31 Mart 2017
Sayı: KB 2017/13

Kölelik dayatmalarına da, faşist zorbalığa da geçit yok!
Kamu emekçilerinin direnişi ve akademisyenler
Metal işçisi gücüne ve birliğine inanmalı
Metal TİS’lerine doğru
Grev hakkını savunmak için mücadeleye!
AKP’nin ‘Hayır’ çalışmaları
Burjuva siyasetin referandum ekseni
Sınıf devrimcilerinden referandum faaliyetleri
Burjuvazi için söz konusu çıkar ilişkileriyse gerisi teferruattır
Kazanımları korumak ve gerici ablukayı dağıtmak için fiili-meşru mücadele çizgisi
Siyasal gericilik ve kadınlar
İEKK’dan referandum gündemli toplantılar
Yeni Greifler’in, Metal Fırtınalar’ın yolu ‘Meslek Liseliler Birliği’nden geçer!
Filistin’de tek seçenek direniştir!
Yemen’den yansıyan barbarlık tablosu
Suriye’de yeni kanlı planlar
BİR-KAR’dan Almanya’da referandum gündemli paneller
“Genç Karl Marx” filmi ve bir kritik denemesi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

AKP’nin ‘Hayır’ çalışmaları

 

“Referandumda Hayır!” çalışmalarına yönelik AKP engellemeleri, çeşitli karalamalar eşliğinde devam ediyor. ‘Hayır’ çalışması yapanlar sürekli yasaklamalarla, fiziki saldırılarla engellenmenin yanı sıra aldatıcı söylemlerle, çeşitli karalamalarla da karşı karşıya kalıyorlar. Erdoğan ve diğer AKP’li yetkililer sıklıkla komplo teorileriyle propaganda yapıyorlar. Belli ki Nazi Almanya’sında Hitler’in Propaganda Bakanı Goebbels’in yolundan gidiyor, Goebbels’in taktikleri olarak bilinen şu ilkelerden hareket ediyorlar:

İnsanların beyin tembelliğine dayanarak hareket edin”, “Bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, halk o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser”, “Yalan söyleyin mutlaka inanan çıkacaktır”, “Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur”, “Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin”, “Bana vicdansız bir medya verin, size bilinçsiz bir halk sunayım”, “Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyi onun üzerine yıkın”, “Önemli olan aydınlar değil kitlelerdir. Çünkü onları kandırmak kolaydır” vb…

Bu açıdan bakıldığında AKP’lilerin Goebbels’in “başarılı” öğrencileri oldukları ortaya çıkıyor. Örneğin referandumda ‘Hayır’ demenin “teröristlikle” eş değer tutulacağına dair açıklamalar sürekli en yetkili ağızlardan yapılıyor. Bu koroya son olarak Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli katıldı. Canikli, ellerinde istihbarat raporları olduğunu belirterek, IŞİD’in Türkiye’de gizlice ‘Hayır’ kampanyası yürüttüğünü öne sürdü. Ayrıca ‘Hayır’ kampanyası yürütenlerin büyük bölümünün “gayri milli” olduğunu iddia etti. Öte yandan komplo teorileri eşliğinde CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak; “Kılıçdaroğlu’nu, şu anda CHP’yi, maalesef büyük oranda Almanya derin devleti yönetiyor. Bunu açıkça söylüyoruz. Bu biliniyor. Açıktan söylemenin bir mahsuru yok. Onlarla çok yakın ilişki içerisinde. Onların talimatı ile hareket ediyor” dedi.

Gerici-faşistler ‘Evet’ cephesini genişletmek için “büyük yalanlardan” medet ummaya devam ediyorlar. Bunun son örneği ikinci Kabataş yalanı olarak görülen, “başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar” yalanıdır. İlkini Haziran Direnişi sırasında “başörtülü kızımıza saldırdılar” diye sunmuşlardı. Antalya’da ‘Evet’ broşürünü almak istemeyince AKP’liler tarafından darp edilen ve adliyeye çıkarıldıktan sonra bırakılan kadınlar için Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AKP Gençlik Kolları’nca açılan standa saldırı olduğunu iddia ederek, “Hayırcı bir grup gelmiş ve orada başörtülü kızlarımızın başörtüsünü zorla çıkarmışlar. Bu insanlık mı?” dedi. Ancak bu yalanın pek de alıcısı çıkmadı.

