tersini yapanlar 13 Mayıs-12 Eylül arasında gerçekleştirdikleri "sıfır kaza projesi"nde de bu geleneklerini bırakmadılar. Hükümetin hazırladığı sıfır kaza projesinin tarihleri içinde en az 753 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Bu cinayetlerin en az 167'si, projenin eksenini oluşturan inşaat sektöründe yaşandı. Genel olarak baktığımızda 2017'nin ilk 9 ayında en az 1485 işçi iş cinayetine kurban gitti. En az diyoruz çünkü bu rakamlar sadece İSİG Meclisi’nin elde ettiği veriler. Zira sermaye devleti gerçekleri gizlemekte.

OHAL işçi düşmanlığıdır

Yine verileri incelediğimizde iş cinayetlerinin 2013'ten bugüne sistemli bir şekilde arttığını görüyoruz. 2017 ise, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en fazla iş cinayetinin yaşandığı yıl olarak karşımıza çıkıyor. Son bir yılda Türkiye siyasetinde belirleyici olan OHAL ile birlikte işçi düşmanı yasalar tek gecede, tek bir KHK ile geçirilirken OHAL sürecinde iş cinayetleri yüzde 9 oranında arttı.

Türkiye, Avrupa'da iş cinayetlerinde birinci olsa da, bu durum salt Türkiye'ye özgü de değil. Örneğin dünyanın büyük ekonomileri arasında yer alan Japonya'da aşırı çalışmaya bağlı ani ölüm anlamına gelen Koroshi çok yaygın. Japonya'da resmi verilere göre her yıl 400 Koroshi ölümü var, ancak sendikalara göre bu sayı 20 bini buluyor. Japon çalışma rejimi ise tüm dünyada patronlar tarafından oturtulmaya çalışılıyor. Romanya, Fransa, Letonya, Avusturya gibi ülkeler de Avrupa'da iş cinayetlerinde başı çekiyor.

İş cinayetleri kapitalizmin yapısal bir sorunudur

Dünya genelinde ekonomide görülen kırılgan ve belirsiz tablo sermayenin, emek üzerine fazla yük bindirmesine neden oluyor. Her zaman azami kâr hedefi ile hareket eden kapitalistler, maliyeti düşürmek için daha uzun sürelerde, daha az sayıdaki işçiyi, daha ucuza çalıştırıyor. Kapitalizmin ilk dönemlerinde günde 16-18 saat vahşice çalıştırılan işçiler, bugün teknik ve üretim araçlarında yaşanan gelişmeye rağmen yine günde 10-12 saat, fazla üretim baskısı altında çalıştırılıyor. Önünde akan bandın ritmine tabi olan, çalıştırdığı makinenin basit bir parçası haline gelen işçi açlıkla, yoksullukla terbiye ediliyor. Artık gelişen otomasyon sayesinde işlerini daha az sayıda işçi ile görebilen patronlar, işçiyi, yarattığı yedek emek ordusuyla kölece çalışma koşullarına razı ediyor.

Örgütsüzlük iş cinayetlerine kapı aralıyor

Tekrar verilere bakacak olursak, iş cinayetlerinin sendikalaşma/örgütlenme oranı arttıkça düştüğünü görüyoruz. Türkiye'de son yıllarda iş cinayetlerinin katlanarak artmasının arkasında yatan nedenlerden biri de budur. İşçi sınıfının örgütlülük oranının en düşük seyrettiği dönemlerden geçiyoruz. Sınıfın örgütsüzlüğünden güç alanlar, esnek ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırıyor, ağır çalışma koşullarını dayatıyor. Bunlar birleştiğinde de iş cinayetlerinin nesnel zemini oluşuyor.

İş cinayetlerini önlemenin yolu işçilerin birliğindedir

İş cinayetlerini önlemenin yolu taşeronlaştırmaya, esnek ve güvencesiz çalıştırılmaya karşı örgütlü mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. İş cinayetleri kapitalizmin kendisi ortadan kalkmadan tam olarak yok edilemeyecek olsa da, madenlerde, tersanelerde, inşaatlarda, fabrikalarda yitirdiğimiz işçi kardeşlerimizin hesabını sormanın da, yeni cinayetleri önlemenin de tek koşulu budur.

* İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin hazırladığı verilerden yararlanılmıştır.

Y. Leyla

 

 

 

 

Tüpraş'ta bilirkişi raporu: Denetim ve gaz ölçümü yapılmadı!

 

Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (Tüpraş) İzmir Rafinerisi'nde, 11 Ekim'de 10 bin metreküplük nafta tankında meydana gelen patlamayla Kemal Şaşmazer, Yusuf Kepenek, Mehmet Dere ve Mehmet Karademir isimli işçiler hayatını kaybetmişti. Savcılık, iş cinayeti sonrası 5 kişilik bilirkişi heyetinden patlamayı inceleyip rapor hazırlamalarını istedi.

Savcının bilirkişiden istediği raporda nafta tankında biriken gazın, burada işçilerin kıvılcım çıkaran tel uçlu spiralle çalışması nedeniyle patladığı ve yakıttan da yangın çıktığı bilgisi yer aldı.

Raporda ayrıca; en ağır kusurlunun, tankların bakım işini üstlenen 'BEKA Proje' isimli firma olduğu kaydedildi. Firma ile Tüpraş arasındaki koordinasyonu sağlamakla görevli Tüpraş’ın saha denetçisi ve teknik işlerden sorumlu başmühendisinin de yine ağır kusurlu olduğu raporda yer aldı. Bakım izin belgesi düzenlenen tankta çalışma başlatılmadan önce işçilerin bulunacağı alanda gerekli denetleme ve gaz ölçümünün yapılmadığı raporda yazıldı.

Raporu inceleyen savcılık, ihmal ve öngörülerin, alt birimlerdeki kişilerce üstlerine iletilip, iletilmediğinin tespit edilmesi için detaylı ek rapor istedi.

Patlama sonrası gözaltına alınan 7 şüpheliden taşeron firma 'Beka Proje'nin sahibi Bedrettin Karataş, işletme emniyet uzmanı Esfet Bilici, montaj ustabaşı Ali Battal ve şantiye müdürü Muhammed Hulusi Gözüak tutuklandı. Bilirkişi raporları sonrası daha önce adli kontrol şartıyla serbest bırakılan başmühendis Mehmet Emin Tuna, yeniden gözaltına alınarak tutuklandı. Soruşturma kapsamında işletme mühendisi B.K. ile işletme başmühendisi K.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

 

 

 

 

Valeo’dan atılan işçi silahla fabrikayı bastı

 

Bursa Valeo fabrikasında geçirdiği iş kazasında parmaklarını kaybeden Naci Boyraz, tazminatı da gasp edilerek işten atılmıştı.

Tek başına fabrika önünde direnen Boyraz, Valeo yönetiminin taleplerine kulak tıkamasına artık tahammül edemeyerek 30 Ekim günü silahla fabrika önüne gitti.

Pompalı tüfekle havaya ateş eden Boyraz, işten atma saldırısını teşhir ederek haklarını istedi.

Yaklaşık bir saat boyunca süren eylem sonucunda Boyraz polisler tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü.


 
§