24 Mart 2017
Sayı: KB 2017/12

Referandumdan 1 Mayıs’a...
Referandum ve sendikaların tutumu
İşsizlik, kapitalizmin “velinimeti”
Kamu emekçileri direniyor!
Referandum ve sosyalizmin güncelliği
“Dinler savaşı”ndan medet ummak…
Newroz ateşi Türkiye’nin dört bir yanında yakıldı
Dinci-gerici iktidarın Alevi düşmanlığı
AKP’nin “Nazi” benzetmesi ve kendi kirli sicili
“Aklın, vicdanın, bilimin onaylamadığını yargı onaylamış; bizim için yok hükmünde!”
Gündemdeki referandum üzerine - H. Fırat
Emekçi kadınlar AKP’nin yalanlarına prim vermemelidir
Kürt ve kadın olmak
Hem ucuz, hem de köle bir nesil yaratmak için çalışıyorlar
Tarikat yurtlarında yaşananlar
Suriye’ye karşı savaş yedinci yılında
Hollanda seçimleri ve Avrupa’daki yankıları
Balkanlar’da büyüyen kriz ve savaş olasılığı
Bir savaş andı: Kızıldere!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hem ucuz, hem de köle bir nesil yaratmak için çalışıyorlar

 

Her sistem kendi insan tipini yaratır. Zira bir zihniyet ve davranış bütünlüğü var etme sorunudur ortada olan. Eğitim alanı egemenler tarafından tam da bu nedenle hep önemsenmiştir.

Bugün bakıldığında dinci iktidarın eğitime yaptığı yatırımların başını imam hatip liseleri ve meslek liselerinin çektiği görülmektedir. Bu nedensiz değildir çünkü; dinci-gericilik bir yandan kendi toplumsal zeminini güçlendirmeye çalışırken, bir yandan da sermayenin ihtiyaç duyduğu ucuz iş gücü ihtiyacını karşılamak için uğraşmaktadır. Yakın zamanda eğitim müfredatının daha da gericileştirildiği düşünülürse, dinci iktidarın toplumun geleceğini nasıl şekillendirmek istediği rahatlıkla görülebilir.

***

Eğitimin kendi içerisindeki değişim ve evrimi bile bize net bir tablo sunmaktadır. Eğitim sürecinin piyasa koşullarına bağlanması ve belirlenmesi 12 Eylül sonrasında hızlandırılmıştır. Dünyada ise bu süreç '70’li yıllarda başlamıştır. Neo-liberal saldırıların yoğunlaşması ve eğitimin “hizmet” kapsamına alınması bu sürecin özüdür. 12 Eylül ile birlikte Türkiye’de eğitim yarı kamusal bir alan olarak tanımlanmıştır. Çünkü sermayenin ihtiyaçları belirleyicidir. Burjuvazinin çıkar ve ihtiyaçları çerçevesinde her süreçte yenilenen, değişen eğitim sistemi, ucuz iş gücü yaratmak için de etkin bir şekilde değerlendirilmiştir.

Lise ve üniversitelerde mesleki ve teknik eğitim alanında sermayeye teşvikler uygulanıyor. Birçok süreç sermaye ile birlikte planlanıyor, projelendiriliyor ve öğrencilerin önüne çıkartılıyor. Meslek liselerini “memleket meselesi” olarak görüyor ve buna uygun hareket ediyorlar. Bu ise tam anlamı ile öğrenciler için ‘ücretsiz kölelik’ anlamına geliyor. Patronlar için ucuz iş gücü kaynağı olan meslek liseleri eğitim alanında “tematik liseler”i uygularken sermayenin ihtiyacı olan iş kollarında üretim yapıyorlar. Öğrenciler hem atölyelerde ‘görünmeyen emek’ şeklinde üretim sürecinin, pazarın parçası oluyorlar hem de fabrikalarda “staj” adı altında sömürülüyorlar.

***

Geleceğin ve şimdinin uysal kölelerini yetiştirmek isteyen burjuvazi dinsel gericilik ile tüm gençliği kuşatma altına alırken kendi güvencesini de oluşturmaktadır. Dinsel gericilik salt zor yoluyla ayakta kalamaz. Üzerinde yükseldiği toplumsal dayanaklarını oluşturmak durumundadır. Bundan kaynaklı da “ağaç yaş iken eğilir” mantığı üzerinden gençliğe yönelmektedir.

Eğitimin gericileştirilmesi üzerinden yıllardır sistematik bir saldırı süreci işletildi. Adım adım işletilen bu süreçte yapılanlara kısaca bakalım:

-19. Milli Eğitim Şurası kararları ile bilimsel eğitime açıkça meydan okundu.

-Müfredat değişikliği üzerinden öğretim programlarına dinsel referanslar getirildi, ders kitapları ve yardımcı kitapların içeriğine yönelik müdahaleler gerçekleştirildi.