Öte yandan medyayı gerici propagandaları için etkin bir şekilde kullanıyorlar. Zaten muhalif olan medyalar kapatılmış, gazeteciler tutuklanmış, kitlelerin haber alma özgürlükleri ellerinden alınmış haldedir. Geriye kalan medya kurumları ise ya yandaştır ya da çeşitli baskılar altındadır. Bu gerçek, referandum öncesi halkın bilgi alma özgürlüğü çerçevesinde televizyon kanallarına ilişkin araştırma yapan Demokrasi İçin Birlik tarafından yapılan çalışmalara şöyle yansımaktadır:

Kamu kanalı TRT1 ve aralarında Kanal D, CNN Türk, Fox TV, HaberTürk’ün bulunduğu 17 ulusal televizyon kanalının yayınları incelenerek yapılan araştırmada muhalif seslerin görünmediği ortaya çıkmaktadır. Buna göre, 01-10 Mart 2017 tarihleri arasında referanduma dair haber bültenlerinde, miting ve konuşmalarla ilgili haberlerde: Cumhurbaşkanlığına 53,5, AKP’ye 83, MHP’ye 14,5 saat ayrılırken CHP’ye 17 saat, HDP’ye ise yalnızca 33 dakika ayrıldı.

01-20 Mart 2017 arası canlı yayınlarda: Cumhurbaşkanlığına 169, AKP’ye 301,5 saat ayrılırken MHP’ye ayrılan süre 15,5 saat. Referandumda hayır diyeceklerini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi’ne 45,5 saat ayrılırken, Halkların Demokratik Partisi’ne hiç yer verilmedi.

AKP’nin ‘Hayır’ korkusu her şeyi yaptırıyor!

AKP referandumda ‘Hayır’ çalışması yapanların önüne engel çıkartmak için tüm imkanları kullanıyor. Bu yollardan biri de ellerinde tuttukları “hukuki” imkanlardır. Örneğin medyayı tümüyle kendi hizmetlerine amade edebilmek için “hukuki” alt yapıyı önceden hazırlamışlardı. Yüksek Seçim Kurulu, özel TV ve radyolara, “eşitlik ilkesini de içeren esaslara aykırı yayın yapması” halinde verilmesi öngörülen yayın durdurma ve para cezalarını içeren maddeyi, Şubat ayında yayınlanan 687 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle yürürlükten kaldırmıştı.

Öte yandan HDP’li ve CHP’lilerden sandık görevlisi olmak isteyenler, AKP’nin başvurularıyla YSK tarafından engellenmektedir. Mardin, Batman ve Siirt’te toplam 164 HDP’li ve CHP’linin sandık başkanlığı ve üyeliği çeşitli gerekçelerle iptal edildi. Bu gerekçeler “soruşturmaları olduğu”, “örgütle ilişkilendirildikleri” ve “saygın kişilik olmadıkları”, “iyi ün sahibi olmadıkları” vb. şeklinde sıralanıyor. Hatay Dörtyol’da, Urfa Viranşehir’de, Hakkari Merkez ilçesinde, İstanbul Sancaktepe ilçesinde, Adana Seyhan ilçesinde, Maraş’ta sandık kurulu üye listeleri de çeşitli gerekçelerle kabul edilmiyor, hatta seçim listelerindeki isimler gözaltına alınıp tutuklanıyor. Kürt illerinde ise seçim sandıkları korucu köylerinde birleştirilerek engelleme girişimleri devam ediyor. Bitlis İl Seçim Kurul Başkanlığı, Tatvan Emniyet ve Jandarma Müdürlükleri’nden gelen sandık birleştirme talebini kabul etti.

Öte yandan ‘Hayır’ bildirileri dağıtanlar, afiş asanlar çeşitli illerde sürekli gözaltına alınıyor, toplantılarına izin verilmiyor. Hatta Ankara’da olduğu gibi liseliler silahla tehdit ediliyor, ajanlığa zorlanıyor. Şırnak’ın Silopi ilçesinde olduğu gibi çalışma yürüten AKP’lilere polisler de ‘Evet’ broşürü dağıtarak destek veriyor. Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’ın referandum mitingleri öncesi “önleyici gözaltı” adı altında muhalif güçler gözaltına alınıyor. Devletin kolluk gücü devreye girmediğinde sivil faşist çeteler devreye giriyor, ‘Hayır’ çalışması yapanlar bıçaklı saldırılara uğruyor.

‘Hayır’ çalışmalarına karşı AKP’nin yoğun mesailerine dair örnekler çoğaltılabilir. Bunların yanında tüm devlet kurumlarının tüm imkanlarıyla ‘Evet’ çalışmasına hizmet ettiğini, kamu kaynaklarının ‘Evet’ kampanyası için kullanıldığını vurgulamak gerekmektedir. Camilere propaganda amaçlı ‘Evet’ afişleri asılıyor, AKP’li okul yönetimleri öğrencilere ‘Evet’ bildirileri dağıttırıyor, Edirnekapı’daki tarihi surlara ‘Evet’ pankartları asılıyor, AKP milletvekilleri yurtlarda ‘Evet’ konferansları düzenliyor vb. Tüm bunlar AKP’nin ‘Hayır’ korkusunun derinliğini gösterdiği kadar, kendisinin ne denli gayrimeşru olduğuna da ışık tutmaktadır.

 
§