-Felsefe, bilim, sanat derslerinin sayısı azaltıldı, ders kitaplarına ve yardımcı kitaplara dini ifadeler yerleştirildi.

-Otizmli çocuklara 2010’dan itibaren zorunlu din dersi getirildi.

-Okul öncesinde fiilen dini eğitim verilmeye başlandı.

-Eğitimde 4+4+4 dayatması ile “dindar” ve “itaatkar” nesil yetiştirme adımları hızlandı.

-İmam hatiplere ayrıcalık tanındı. Normal okullarda imam hatip sınıfları açıldı.

-Zorunlu din dersi ve ‘Zorunlu seçmeli’ din dersleri dayatması kalıcılaştırıldı.

-Okullara “mescit” zorunluluğu getirildi, üniversitelerde camiler inşa edildi.

-Reşit olmayan kız çocuklarına baş örtüsü serbestisi getirildi.

MEB, Diyanet ve dini vakıflar arasında işbirliği güçlendirildi, protokoller imzalandı.

-Karma eğitim hedef haline getirildi, sınıflar ayrılmaya başlandı.

-Osmanlıca eğitimini zorunlu hale getiren değişiklikler yapıldı.

Elbette tüm bu değişikliklerin ideolojik arka planı bulunmaktadır. Son müfredat değişikliği ise bu sürecin son önemli halkasını oluşturmaktadır.

***

Dinci-gerici iktidar kendisi açısından bir “eğitim destanı” yazdı. Gerici eğitimin tüm uygulamalarını sorunsuzca hayata geçirdiği bir dönemi yaşadı/yaşıyor. Bu dönem eğitim kurumlarında taciz ve tecavüz olaylarının en çok yaşandığı dönemdir. Bunun tesadüfi bir yanı yoktur. Eğitim kurumları da sistemin bir karikatürüdür. Kapitalizm baskı ve gericiliktir, eğitim kurumlarından yansıyan ise bunun sonuçlarıdır.

Hem ucuz, hem de köle bir nesil yaratmak için her türlü yöntemi kullanan sermaye düzenine karşı geleceğimize sahip çıkmak bir zorunluluktur. Bunun yolu ise örgütlü mücadeleden ve toplumsal muhalefetin yükseltilmesinden geçmektedir.

 

 

 

 

Devrimci gençlik faaliyetleri

 

Devrimci Gençlik Birliği (DGB) ve Devrimci Liseliler Birliği (DLB) yaptığı faaliyetlerle gençliği mücadeleye çağırmaya devam etti.

İzmir’de DGB’liler “Dinci faşist diktaya hayır, düzene karşı devrim!” şiarlı Geleceğin Sesi’nin yeni sayısını Bornova metroda üniversiteli ve liseli gençliğe ulaştırdı. Dağıtım esnasında yapılan ajitasyon konuşmalarında ise “Gerici piyasacı eğitime, soruşturmalara, ihraçlara, OHAL ve KHK’lara ‘Hayır’” denilerek, sadece sandığa gitmenin bu karanlıktan çıkış olmayacağına vurgu yapıldı ve gençlik mücadeleye çağrıldı.

9 Nisan’da yapılacak olan Meslek Liseliler Kurultayı’nın çalışmaları devam ediyor. Bu kapsamda Kadıköy ve Göztepe’deki meslek liselerinde anket çalışması ve bülten dağıtımı gerçekleştirildi.

DLB, İstanbul Avcılar’da yaptığı bildiri dağıtımları ve dergi satışıyla liselileri mücadeleye çağırdı. İlk olarak Avcılar’da bulunan bir meslek lisesinin çıkışında kurultayın çağrı bildirileri öğrencilere dağıtıldı. Öğrencilerle süreç hakkında ve meslek lisesinde yaşanan sorunlar üzerine sohbetler edildi. Meslek Liselilerin Sesi bülteninin yeni sayısı öğrencilere ulaştırıldı. Dağıtıma tahammül edemeyen okul yönetiminin polis ile işbirliği yaparak dağıtımı engelleyeceğini söylemesine karşın tok bir tutum alınarak dağıtım devam ettirildi. Dağıtımda kurultay için hazırlanmış anketler de liselilere ulaştırıldı.

Ayrıca Avcılar’da bulunan bir anadolu lisesindeki öğrencilere de DLB’nin “Gerici ve Piyasacı Eğitime Hayır!’’ başlıklı bildirisi ulaştırıldı. Dağıtım devam ederken faşistlerin dağıtımı engelleme girişimi boşa düşürüldü. Liselilerin neden ‘Hayır’ demesi gerektiği üzerine tartışmalar gerçekleştirildi. Dağıtımların ardından Avcılar’da gençliğin uğradığı kafeler gezildi. DLB’nin kurultaya çağrı bildirisi ve Liselilerin Sesi dergisi bırakıldı.


 
§